• ilk çıktığı dönemlere nazaran daha güvenli ve daha verimli çalışan sistemlerinin artık yapılabildiği alternatif yakıt sistemi. litresi an itibariyle 1.141.000tl. yani benzinin yarı fiyatına.

    benzine göre avantaj ve dezavantajları ise şöyle sıralanabilir;

    dezavantajları-olumsuzlukları:

    *benzinin yanma ısısı daha yüksek olduğundan, 1 depo benzinle yaptığınız kilometreyi 1 depo lpg ile yapamazsınız. 50-100 km(kullanıma göre değişir) daha az kilometre yapar.

    *enjeksiyonlu arabanızı lpg'ye çevirdiğinizde, arabanız artık karbüratörlü hale gelmiştir, bu da daha fazla gürültü, daha fazla yakıt sarfiyatı, daha fazla çevre kirliliği demektir(çiğ yakıt atma atraksiyonu)-(katalitik konvertörün iptali) (not: sıralı sistem lpg dönüşümü yapılmaması halinde)

    *arabanın içine sızabilen benzin kokusu, keskin, ayıltıcı ve uyarıcı olduğu halde, lpg kokusu bayıltıcı ve uyku getiricidir, özellikle uzun yolda ekstra dikkat etmeniz gereken mevzu haline gelir.

    *yerli parçalarla dönüşüm yaptırmak bu yukardaki dezavantajların olumsuzluk katsayısını artıracaktır.

    *yine yanma ısısıyla alakalı, lpg'li araçlarda ortlama 5-10 hp güç kaybı her tür araçta gözlenmiştir. bu da uzun yolda açık olan klima ile eşdeğer bir kayıptır.

    avantajları-olumlu yönleri-tavsiyeler:

    *aracınız ne olursa olsun ortalama %45-50 yakıt tasarrufu sağlar. aracınız daha az yakmaz ama litre fiyatından kazanırsınız. bir depo yakıtta kazanılan tasarruf, 60lt baz alındığında ortalama fiyatla 60-65 milyon civarıdır. ve bu kazanç sadece bir depoda kazandığınızdır. hemen kısa bir hesap yapalım; ayda ortalama 3 depo benzin harcayan biri > 65 milyon*3=195 milyon lira tasarruf etmiş olur. yılda > 195 milyon*12= 2 milyar 340 milyon eder.
    aracınızı kullandığınız yıla göre de hesaplandığında, milyarlarca lira cebinizde kalmış olur. bu da belli bir yıl ya da kilometre sonunda (avrupada yapılan testlerde lpg li renault clio otomobilin 400.000 km masrafsız gittiğini göstermiştir ama bu her marka ve modelde aynı uyumu sağlayacak anlamına gelmemelidir.) aracınızda oluşacak ciddi de olsa problemin çözümü için gerekli parayı çıkarttığı anlamına gelmektedir. yani yılda 2 milyar 340 milyon kira veridğinizi düşünürseniz bu parayı sadece aracınızın yakıtından çıkartabilirsiniz. kişisel olarak başka hiçbir tasarruf bu parayı çıkartmayacaktır(sigarayı bırakmak dahil).

    *ilk çıktığı dönemlerde sıkça karşılaşılan güvenlik problemleri, artık daha kaliteli parça kullanımı ve dönüşüm hizmetleriyle aşılmış benzinden bile daha güvenli bir yakıt sistemine dönüşmüştür. göztepe mavi çarşı patlamasındaki görüntüleri hatırlayanlar, paramparça olmuş araçların bir kısmının lpg tanklarının, aynı bir kara kutu gibi hiç deforme olmadan aynen durduklarını hatırlayacaklardır. ancak bu güvenli sistem, kimi araç sahiplerinin yaptırdığı ucuz sistemlerle olmamaktadır.

