• "ramazanda bikinili vücuda bakmak sevabı azaltır mı" konulu tartışmanın iki tarafı. aslı şurada:

    http://www.youtube.com/watch?v=kawgakdnot0
    http://www.youtube.com/…43ai5wphqwa&feature=related
  • biri diri diğeri ölü.
    bedenen yani. eserler bakidir yoksa.
  • genelde noam chomsky'nin adını yanlış yazarlar şöyle ki; naom chomsky.
    michel foucault'nun da soyadını yazamazlar şöyle ki; mişel foku

    (bkz: disleksi)
  • foucault ve chomsky ile yapılan 1971’deki söyleşi temelde iki ana eksen üzerine oturmaktadır. ilki, epistemoloji üzerine ikincisi ise insan doğası, adalet, siyaset, iktidar üzerinedir. her iki düşünür de bilimsel ilerlemenin zikzaklı olduğunu, yeni bilgilerin birbirinin üzerine eklenip birikmesi ve yeni teorilerin özümsenmesi vs. meselesinden ibaret olmadığını savunmaktadır.
    foucault, chomsky’nin tersine, bireylerin yaratıcılıklarına, yaratma kapasitelerine, kendi kendilerine kavramlar, teoriler ya da bilimsel hakikatler üretme yeteneklerine (insan doğasına) çok az yer ayırdığını söylüyor. chomsky, insan doğası kavramından, toplumsal, düşünsel ve bireysel davranışlarımıza yön veren şematizmler, doğuştan gelen düzenleyici ilkeler toplamını kastettiğini söylüyor. insanın yaratıcı kapasitesi üzerine vurgu yapıyor. ona göre, yaratıcılık itkisi insan doğasının içkin bir parçasıdır. foucault, özneye tabi olmayan, karmaşık, çoğul, bireysel olmayan bir formasyondan bahseder. foucault, bilimi mümkün kılan düzenlilik ve kısıtlama sisteminin insan zihninden başka bir yerde, hatta onun dışında, toplumsal biçimlerde, üretim ilişkilerinde, sınıf mücadelelerinde vs. bulunduğunu savunur.
    söyleşinin ikinci ekseni ise, aslında alternatif bir toplum tasarımlamanın olanakları, adalet, iktidar meseleleri vs. etrafında şekillenmektedir. chomsky, mevcut bütün toplumlarda var olan tarihsel bir kalıntı olarak baskı ezme, yıkma ve zorlama unsurlarını aşma perspektifine sahiptir. her türlü zorlama ya da baskı, belli bir varoluş alanı üzerindeki her türlü otoriter denetim, mesela sermayenin özel mülkiyeti ya da insan hayatının belli veçhelerinin devlet denetiminde olmasının alt edilmesinin, ortadan kaldırılmasının gerektiğini, içkin bir eleştiriyle aşmaya çalışmanın yetersiz olduğunu savunur. içinde hem ekonomik hem de diğer toplumsal kurumları barındıran federatif, adem-i merkezi özgür birlikler sistemini (anarko-sendikalizm) doğrudan katılım, özgür birlikler düşüncesini savunur. adil bir toplum yaratmak, insan özü ya da insan doğası kavramı üzerinde temellenen insancıl bir toplumsal kuram yaratmak gerektiğini savunur. chomsky, bir yandan özgürlük ve insanlık onurunu bütün kapsamıyla ele alan bir insan doğası kavramı ile yaratıcılık ve diğer temel insani özellikler arasında bağlantılar kurma; diğer yandan da bunu, sözünü ettiğim özelliklerin gerçekleştirileceği ve anlamlı bir insan hayatının sürdürülebileceği bir toplumsal yapı anlayışıyla ilişkilendirmeye çalışmanın çok önemli bir görev olduğunu söyler.
    foucault’ya göre acil görev, toplumsal bütünü fiilen denetleyen, ezen ya da bastıran bütün siyasi iktidar ilişkilerini, gizlenmiş olsalar bile teşhir etmektir. iktidarın hükümetin ellerinde toplandığını ve yürütme, polisi, ordu ve devlet aygıtı gibi beli sayıdaki tikel kurum yoluyla uygulandığını düşünmek eksik bir yaklaşımdır. siyasi iktidarın dışında, sanki siyasi iktidarla hiç ilgisi yokmuş gibi görünen belli kurumlar vardır. siyasi iktidar, sanıldığından daha derinlerdedir, belli merkezler ve gizli destek noktaları vardır. iktidar toplumsal ağın çoklu yakalarında işler. iktidar yayılmıştır, merkezsizleşmiştir, yaygındır toplum boyunca, heryerdedir, çünkü her yerden gelir. iktidar devam eden stratejiler ve ilişkiler dizisi olarak düşünülmelidir. iktidar, doğal ve özsel değil, söylemseldir. iktidarın tanımında tanımsal bir sınır yok. iktidar tüm toplumsal ilişkilere ve etkileşimlere yayılan bir şeydir. iktidarı diğer toplumsal ilişkilerden ayıran hiçbir aralık yoktur.
    foucault için insan doğası kavramından hareket etmek yanlıştır. insan doğası, adalet, insanların özlerini gerçekleştirme fikirlerinin hepsi uygarlığımız içinde, bize özgü bilgi tipi ve bize özgü felsefe biçimi içinde oluşmuş fikir ve kavramlardır dolayısıyla sınıfsal sisteminin birer parçasını oluştururlar.
  • entelektuel domende kismi bilgiden enterpolasyonla kestirim sonucu yuksek hata olasiligi teorisi. *

    edit: * enterpolasyon mu demisim! tamamen bilincdisi bir dil surcmesi, tabii ki ekstrapolasyon olacak, yoksa enterpolasyon olsa niye koskoca 2 felsefeci tv programlarinda oturup bunu tartismaya tenezzul etsin.
  • bu tartışmayı içeren televizyon programı, nihayet internetlerimizde arz-ı endam ediyor evet:

    https://www.youtube.com/watch?v=3wfnl2l0gf8

    şu yedeği de verelim (tamamen aynı video, öbürü silinirse diye veriyorum):
    http://www.youtube.com/watch?v=7tud4gfvtdy

