mumya

• kahire müzesi'nin özel bölümünde bunlardan bir sürü var. camların altında dumana tutulup kurutulmuş gibi duran insanlara bakmak pek de zevkli bir şey sayılmaz. garip bir şey yani.
  
  mumyaları gördükten sonraki ilk izlenimim eski insanların çok çirkin olması konusunda oldu.
  
  ayrıca bu mumyalar bizim bildiğimiz veya filmlerde gördüğümüz gibi sargılı falan da değiller. mumyaları soyup üzerilerine bez örtmüşler; kadınlarda göğüs ayak arası, erkeklerde göbek ayak arası kapalı. koskoca firavunun pipisini göreyim diye eğilip bakmayın boşuna, gözükmüyor hiçbir şey.
• eski mısır'da iki türlü mumyalama işlemi yapılırdı.
  
  birincisi;
  firavunlara yapılan mumyalama. firanvunlar tanrı-kral görevleri olduğu için kutsal sayılırlardı. bu yüzden öldükleri zaman onların bedenlerini korumak için önce karınları açılır buradan iç organları çıkarılırdı. daha sonra burunlarından beyinleri çekilirdi. hatta bulunan mumya örneklerinde burunların daha hasarlı olması bu sebeptendir. beyni çıkaran kişi ne kadar usta ise burun daha az hasara uğrardı. organ çıkarma işlemi bittikten sonra özel bir sıvı ile vücutları yıkanıp özel bir bez ile sarılırlardı. ve en sonunda kendileri için yapılan piramitlere koyulurlardı. çıkarılan organlar da kaplara koyularak firavunun yanına yerleştirilirdi.
  piramitlerin yapımında ve firavunun mumyasının yerleştirilmesinde çalışan bütün insanların dilleri kesilirdi. bunun yapılmasındaki amaç piramitlerin içini kimseye anlatmamalarını sağlamaktı. hatta o dönemde kuma resim yapmak bile yasaklanmıştı. şimdi kimi akdeniz ülkelerinde kuma resim yapılmasının uğursuzluk getirdiği gibi bir inanç vardır. kaynağı bu yasaktan gelmektedir.
  
  ikinci tür mumyalama işlemi ise;
  mısır halkına yapılan. bu mumyalamada iç organlar çıkartılmaz, burunun bozulmamasına dikkat edilmez, ölü gelişi güzel mumyalanırdı.
• terry pratchett 'in guzel bir deyisiyle tanimlamak gerekirse, insan tursusu
• misirlilarin ke$fettigi superfresh..
• materyalist ve ateist olan (bkz: lenin)aslında sıradan bir şekilde annesinin yanında gömülmek isterdi fakat 53 yaşında öldüğünde onu gömülmiyecek kadar önemli bir sembol olarak gören otoriteler lenin i mumyalamaya karar verdi.. iki ay geçtikten sonra derisinin morarmaya kulaklarının kıvrılmaya başladıgını farkedince, halen açıklanmayan ,bir sıvı keşfettiler bu sıvının içinde bol miktarda gliserin varmış .. lenin bu sıvı banyosu 15 günde bir yaptırılarak saklanmaya devam etmektedir ek bilgi olarak dönemin başkanları bir ara onu cıkarıp gömmeyi teklif etselerde lenin i hala tanrı gibi gören halktan büyük tepki almışlardır..lenin dünyada saklanmış en iyi mumyalar sıralamasında altıncı sırada yer almaktadır...birincisi ise 93 yaşında ölen 2.ramses tarihcilerin deyimiyle büyük ramses
• 18. ve 19. yyda mısır'a giden avrupalılar, buldukları mumyaları ezerek toz yapıp şişelere doldurur, ilaç niyetine kullanırlarmış. mısır'da o kadar fazla mumya varmış ki, yine aynı evropalı gavurlar, bu mumyaları trenlere yakıt olarak da kullanmışlar.
• lanetli sargi bezi.
• gunes isigi gormemek icin ilginc bir yontem bulmus olan wampir
• http://www.liberalses.com/…um-mumya-tasvirleri.aspx
• soğuk, kuru ve havasız ortamlarda, bazı kimyasalların da yardımıyla canlılık faaliyetlerinin dondurulmasıyla korunmuş ceset. mumyalanma işlemi insan eliyle yapılmış olabileceği gibi doğal da olabilir. mantık, cesedi mikroorganizmaların yaşayamayacakları (en azından faaliyet gösteremeyeceği) koşullarda saklamak, bu ısıyla, nemle ya da kimyasalların yardımıyla vs olabiliyor.
  
