• hedef kitlesini en doğru şekilde seçen, estetik anlamında her zaman tatmin eden ve oluşturduğu özel oyuncu kitlesiyle bir asırdan fazla hayatta olan başarılı firmadır. bir dönem nintendo wii sahibi biri olarak ve başka firmalardan da hemen her konsolu edinip takip ettiğim için birkaç şeye değinebileceğime inanıyorum bu firmayla ilgili.

    öncelikle nintendo yaptığı oyun konsollarında; güce en az şekilde önem veren ama yine de size performans olarak dandik deneyimler de yaşatmayan bir firmadır. nintendo daha ziyade fikirlere ve eğlencenin ne kadar farklı olabilme ihtimaline önem verir, reklamını da her zaman bu tema üzerinden yapar. ps ile xbox yarışını ele alalım; ikisi de güç odaklı, sermaye odaklı birbirini yerken aradan switch sıyrıldı gitti farkında değiller. çünkü switch yine bir fikir verdi insanlara, farklı bir anlayış sundu, bu aynı wii gibi farklı bir eğlence anlayışıydı. hem misafirini çağırıp çocuk yaşlı fark etmeksizin oynayabileceğin bir şeydi, hem de evde tek başına pokemon da avlayacağın bir şeydi. başına oturduğunuzda aman şu bölümü geçeyim diye yorulmayacağınız, sadece oyununuzu oynayıp kalkacağınız pek çok oyun vardır nintendo dünyasında. insanlar bazen akıcı ve yorulmayacağı eğlenceyi arıyor. işte bunun gibi dertlerin şifası nintendo'dur ve bu durum onlara çok sadık bir kitle yarattı. biz ergenliğimizde deli gibi pes cafedir guitar hero'dur takılırken, playstation3'ü xbox 360'ı dünyada en iyi konsollar zannederken (ki güç olarak öylelerdi), nintendo wii satış rakamlarını incelediğinizde bu yukarıdaki iki kült konsolu da ezip geçmişti o dönem. bunun sebebi de dünyanın en farklı anlayışını bize sunmuş olmasıydı, kabul edelim wii bir çağ açıp kapattı.

    ben de yazımı kapatacak olursam, nintendo'nun bu farklı politikasına da, verdiği eğlence anlayışına da her zaman saygı duyacağım. şu an bir xbox kullanıcısı olarak, maalesef bir switch'im olmasa da satış rakamlarında nintendo'nun iyi yerlerde olmasını hep isteyeceğim.
  • nintendo'nun enteresan bir oyun kültürü anlayışı vardır; tarihte süregelip bir süre sonra devrettikleri.

    nes zamanında oyun piyasaya çıktığında, kartuşunu nintendo üretir ve üzerine damgasını basıp dağıtımı üstlenirdi. burada maksimum kâr elde etmeye çalıştıklarını düşünebilirsiniz. tabii, belirli bir kaliteyi sürekli korumayı istedikleri için de böyle bir strateji izledikleri düşünülebilir. aslında mesele kartuşun üretilip dağıtılması ile bitmiyor. hatta asıl uygulamalar yanında bu, detay kalıyor.

    nintendo, nes'e oyun yapacak firmaya, senede sadece 5 oyun yapma izni vermekle beraber, aynı oyunun başka bir sistemde iki sene içerisinde çıkmaması için teminat ta istiyor. satışlar peynir-ekmek mode'una girdikten sonra yapımcılar bu şartları kabul ederek oyunlarını sunuyorlar. ancak bu arada ortaklık açısından en çok gelişen taraf yine nintendo oluyor. her sattığı oyundan azami kar etmekle kalmayıp sunduğu konsolu da daha alınası bir hale getirmeyi başarıyor.

