• öyle bir yazmışlar ki, ekonomiyi müthiş yönetiyor, yaptığı tüm hamleler doğru. matematik bilgisi olmayan düz vatandaşın, ekonomi okur yazarlığı hiç olmaz.

    yapması gereken ilk ve tek şeyi yapmadı. onu yapmayınca diğer yaptıklarının hiç bir önemi kalmıyor. vergiydi, zamdı, kart düzenlemesiydi hepsi hikaye kalıyor.

    tüik’e gerçek enflasyonu açıklattırıp, politika faizini enflasyonun üzerine çıkaracaktı. pozitif reel faiz. bu kadar. sonrası çorap söküğü gibi gelecekti.

    bunun yerine tüik’e düşük enflasyon açıklattırmaya devam edip, hedeflediği enflasyona göre faiz verdi. doları da baskılamaya devam. kalanı da ovp falan andersen’den masallar.

    kasa -75 milyar dolar. bu saatten sonra gerçek enflasyonu açıklayıp üstünde faiz vermen de bir anlam ifade etmez. yüksek faiz, yüksek enflasyon, yüksek kur ile devam.

    işin pis tarafı,

    %50 olmasına rağmen ne faiz pozitif
    %70 olmasına rağmen ne enflasyon gerçek
    32 lira olmasına rağmen ne de kur serbest.

    boşa geçen 8 ay, halâ gelmeyen yabancı yatırımcı, umut ışığı olmayan ekonomi.

    debe edit'i: faiz, gerçekleşen enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre verilirmiş. akp tüm hedeflediği rakamları tutturmasıyla meşhur zaten *

    bu amerika'lılar falan gerizekalı aslında. yıllık gerçekleşen enflasyonları %3.2.
    yıllık verdikleri faiz %5.5.
    olm hedeflediğimiz enflasyon %1 deyip %1.1 faiz versenize. hiç kafanız çalışmıyor ya. şark kurnazı olun biraz, tatlı su uyanığı olun.

    bak aptal'a anlatır gibi anlattım.
    daha swap kanalları niye kapalı, kkm neden çözülmüyor, yabancı yatırımcı niye gelmiyor, bu enflasyon niye düşmüyor, para niye yastık altına kaçıyor, sermaye niye yurtdışına kaçıyor, cari açık ve dış ticaret açığı niye patlıyor diye uzun uzun yazarım da lafın tamamı deliye anlatılır.
    yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek kurla devam. enflasyon, baz etkisinden dolayı kağıt üstünde düşünce ortamlarda ekonomimiz süper, şahlanıyoruz, uçuyoruz dersin kim ne diyecek.
  • her zaman olduğu gibi yine bi sik bilmeden konuşan bir dünya adamlar var bu mecrada. sayın bakanım kendine açılan alanda tamamiyle ülke ekonomisi için doğrular neyse onları yapıyor. eleştirenler nebati dönemi politikalarına hasret duyuyor. bizim halk enflasyon %300 olsun ama maaşa %100 zam gelsin ister. gerizekalılar ordusu tek bir tane iktisat kitabı okumamışlardır. twitter'dan hiçbir bok öğrenilmez arkadaşım. ekonomi asla! boklamak yerine mantık düzleminde önerilerinizi paylaşın bakalım. amk kertenkeleleri.
  • kuyumcudan, diş hekiminden, taksi şoföründen, zenginden, şirketlerden vergi alamayan bir maliye bakanıdır. tek derdi ve hedefi sesi çıkmayacak asgari ücretli ve emeklidir. bir de bordro mahkumu özel sektör çalışanıdır. kamuda tasarruf onun için ‘çerez parasıdır’.

    hiçbir derde deva olmamış ve asla da olamayacak bir kişidir.
  • zenginden gereğinden fazla vergi alınmaz yoksa zengin kaçarmış.

    bakkal necmi amca'dan mı öğrendiniz bu dahiyane fikirleri. kimse varlık vergisi gelsin demiyor, parası olan vermesi gereken vergiyi bile vermiyor diyoruz. spor kulüplerin, müteahhitlerin vb. kurumların milyonlarca lira borcu affediliyor.

