• bunca zaman çin'in tek çocuk politikasına ne kadar da pembe gözlüklerle baktığımı suratıma çarpan belgesel.

    terk edilen, doğduktan sonra öldürülüp çöpe atılan bebekler ülkesi: çin.
  • kendisi de tek çocuk politikasının en katı olduğu dönemde doğmuş olan nanfu wang ve jialing zhang tarafından çekilmiş 2019 yapımı çarpıcı belgesel. çin’in 1979 - 2015 yılları arasındaki çocuk politikası ve direkt sonuçları hakkında derinlemesine bilgiler içeriyor. izledikten sonra eskisi gibi olamayacağınız içeriklerden biri. amazon prime video’dan izlenebilir.
  • çok acayip bir belgesel. şimdiye dek, tek çocuk politikasının, her ne kadar bir yasal zorunluluk olsa da, insanların da buna pek karşı olmadıklarını düşünüyordum. meğer insanlar neler neler çekmiş. 1979'da başlayıp 2015'te sonlandırılan bu politika yüzünden, insanlar inanılmaz acılar çekmişler. çocuklar doğar doğmaz görevli devlet memurları tarafından öldürülmüş. ya da aileleri tarafından çöpe atılmışlar, özellikle de kız doğduğunda. çünkü tek bir çocuk hakkın var, ve "soyunu devam ettirebilmek için" erkek çocuk istiyorsun. o zamanlar bir milyar nüfusa sahip çin için, nüfus planlaması ne kadar gerekli idiyse de, bu şekilde canice uygulanması insanı dehşete düşürüyor.
  • çok çok iyi bir belgesel. çin’in bu politikasını yıllardır duyuyordum. ama bu denli acıya sebep olmasını beklemiyordum. kim bilir bu konuyla ilgili daha ne hikayeler vardır. mutlaka izleyin.
    --- spoiler ---

    kızın kürtajın zorla yapıldığı bir ülkeden,kısıtlandığı bir ülkeye taşınması ironik. ayrıca sanatçı adamın fetüsle ilgili fotoğrafları vs beni çok etkiledi
    --- spoiler ---
  • tek çocuk politikası değil tek çocuk katliamı olarak anılması gereken vahşettir. 1970 lerin sonuna doğru başlayan ve 2015 de sonlandırılan politika sebebiyle 389000000 -üçyüzseksendokuzmilyon- kürtaj yapıldığı resmi kayıtlara geçmiş. kürtaj dediğimizde öyle bir kaç haftalık değil çoğu 7 aylık ve üzeri hatta doğuma günler kala işlenen cinayetler. zorla kürtaj yapılması sonucu aklını yitiren ya da intihar eden kadınlardan bahsediliyor. o zamanın yetkileri bunu gerekli görüyordu ve baskıcı yönetim sebebiyle asla geri adım atılmadığı hâlâ görevliler tarafından savunulmakta. görevlilerden saklı gizli yapılan ikinci üçüncü doğumlarda dünyaya gelen kız çocukları ise belki birileri bulur yetiştirir diye tren istasyonlarına pazar yerlerine bırakılmış ve çoğu açlık ve susuzluktan hayatını kaybetmiş. bir süre sonra nasılsa çin yönetimi bu bebekleri yetimhanelere kabul etmeye başlamış tabii bunlar ailesinin getirip teslim ettiği değil orada burada başkaları tarafından bulunan ve yetimhaneye bir miktar para karşılığı satılan bebekler. sonra devletin yabancılara evlat edinme hakkı verilmesiyle bu bebeklerden 200000 tanesi evlatlık verilmiş ortalama 15000 dolar gibi bir para karşılığında. belgeselde en çok dikkatimi çeken ise görevli olarak binlerce kürtaj yapan iki hemşireden birinin çok pişman olması ve gönüllü olarak kısırlık tedavisi gören ailelere yardımcı olmak için çabalaması diğerinin ise “hiç pişman değilim yine aynı görev verilse yine yapardım” demesi oldu.
  • halen içinde bulunduğumuz covid-19 sürecinin başlangıcından bu yana ne bok olduğunu az çok belli eden lanet çin devletinin 1979'dan itibaren üç yıl boyunca yasalaştırmadan, 1982 yılından ta ki 2015 yılına kadar da bildiğin yazılı/yasal olarak uyguladığı tek çocuk politikasını konu edinen harikulade belgesel..

    okul müdürleri tarafından cinsel istismara maruz bırakılan birkaç kız çocuğunun hikayesini anlattığı bir diğer belgeseli olan hooligan sparrow'dan da bilip değerli olduğuna kani olduğum nancy wang tarafından yapımcılığı ve büyük oranda yönetmenliği üstlenilmiş..