    *lpg dönüşüm sistemini kabaca birkaç bölüme ayırırsak;
    -karbüratörlü araçlar için daha ucuz maliyetli sistemler (yaklaşık 200-350 milyon arasında değişmektedir- yerli parçalar kullanılmaktadır, garantisi yoktur, aracın problem çıkartma ihtimali yüksektir.)
    -enjeksiyonlu araçlar için biraz daha kaliteli sistemler (400-650 milyon arasında değişmektedir.)
    -enjeksiyonlu araçlar için tam güvenli sistemler (1000-2000 euro arasında değişmektedir-ki aracınızı sıfır kilometrede yeni aldıysanız bu tavsiye edilir. aracınız lpg den sonra bile enjeksiyon ve katalitik konvertör sistemini koruyacaktır, bu da yukarda belirtilen %45-50 tasarruf oranını 50-55 lere çekecektir.) bunlara sıralı sistem de denir. ekstra enjeksiyon beyni takılır aracınıza.

    *eskiden kullanılan lpg sistemlerinde araç lpg de çalıştırıldığından, motor soğukken bir hayli zarar görmekte idi. fakat şimdi kullanılan sistemlerde araçlar, otomatik olarak benzinde çalışmakta, 3000 deviri geçtikten sonra otomatik olarak lpg ye geçmektedir. bu da motor aşınmasını etkilemektedir. hatta sıralı sistemlerde aracın motoru belli bir sıcaklığa gelmeden sistem lpg'ye geçmemektedir.

    *mutlaka ve mutlaka arka tampon altından dolum sistemi taktırılmalıdır. lpg tankı dolduktan sonra, çekilen pompadan, az da olsa gaz dışarı püskürtülmektedir. bu gazın aracınızın bagajına dolmaması için dolum tertibatının aracın dışında olmasında fayda vardır.

    *hava kirliği için, lpg'nin benzinden daha sağlıklı olması da toplumumuzca az bilinen bir konudur. yeni model enjesiyonlu araçlar için kullanılan çok pahalı sistemleri, sadece ve sadece çevreye verdiği az zarardan dolayı ingiliz kraliyet sarayının makam otomobillerinde kullanıldığını söylemekte fayda vardır.

    *tank sistemlerine gelince; 30 lt'lik simit, 40, 60, 70 ve 110 lt'lik tanklar kullanılmaktadır. simit tanklar, aracın stepne yuvasına takıldığından, bagajdan tasarruf gibi gözükse de iskartaya çıkacak olan stepneniz bagajınızda daha fazla problem yaratacaktır. bu yüzden simit tankı önermem. 70lt lik tanklarda aracın fabrika çıkış ağırlık dizaynını değiştireceğinden orjinal büyüklükteki 40 ve 60lt'lik tanklar daha sağlıklı bir kullanım yaratacaktır. ancak kullanacağınız her depoda %10 güvenlik boşluğu kalacağından (sistem bu boşluğu kendi bırakır otomatik olarak) tabanca atınca, pompacının aracı sallayarak ekstra tankı doldurma çabasını şiddetle kınayınız. gerekirse-ki gerekiyor- o esnada eğilmiş olan pompacıya tekmek atınız. çünkü tanka daha fazla yakıt almak sakıncalı olduğu gibi takın şamandırasına da zarar verir.

    benzin dışında dizel motorla kıyaslayacak olursak;
    ford fiesta, renault clio, citroen c3 sınfıfındaki dizel araçlar hariç orta ve üst sınıftaki tüm dizel araçlardan daha ekonomiktir lpg li araçlar. x marka dizel aracın (orta sınıf) 34 milyar olduğunu varsayalım. aynı aracın benzinlisini de 30 milyar civarına almak mümkün olsun. aracı alırken fazladan vereceğiniz 4-5 milyarı kaydedelim.
    kmde'de şehiriçinde dizel 5.5 (ki bu ancak alt sınıf araçlarda erişebileceğiniz bir rakamdır ben yine de az vereyim) benzinde de 8-9-10 lt yaksın 100 km'de
    yani aracınız basit bir hesapla ; 5,5/100 x 2,5 (mazot litre fiyatı) 138 binlira yakar km'de. (bu rakamın aslında hiçbir orta sınıf dizelde yakamazsınız. en az 160-170 binlira yakacaklardır)
    benzilide ise aynı araç; 8/100 x 2,9 (benzin lt fiyatı) = 232 binlira yakacaktır.
    aynı aracı lpg'ye çevirdiğimizde; 8/100 x 1,5 (lpg litre fiyatı) = 120 bin lira ile hem benzin hem dizelden daha ucuz olduğunu göreceksiniz.
    ayda ortalama 2 depo mazot harcayan bir kullanıcı düşünelim.
    ve mazot tankı da 60 lt olsun.
    o halde; 60 x 2,5 ten = 150 ytl (bir depo fiyatı) ayda 2 depodan 150 x 2= 300 ytl sadece mazota para versin.
    aynı litreyi bir de lpg ile alalım.
    60 x 1,5 =90 ytl 90 x 2 = 180 ytl (aradaki km farkını da eklersek kabaca) düz 200 diyelim.
    ayda 2 depodan yılda = 3.600 ytl mazota vereceksiniz.
    lpg'de 2.400 ytl eder. aradaki fark 1.200 ytl. başta ödediğiniz 4-5.000 ytl yi de eklerseniz zararınız 2. yılda 10.000 ytl yi geçer. yaptığınız km size kar olarak dönmez. çünkü dizel aracı alırken ödediğiniz fazla para ilk yıl kendini amorti bile etmez.