    ilerleyen yıllarda, 16bit yılları girdiğinde, nintendo ilk etapta kartuş üretimi konusunda sınıfta kalsa da, oyun yapımcılarını kendine has kurallarla bağlamayı başarıyor. bu arada biz, nintendo'dan başka hiçbir sistemde göremeyeceğimiz oyunlar ve oyun yapımcı firmaları ile karşılaşıyoruz. snes zamanında dikkat çeken regülasyon sadece oyunların lisans anlaşmaları değil aslında. bir de nintendo'nun daha sonra da değineceğim 'ev/aile konsolu' olma yolunda uyguladığı bazı enteresan şeyler de var. oyunlar piyasaya çıkmadan ve nintendo damgasını yemeden evvela, uzun uzadıya oynanıp, nintendo'nun sansüründen geçiyorlar. bu arada nintendo vahşet veya uygunsuz içerikli oyunların çıkaracağı beladan çok feci tırsıyor da böyle yapıyor diye düşünmeye gerek yok zira o dönem sega pek te sansür uygulamıyor. kaldı ki yine nintendo, konami'nin sunset riders'ındaki kadın barmenleri ve bir bölümde öldürülen kızılderileri oyundan pat diye kaldırtıyor. mortal kombat'ten kan efektlerini kaldırıp piyasaya sürüyorlar ve sega'da 2 milyon satan oyun snes'te 400 bin anca satıyor.

    esrb'nin kurulması ile beraber, nihayet nintendo'nun sansüründen kurtuluyor konsol dünyası. mortal kombat 2 çıktığında, sega ile başabaş satışlar elde edilebiliyor bu sayede. aslında bu da tartışılan, oyunlardaki vahşet konusu açısından hayli enteresan bir detay. ama konu o değil.

    snes'in muazzam yetenekleri ve oyunlarının en az nes oyunları kadar rafine edilmesi sayesinde, nintendo çok büyük bir kâr elde ediyor ama yetinmiyor, gameboy'u çıkararak para basmaya başlıyor.. gameboy'un öne çıkan özelliğinin sadece taşınabilir olması olduğunu reddediyorum. gameboy'u istisnai bir el konsolu yapan şey kablo bağlantısı ve gameboy color'lardaki infrared bağlantı port'udur. ve nintendo, aslında 'bu fikir tecmo*'nundur' diyebileceğimiz monster breeding konseptini pokémon oyunları ile birleştirmeyi başarmakla kalmayıp, her oyuncuya iki versiyonu da (pokémon red, pokémon blue) aldırtmayı başarmıştı. zira her sürümde, toplam 150+1 olan pokémondan 139 çeşit bulunuyordu ve bu çeşitlerden 20 kadarı sürüme göre farklıydı. kalan 11 pokémondan birisi gizli, diğer onu ise ancak takas yolu ile elde edilebiliyordu. yani, bir pokémonu yetiştirip arkadaşınız ile takas etmek zorundaydınız ki, pokémon takas esnasında evrim geçirip başka bir stage'e geçebilsin..

    ardından gelen nintendo 64, üstün 3d kabiliyeti ve devam ettirilen klasik nintendo tasarımı çizgileri sayesinde piyasada tutundu. 3d'nin verdiği yetenekler ile yeni evrenler geliştirildi. ama aslında bu sonun başlangıcı gibi bir şeydi..

    sony playstation'a kaptırılan bir çok tasarım, oyun ve oyun serisinin ardından, hızla kızışan konsol piyasasına gamecube gibi bir konsolla giren nintendo, benim nes'te dahi gördüğüm 'ev/aile konsolu' imajına fazlasıyla sığınıldığı izlemini veriyordu. bu arada konami'nin sanki eski günlerden kalan 'vefa borcu' gibi bir hamle ile bir metal gear solid oyununu gamecube'a çıkartması veya capcom'un, resident evil zero'su, konsolu daha da radikalleştirip mainstream piyasadan uzaklaştırıyordu. nintendo'nun n64 ile başladığı düşünülen dominasyon kaybı bu sefer daha belirgin bir şekilde okunacak hale gelmişti.

    günümüze bakalım. playstation'ın rakipsizliği, xbox'ın 'hafif radikal olması' ve sega'nın rekabetten silinmesinden sonra, nintendo, karşımıza wii gibi bir 'icat'la çıkmaya karar verdi. ve aslında bu yapabilecekleri en iyi hamleydi. oyunculuğu bir adım öteye götürmek ve cihazı olduğundan daha eğlenceli ya da sadece 'farklı' hale getirebilmek, bence nintendo'ya, kısaca, 'adına' yakışan bir hareketti. ancak...

