25902 entry daha
  • 1918'lerin sonuna doğru, komuta ettiği grup dağıtılan mustafa kemal istanbul'a gelir. elinde üç beş bin lirası vardır. arkadşları, "artık bir vazifen yok, bari şu elindeki parayı da ziyan etme, ticaret falan yap." derler. bir tanıdık a. bey adında bir tüccardan bahseder. a. bey baya tanınmış biridir, büyük paralarla ticaret yapmaktadır.mustafa kemal, bizim üç beş bin liramızla mı uğraşacak diye, düşünürken arkadaşı fethi bey bir akşam yemeği ayarlar. ikili, akşam tüccarın konağına gider. sohbetler edilir. a. bey, oldukça kibar, sohbeti güzel biridir; sofra, bardaklar; kanepe... hepsi son derece lüks ve pahalı şeylerdir. ama o akşam para konusu açılmaz. misafirlik bitip eve dönerken fethi bey (biraz da şüphe ile) mustafa kemal'e, " ne verilecek, ne alınacak... adam hiç bu konulara girmedi." der. mustafa kemal, " yahu görmedin mi ne kadar kibar, nazik bir adam. hiç böyle adi şeyler sorulur mu?" diye cevap verir.

    ertesi sabah mustafa kemal, annesinin, " yavrum dikkatli ol, sakın paranı elinden kapmasınlar!" ikazlarını dikkate almadan; yaveri cevat bey'in yüz elli lirasını da kendi isteğiyle yanına alıp a. bey'e teslim eder. adam, paraları saymaya tenezzül etmeden kasaya koyar. `

    parayla incir ticareti yapılacaktır. izmir'den bir yelkenliye konulan incir başka bir yerlerde satılacaktır. mustafa kemal ticaretten anlamaz, çocukluğundan bu yana hayatı askeri okullarda ve cephede geçmiştir... söylenenlere göre bir iki gemi işinde bi', para ikiye belki üçe katlanacaktır....

    günler, haftalar geçer... yelkenliden haber yoktur. mustafa kemal, bir ara fethi bey'e durumları sorar. fethi bey, "ne yelkenlisi, ne inciri birader... mükemmel dolandırdılar seni.." der. mustafa kemal, dayanamaz a. bey'e gider durumları sorar. tüccar yine mustafa kemal'i oyalar, bir yerde işler ters gitti, bugün yarın gelecek, tarzı şeyler söyler. hatta anlatılanlara göre mustafa kemal bir gün, sultanahmet meydanı'nın deniz gören bir köşesine oturup ikindiye kadar yelkenliyi bekler.

    o gemi hiçbir zaman gelmez. bir aralık battı haberi yayılır...

    epey zaman sonra, yüz elli lirasını kaptırmış olan cevat bey, tüccarımızı köprü üstünde kıstırıp, "buraya bak, ben paşa değilim, ya şimdi paramı verirsin, ya seni köprüden aşağı atarım." der ve parasını alır.

    mustafa kemal bu anısını yıllar sonra bile dost meclislerinde anlatır. **
  • cumhuriyeti güvenip emanet ettiği genç nesillerde biraz zeka ve iz'an sorunu olduğunu düşünüyorum.
    son 100 yıl içinde ikiye bölünen ve atom bombasına maruz kalan ülkeler kısa zamanda toparlanarak bilimde, teknolojide ve ekonomi yönünde muazzam düzeyde gelişme gösterirken böyle sorunlar yaşamamış olan türkiye'nin geri kalmasının başka açıklaması olamaz.
  • mustafa kemal atatürk çok büyük bir dahi ve çok büyük bir liderdir ancak yine dönüp dolaşıp kendisine gelip tıkanıyoruz bunu kabul etmemiz lazım. bakın size atatürk üzerinden bir portre çizeyim.

    - bu ülkede lider kültü osmanlı'dan bakiyedir. teşkilatlanmada bir dünya markası olduğu gerçeğimiz yadsınamaz ancak sonrasında yani sistem kurma noktasında özürlüyüz. e özürlü olduğumuz için de lider kalifiyeyse ülke iyi gidiyor, değilse ülke kötü gidiyor.

    - son seçimler bize milliyetçilik damarının çok güçlendiğini gösteriyor. 10 yıl önce tayyip erdoğan, atatürk'ün alternatifiymiş ya da üst sürümüymüş gibi kendisini göstermeye çalışıyordu. bugün ise seçimi kazanan erdoğan büyük boy kalpaklı atatürk resmiyle zaferi kutluyor. zaten mhp ile ittifak olduğundan beri mesafeli davrandığı mustafa kemal'e inceden yakınlaşmaya başlamıştı kendisi. şimdi ise utanmasa ''en büyük atatürkçü benim, siz kimsiniz lan?'' diyecek duruma geldi.