    aracını, fabrikadan çıktığı haliyle elinde tutamayan toplumlarda daha sıkça kullanılan bir sistem gibi gözükse de, büyük petrol şirketlerinin(artık onlar da lpg pompası getirdiler o ayrı mevzu) baskısıyla-az gelişmiş ülkelerde devleti sermaye grupları yönetir- lpg muayene, bakım ve vergi fiyatları artırılsa da, lüks otomobil kullanıcıları tarafından gaz kuyruğunda beklemek aşağılayıcıymış gibi dursa da*, bazı otoparklarda 2. sınıf vatandaş muamelesi görse de, sağladığı kazanç düşünüldüğünde hiç de göz ardı edilmemesi gereken bir yakıt sistemidir. haa ferrarinize taktırmazsınız o ayrı.
  • ***********
    öncelikle ilk bölümü şurada
    ***********

    bindiğiniz arabanın markasının-modelinin-motor hacminin-sınıfının-segmenti ve vergi diliminin taktırmanızda zerre kriter olmadığı alternatif bir yakıt biçimidir.

    şimdi adam porsche panamera almış. hehehehe niye dizel aldın paran mı yok. git benzinli al diyor musunuz. onu alan yakıtını düşünmez diyor muyuz.

    otomobil üreticileri bile bunu düşünüyor; bmw eco motor üzerine trilyon arge harcıyor, ama sen yıllık verdiğin, binim masrafını azaltmak için (özellikle akaryakıtın pahalı olduğu bir ülke olmana rağmen) çaba sarfedeceğine bunu gurur meselesi, 2. sınıf araba muamelesi sanıp, o ne ya şahin misin olm sen lpg li araca mı binilir diyorsun. 5 tl ulan benzin. bir depo 300 tl'ye doluyor. ve adam istese mercedes c63 amg'ye binsin (100 km'de 26 litre yakıyor) yılda 18 bin tl vergi verse de, km'de 1,5 tl yakacağına 0,75 kuruş yakmayı tercih ediyor. etmeli. kar %10 olsa dediğin doğru ama yarısı ulan. kim etmez. arabanın ağzına sıçılmıyor korkma. yine bir küçük hesap yapalım;

    ayda 2 depo benzin harcıyorsun. 1.6 motor c segmentinde bir aile araban var. otomatik vites. en güzel spor olmayan bir sürüşle 100 km'de ortalama 8 litre yakarsın. (ister turbolu ol ister turbosuz, turbolu araçlar düzgün sürüldüğünde yakıt tasarrufu da sağlar)
    evet km'de 8 litre iyimser bir rakam bu da. istanbul trafiği dur kalk. hesap et. depon 60 litre olsun. ortalama benzin litresi şu an= 4,82 mi? 290 tl'ye deponu doldurdun. nakit vermedin tabi olm. karttan çektirdin. benzine nakit para verilir mi oha. böyle yapınca daha az acıtıyor. neyse 1 depo ile kaba bir hesapla ortalama 750 km yol yaparsın. (yapabilirsen haber ver bana. bu rakamı ancak dizel araçlarda görürsün ya neyse, fazla fazla olsun)