    şimdi, basitçe, "ya işte çin'in uyguladığı tek çocuk politikasını anlatıyor aağbi" de diyebilirim sizlere.. oturup saatlerce/sayfalarca yazı da yazabilirim bu belgesel üstüne.. ikisini de yapmıyorum, yapamıyorum.. yıllar boyu devam eden tek çocuk politikasının altında yatan çin devletinin pisliğini, devletin resmen insan ticareti yaptığını gördükten sonra, siz de aynı hislerle dolup taşacaksınız eminim..

    lütfen izleyin.. pişman olmayacağınıza garanti veriyorum..

    filmin sonunda nancy tarafından kurulan, insanı derin düşüncelere sevk eden bir cümleyle bitireyim entry'mi..

    --- spoiler ---

    "devletin, kadınları kürtaja zorladığı bir ülkeden, devletin kürtajı sınırlandırdığı bir ülkeye gelmenin ironisini yaşadım, görünüşte birbirlerinin karşıtı gibi duruyorlar; ancak, her ikisi de kadının bedeninin kontrolünü kadından alıyorlar.."

    --- spoiler ---
  • insanlıktan bir daha soğumak isteyen izlesin.
    belgesel bitince boş boş ekrana baktım bir süre.
    nasıl bir dünya bu?
    çöpe atılan milyonlarca bebek...
  • belgesel ilgi çekici ve çarpıcı ama çok sıkıcı. ileri alarak ve hızlandırarak izlenebilir.

    tek çocuk politikası mao zedong'un sayısız katliamlarından biri. yankıları hala o kadar taze ki... çinliler dünyanın en yüksek iq ortalamasına sahip milletlerden biri ama işte o muhteşem beyinleri korku imparatorluğu altında sorgulamaktan yoksun kalmaya zorlanıyor. işe yaramış gibi de görünüyor. sıkı bir aile planlamasını gerçekleştirmek için sayısız yol olduğuna eminim. ama bu yollardan biri bu kadınların zorla kısırlaştırılması ve fetüslerin devlet memurları elinde boğulması ile olmamalı.

    ayrıca çoğu tanığın ifadesiz suratı çok rahatsız ediciydi. vahşete karşı nemrut gibi duruyorlar. çin iç savaşında milliyetçilerin yenilmesi insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biriydi. sonucunda o kadar insan acı çekti. azmettirenlerin de yanına kar kaldı.

    çin komünist partisine sövmeye devam etmek için: mao zedong's famine (6:24)
  • güzel bir belgesel olmuş. öncelikle çin'in uyguladığı one child policy'nin belli ölçüde doğru olduğunu düşünüyorum. fakat belgesel gösterdi ki ortaya bir çok ailenin, bireyin dahil olduğu dramlar çıktı. politikanın uygulanışında büyük yanlışlar varmış. fakat şunu düşünmeden de edemiyorum bu politika uygulanmamış olsaydı ve çin'in nüfusu günümüzde 2-2,5 milyar insan olsaydı ortaya çok farklı dramlar çıkardı muhtemelen.
  • izlenmesi gereken belgesel. 500 milyona yakın doğum engellenmiş. üstüne bir o kadar da kadın kısırlaştırılmış.

    (bkz: make world great again)

    3 milyarlık çin’i bu dünya doyuramazdı. belki de şimdiye çıkmıştı 3.dünya savaşı. o çıkmadı corona çıktı o da olumlu. bunlar hep nüfus azaltma işi. çin sırasını savdı. sıra dünyada. death rate’de de güzel bir oran yakalanırsa, ikibuçuk milyarlık bir dünya hayal değil. gelecek nesiller bir şekilde başaracaktır bunu.

    dünyanın her yerinde erkek çocuk isteme olayı mevcut sanırım. erkek olana kadar devam ediyor millet. erkekler birbiriyle birlikte olmaya başladı haberleri yok.

    amazon prime’da mevcut belgesel.
hesabın var mı? giriş yap