    - bu da çok normal çünkü bu seçim, ister inanın ister inanmayın tamamen atatürk ve atatürk milliyetçiliği üzerinden fiyatlandı. (niyeyse borsa tabiri kullanasım geldi.) bir tek chp ilk turda ''kuşlar böcekler'' türküsü söylüyordu. ikinci turda ise zaten chp'de ''atatüüüüüüüüüüüüürk'üm benim biricik sevgilim. söyle senden başka kimim var benim?'' moduna girdi. şu son 2 ay içerisinde o kadar çok ''atatürk bugün yaşasaydı x'in anasını bellerdi.'' cümlesini duydum ki kusacak noktaya geldim artık. resmen fasit daire içerisine girdik. bütün seçim boyunca atatürk yaşasaydı kimin suratına tükürürdü tartışması yaptık biz. seçim bitti hala bu tartışma devam ediyor ve işin ilginç tarafı etmeye de devam edecek gibi duruyor. en şeriatçı adam bile ''atatürk yaşasa bugünkü chp'yi darmaduman ederdi.'' demekten geri durmuyor. kürtçü hdp'li ''atatürk yaşasa ak partilileri asardı.'' falan diyor. bu da bize şunu net olarak gösteriyor ki milliyetçilik ülkede almış başını gitmiş ama işin sıkıntılı tarafı bu milliyetçilik, altı doldurulmamış, boş kalmış, hava cıva bir milliyetçilik anlayışı. bütün tartışmalar ''sen hdp ile birliktesin''. e sen de ''hüda-par ile birliktesin'' seviyesinde gitti ve hala da gitmeye devam ediyor. herkes kendisini en atatürkçü ilan ediyor. 35-40 sene önce de böyleydi. sonra uzun bir zaman kesilmişti bu geyik, tekrardan canlandı.

    - bakın sevgili atatürkçü, kendini atatürkçü zanneden ya da çıkar üzere atatürkçü olan arkadaşlar, gelin şu kardeşinizin naçizane sözüne dikkat kesilin. hani şeriatçılar ''islam alemi bok gibi gidiyor. kurtuluş olarak asr-ı saadet (hz. muhammed'in yaşadığı dönem) dönemine geri dönmemiz gerekiyor.'' diyor ya. siz de atatürk şeriatçısı olmaya başladınız iyice. ''kurtuluş basit. atatürk'ün ilkelerine sımsıkı sarılmamız gerekiyor ya da aynı atatürk gibi düşünmemiz gerekiyor veya atatürk gibi davranmamız gerekiyor.'' demeye başladınız. gelin bu cümleleri teker teker açalım.

    1. atatürk'ün ilkelerine sımsıkı sarılmalıyız:

    - atatürk döneminden bağımsız, uzaylılar tarafından özel olarak dünyaya indirilmiş ulvi bir varlık değildi. atatürk döneminin şartlarını çok iyi anlamış, dünyayı kavramış, eksik yerleri görmüş, fazla olan yerleri tespit etmiş, rasyonel, okumayı seven, eğitimli, cesur, yeri gelince gözü kara, yeri gelince itidalli, deha seviyesinde bir liderdi. atatürk'ün hazırladığı ilkelerin en güzel kısmı dönemini aşırı iyi anlayıp yansıtmasıydı ve bugün de çoğunun hala bir şekilde geçerliliği var ancak bu demek değil ki atatürk bugün yaşasa 1923 yılında yaptıklarının aynısını yapardı. zaten ilk burada patlıyoruz. bakın ne dedik? atatürk rasyonel bir adamdı dedik. bu tabir size ne anlam ifade ediyor? yahu azıcık düşünün bir ya, çok demiyorum bak azıcık düşünün diyorum. atatürk kendi küçüklüğünden itibaren dünya şartlarını görmüş, okumuş ve ona göre aksiyon almıştı. yani bildiğiniz aklını kullanmıştı adam. e o günün şartları ile bugünün şartları bir değil ki. bugün yaşayıp, kendini geliştirse bazı şeyler aynı olmak kaydıyla birçok şeyde farklı aksiyonlar alacaktı. adamın en büyük özelliği dünyanın gittiği yeri okuyup birçok ülkeden önce strateji belirleyip uygulamasıydı zaten. yahu bizim kanaat önderlerimiz de en sonunda aşırı romantizme kapılıp aklını kullanmayı bıraktı herhalde. ''atatürk aşağı, atatürk yukarı, atatürk'e sarılın, atatürk size sarılsın.'' vs. ne oluyor arkadaş? nerede realizm? nerede rasyonalite? aklı mantığı tamamen boşaltıp milletin abdülhamit'e yapışması gibi biz de atatürk'e yapışalım kafasının atatürk ile ne alakası var? bunlar atatürk'ün istediklerinin bizatihi tam zıttı ve moda oldu. ülkenin her kesimi atatürk demeye başladı. diyorum ya ülkede modern asr-ı saadet kafası hakim olmaya başladı. ha gerçekten atatürk ilkelerine sarılmak mı istiyorsunuz? o zaman merak eden, okumayı seven, dünyayı araştıran, vatanına milletine hayran, birçok dil bilen, sorgulayan, rasyonel ve bilimsel düşünebilen, yeri gelince masaya yumruğu vurmasını bilen, çevresine bir şeyler katmasını bilen, zorluklardan yılmayan, cesur, gözü kara, idealleri olan ancak hayalperest olmayan, ülkesine faydalı olmaya çalışan bireyler olun. bunun dışındaki her şey slogandır. hiçbir işe yaramaz.