    8 litre ile 100 km gidersem
    60 litre ile kaç km yol giderim orantısından bulduk o 750'yi. ve 750 km boyunca hava yol lastik basıncı gibi önemli etkenlerin sabit kalacağını varsaydık. siz şöyle hesaplayın aracınızı; depoyu fulleyin. sayacı sıfırlayın. 200 km gidin. benzin alın. misal 150 tl ye depo doldu. hah ödediğiniz rakamı sayacınızdaki 200 km'ye bölün. o sizin 1 km'de yaktığınız rakamdır.

    ayda 2 depo harcadığını varsayalım; benzine ayda 290x2= 580 tl ödüyorsun.
    aynı km'yi lpg ile yaparsan 100 km'de 10 litre lpg harcarsın. bu da;
    1 litre lpg=2,40 tan; 10x2,40 = 24 kuruş eder.

    benzinde= 0,39 kuruş
    lpg'de = 0,24 kuruş

    yılda benzine harcadığın para= ayda 2 depodan; 6.960 tl
    yılda lpg'ye harcadığın para= ayda 2 depodan; 3.450 tl
    her yıl: kabaca 3 bin tl kar ediyorsun. bu paraya 2 yılda bir sıfır motor yaptırırsın. ki lpg kurumsuz daha temiz bir yakıt olduğundan aracın motoruna zarar vermez.

    ancak dikkat etmen gerekenler var; misal araban turboluysa, (vw için konuşuyorum tsi motorların bazılarına lpg takılırken bazı motor kodlarına lpg takılamamaktadır ve araç lpg harcarken aynı zaman da benzinden de tüketmektedir. burada birleşik maliyet yöntemi kullanılmalıdır. bir uzun yol testinde görüldü ki 1000 km lpg sürülen bir araç 75 tl'lik benzin tüketti. yani 15 litre benzin harcıyor tsi motor uzun yolda)

    gelelim maddi olmayan sebeplere;

    *avrupada çevre vergisinden muaf lpg li araçlar
    *çinin guangzhou bölgesinde çevre kirliliğini önlemek için nerdeyse lpgli aracı şart koşacak herifler. otobüs-taksi vs. zaten mecburen lpgli
    *lpg'li aracın tankı 67 bar patlama basıncına, 20g arka ve 8g de yanal çarpma kuvvetine dayanıklı üretiliyor. benzin tankları ise bundan çok daha dayanıksızdır. ne demek peki bu? dostum herhangi bir kazada bu tank seni ekstra korur demek. tabi sana çarpan askeri bir tank değilse*
    *evinizdeki tüpleri düşünün. hani doğalgaz gelmeden önce evlerimizde beraber yıllarca yaşadığımız tüpler. durup dururken patlıyorlar mıydı? hayır. ama ne zaman tehlike arz edip patlıyorlardı. evde yangın çıktığında. tüp aşırı ısınırsa dış bir etmenden elbette ki tehlike arz eder.

    yani lpg sisteminiz ab standartlarında yetkili servislerce takılmadıysa, sızdırmazlıgınızı sisteminizi periyodik aralıklarla kontrol ettirmiyorsanız herhangi bir sızıntıda elbette tehlike teşkil eder. evdeki tüpler patlayabilir çok tehlikeli diye eve sokmadığınız oldu mu hiç? neymiş herşeyini düzgün yaparsan 10 numara sistemmiş bu.

    1) bir depoda %35 ila %52 arasında yakıt tasarrufu sağlarsın (marka model ve takılan sisteme göre değişkenlik gösterir)
    2) çevreye daha az co2 salarsın

    fandango oto bostancı sanayi sitesi girişinde*
    lpg hakkındaki her türlü sorularınız itinayla cevaplandırılır.
  • türkiye'ye girişi 90'lı yıllara tekabül eder ama rahmetli babam, arabasının arkasına mavi ipragaz tüpünü yerleştirmek ve sanayideki ustaya tarif etmek suretiyle motoruna da şimdi hatırlayamayacağım işlemler yaptırarak ben ilkokuldaykene (82-87 arası bişey işte...) icat etmiştir.