    taa 90'lara kadar giden bir imaj açığı var nintendo'nun. artık adından mıdır, nedir bilinmez. bu aletler hiçbir zaman 'cool' olamamışlardır. seganın tasarımları alabildiğine havalı ve zor alışılabilir olmasıyla beraber, kendine ait bir kitle oluşturmasını tetikleyebilen etkendir. ancak, ilk 16bit anaakım konsolun sega olmasına rağmen, nintendo'nun ne yapıp edip satışlarda sega'yı geçebilmesini sağlayan da işte bu 'ağırbaşlı' tasarım değildir de nedir ? super mario world ile yarışabilen sega oyunu bulunamazken, final fantasy iii ile yarışabilecek konsol rpg'si hâlâ parmakla gösterilebilir durumdadır. sega ise bir nevi, arcade salonu aksiyonunun evde yaşanması hülyasını gerçekleştirmektedir.

    ilerleyen zamanın neler getireceğini gerçekten merak ediyorum. eskiden nintendo, tasarımındaki heyecan yoksunluğunu çok sağlam ve tekelleştirdiği oyun tasarımcıları ile giderebilirken, şu an elinde bu imkan bulunmadığından dolayı, rekabet edebilmek için ya wii'nin özelliklerini yeni oyunlarla sonuna kadar kullanacak, ya da 'sıkı' bir konsolla gönülleri geri kazanmanın yollarını arayacak. bu arada logo değişir mi, neler yaşanır, zaman gösterecek.
  • nintendo fusajiro yamauchi tarafından 1889 yılında nintendo koppai ismiyle küçük bir işletme olarak kurulmuştu ve ana iş dalı el yapımı oyun kartları üretmekti. bu kartlar günümüzdeki iskambil kartları gibi birkaç farklı oyun oynamak için kullanılabiliyordu. ancak nintendo bu kartlarla oynanan hanafuda isimli bir oyun da piyasaya sürmüştü. hanafuda kısa sürede gözde bir oyun haline gelmiş ve bu sayede nintendo bir başarı yakalamıştı. hatta kartlara olan talepler o kadar fazlaydı ki firma kartları toplu üretmek için birçok kişiyi işe almıştı. 1950'lerin ortalarına kadar nintendo orta boyutlu ve oyun kartı üreten bir firma olarak kaldı ve japonya'nın dışına pek çıkmamıştı.

    1949 yılında nintendo'nun patronu değişti ve kurucunun torunu olan hiroshi yamauchi 22 yaşında şirketin başına geçti. nintendo'nun oyun kartları üretiminden, günümüzdeki yerine gelmesini sağlayan kişi de kendisidir.

    hiroshi yamauchi 1956 yılında şirketini genişletmek amacıyla amerika'ya gitmeye karar verir. oraya ulaştığında oyun kartı üreten firmasının potansiyelinin sınırlı olduğunu görür ve farklı alanlara yönelmeye karar verir. 1963 yılında şirket farklı sektörlerde faaliyet göstermeye başlar. ilk sırada bir taksi şirketi işletmeye karar verir ancak başarılı olamaz. ardından japonya'ya özel olan love hotel işletmeciliği gelir ve o da başarısız olur. sonra medya kuruluşluğu, en son da yemek şirketi denemesi yapılır ve bunlardan da istenilen sonuç alınamaz. 1964 yılında gerçekleşen tokyo olimpiyatlarından sonra kart satışları da düşer ve nintendo tarihi boyunca en çok zarar ettiği dönemi yaşar.

    birkaç sene içerisinde birden çok sektörde başarısız olan nintendo, 1966 yılında oyuncak sektörüne girer ve burada küçük oranda başarı sağlayıp, zarar ettiği durumunu bir nebze de olsa düzeltir. 1973 yılında ürettikleri ve laser clay shooting system ismini verdikleri ürünle nintendo ilk defa aile eğlence sektörüne giriş yapar. bu oyun nintendo'nun beklediği kadar satış yapamamış olsa da, şirketin aile eğlence sektörü ve oyun endüstrisi için araştırma yapmalarına imkan sağlayacak kadar gelir getirmiştir.

    1970'li yıllarda oyun konsolları evlere girmeye başlamıştı. bunu gören nintendo oyun endüstrisindeki ilk girişimini 1975 yılında magnavox odyssey oyununun japonya'daki dağıtım haklarını alarak yaptı.

