• daha at koşmadan atın sırtından düşen padişah özentisini akla getiren iddiadır.

    ekleme: baslik bana kalmis.
    (bkz: 12 agustos 1921)
  • bir de türkler fantastik film çekemiyor denir. senaryoyu yanlış yerlerde arıyorlar.

    attan düşmek ata binen her insanın başına gelebilir hadisedir fakat 'kaçarken' oldukça fantastik olmuş. ne içildiyse artık.
  • maalesef sonrasında şu resmin çekilmesine sebebiyet vermiş olaydır , kendisi kırık kaburga kemiğiyle doktorların tüm ısrarlarına rağmen savaş meydanındadır ancak belkide ilk kez oturur vaziyettedir.

    aslında hapşırdığı için törene katılmayan birileriyle aynı entry içinde kullanmak ta yanlış oldu ama , burada hayatı savaş meydanlarında geçmiş birinden bahsediyoruz dostum ...
  • büyük taarruzda böyle birşey olmamıştır.
    olmuştur diyecek olan zavallı, tarih yoksunu cahiller için:
    attan düşme olayı sakarya'da olmuştur.
    henüz savaş başlamamıştır. kaçacak hiç bir şey de yoktur.
  • ilginç olan bu "iddiayı" ortaya atan arkadaşa kazım karabekir'in istiklal harbimiz eserinde bu iddianın neresinde geçtiğini sorduğunuzda bir cevap alamıyorsunuz. hatta sonrasında "madem kitap sende mevcut, sen bul da editleyelim, hayatında ilk defa bir işe yara" falan diyor. hiçbir saldırı, gerginlik, alay içermeyen bir şekilde başlayan mesajlaşmanız en sonunda arkadaşın "sieee" şeklinde komiklik çabalarıyla son buluyor.

    iddiası için sadece bir kitap veya kimi zaman sadece bir yazar ismi vererek iddiasının geçerli sayılmasını talep edenlerle ilk defa karşılaşmıyorum. hatta bunların kimi zaman olmayan kitaplarla, ve kitapların içindeki olmayan ifadelerle destursuz bir şekilde yalan söylediklerini de gördüm, görüyoruz ve maalesef bu ahlaksızlık ortamında görmeye devam edeceğiz anlaşılan. (bkz: #25899404)

    neyse, gene de kazım karabekir'in böyle bir şey söyemiş olduğuna dair bir bilginiz varsa (illa sayfa numarası olması da gerekmez hani, şu konu altında, şu başlık içinde geçiyor derseniz o da kafi) buradayız efendim.
  • doğru da olsa yalan da at avrat silah üçlemesinin yüzyıllardır önemini kaybetmediğine delalet eder.
  • bokunu mu yicen mustafa'nın, altına mı yatacan atın? diye sormama neden olan hadise.
  • "götümden çıkartabiliyorum o halde siz de buna inanmalısınız" zihniyetindeki adamların "tarihi bir bilgi" olduğunu iddia ettikleri şey.

    bunun sorgulanması bile "zavallı, düşünmekten aciz, üniversitede bile bilerek ve isteyerek saçma sapan inkilap tarihi derslerini okumuş kayıp nesil" olmanıza yetiyor.

    çok afedersiniz ama mal mısınız kardeşim? bak mesela ben şu anda kabul veya inkar etmiyorum. ama daha yolun başında kaynağını bile gösteremediğin bir şeye herkesin inanmasını nasıl bekliyorsunuz anlamak mümkün değil. ki, daha bunun kaynak eleştirisi vs. var.

    siz mustafa armağan'ın her söylediğini sorgusuz sualsiz kabul ediyorsunuz diye herkes öyle mi yapmak zorunda?

    fesubhanallah...
hesabın var mı? giriş yap