    marşın orada bir düğme vardı, çevirince tüpe dönerdi. çevirme olan yolları bilir hep arka sokaklardan giderdik, e polis kontrolünde yakalanırsa maazallah... bir kere yakalanmış hatta, "evde tüp bitti de eve götürüyorum" demiş de, uyanmamış polis. keskin bir viraj dönerken bagajdaki tüpün yuvarlandığını duyardık, sonra ona da çare bulup takoz yaptı... bir de kayserili ya, "senin ford çok yakıyordur" diyenlere, "sorma ya, içiyor sanki şerefsiz" kabilinden şeyler söylerdi.
  • gelişen sistemiyle hiç bir motoru turşu etmeyen hadisedir.
    chevrolet, dacia, proton, fiat gibi üreticiler ülkemizde lpg dönüşümü yaptırdıkları araçları, showroomda, sıfır kilometre olarak satıp benzinlisine verdikleri garantinin aynısını verebiliyorlar. (bkz: baba arabaya komple garanti vermişler) ayrıca bu uygulama doğu avrupa ülkelerinde de oldukça yaygın. ya da herkesin bindiği toplu taşıma araçları man ve mercedes fabrikalarından doğrudan cng ile çalışarak çıkmaktadırlar. bu araçlar 50.000 değil 500.000 km yapıyorlar ama hiçbirinin motorunun turşusu çıkmıyor efendim.

    bunu ancak türkler yapar diye de fazla kasmayalım aha da buyrun elin almanlarının hangi otomobillere neler yaptığını gözümüzle görelim.

    http://www.lpghaber.com/…hpbb2/viewtopic.php?t=5540
    na buyrun 745'in v8'inin o güzelim silindirlerine acımadan lpg enjektörlerini saplayısaplayıvirmişler.

    http://www.lpghaber.com/…g-donusumu-topic-5548.html
    bu gerzek tüpçüler de acımadan sl500'ün kaportasını delip lpg dolumu için valf takmışlar.

    http://www.lpghaber.com/…hpbb2/viewtopic.php?t=5318
    efendim cayenne'nin 4.5 v8'ine de acımasızca saplanmış 8 adet enjektör.

    http://www.lpghaber.com/…hpbb2/viewtopic.php?t=4985
    likit petrol gazından hummer da nasibini alıyor.

    http://www.lpghaber.com/…hpbb2/viewtopic.php?t=3815
    burada da land rover'a dadanmış ibneler.

    neyse örnekler çoğaltılabilir. bunlar biraz da ekstrem çalışmalar. mevzu şudur ki lpg ve cng sistemleri gayet de kaliteli ve güvenlidirler. yeter ki doğru donanım ve montajdan şaşılmasın.

    bütçem güçlü bir dizeli almaya yetse gidip showroomdan çekeceğim altıma bir tane ama maalesef yetmiyor. bu durumdayken de dünyanın en pahalı benzinin satıldığı bir ülkede benzinli araç kullanacak kadar saf değilim, lpg kullanana laf söyleyecek kadar cahil hiç değilim...

    20 milyarı dünyanın en saçma arabası olan peugeot 206'ya verip gözüm benzin göstergesinde gezeceğime aynı parayı eşşek kadar büyük ve konforlu çok daha güçlü bir sedana verip lpg marifetiyle dertsiz tasasız gezerim. ağlamam da sızlamam da. ayrıca sokmuşum lan arabasına motor ömrü 50.000 km daha az olsun da adam gibi binebileyim ayda 500-600 milyon benzine para verip enayi gibi hissetmeyeyim bana yeter...

    hayır lpg'ye manyak gibi bok atışımızı gören de benzinin helalardan fışkırdığı arap memleketlerinde, galonunun 2 dolar olduğu amerikanyalarda yaşadığımızı sanacak. kendinize gelin arkadaşım benzinin litresi takribi 3.2 ytl ve şehir içinde en az tüketen araçlar 10 lt/100km gibi bir ortalamaya sahipler.
  • bu meleti taktırmak isteyen herkes aynı evrelerden geçiyor.

    1) her benzinlikte "gene gitti paracıklar" diye düşünürken, artık farklı bir yol aramak gerektiği düşünülür. lpg akla gelen ilk çözümdür.

    2) lpg ile ilgili hemen birilerine danışılır. ilk aşamada olumlu yorumlar pek dikkate alınmaz ama "performans düşüyor, o ne lan tüplü şahin mi kullancaksın? hiç güvenli değil, vb." gibi eleştiriler dikkate alınır. bir süre lpg eylem planı ertelenir.

