• söylediği her şarkıyı bambaşka güzelleştiren güzel-sevimli kadın. edith piaf kıyaslaması yapmadan olmaz her lafı geçtiğinde. kariyerinin ilk yıllarında da bariz bellidir piaf'tan etkilendiği fakat sonraları yorumladığı bütün şarkılarda sesini kendi imzasına çevirmiştir*. zaten fransızca gibi klasik pop müziğe çok yakışan dil anadili olduğu yetmiyormuş gibi üstüne almanca, italyanca, ingilizce ve ispanyolca dillerinde de şarkılar söylemiş, hatta yetinmemiş rusça söylemiş bana da "hey gidinin" dedirtmiştir. ayrıca legion d'honneur sahibi bir hanımefendi kendisi.

    şimdi gelelim mireille'i ekşi sözlük jargonunda tanımlamaya*:

    güzel gülen kadın: *
    karizmatik kadın: * ve *
    masum kadın: gerçi her haliyle masum ama yine de örnek için.
    üşüyen kadın: ehe.
    sinirli kadın: agresifliğini yediğim.
    kahve kupasını iki elle tutan kız: o da mevcut.
    makyaj yapan kadın: hala masum.
    gözlerini kısarak bakan kadın: meheh.
    güzel bakan kadın: şaşkınken de güzel, daha şaşkınken de güzel.
    güzel gözlü hatunlar: üç maddedir gözlerdeyiz, daha ne diyeyim ben? al sana göz!
    kısa boylu kızlar: benim için en büyük dezavantajı, evet aramızdaki yaş farkı ikinci sırada. kendisinin boyu bir buçuk metre. gerçi kendisinin pek umurunda olacağını da sanmıyorum.
    güzel sesli zengin yüksek zekalı güzel kız: yani, daha ne diyeyim.
    netice itibarıyla güzel kadın.

    sonra da kalkmış diyor ki pardonne-moi ce caprice d'enfant***. affedersin de mireille'ciğim, senin kaprislerini çekmeyen erkeğin kafasına sıçayım ben! kapris dediğin böyle kadından gelsin yahu!

    bir de, meşhur galatasaray'ın 100. yıl kutlamaları mevzusu vardır. yok efendim ribery'ye ödenecek meblağın bilmem kaç katıymış da ona verilecek parayla öküz alınırmış. spor kulübünün harici, galatasaray lisesi'nin organizasyonudur o. bir dönem (66-76 diyelim kabaca) sultani'de okuyan öğrencilerin çoğu bu kadına hayran ve mathieu'de de sultani'nin yeri ayrı. hayır galatasaray lisesi'nde okumadım, yaşım da o kadar büyük değil fakat o dönem mektepte bulunan tanıdığım insanların beyanlarından bu çıkarıma vardım. yani yok ribery'dir yok bilmem nedir insanların umurunda değil. güzel bir gün, güzel bir eğlence için elbette çok sevdikleri bir ismi getireceklerdi ve getirmişlerdir de. amigolara, kulüp taraftarlarına sorsan belediye konserleri gibi olurdu ortam. galatasaray cidden özel bir camia***, ama taraftarları bir türlü lise/spor kulübü ayrımını yapamıyor. ha liseliye sorsan, sadece lisede okuyan "galatasaraylıyım", diğerleri "galatasaray taraftarıyım" demeli. netice itibarıyla balo meselesinde çok da iyi yapmışlar, güzel de yapmışlar, helal olsun.
  • insani alip goturen bir sese sahip * sarkici. gunumuzun abuk pop muzik dunyasinda insan daha bir ozlemle aniyor bu yetenekleri.
  • saç modeliyle bütünleşmiş fransız şarkıcı. duru bir yüzü, muhteşem bir sesi vardır.
  • galatasaray'ın 100. yıl konseri icin hesabına yatan para, franck ribery'nin galatasaray'dan ayrılmasına sebep olan para miktarının iki katıdır.
  • gelmı$ gecmı$ en güzel ses...
    kadının repertuarı a$mı$....
  • mireille mathieu saci seklinde ifade ettigim sac modeli ile ekol olmus bir kadindir.
  • tam bir iyi aile kizi şarkıcı.
  • dün akşam olympia'da sahne almış çocukluğumun sesi. kendisini ölmeden bir dünya gözü ile görüp dinlemek mutluluk vericiydi. ne çok anısı varmış, ne çok şarkısını biliyormuşum meğer.
  • vaktiyle galatasaray'ın 100. yıl kutlamaları kapsamında konser vermek üzere ülkemize gelmiştir kendisi. hıncal uluç o dönemde kendisini yetersiz bir isim olarak görüyor olmalı ki rahmetli özhan canaydın'a bir konuşmasında ayar üstüne ayar vermiş ve "koskoca galatasaray 100. yıl kutlamasına ahı gitmiş vahı kalmış mireille mathieu'yü getirebiliyorsa ancak yazıktır" demişti. oysa fransa'da oldukça tanınan ve önemli bir sanatçıdır mathieu.
  • almanca mi daha guzel soyluyor yoksa fransizca mi ? diye kendi kendime sorup "ikisinide! ikisinide!" diye cigliklar atarak sevinc monologloruma bir yenisini ekleyisimi saglayan bagyandir.
hesabın var mı? giriş yap