    önce bunlardan vermesi gereken vergileri almadığı sürece mehmet şimşek de benim için nebati gibi beş para etmez bir adamdır.

    aynı zamanda artık şu sosyal destek saçmalığını da kesmesi lazım. adam sikinin keyfine beş çocuk yapıyor, okulu, sağlığı, bezi, suyu sağ olsun biz büyütüyoruz çocuğu.

    durumu olmayan doğurmayacak. doğuranın çocuğu devletin sorumluluğunda olmayacak.
    herkes çalışacak. yatıp sosyal destek dilenmek ortadan kalkacak. devletin görevi iş yaratmak (bkz: abd)
    zenginler de vergi verecek, af olmayacak.
    vergi kaçakçılığı çok ciddi cezalandırılacak. faturasız iş yapan bakkal dahi olsa üzerine çökülecek.
    kamu kurumları tasarufa gidecek.

    bunları yapma, sonra orta sınıfın üzerine çök. sonra şimşek doğru yapıyor.

    ekonomi 2. sınıf öğrencisi daha doğru kararlar verir. geçiniz.
  • kredi kartına ve kart ile taksite savaş açmıştır. meraketmesin türk halkı kendisine gereken cevabı verecektir.
    tek hobisi fakirden nasıl daha fazla vergi alırım diye düşünmek olan, asla zenginden vergi almayan bakandır.
  • --- spoiler ---

    adam azteklerin altınlarına göz diken ispanyol sömürge valisi gibi konuşmuş.
    "yerel halkı ikna etmeliyiz" ne ya?
    --- spoiler ---

    nasreddin hoca, eşeğine verdiği samana zam gelince, buna bir çare arar, ne etsem ne eylesem diye düşünürken eşeğine günde bir balya saman yerine yarım balya saman vermeye karar verir. böylece masraflarını düşürecektir. biraz zaman geçer, bakar ki eşekte bir değişiklik yok, aynı şekilde çalışmaya devam ediyor, hoca biraz daha hesap kitap yapar ve eşeğe yedirdiği yarım balyayı da yarıya indirir. bakar eşek yine bir şey yokmuş gibi çalışmaya devam ediyor, eşek bildiği eşek çıt çıkarmıyor, ertesi günlerde de verdiğinin yarısını verir, sonraki günler onun da yarısını verir, eşek çalışmaya devam eder.

    hoca, hesaba kitaba oturduğunda “geçmişte bu eşeğe ne kadar da masraf ediyormuşum” diye iç geçirir. derken bir sabah kalkar bakar ki eşek hakkın rahmetine kavuşmuş. hoca hüzünlenir, ölü eşeğinin başında “tüh, biraz daha dayansaydın sana aç karnına çalışmayı da öğretecektim” der.
  • - sayın şimşek ekonomiyi nasıl düzeltelim?
    - her araç sahibinden ek 1 mtv alalım.

    - sayın şimşek ekonomiyi nasıl düzeltelim?
    - enflasyonu düşük gösterelim.

    - sayın şimşek ekonomiyi nasıl düzeltelim?
    - vergiyi tabana yayalım patronları rahat ettirelim.

    yahu bu adamın yaptıklarını herhangi makul zekalı biri de yapabilirdi zaten. ekonomi okumaya gerek yok ki. ben de vergi uydururum. ankara kızılay meydanına turnike koyarım her geçenden 10 tl alırım. kimseye koymaz herkes öder. mis gibi kaynak. mehmet şimşek beni yardımcısı olarak atasın bende daha ne fikirler var.
  • "bakanının imzasına karışan adam, ekonomiyi mi başkasına teslim edecek" diye bir yorum okudum. güzel tesbit. mehmet şimşek sadece ismi ile reklam yapılan bir saksı durumuna düşmek istememiş anlaşılan.

    ikinci bir ihtimal, kendisine tam yetki verilmiş olabilir ancak mehmet şimşek bu iktidarın zaten 2 aylık ömrü kaldığını gördüğünden batan gemiye binmek istememiş de olabilir.

    üçüncü ihtimal, görev almak istemiştir ama, uluslararası çevrelerden tanıdıkları ve dostları, kendisine bazı şeyler fısıldamıştır. bu saçma ekonomi programına angaje olmamasını öğütlemiştir. (bunun itibar suikasti değil de itibar intiharı olacağı aşikar olduğundan)

    bunların hepsi de olabilir. anlaşılabilir ihtimallerdir. ancak benim anlamadığım husus, tayyip bey nasıl oldu da reddedileceğini bile bile 1 haftadır bu işin reklamını yaptırdı ve hatta bu akşam için kürsü kurdurdu? fatih erbakan'dan aldığı red cevabının üzerine, bir de bu reddedilişin nasıl bir yara açacağını nasıl oldu da kestiremedi?

    bana öyle geliyor ki, öyle dostane bir görüşme olmadı. ciddi ciddi tartışmalı bir ortam vardı. tayyip bey ikna edeceğini sandı ama muhtemelen mehmet bey tam bağımsızlık istediğinde (veya her ne istediyse) ipler koptu. tayyip bey de muhtemelen öfkelenip görüşmeyi bitirdi.

    bugünün özeti: muhalefet:2 iktidar:0
  • yeni şafak yazarına efsane ayar vermiş. sanırım hesap sahte. ama twitin altındaki yorumlar da yaran cinsten.