    3) benzine yeni gelen zamlardan sonra, "hay sikerim performansını, güvenliğini" denerek, ilk lpg yetkilisiyle iletişime geçilir. araca lpg takılır.

    4) lpg takılan ilk günlerde benzinden sonra bedava kullanıyormuş hissi verir, lay lay lay gezilir. daha önce taktırmadığı için, pişman olunur.

    ...

    onu bunu bilmem türkiye gibi benzinin 4 lira'ya yaklaştığı bir ülkede kimse bana "performans düşüyor, motor sağlıklı çalışmıyor" falan demesin.

    ben bu lpg'yi taktırmadan önce ayda 300-400 arası bir benzin parası ödüyordum. şu an ise 200 lira civarı bir para ödüyorum. sadece buradan hareketle ayda 150 tl'den hesaplasak bir yılda 1800 tl kara geçmişim. kar ortada, ben deliler gibi araba kullanan biri değilim ki, benim için ekonomik olsun yeter. yetiyor da...

    ayrıca bugüne kadar da ne motordan yana bir sıkıntım oldu, ne performanstan yana... nazar değmesin, güzel bir birlikteliğimiz var.

    bugün aracı satsam, yeni bir benzinli araç alsam, aracı aldığım yer ile lpg kiti takacağım yer arasını bile zarar sayarım. ilk günden takar ve keyfime bakarım.

    lpg : 1,83 batı-gaz, 1,86 milangaz 1,89 aygaz
    benzin : 3,75

    daha ne olsun?
  • 2 kasım 2010 sabahına küfürle başlamamıza vesile olmuş gazdır. % 5 zam gelmiş litre satış fiyatına. peki neden ? petrolün varili 150 $ iken 2 tl altına satılabilen ürün, şimdi varil fiyatı 82 $ civarındayken neden satılamıyor ?
    cevabını ben vereyim yine :

    " çünkü sizin kitabınız yok, örtülü ödenekten doyurmanız gereken aç imansızlarınız bekliyor. "
  • temel olarak bütan ve propan karışımından oluşmaktadır. petrolün rafinerilerde işlenmesinden veya petrol veya doğalgazdan ayrıştırılarak elde edilir. renksiz ve kokusuzdur, zehirleme özelliği yoktur. bir kaçak halinde fark edilebilmesi için özel olarak kokulandırılmaktadır.

    atmosfer basıncında gaz halinde olup, basınç altında sıvılaştırılarak depolanır, tanklara ve tüplere doldurulup taşınır. stok tanklarına ve tüplere hacmin %80-85' ini aşmayacak oranda likit halde doldurulur, hacmin kalan %20' si buharlaşan lpg' den kaynaklanan gaz fazı halindedir. lpg kullanıldıkça azalan likit hacmi gaz fazı tarafından doldurulur.

    türkiye' de kullanılan lpg, %30 propan ve %70 bütan karışımından meydana gelmektedir. 2004 yılı başından itibaren otomotiv yakıtı olarak kullanılan lpg' ye uygulanmak üzere "ts en 589" sayılı standart yürürlüğe girmiştir.

    bu standarta göre;

    1- otogaz en az 89 oktan sayısına sahip olacaktır.
    2- ayrıca 40 derecede 9 bar işletme basıncını sağlayacaktır.
    3- kış mevsimi sayılan 1 ekim-31 mart tarihleri arasında -5 derecede 1,5 bar işletme basıncını sağlayacaktır.

    yukarıdaki şartları saglayacak karışımın en az %60 propan ihtiva etmesi gerekmektedir.

    lpg' nin buhar basınçları sıcaklıkla orantılı olarak artar. türkiye' de kullanılan lpg' nin buhar basıncı 15 derecede 3 bar civarında, 30 derecede 5 bar civarındadır. dolayısıyla lpg' li araçların lpg sistemindeki basınçları normal şartlar altında 5-6 bar' dan daha yüksek olmamaktadır.