    şimdi, birkaç bişey:
    bu video'da gördüğümüz, televizyon programının tamamıdır, evet, ama tartışmanın tamamı değildir. tartışmanın daha çok ilgi çekeceği düşünülen kısımları bir araya getirilmiştir bu programda; politik mevzular biraz uzun tutulmuş, daha teorik konular biraz (tamamen değil, biraz) es geçilmiştir. o es geçilen kısımlarda, chomsky ve foucault'nun kendi araştırma alanlarından hareketle bilgi meselesine dair fevkalade ilham verici (ama birbirlerini biraz ıskalayan) yaklaşımları mevcuttur* - deyip, tartışmanın tamamını şurada bulabileceğinizi ekleyeyim:

    https://chomsky.info/1971xxxx/

    bu da yetmez derseniz, tartışma metnine ek olarak iki düşünürün konuyla ilgili daha sonra yazdıkları ikişer makaleyi de içeren şu kitap var, ucuz bişey:

    http://www.amazon.com/…-human-nature/dp/1595581340/

    televizyon programına dönersek, şimdilik altyazı yok ne yazık ki, ama foucault öyle tane tane ve basit sözcüklerle konuşuyor ki, at kadar fransızca bilseniz yeter bence. lisede filan bir-iki yıl fransızca aldıysanız seyredin yani, korkmayın. ha, bi de televizyon sunucusu (tartışmanın sunucusu* değil, o ayrı) aralarda hollandaca konuşuyor ama o kısımlar zaten fasa fisodur herhâlde, ik ben çıkıleng çıkıleng çıkıleng go.

    foucault, bildiğiniz gibi bu programda bazı kaba davranışlarda bulunduğu için (chomsky konuşurken elini bileğine kadar ağzına sokmak gibi*), çok erken yaşta öldü. chomsky ise hâlâ yaşıyor, hâlâ konuşuyor. biz dört kuşaktır fukocuyuzdur ailecek ama yine de 80 küsur yaşındaki bu chomsky canavarını seyredin, seyrettirin bence. nasıl bu yaşta ironisiyle, vurgusuyla, toparlayıcılığıyla etkili sunumlar yapıyor, hayran olmamak elde değil. 60'ları saykedelik kullanmadan mı geçirmiş nedir. chomsky ölmesin. foucault ibnesi de keşke aids'den mi artık kabalıktan mı neyse ölmeseydi, o keskin kavrayıştan daha meyve alacağımız vardı.
  • tartışmanın tam metni insan doğası iktidara karşı adalet ismi ile kitap olarak yayımlanmıştır. ceviri sıkıntısı yasayanlar icin bgst yayinlarindan gelmiş.
    bilginize efenim...
  • insan doğası iktidara karşı adalet adında basılan metinde 54. sayfaya kadar foucalt'un sabrettiği görülür. belli ki chomsky foucault'u okumadan çıkmış karşısına ve bahsettiğim sayfaya kadar insan doğası üzerinden yürüyen tartışmalarda chomsky'nin hümanizmi göze çarpar.lakin fuko sabreder. lakin iş "adalet" kavramına geldiğinde dayanamaz artık fuko. chomsky'nin adalet tanımı alabildiğine özneldir. fuko basit bir soru sorar aslında devrim adalet için mi yapılır? yoksa güç için mi? evet saldırılar başlamıştır artık. kısa sürede hunharca saldıran fuko, son hamlesiyle geçmişten bir deha çağırır. tezini spinoza ile sağlamlaştıran fuko artık son noktayı koymuştur. ahlak kapsamına giren her şey gibi adaletin de nesnel bir tanımı yoktur ve varolan güç savaşından başka bir şey değildir: " size spinoza'dan mülhem bir cevap verip proleteryanın egemen sınıfa savaş açma nedeninin bu savaşın adil olduğuna inanması olmadığını söyleyeceğim. proleterya egemen sınıfla savaşır, çünkü tarihte ilk defa olarak iktidarı ele geçirmek istemektedir. ve egemen sınıfın iktidarını alaşağı edeceği içindir ki, bu savaşın adil olduğunu düşünür."
  • jacques derrida'nın mezarından gelip ortalığı duman edeceği kapışma.
    zizek abbas gibi iktidar partisini destekleyen, tatlı su solcularının da kenardan izleyip şöyle diyeceği tahmin edilmektedir:
    http://i.imgur.com/yxfvtb1.jpg

    ekonomi politikçi garnham ve murdock'un gelip "bu iki zübük de iktidarı parçalayarak liberallerle aynı hataya düşüyor. iktidar her yerdeymiş, kıçımın kenarı! iktidar hakim kapitalist sınıftır. al birini vur ötekine" diyerek noktayı koyacağı tahmin edilir.
  • bizdeki karşılığı kemal kılıçdaroğlu vs dengir mir mehmet fırat olan versus.
hesabın var mı? giriş yap