• büyük iskenderin devleti ailesi çocukları yok diye dağıldı.
    napolyon zaten devlet adamı, padişah değil yine de bir süre gitti.

    bin yıl hatta iki bin yıl ve üstü devam eden imparatorluklar var.
  • doğu roma'dan boşalan otorite boşluğunu hızlı şekilde doldurması. bunu yaparken de "yağma" kızıl elması yaratıp akın akın mücahid toplaması. islam, cihad bunlar işin makyajıdır kitleleri çeken ganimet tutkusudur.
  • etrafinda guclu rakibi yok denmis de o rakipler guclu ancak osmanli yendigi icin gucsuz gorunmus olabilir mi?

    ayrica dogu roma'yi yikan da osmanli. sanki osmanli dogu roma yikildiktan sonra gelip onun yerlerini almis gibi anlatilmis.
  • osmanlı, roma'nın bölge bayii idi, güçlendi, boynuz kulağı geçince, ana firmaya el koydu, firmanın eski müşteri portföyünü devraldı, geliştirdi.

    günümüzdeki ticaret-sanayi hayatında böyle tecrübeler görüldü.

    toprak genişlemesinin nedenlerinden biri budur.
  • (bkz: ordu)

    avrupalılar düşünen insanları cadı diye yakıyorken, bizanslılar meleklerin cinsiyetini tartışıyorken biz fatih sultan mehmet gibi entelektüel liderlere sahiptik. aklımızı kullanıp fethedebildiğimiz kadar yer fethettik.

    maalesef 16. yüzyıldan sonra tam tersi oldu, onlar akıllarını kullanmaya başladı, biz yobazlaştık. atatürk'e kadar da bir tane entelektüel lider çıkaramadık.
  • 1299 kuruluş 1923 ise çöküş.

    1299 senesi anadolusunda en uçta kalan devlet osmanlı. fetihlerini de zayıflamış doğu roma üzerine yapıyor. doğu roma üzerine saldırınca haliyle ganimetler elde ediyor ve orduya dağıtılıyor. böyle olunca osmanlı ordusuna iç bölgelerden katılım oluyor. bu durumda osmanlı ordusu görece diğer beyliklerin ordusundan da güçlü oluyor. zaten osmanlı devleti o dönem doğrudan selçukluya bağlı bile değil selçukluya bağlı olan candaroğlu beyliğine bağlı olan uç beylik. haaa ama doğru bir fetih politası ile iç karışıklıkta olan balkanlara yönelmesi çimpe kalesinin fethi karasi beyliğinin fethi ile donanmaya sahip olması , doğu romanın acımasız vergileri osmanlının hızlı büyümesine sebep oluyor. nereue kadar peki kanuni dönemine gelindiğinde doğal sınırlara ulaşmış bir devlet var ortada o dönemde yei fetihler artık sonuna geliniyor. coğrafi keşifler ıskalanıyor. böyle olunca ganimetler azalıyor. normal şartlarda en üst konumdan bir devletin doğrudan düşmesi gerekirken osmanlı 1599'dan sultan 4.murada kadar hala dönemin güçlü devleti olarak kalmaya devam ediyor. yeni fetihlerin olmayışı artık avrupa karşısında denk duruma gelmekle birlikte büyüyüşü 340 sene sonra durma ve gerilemeye başlıyor.
  • yükselme dönemine kadar hatta kanuniye kadar olan çoğu padişahın ciddi manada zeki olmasıdır. kimse kusura bakmasın osmanlı milliyetçisi biri de sayılmam ama bu hükümdarlar gerçekten okuyan çok yüksek eğitim alan yabancı dilleri kuvvetli ve amaçlarını netleştirdikten sonra ileri görüşlü davranabilen insanlardı. daha sonra gelenler her devirde olduğu gibi zenginliğin sefasını sürdüler. hep de söylerim özellikle 1. murat'a kadar olan dönemde devletin çevresindeki güçsüz halkayı bozup halkın güvenini kazanarak ilerlemeye çalışmaları ve daha sonra gelen oturmuş sınırları olan ülkenin en zorlu rakipleri elemeye çalışıp güç gösterisi yapması ülkeyi hem batıya hem doğuya taşıyarak kültürel olarak gelişmeleri en büyük sebepleridir. burada asıl önemli nedenin eğitim kalitesi olduğunu anlıyoruz her dönem gibi maalesef...
  • şimdi bulamadım ancak bununla alakalı güzel bir belgesel var youtube da. kings and generals kanalında. tarih severlere şiddetle bu kanalı ederim.

    yanlış hatırlamıyorsam kara ölüm sonrası avrupa’da -özellikle doğuda- nüfus inanılmaz azalıyor. doğal olarak avrupa’nın doğusuna ilerlemesi çok kolay oluyor diyordu. tabi bir sürü başka sebepleri de var
  • katolik-ortodox savaşları.
  • bir devlet küçük bir beylik iken sınırlarına hakim olması daha kolaydır. osmanlı fethettiği yerlerin sınırlarına akıncı ailelerini başlarına da silahşör (liyakatli) bir bey bırakıyordu. beyler burada tımar sistemi ile toprağı işletiyor, toprakta yaşayan halka iyi davranıyor, gençleri evlendiriyor, tatminkar bir vergi alıyor, o toprakta yaşayan ailelerin çocuklarını ise yetiştirerek akıncı yapıyor ve merkezi teşkilat az bir masraf ve emekle nitelikli ordu sahibi oluyordu.

    devlet teşkilatında örf, liyakat sistemi vardı ve kimin ve ne zaman sadrazam, şeyhülislam, yeniçeri ağası olacağı belliydi. kapıcı (hasodabaşı), saray fareleri, damatlar, yabancı kadın düşkünü padişahlar, padişahın her dediğine kendince fetva üreten, cevaz veren şeyhülislamlar, başını sallayan sadrazamlar, padişahı tanrının gölgesi kendini kul gören kişiler, hanedanın çok genişlemesi ve şımarık, gaddar ve kibirli hanedan üyelerinin yargıdan muaf olarak istediği kişiyi asıp kesmesi diye bir durum yoktu.

    büyüyen hanedanın bu kibirli, gaddar, şımarık takımı tımarları ele geçirdi. hanedan ailesi kimden hoşlanmasa astı kesti, hanedandan vasıfsızlar paşa oldu, bey oldu. bu kişiler kendilerine konaklar inşaa etti. bey oldukları yerde ağalık sistemi kurup halka zulmetti. halkın durumu kadılara hatta saraya bildirmesine rağmen bu kişiler hanedan torpilli olduğu için hiçbir şey yapılamadı.

    -sonuç; halkı yaşat ki devlet yaşasın..
hesabın var mı? giriş yap