    lpg de bütün diğer yakıtlar gibi yanıcıdır. hava ile %2 ila %8,7 oranlarındaki lpg karışımı, kapalı ortamlarda yanıcı ve patlayıcı bir karışım oluşturur. lpg' nin yanma aralığı, diğer gazlara göre daha dardır, ancak bu yanma aralığına diğer gazlara göre daha çabuk ulaşır ve atmosferde farkedilmesi zor olan yanıcı karışımlar meydana getirir. herhangi bir kaçak nedeniyle ortama birikmiş lpg' nin dağıtılması için zeminde hava sirkülasyonu yaratmak gerekir. en geçerli yöntem ise pülverize basınçlı su sıkılarak gazın dağıtılmasıdır.

    otomotiv sektörüne gelince;

    lpg yoğunluğu benzinden daha düşüktür ve benzine göre daha düşük bir sıcaklıkta buharlaşır.

    lpg nin sıvı halde kalabilmesi basınç altında tutulması gerekir.

    ron* ve mon* degerleri lpg nin benzine göre daha üstün bir vuruntu önleme gücüne sahip olduğunu göstermektedir.

    netice olarak, lpg çok yüksek vuruntu önleme özelliğine sahiptir ve lpg motorlarının gücü benzinlilere yakındır. brc markasının fiat ile yapmış olduğu oem montaj çalışması sırasında araçlar teste tabi tutulmuş ve bunun sonucunda benzin ile lpg arasındaki performans farkı yanlızca 5000 devirden sonra %4-5 oranında görülmüştür ve bu performans kaybı araç içindeki sürücünün hissedemeyeceği kadar düşüktür (zaten kim aracını 5000 devire kadar zorlayıp bağırttırma gereği duyar orası da tartışılır).

    benzinle çalışmada tam yük civarında karışım aşırı zengin olup yanma bozulmakta, co ve hc emisyonları artarken nox emisyonları azalmaktadır. lpg de ise tam yükte karışım fakir olup, co ve hc emisyonları düşmekte, buna karşılık nox artmaktadır. bu durum bazı çevrelerce yorumlanırken; nox değerlerindeki artışın benzinde olduğu gibi yanma esnasında oluşan yüksek sıcaklığa bağlanmaktadır. bilindiği gibi benzinde yanma sırasında sıcaklık ne kadar yüksek olursa nox emisyonları o ölçüde yüksek çıkmaktadır. lpg' de durum tamamen farklı olup, alt kalorifik güçlerden de görüldüğü gibi yanma esnasında silindirlerde daha fazla sıcaklık oluşması fiziken mümkün değildir.

    farklı yakıt kullanımında yanma odasında oluşabilecek sıcaklıklar açısından lpg veya doğalgaz benzine göre gerek volumetrik verim ve gerekse adyabatik alev sıcaklıkları açısından daha avantajlı görünmektedir. dolayısıyla bu yakıtlarla daha düşük sıcaklıklar ve daha düşük ısıl zorlamalar oluşmaktadır.

    uzun yıllar motorlar çevre yasaları nedeniyle kurşunsuz benzine göre üretilmektedir. gelişen çevre standartları ve daha sıkı egsoz emisyon sınırlamaları daha temiz yakıtları zorunlu kıldığından motorlarda karbon filmi oluşmasının önemi kalmamıştır. otomotiv firmalarınca geliştirilen yeni motor teknolojleriyle daha düşük ısı iletimi olan ve hafif malzemelerden üretilen sübaplar üretilmiş, sıcaklıklar önemli ölçülerde düşürülmüş ve mekanik zorlamalar azaltılmıştır.

    yeni motor teknolojilerinde kullanılan direnci yüksek ve ısı iletim katsayısı düşük kaplamalarla sübap dayanımları arttırılmış ve ısı kayıpları azaltılmıştır. dolayısıyla lpg' nin motor veya elemanlarına bir zararı sözkonusu değildir.

    lpg ve benzin için eşdeğerlilik: pratikte 100 km. de 10 lt. benzin yakan bir aracın (10x1,2) 12 lt. lpg tükettiği görülmektedir.

    yakıtların teorik yakıt eşdeğerliliklerinin hesaplamasında aşağıdaki oranlar kullanılabilir.