    2. atatürk gibi düşünmemiz gerekiyor:

    - agacım atatürk gibi düşünemezsiniz. neden mi?

    a. çoğunuzun eğitimi yetmez.

    b. çoğunuzun merak seviyesi, araştırmacılığı yetmez.

    c. çoğunuz bırakın başka dilleri bilmeyi daha türkçeyi doğru düzgün bilmiyorsunuz.

    d. siz 19. yy'ın sonunda doğmadınız. 21. yy çocuklarısınız. o günün şartlarıyla bugünün şartları aynı değil. anakronizmin dibine ekmek doğramayı bırakın artık.

    e. ömrünüzün hatırı sayılı bir kısmı savaşlarla geçmedi. hatta onu bırakın ömrü hayatınız boyunca birebir şekilde savaşa şahit olmadınız. silah kullanmadınız, canlı birine ateş etmediniz, ordu yönetmediniz, general değilsiniz. (hoş general olma zorunluluğu yok tabii, hehe.)

    f. rasyonel değilsiniz. tuttuğunuz futbol takımı ne dese inanıyorsunuz. tuttuğunuz siyasal parti ne dese inanıyorsunuz. sevdiğiniz kişiler ne dese inanıyorsunuz. ha bir de bunun tam tersi var. bunun dışında kalan herkesle ve her şeyle düşmansınız. aşırı derecede inançlısınız. bazıları dine aşırı inançlı, bazıları dünya'ya aşırı inançlı, bazıları kendine aşırı inançlı vs. sorgulamıyorsunuz ya da safi sorgulamayı bir meziyet zannedip hiçbir şeye güvenmiyorsunuz. ayarınız yok sizin, rasyonalite kavramınız sıfır. e bu haldeyken siz nasıl atatürk gibi düşünmeyi planlıyorsunuz?

    g. cesur değilsiniz. devamlı köşeye kıstırılmış yaralı kurt gibi davranıyorsunuz. ölümüne saldırma, parçalama ya da kaçma içgüdüleriniz var. devamlı insanlara hakaret ediyorsunuz, küçümsüyorsunuz, kendinizi çok büyük görüyorsunuz. hiçbir şey başaramayınca da ''allah belanızı versin sizin. ben gidiyorum ne haliniz varsa görün'' deyip basıp gidiyorsunuz. (bu arada tek bir taraf seçilmemiştir. her siyasi partiden bu tipler var.) şunu unutuyorsunuz. atatürk'ün arkasına aldığı kitle ile sizin hakaret ettiğiniz kitle tamamen aynı. hatta atatürk'ün arkasına aldığı kitle bugünkülere nazaran aşırı daha bitik bir kitle. yine bugünküler de okuma yazma var, az buçuk elden düşme olsa da bir tahsil var. internet, televizyon sağ olsun yine dünyada olup biten birkaç olayı yarım yamalak da olsa görebiliyorlar. e o zamanki kitleyi düşünün siz. tamamen yüzde yüz, saf, katıksız ''padişahım çok yaşa kitlesi'' ile karşı karşıyayız. atatürk ve milli mücadele taraftarları için kafir, vatan haini fetvası çıkmış. (mürted) görüldükleri yerlerde öldürülmeleri farz kılınmış ve uçaklarla anadolunun çeşitli yerlerine dağıtılmış. çeşitli yerlere osmanlı, nasihat heyetleri göndermiş. anadolu'nun çeşitli yerlerinde bundan etkilenip bazı isyanlar çıkmış, bunlar bastırılmaya çalışılmış ve mustafa kemal bu kadar şeye rağmen halkı kendine inandırıp koskoca kurtuluş savaşı yapmış. yetmemiş bir de üstüne kazanmış. kiminle yapmış bu kadar işi? bizim dünyadan bihaber köylü halk ile. e soru şu aslında, nasıl yapmış? herhalde sizin gibi küfür ederek değildir.