    a.rte ?@rtevizyon 47 dk.47 dakika önce
    @memetsimsek siz kafayi yediniz galiba! gelin avrupaya bakalim refah icinde mi yasiyor 510 milyon

    huseyin adalı ?@huseyinadali67 46 dk.46 dakika önce
    @rtevizyon @memetsimsek tabiki refah icinde yasiyolar, avrupaya gidersen anlarsin.

    a.rte ?@rtevizyon 41 dk.41 dakika önce
    @huseyinadali67 @memetsimsek pardon da ben fransada yaşıyorum zaten...

    klosterritter1234 ?@klosterritter12 37 dk.37 dakika önce

    @rtevizyon refah yoksa ne sikimi arıyorsun orada götveren dön memlekette 1300 tl asgari ücret ile çalış o zaman. ile bulabilirsen tabi

    a.rte ?@rtevizyon 37 dk.37 dakika önce
    @klosterritter12 refah istiyorsan gel avrupada yasa o zaman dingil

    jimmy floyd ?@kickordick 23 dk.23 dakika önce
    @rtevizyon @klosterritter12 oyuncu degisikligi oluyorsa degiselim valla ben refah istiyorum sen de yarak. ben avrupaya sen buraya

    edit: hesap gerçekmiş. şoktayım! :o
  • kemal derviş 80’lerde turgut özal’ı ziyarete gittiğinde, kapının önünde çıkarılmış ayakkabılar görmüştü. özal, 12 eylül’ün kirli gölgesinde türkiye’yi kapitalizme entegre eden bu vahşet dilinin kavruk delikanlılarıyla, “sonradan yuppi” prensleriyle toplantı yapıyordu.

    derviş, seçkinci bir edayla “evinde ayakkabı ile dolaşmayanlarla aynı siyasi vizyonu paylaşamayacağını” söylemiş ve oradan ayrılmıştı. şeyhlerinin koynundan kopalı çok olmuş ve liberal tımardan geçmiş bu köylü çocukları “özal’ın prensi” olmuşlar ve fakat kimi huylarından vazgeçmemişlerdi. ama derviş’ın fena halde ıskaladığı bir şey oldu. o beğenmediği köylü çocukları kendi halklarını fena sattılar. yoksulluktan iğrenen bu çocuklar bu ülkenin bankalarını boşaltıp 80 milyar doları iç edince, kemal derviş bir kez daha geldi. beğenmediği ayakkabılar derviş’e ikbal yolunu açmıştı.

    yıllar sonra, yine ayakkabılar... merkez bankası başkanı tartışması sırasında ertuğrul özkök de tıpkı kemal derviş gibi merkez bankası başkanı durmuş yılmaz’ın kapısının önündeki ayakkabıları yazmıştı.. kapıda çıkarılmış, düz ve çamurlu ayakkabılar.

    ama işte bu yoksulluktan gelen, bu ayakkabılarını kapıda çıkaran, bu her koşulda ezilenlerin içinden gelen köylü çocukları yüzünden bugün bu ülkenin ekonomisi bu durumda.

    bu zincirin son halkası ise mehmet şimşek. memleketi batman’da gittiği köy odasında ayakkabılarını çıkarmış, hemşehrileriyle sohbet ediyordu. görünürde her şey ne kadar da doğal ve sahici.

    ama batmanlı, yoksul, gariban, ezilmiş bu köylü çocuğu bugün geldiği yerin siyasetini değil, tam ortasına yerleşmek istediği “zadegan” siyasetini üretiyor. mehmet şimşek hal hatır sorduğu köylüsünün gözünün içine baka, “asgari ücret neyinize yetmiyor” diyor. “elektrik zammından şikayet etmeyin” diyor. merrill lynch gibi, dünyada yoksulluğu daha da derinleştiren ve rakamları çarpıtmakta mahir, yağmacı bir finans kuruluşunun ortadoğu ve afrika sorumlusu olmasına şaşırmamak gerekiyor. ingiltere’de de havaalanı polislerini pakistanlılardan seçiyorlar. bizzat pakistanlıları daha kapıda aşağılayarak geri göndersin diye. yengeç sepeti’nden kurtulanların zulmü başka hiçbir şeye benzemiyor.

    paulo freire’nin o muhteşem eseri ezilenlerin pedagojisi [pedagogia do oprimido] geliyor insanın aklına. freire, bu eserinde “kimi ezilenlerin ‘bozuk düzen’ diye şikayet ettiği yapının aslında düzenin kendisi değil de, ezilenin düzendeki konumuna dair olduğunu” anlatıyor. mehmet şimşek de yıllarca ezilerek, tırmanarak, elleri bağrı kan içinde kalarak içinde yükseldiği düzende konumu değişir değişmez, ezilmek fikrinden tiksinip ezmenin erdemiyle siyaset yapıyor.

    cioran’ın da dediği gibi “en büyük zalimler, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkıyor.”
hesabın var mı? giriş yap