    1 m3 doğalgaz = 1,1 lt benzin = 1,3 lt lpg = 1 lt motorin
    1 kg doğalgaz= 1,33 lt benzin = 1,6 lt lpg = 1,22 lt motorin
    1 lt lpg = 0,83 lt benzin
    1 lt benzin = 1,2 lt lpg
  • taktirali daha 7 gun oldu, montajdan 2 gun sonra izmir'den ankara'ya yola ciktim. su ana kadar toplam 2 kisi ve normal bir insan agirliginda bagajla 570 km'si sehir ici olmak uzere toplam 650 km yol yapmisim, ayrica sehirlerarasi yolda da onum musait oldugu surece 120 km/h hizdan asagiya dusmedim. sehiricinde de nispeten kisa mesafelerde kullandim ve hala daha bir miktar gaz var tankta.

    bu 650 km'lik yolu almak icin toplam harcagidim lpg bana sadece 116 liraya mal oluyor, benim kilometre basina masrafim 18 kurus oluyorsa ben o simit tankin dis çeperlerini yalarım arkadaş!
  • türkiyede bence kullanım oranı piyasadaki total benzinli araba oranının 100de 80inden fazla olsa da insanların kullanmaktan utanması sonucu açıklamadığıdır (ulan toparlayamadım cümleyi).

    neden bilmiyorum ama lpg bir fakirlik ve eziklik sembolü gibi geliyor millete. türk insanı da arabayı bir prestij ve statü olarak yorumlar. o yüzden arabaya lpg yakıştıramaz. kullansa bile söylemez. bagajında o tüpün önünde minderler falan olur. kapatır orayı. kimse görsün istemez.

    öyle işte.
  • avantajlarından bahsetmiştik;
    (bkz: #6314377)
    (bkz: #35012105)

    şimdi ise, dikkat edilmesi gereken bir kaç ayrıntıyı daha paylaşmakta fayda var.
    gelişen teknoloji, ürün yelpazesi, marka model farklılıkları tüketicilerde kafa karışıklığına sebep oluyor. bu kaçınılmaz. herkes anlatıyor, şunu yap şuraya yaptır, bunu taktır vs. iyice bilgiler havada uçuşuyor.

    prins
    lovato
    zavoli
    landi renzo
    tartarini
    brc
    atiker
    vialle

    piyasada en bilinen yaygın markalar. bunların hangisi iyi diye bir şey yok. mevzu usta ve işçilikte. zengin fakir karışımını iyi ayarlayan, kaliteli parçalar kullanan ve işçiliği iyi olan her yer/marka olabilir. ancak bazı markalar çok kaliteli enjektör (keihin, bosch vs) kullanıyorlar. bu enjektör hızı ve kalitesi çok önemli bir durum. afrsini zengin fakir karışımını etkilediğinden motorun sıhhati açısından çok elzem. fakir karışımla çalışan bir motor daha yüksek ısı üreteceğinden bir süre sonra üst kapak, conta yanmaları ve subap bozulmaları gibi sorunlar çıkmaya başlayacaktır. bu bir süreden kasıt; aracınızın özelliklerine ve kullanım şartlarına göre değişiyor. araçların bazıları magnezyum alaşımlı subap kullanırken bazıları çelik subaplar kullanmakta. magnezyum olanlar yüksek ısılara dayanıksız olduğundan 35-40 km arasında yine kullanıma göre değişen bozulmalar yaşayabilir. aracınıza lpg taktırmadan önce bunu öğrenmeniz gerekiyor. ustanız sorun değil valf care sistemi takarız derse, ciddiye almayın ve subap koruma sistemlerini kesinlikle taktırmayın, subapınızı korumadığı gibi ekstradan maliyeti arttırmayın. aracınıza 5-10 yıl gibi uzun süre binecekseniz bence;

    1) aracınızın lpg ile uyumunu araştırmalı değilse buna göre önlem almalısınız.
    2) subaplarınızı çelik olanlarla değiştirmelisiniz.
    2) aracınızın yağ ve su eksiltmemesine rağmen hararet yapıp, conta yakma gibi durumlarla karşılaşmaması için soğutma sistemindeki zaafları tespit edebilir ve contasını kaliteli bir marka ile değiştirebilirsiniz.

    eee ne anladık bu kadar masraf ettikten sonra benzinde binerim diyorsanız o da bir seçenek tabi.
hesabın var mı? giriş yap