    3. atatürk gibi davranmamız gerekiyor:

    - bunu çok uzun tutmayacağım. zaten birçoğunuzun neden bunu yapamayacağını yukarıda anlattım. şimdi gelelim neden atatürk gibi davranamayacağınız kısmına. çok basit aslında. neden atatürk gibi davranamazsınız? e çünkü o kadar zeki değilsiniz de ondan. yukarıda saydığım birçok madde çalışmayla, düşünce sistemiyle vs. oluşturulabilir ancak anlık durumlar ile ilgili çeşitli stratejiler güdüp hamleler yapmak için çalışma yetmez, deha olmanız lazım. örneğin herkes savaşta bir şeyleri komuta edebilir. bunun için okul okursun, eğitim alırsın, cephelere gidip tecrübe kazanırsın ve gereğini yaparsın. ancak herkes sakarya meydan muharebesindeki çizgisel hattan çıkıp alan savunması ve saldırısı taktiğini yapamaz. neden? çünkü o zamana kadar öyle bir şey yoktu da o yüzden. mustafa kemal'in uydurduğu (salladığı demiyorum, literatüre soktuğu manasında) bir taktik bu. o zamana kadar yoktu. mustafa kemal yapınca oldu. sonrasında bu taktik birçok farklı savaşta farklı ülkeler tarafından uygulanmaya başlandı. heh işte anladınız mı? bilginizle, görgünüzle, tecrübenizle birçok şey yapabilirsiniz. ancak deha değilseniz öldürücü hamleyi yapamazsınız. e işte bu yüzden de atatürk gibi, cengiz han gibi, timur gibi, napolyon gibi, iskender gibi, hz. muhammed gibi, newton gibi ,einstein gibi, hawking gibi vs. davranamazsınız.

    sonuç itibariyle atatürk gibi olalım, o döneme dönelim kafasından çıkmamız lazım artık. atatürk bugün yaşasa kimin suratına tükürürdü tartışması bizi hiçbir yere götürmüyor, götürmeyecek. akıllı olalım, rasyonel olalım, eğitimli olalım, vatanımızı sevelim, halkımızı sahiplenelim yeter. geri kalan şeyler siyasetçilerin sizi atatürk büyüsü altına almak için yaptığı büyücülük çalışmalarından ibaret. neden büyüleniyorsunuz arkadaş? yapmayın şunu, yeter!
  • mustafa kemal konusunda gerek ekşisözlük gerekse gerçek hayatta konuşmayı tercih etmiyorum. bunun sebebi 5816 sayılı kanun ve özellikle atatürkçü olmayanlara karşı toplumun dışlayıcı ve haince bakışları. atatürk'ü elestirebilirsiniz ama sövemezsin küfredemezsin doğru ama atatürk'ü elestirdiğinizde bile size düşmanca bakan bir nesil yetiştirdiler ve toplum elestirmeye bile tahammülü yok. bu öyle bir noktaya geldi ki en ufak bir eleştiri de bile sizi şeriatçı ve iltica-i harekette bulanan biri gibi algılıyorlar. unutulmamalıdır ki 'her atatürkçü laiktir ama her laik atatürkçü değildir'.
    sevgiler ve saygılar.
  • solar pleksus'a ikinci beyin de denilir, toplumsal güdüler, bilgi ve enerji merkezi sayılıp, milliyetçilik duygularını da destekleyen bölge olarak bilinir.

    aynı soya ait olan ve birbirini hiç görmeyen ve tanımayan insanlar mesafe ve zaman kavramını aşarak birbiri ile bilgi ve güç alışverişinde bulunabiliyorlarsa, bu solar pleksus bölgesinden dolayıdır.

    soyculuk/milliyetçilik konusunda bilinç altı buradan uyarılır.

    görsel

    görsel

    görsel
  • hatay kurtuldu!
    yaşa varol atatürk!

    ileride okulumu bitirip ekonomik özgürlüğümü kazandığımda ilk olarak kutsal emanetin hatay'ı ziyaret edeceğim. antakya, defne, samandağ... baktığım her yerde seni ve fikrini göreceğim.

    özellikle depremden sonra hatay'a çok daha farklı bir gözle bakmaya başladım. hatay'ı almak için nasıl çaba gösterdiğini, bu medeniyet beşiğini vatan toprağına katmak için hasta halinle ne mücadeleler verdiğini okudum, öğrendim, öğreteceğim. benim memleketim şapkayı ilk kez giydiğin şehir kastamonu. ama göğsümü gere gere hataylıyım diyebilmeyi de bir o kadar çok isterdim.

    ümidin türk gençleri olarak değil hatay 780 bin kilometrekarelik türk toprağını ve halkını dün olandan daha ileriye konuma taşımak için var gücümüzle çalışacağız.
  • “çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim bu gün yapabildiğim işlerin hiç birini yapamazdım.”
    kemal atatürk
3673 entry daha
hesabın var mı? giriş yap