• rus milli marşının sözlerinin sürekli değişmesi.

    rusya'nın ilk milli marşı 1816 yılında kabul edilen "rusların duası" isminde bir marştı. bu marşta ingilizlerin o dönemki marşlarından o kadar etkilenilmişti ki ingilizlerin meşhur "tanrı kraliçeyi korusun" sözü "tanrı çarımızı korusun" diye çevrilip milli marşın ilk cümlesi olarak kullanılmıştı. marşta dikkat çeken bir başka detay da marşın sözlerinin rusya'nın ortodoks olmasına dikkat çekilmesiydi ve kullanılan dini motiflerin öne çıkmasıydı.

    bundan yaklaşık 17 yıl sonra 1833'te marşın sözleri ve müziği değiştirilip biraz daha kilise ilahisine benzetildi ama "tanrı çarımızı korusun" kısmı aynen muhafaza edildi. ayrıca sözlerde çar'a tanrı'yı yeryüzünde temsil eden kutsal bir kimlik yüklendi.

    1917'deki devrimden sonra ilk olarak rabochaya marsel'yeza adlı yeni bir marş yazıldı. bu marş ülkenin resmi milli marşı olmasa da çeşitli tören ve toplantılardan önce çalındığı için gayriresmi milli marş olarak kabul gördü. marşın sözlerinde ülkenin zincirlerini kırdığından ve devrimden bahsederken dünyadaki işçi ve emekçiler de ayaklanmaya ve haklarını söke söke almaya davet ediliyordu. eski marşın aksine yeni marşta hiçbir dini kavram geçmiyordu.

    bundan bir sene sonra ülkenin milli marşı olarak enternasyonel kabul edildi. marşta "dünyanın ezilenleri, aç kalanları, ayaklanın ve dünyayı değiştirin" mealinde sözler geçiyordu. bu marş 1944'e kadar ülkenin milli marşı olarak kaldı.

    ikinci dünya savaşı devam ederken stalin'in emriyle yeni bir marş yazılması için bir ekip kuruldu. yeni marşta rusya'nın savaş boyunca gösterdiği kahramanlıklar ve özverilerden bahsedilecekti. ayrıca stalin'den övgüyle bahseden bir mısra da milli marşa eklenmişti.

    stalin öldükten 3 yıl sonra bu şarkının sözleri tamamen silindi ve sadece müziği çalınmaya başlandı. böylece ülkenin milli marşı "sözsüz marş" olarak bilinmeye başlandı. bu 1956'dan 1977'e kadar böyle devam etti. 1977'de yazılan yeni marşta da stalin'den hiçbir şekilde bahsedilmiyordu.

    1990'da sosyalizm çökmüştü ve rusya kapitalizme yelken açmıştı. bu yüzden milli marşın yeniden değişmesi gerekiyordu. sosyalizm öncesi marşın geri getirilmesi gündeme geldiyse de bu kabul görmedi. daha sonra mikhail glinka'nın 1800'lerden kalma eski bir bestesi kullanılmaya başlandı. bu marşın sözleri yoktu ve sadece piyanoyla çalınan bir müzikten oluşuyordu. bu kez zırt pırt milli marşın değişmesinin önüne geçilmesi için bu yeni milli marşın anayasaya eklenmesi teklif edildi. böylece yeni marşın değişebilmesi için anayasanın değişmesi gerekecekti.

    bundan sonraki 10 yılda bu müziğe söz eklemek için bir çok çalışma yapıldı ama yazılan sözlerin çoğu veto yedi. sağcı partiler yeni sözlerin yeterince milliyetçi olmadığını, solcu partiler de yeterince solcu olmadığını düşünüyordu ve bir türlü yeni sözlerde anlaşılamıyordu.

    rus halkının da katıldığı ve herkesin bestesini yollayabileceği bir yarışma düzenlendi ve bu yarışmaya 6 binden fazla beste yollandı. yine de bunlar içinden juri tarafından kazanan olarak seçilen "slavsya, rossiya" pek tutmamıştı ve devlet tarafından resmi törenlerde ve organizasyonlarda nadiren kullanılıyordu. zaten rus halkı da bu sözleri benimsememişti. milli marş resmi olarak 1999'a kadar sözsüz olarak devam etti.

    2000 yılında rusya'nın başına putin geçince "olimpiyatlarda madalya alan sporcularımızın gururla söyleceği bir marşımız bile yok" diyerek yeni bir marş yazılması için emir verdi. putin müzik olarak eski sovyet marşının kullanılmasının taraftarıydı ama yeni sözler yazılmasının uygun olduğunu düşünüyordu. sovyetlerden kalma müzik milliyetçi sözlerle birleştirilmişti ve böylece hem sağcıların hem solcuların gönlü alınmıştı.

    gerçi yeni marşta çok fazla siyasi gönderme yapıldığı söylenemez. yeni marşın sözleri genel olarak "rusya sen ne büyük ve harika bir ülkesin, ırmağının akışıyla, dağlarınla, ormanlarınla, ne güzel bir ülkesin" mealinde devam ediyor ve daha çok ülkenin coğrafyası övülüyor.
  • spor ayakkabılarımızın bağcıklarını bağlarken dikkatinizi çekmiştir; tüm bağ deliklerinin en üstünde, şu şekilde diğer deliklerle aynı hizada olmayıp biraz geride bulunan ekstra bir bağ deliği daha bulunur.
    bu deliği hemen hemen hiç birimiz kullanmayız. hatta ne işe yaradığını ve nasıl kullanılacağını da bilmeyiz.
    "bağ kilidi" , ya da "topuk kilidi" olarak adlanıdırılan bir bağlama sistemi için kullanılan bu ekstra deliğin, koşu sırasında topuğumuzu ayakkabı içerisinde sabit tutmak ve kaymasını engellemek gibi önemli bir görevi var. ayrıca bağcığın bu deliğe bağlanma biçimi de diğer deliklerden farklı.
    bağcıklar son deliklerden sonra, dıştan içe olacak şekilde bu ekstra deliklerden geçiriliyor fakat tamamen çekmeden önce arasındaki boşluktan karşılıklı olarak bağ uçları geçiriliyor ve sonra çekilip sıkılaştırılarak düğüm atılıyor.
    bağlama işlemi biraz karmaşık olduğundan şu videoyu izlemek konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir.
  • dişi dağ gelincikleri, azgınlık dönemlerinde kendilerine eş bulamazlarsa ölürler.