    70'li ve 80'li yıllarda evlerde oyun konsollarının sayısı çok az olsa da, nintendo dağıtımını yaptığı oyunla başarı yakalamıştı ve hem ev konsolları hem de arcade makinaları için oyun geliştirmeye başlamıştı. nintendo'nun arcade makinaları için yaptığı ilk oyunu 1975 yılında piyasaya çıkan evr race olmuştu. donkey kong ise 1981 yılında çıkarıldı. bu oyunlar aslen arcade makinaları için çıkarılmıştı ancak ilerleyen zamanlarda atari 2600, intellivision, colecovision gibi oyun konsolları için de çıkarıldı. nintendo bir taraftan oyunları yapıp piyasaya sürerken, diğer taraftan başka bir işle ilgileniyordu. geliştirdikleri el konsolu ile nintendo için yeni bir dönem başlamıştı.

    nintendo'nun ilk el konsolu oyunu game and watch isimli oyunlarıydı ve 1980 yılında çıkarılmıştı. game and watch'da birkaç oyun bulunuyordu ancak bütün oyunlar aynı el konsoluyla oynanmıyordu. her el konsolunda oyunun farklı bir bölümü bulunuyordu ve oyunun farklı bölümü için başka bir konsol almak gerekiyordu. bu adım el konsollarının başlangıcı olmuştu.

    1984 yılında nintendo üretim kapasitesini arttırarak iş alanını genişletmiş ve famicom isimli kartuşla çalışan oyun konsolunu japonya'da piyasaya çıkarmıştı. bu sistemin başlarda biraz sorunları olsa ve oyunlardan atma olayları yaşansa da, video oyunlarına olan talebi oldukça yükseltmişti. nintendo, famicom sistemini 1985 yılında yeni bir isimle bütün dünyada piyasaya sürdü, nintendo entertainment system (nes). sistemin hatalarının çözülmesi sayesinde nintendo rakibi olan atari ve diğer firmalar karşısında öne geçmişti. ardından nintendo robotic operating buddy isimli bir sistem daha çıkarmış ve bu sayede oyunların konsolla senkron halde çalışmasını sağlamıştı. nes ile birlikte nintendo'nun en gözde oyunları da piyasaya sürülmüştü. bu oyunların arasında super mario bros ve legend of zelda bulunmaktaydı. nes'in geliştirilmesi ve 1985 ile 1988 yılları arasında çıkarılan gözde oyunların sayesinde nintendo büyük bir başarı yakalamıştı. 1986 yılında nes avrupa pazarına girmiş ve her evde olması istenen bir cihaz olmuştu.

    80'li yılların sonu ile 90'lı yılların başlarında nintendo kendisine rakip olarak karşısında sega'yı bulmuştu. nintendo'nun mario karakterine karşı sega kirpi sonic'i çıkarmıştı.

    1990 yılında nintendo amerika'daki video oyun pazarının %90'ına hakimdi ancak sega geliştirdiği oyun konsolu sega genesis ile 1994 yılında amerikan pazarının çoğunluğunu ele geçirmişti.

    nintendo nes üzerinde çalışıyorken sega daha güçlü bir konsol üretmeyi amaçlıyordu. sega genesis piyasaya çıktığında 16-bit destekliyordu.

    sega ve nintendo arasındaki yarış tavşan ve kaplumbağa hikayesine benziyordu. sega sahneye ilk çıktığında gösterişliydi, hızlıydı ve güzel bir tasarıma sahipti. diğer taraftan nintendo ise daha çok oyunların oynanışına ve tasarımına önem veriyor, pazarlamayı ikinci plana atıyordu. nintendo'nun kaplumbağa stratejisi donkey kong country'nin çıkmasıyla işe yaramıştı ve 1994 yılının sonlarında tekrar piyasalarda sega'nın önüne geçmişti.

    ek olarak, iki firmanın arasındaki en belirgin politikalardan birisi de nitelik ve nicelik ayrımıydı. nintendo oyunlarının kaliteli olmasına önem veriyordu ve bu sebeple sega'ya göre daha az oyun çıkarıyordu ama oyunları kaliteli oluyordu. sega ise karşılık olarak oyun kütüphanesini mümkün olduğunca büyük tutarak yarışmayı hedefliyordu ve sonuç olarak çok sayıda kalitesiz, az sayıda başarılı oyun çıkarıyordu.

