• frank capra nın yönettiği, basrolünde james stewart ve jean arthur un oynadığı genç bir senatörün hikayesinin anlatıldığı film
  • adamın konuşma hakkı bitmesin diye ayakta kaldığı sahneyle hatırladığım, zamanında trt 2 de oynamış film.
  • tüm milletvekillerinin izlemesi gereken ba$yapit.
  • izledigim en iyi politik taslama filmlerinden biri. ayrica senato sahnelerindeki espriler de cok iyiydi, ozellikle james stewart in kanun taslagini okumak icin soz almak istemesi ve baskanin ona cevabi...
  • meclis'in ve onları secen insanların bilincsiliğinin dünyanın her yerinde aynı olduğunu ta 1935lerde söyleyen film. isimleri değiştir, türk filmi diye yayınla. bir kişiden senaryoya itiraz çıkmaz türkiye'den. siyasi partiler izlemeli, acık vermemek için..
  • köyden indim şehire tadında idealist bir oymakbaşı senatör olur. ilk iş, kutsal mabet ziyaret eder gibi us capitol'u, lincoln heykelini falan görmeye gider. lincoln heykelinin olduğu salonda büyük yazılı tabletler vardır. babasının elini tutmuş küçük bir çocuk bu yazıları okur. ordaki yaşlı bir adam duygulanır. mr smith adeta kendinden geçer. amerika'nın şanlı tarihini düşünüp, gurur ve hüzün ile titrer. senatoya gider. olaylar gelişmez.

    benim anlamadığım, amerika hangi kötü düşmanlara karşı bağımsızlığını koruyup da, memorial'lere yazılacak şanlı bir tarih öyküsü yaratmıştır. yıllar boyu kızılderilileri boğazlayarak mı? iç savaşta kuzeylileri yenerek mi?
  • saf mr. smith'in, washington'da kurtlar sofrasında siyasetçiler arasında verdiği dürüstlük mücadelesini anlatan bir dram.
    amerikan parlamentosunda işlerin nasıl yürüdüğüne dair kafanızda fikir oluşturmaya yarayan güzel bir film. işin ilginç yanı ise 1939 yapımı olan bu filmde bahsedilen political machine kavramının günümüzde de hala geçerliliğini korumasıdır malesef!
    politikacılar mı siyaset yapıyor yoksa işadamları mı bu işlere yön veriyor acaba? diye üzerinde tekrar düşünmek gerekiyor filmi izledikten sonra.
  • mr. smith'in azminin clarissa'nın içtüzük bilgisinin birleşimiyle ortaya çıkan final sahnesi, hafiften kamer genç'in tbmm'de tek başına verdiği mücadeleyi de anımsatmaktadır.
  • film mr. smith'in karakteri üzerinden saflığı ve masumiyeti simgeleyen bir kara mizah örneği esasında.

    filmde reel politik hesaplarla hesap kitap bilmeyen entrikadan habersiz başroldeki mr. smith'in idealist dünyasının acımasız çıkarcı siyaset atmosferi içindeki çatışması oldukça güzel bir kurguyla ele alınmış.

    filmin en çarpıcı yanıysa 70 yıl geçmesine rağmen politik sinema sanatı içindeki duruşu, anlatmak istedikleri ve filmin eleştirel yapısı itibariyle günümüzde bile oldukça cesur, bağımsız ve eleştirel bir duruş özelliği göstermesidir.
  • (bkz: mrs. washington goes to smith)

    p.s. iğrenç espiri yapmıyorum böyle bir film var gercekten...
hesabın var mı? giriş yap