    aynısını çoluk çocuğa, hayvanlara, damacanaya yürüyen iki ayaklılar için de diliyorum.
  • sonar icat edilirken yarasalardan faydalanılmış.

    sen hem teknolojik bir aletin, patent hakkı talep etmeden geliştiricisi ol, hem bruce wayne'e ilham kaynağı ol. edison'dan daha çok hayrı var şu dünya'ya yarasaların.

    çin'den gelen edit: edison daha hayırlıydı amk yarasaları..
  • şans diye tabir edilen şey aslında bir kuantum karmaşası. birbirinden ayrı kuantum parçacıkları bir araya gelip birleşirler ve bu birleşmeden sonra tetiklendikleri zaman da bir senkron yaratırlar. bu da eğitimsiz, sıradan gözlere şans gibi gözükebilir. yani yalan dünya'daki reis'in de dediği gibi; bunların hepsinin sebebi kuantum fiziği.
  • uluslararası uzay istasyonu'nun çıplak gözle görülebiliyor olması. iss*ı görebilmek için bulunduğunuz konumda hangi saatlerde gökyüzünü gözetlemeniz gerektiğini söyleyen bir site mevcut. şuradan görülebilir. mesela ankara için şu tarihleri seçmeniz gerekiyor. iss'nin bulunduğunuz konumdan geçtiği zaman bildirim almak isterseniz de şu fasiliteden kayıt formu oluşturabilirsiniz.

    * iss'den çekilen fotoğrafları şuradan görmek mümkün. harita üzerinde istediğiniz yeri aratma şansınız var.

    * iss yalnızca karanlıkta görülebiliyor. gündüz görme şansınız yok. havada uçan bir uçak veya çok parlak bir yıldız gibi görünüyormuş göze. tek farkı, standart bir yolcu uçağından yaklaşık 28 kat hızlı seyahet etmesi (dünya etrafındaki tam turunu 90 dakikada tamalayabiliyor)

    * malezya, kazakistan, brezilya ve arap emirlikleri'nin bile uluslararası uzay istasyonu'na insan göndermiş olması. bu insanlar elbette ki abd veya rusya'nın teknolojisini kullandılar; fakat yine de ülkelerine böyle bir istatistiksel katkıda bulunmuşlar.

    * iss'i* şimdiye kadar 18 farklı ülkeden 230 kişi ziyaret etmiş. ziyaret eden kişilerin vatandaşlık durumu: abd, kanada, brezilya, almanya, danimarka, ingiltere, isveç, hollanda, belçika, ispanya, fransa, italya, birleşik arap emirlikleri, güney kore, malezya, japonya, rusya ve kazakistan.

    * bu ziyaretlerde abd ve rusya 151 ve 47 kişiyle açık ara önde. bu iki ülkeye en yakın ülke iss'ye 8 kişi gönderen kanada.

    * iss'de en çok bulunma rekorunu elide bulunduran astronot 665 gün ile peggy whitson,

    * iss'de yaşayan astronotlar, yerçekimsiz ortamda (ya da yerçekiminin çok az olduğu ortamda) kas kütlelerini kaybetmemek için günün 2 saatini egzersiz ile geçirmek zorundalar.

    * iss'in güneş panelinin boyu airbus a380'in kanat açıklığıyla neredeyse aynı.

    * tek seferde iss'e 6 adet uzay mekiği monte edilebiliyor.

    * bir uzay mekiği dünya'dan fırlatıldıktan 6 saat sonra iss'e ulaşabiliyor.

    * iss'in günlük katettiği mesafe, ay'a olan gidiş-geliş uzaklığı ile hemen hemen eşit seviyede.

    kaynak: elbette ki nasa.
  • florance nightingale‘in soyadının bülbül olması.

    evet evet bildiğin o hayatını hastalara feda etmekle ünlenmiş, şu an türkiye’nin en lüks hastane zincirlerinden birine ismini vermiş, her söylendiğinde adeta bir jean jacques rousseau, bir jimmy floyd hasselbaink, bir steve mcmanaman hissi ve gururu oluşturan insanın soyadı, nightingale ingilizcede bülbül demek.

    bildiğin bülbül yani işte yunus bülbül, hakkı bulut, ismail türüt gibi bir şey..
  • şarkıcı murat boz almanyada evlendiği eliz sakuçoğlu ile boşanmak için diyarbakırın hazro ilçesini seçmesi

    bakın yineliyorum hazro !
  • hipokrata göre insanın karakterini belirleyen 4 temel sıvı bulunurmuş. bunlar kan, sarı safra, kara safra ve balgam. kara safra salgılandığı zaman melankoli hastalığı orataya çıkarmış. bundandır ki ‘melankoli’ kelimesi de yunancada melas (kara) ile khole (safra) kelimelerinin birleşmesi ile oluşmaktaymış.
hesabın var mı? giriş yap