    satış rakamları göz önüne alındığında nintendo geliştirdiği kaliteli oyunların sayesinde yarışın galibi olmuştu. sega her ne kadar geride kalmış olsa da o dönemde oyun endüstrisine yön vermeyi başarmıştı.

    sega ve nintendo arasındaki yarış 1980'lerde 8-bit döneminde başlamış ve 2000'lerin başında 32-bit dönemine kadar sürmüştü. 1995 yılında sega amerika'daki geliştirici ofislerini kapatmış ve diğer konsollar için oyun yapmaya karar vermişti.

    nintendo 1989 yılında game boy konsollarını japonya'da satışa çıkarmıştı. game boy ilk kartuşu değiştirilebilen el konsoluydu ve bugün bile oynanan bir oyunla birlikte satılıyordu, tetris. game boy düşük fiyatı ve sağlamlığıyla büyük bir satış rakamına ulaşmayı başarmıştı.

    nintendo'nun sonraki adımı 1990 yılında japonya'da super famicom veya batıda bilinen adıyla super nintendo entertainment system'i çıkarmak oldu. bu konsolun piyasaya çıkmasıyla birlikte nintendo kendi oyun imparatorluğunu sağlam temeller üzerine kurmaya başlamıştı. snes 1991 yılında amerika'da, 1992 yılındaysa avrupa'da satışa sunulmuştu. snes konsolu dünya çapında 46 milyondan fazla satış rakamına ulaşmıştı. ayrıca 1992 yılında zelda'nın devam oyunu the legend of zelda* piyasaya sürülerek yine büyük bir başarı yakalamıştı.

    devam eden yıllarda nintendo grafiklerde ve yeni ürünlerinin teknolojilerinde büyük gelişim göstermişti. nintendo her ne kadar başarılı konsollar üretse de, piyasada kalabilmek için daha iyi teknolojiler üretmesi gerektiğinin farkındaydı. satellaview ismini verdikleri bağlantı cihazıyla snes ve game boy konsollarından dijital görüntü almak mümkün hale gelmişti ve bu sayede oyunların hem grafikleri, hem de oynanışı daha iyi hale gelmişti.

    1996 yılında nintendo büyük bir adım atmış ve nintendo 64 ismini verdikleri 64-bit destekleyen konsollarını piyasaya sürmüştü. konsolun satışa sunulduğu ilk günde 500,000 adet satmış ve insanlar bu konsolu alabilmek için uzun kuyruklarda beklemişlerdi. yine 1996 yılında nintendo, game boy pocket konsollarını piyasaya sürmüştü ve bu konsol, el konsolu olan game boy'a göre %30 civarında daha küçüktü. nintendo 64 için çıkarılan super mario 64 büyük bir başarı yakalamıştı ve günümüzde bile en iyi oyunlar arasında sayılmaktadır.

    26 şubat 1996 tarihinde ilk pokemon oyunu game boy için japonya'da satışa sunulmuş ve kısa süre içerisinde çok beğenilmişti. pokemon serisi o tarihte çıkarılmaya başlanmış olsa da günümüzde devam serileri çıkarılmaya devam etmektedir. nintendo, pokemon sayesinde toplamda 277 milyon oyun, 21.5 milyar oyun kartı satmıştır ve 17 film çıkarmıştır.

    1998 yılında game boy color piyasaya çıkarak el konsollarına yeni bir soluk getirmişti. 2001 yılının eylül ayında nintendo gamecube piyasaya sürülmüş ve aralık ayına kadar 2.7 milyon satış rakamına ulaşmıştı. super smash bros melee oyunu gamecube için en çok satılan oyundu ve dünya çapında 7 milyondan fazla satış rakamına ulaşmıştı.

    52 yıldır nintendo'nun başkanlığını yapan ve firmayı elektronik oyun endüstrisinin lideri konumuna getiren hiroshi yamauchi 2002 yılında emekliye ayrılarak koltuğunu satoru ıwata'ya bırakmıştı.