  mumya kelimesi farsça mum'dan geliyor. tarihsel olarak ilk yapay mumyalamaya imza atan kültür, güney amerika'nın chinchorro kültürü idiyse sanırım bu işi bir saplantı ve bilim haline getiren mısırlılar. yine de dünyanın dört bir yanda bu işle uğraşan halklar var.
  
  mısırlıların mumya kültürü aslında ilginç, zira bu kültürü doğuran da mumyaların ta kendisi. antik mısırlılar ölülerini fazla derin olmayan çukurlara gömüyorlardı. çölün kuru ve sıcak kumları cesetlerin doğal olarak mumyalaşmasına sebep oldu; bu da ölülerin bozulmadığını gören mısırlılarda ölümden sonra hayatın var olduğu inancının doğmasını sağladı. bu sebeple cesedin daha az bozulmasını sağlamak için mumyalama tekniklerini geliştirdiler, ölülerini eşyalarıyla birlikte gömdüler, mezarları ölüyü rahatsız edecek hırsızlardan korumak için tılsımlarla ve tuzaklarla döşediler. tüm bunlar mısır'ın gelişmiş mezar kültürünü doğurdu.
  
  mısırlılar'ın temel tekniği çürümeyi mevcut aşamasında durdurmaktı. bu yüzden de, çöl sıcağı da düşünülürse, mümkün olan en kısa zamanda mumyalamaya başlarlardı. ilk basamak olarak vücuttaki bütün organları çıkarmaktı, çünkü ikinci hayatta ölünün bunlara ihtiyacı olmayacaktı. beyin burun deliklerinden çıkarılıyordu; ölünün ikinci hayatında ihtiyaç duyacağı, bu yüzden de yerinde bırakılan, tek organ kalpti. ardından bedenin içi ve dışı baharatlarla ve palmiye şarabıyla yıkanıp sodyum karbonatla kurutulurdu. çıkarılan organlar da ayrıca kurutulduktan sonra ya yerlerine yerleştirilir, ya da ayrı kavanozlarda saklanırdı. son aşama olarak beden ketenle sarılır ve nemden korumak için reçinelenirdi.
  
  islam açısından bir bilgim yok; ama pek de hoş karşılanmayan bir iş olduğunu düşünüyorum. zira, bizde ölüyü hiç bekletmeden gömmek adeti var. ama, başta sultan süleyman olmak üzere birçok padişah'ın da mumyalandığı hikayeleri var. düşününce çok da mantıksız değil esasen.
  
  sultan 7 eylül günü ölüyor ve askerin moralinin bozulmaması için ölümün yeniçeriler'den savaşın sonuna kadar gizlendiğini biliyoruz. (zigetvar 8'inde düşüyor) çadırda cesedin bir gün kokmadan saklanması pek de mümkün olmadığı gibi, koca padişah'ın ta macaristan'dan istanbul'a gelene kadar çürümesine ve kokmasına izin verilmesi de pek akla yatmıyor. bu sebeplerden sultanın naaşının özel bir yöntemle mumyalandığı ve bu sırada iç organlarının zigetvar'da gizli bir yere gömüldüğü söylenir. ancak söz konusu bu ikinci mezar henüz bulunamamıştır.
  
  bir de prenses diana'nın mumyalanması vardır ki neden mumyalandığı konusuna kraliyet ailesi dişe dokunur bir açıklama getirememiş, bu da öldüğü sırada prensesin gebe olduğu spekülasyonlarını ateşlemek dışında bir işe yaramamıştır.