    2003 yılında game boy advance sp piyasaya sürülerek game boy'un başarısını devam ettirmişti. yine 2003 yılında mario kart: doube dash piyasaya sürülmüştü.

    nintendo ds 2005 yılında piyasaya sürülmüş ve hemen başarıya ulaşmıştı. ds'de çift ekran, kablosuz çoklu oyuncu, dokunmatik ekran bulunuyordu ve game boy advance oyunlarını da destekliyordu. 2006 yılında nintendo wii çıkmıştı ve bazı oyunlarını oynamak için aktif olarak hareket etmek gerekiyordu. oyun oynarken hareket etme olayı sayesinde nintendo wii oyuncuların yanı sıra oyunlara ilgi duymayanlara da hitap etmeye başlamıştı.

    ds ve wii'nin piyasaya sürülmesinden sonra nintendo 2011 yılına kadar yeni bir konsol çıkarmayıp, önceki dönemlerine göre sessiz kalmıştı. piyasaya sürülen nintendo 3ds ve wii u, önceki konsolaların iyileştirilmiş sürümleriydi. 3ds konsolunda kullanılan teknoloji sayesinde gözlüğe ihtiyaç duyulmadan, konsolun donanımında bulunan bir parça sayesinde 3 boyutlu görüntü elde edilebiliniyordu.

    2016 yılına geldiğimizde nintendo arttırılmış gerçeklik oyunu olan pokemon go'yu piyasaya sürdü. bu oyun mobil cihazlar için geliştirilmişti ve cihazların kameralarını ve gps'lerini kullanarak gerçek dünyada pokemon yakalamaya olanak sağlıyordu. oyun çıktığı ilk haftada milyonlarca kez indirilerek büyük bir başarıya imza atmıştı. oyun ücretsiz olsa ve nintendo'ya büyük oranda doğrudan kazanç sağlamasa da, pokemon go'nun çıkışından kısa süre sonra nintendo'nun hisse değerleri 9 milyar dolar yükselmişti.

    1889 yılında kurulan ve geçen 131 sene boyunca önce başarılı olmuş, ardından farklı pazarları deneyerek büyük zararlar etmiş ve elektronik oyun sektörüne girerek büyük bir imparatorluk oluşturmuş nintendo'nun hikayesi elbette birkaç satıra sığacak kadar kısa değil. elektronik oyun devrimini başlatan ve gelişen teknolojiyi en önde takip edip, rakiplerinden daha kaliteli işler çıkaran nintendo günümüzde bir oyun imparatorluğu olarak varlığını sürdürüyor.
  • türkiye'de bu firmanın herhangi bir ürününe sahip olmak insana piç gibi hissettiriyor; ürünlerin garantisi yok, oyun desteği yok, aksesuar desteği yok, ürünlere sahip olanların sayısı az olduğu için komünite diye bir şey yok, dil desteği yok ne gezer...

    yoklar uzayıp gider.
  • türkiye'de ulaşılması gittikçe zor hale gelen ürünleri olan firma. uzun zamandır 3ds'e geçmek istiyorum fakat ne zaman almaya niyetlensem fiyatları görünce koşarak uzaklaşıyorum. fiyatlar gün geçtikçe artıyor. tabi bu fiyat artışı bizim ülkede geçerli. 800 tl'den başlayıp 250 tl'ye kadar düşen aletin, şimdilerde sıfırı 400-500 tl arasında seyrediyor.

    yurt dışında 199 dolara 3ds xl yoshi special edition alırken
    http://www.walmart.com/…l-edition-handheld/34706451

    bizde aynı ürün tam 789 tl'ye satılıyor.
    http://urun.gittigidiyor.com/…l-sifir-pal-115088528

    bu nasıl bir uçurumdur amk. biraz pokemon oynayıp, iki mario zıplatacaz diye resmen domalmamız isteniyor.

    wii fiyatlarından girmek bile istemiyorum. önceki nesil konsol olmasına rağmen fiyatı düşmek yerine artıyor. en son 4-5 ay önce baktığımda 300'e bulunabilen alet, şimdilerde 500 tl sularında geziyor.
  • para kazanmanın kitabını yazan firma. 30 yıl önce yaptıkları super mario oyununu hala 8 dolara satıyorlar. nes, snes, 64, gamecube, wii, wii u ve şimdi de switch'te aynı oyunu tekrar iteliyorlar, geriye uyumluluk bin yıl sonra gelir artık* özellikle wii ile sattıkları aksesuarlar ne kadar para kazandıklarını hayal edemiyorum.

    bir de adamların kitabında indirim diye bir şey yok. nintendo'yu tercih edenlerin, birinci parti oyunlar için konsol aldıklarını bildikleri için nintendo oyunlarında asla indirim yapmıyorlar. üçüncü parti oyunlarda da durum çok farklı değil. bunlarda da doğru dürüst indirim yapmıyorlar artık nintendo mu fazla komisyon alıyor yoksa nasılsa kullanıcı paralı diye gerek mi görmüyorlar bilemiyorum.
    8 yıllık skyrim'i 350 lira verip oynayacak lüksü olan arkadaşlara acayip imreniyorum. özellikle steamde 5 tlye alınabilinen binding of isaac gibi yılların oyunu da 40 dolar, 220 tl gibi efsane bir fiyata satılıyor. oyuncular daha önce 5 tlye alıp oynadığı oyunu switchte tekrar alıp oynuyorlar, bir de switch de deneyimleyeceğim falan diyorlar. bende switch dışında tüm el konsolları var, elde oynamak farklı bir deneyim ama çok daha pahalı bir deneyim olmamalı diye düşünüyorum.

    bir de diğer konsollara çıkan oyunlardan 5 kat 10 kat hatta 20 kat daha az maliyetle yapılan oyunların 60 dolardan satılması muazzam bir kazıklama, adamların online mağazasına baktıkça dumurdan dumura koşuyorum.
  • hakkında yanlış bilgi veren üstteki yazarın birkaç bilgisini düzeltmek istiyorum bir nintendo sever olarak. öncelikle 20 yıldır bir durağanlık söz konusu değil wii u hariç. ds, 3ds ve wii zaten inanılmaz satıyorlar. yine bir yanlış olarak wii 101 milyon satmış bir konsol 10 milyon değil. 101 milyon konsol satmış bir firma için durağanlaşmış demek hiç de doğru değil.

    nintendo türkiye'de pek ilgi görmediği için hatta ateri (hayır, atari değil o marka) dönemi bile replika kullanıldığı için maalesef ülkemize yabancı kaldı.

    oyun piyasasını çöküşten kurtaran mario ve nes konsolunun babası firmadır.
  • çıkalı daha 1 hafta bile olmamış pokemon go oyunundan beş günde net 400 milyon dolar kar etmeyi başardılar. ayrıca tokyo borsasında hisse değeri sadece 4 günde %12 artarak şirket tarihinin en yüksek değerine(24 milyar dolar) ulaştı.
  • isminde gizli "dindendön" telkini taşıyan bir ürün daha. sözlükteki dinciler bu konuda birşey yapmalı evet. adnan hoca nerede gençler.
  • (bkz: ilk göz ağrım)

    babamın gavuristandan aldığı nes ile ciğerime işleyen firma. ilkokulda arkadaş grubumuzda bir arkadaşta atari, bir diğerinde commodore, birinde sinclair vardı. kuzenlerden birinde pc, diğerinde amiga vardı. yakın bir arkadaşımda da sega vardı. yalnız her nasılsa nintendo'nun çizgisi bana en çok hitap eden olmuştur.

    adamların o genel çizgisi, pazarlama tercihleri nedense daha etkileyici gelmiştir. ki senelerce ölümüne pc oynadım. xbox oynadım. arkadaş çevrem playstation tayfası. yalnız tilki misali dönüp dolaşıp nintendo'da buldum o hazzı. yakın zamana kadar telefona emulator kurup oynuyordum. eski xbox'umda sözlükten mr nutz vesilesiyle n64 emulatoru kurup oynamışlığım var.

    şimdilerde vakit olmadığı için oynayamıyorum. yalnız şu yaşımda hala mobilde oynadığım oyunlara baksanız o nintendo aşkından izler bulunur. mağazacılık yaparken de güzel satmıştım mübarekten. *
hesabın var mı? giriş yap