penis

• kan penisi ve et penisi olarak ikiye ayrilir.
  bunu ogrendigimde universitedeydim.
  bazi seyleri cok gec ogreniyoruz.
• "koyu renklisi değil açık renklisi makbüldür" önermesi olmasına rağmen yaşım ilerledikçe farklı düşündüğüm organdır.
  
  ön edit: iş burada koyu renk zencileri kastetmemektedir. erkeğin kendi ten renginden de koyu olan penisler anlamındadır.
• yapısı itibariyle çirkini ve güzeli olduğunu düşündüğüm erkek üreme organı. penis yakışıklılığı denen bir şey var bence.
• (bkz: otonom şerefsiz)
  (bkz: yaz uyudun mu)
• dünyanın en lezzetli ve tatlı şeyi. o olmasa ne aşk şiirleri yazılırdı ne sevgi dolu minicik bebeler dünyaya gelirdi. sevginin aşkın kaynağıdır penis. kadın fiziğini gereksiz yere güzelleyen erkekler kendi vücudunu eziklemeyi bırakıp bu gerçeğin farkına varmalı. ve evet yukarıdaki yorumlara katılıyorum, penis yakışıklılığı diye bir şey var. her penis iştah açmasa da düz, güzel başlı, uzun ve kalın penisler insanın ağzından salyalar akıtıyor.
• "as soon as i realised my penis would give me no peace, i've decided to give it no rest."
  
  penisimin bana rahat vermeyeceğini anladığımda, ben de onu rahat bırakmamaya karar verdim.
  
  christopher hitchens
• (bkz: ideal penis boyu/#152202050)
• hem alıcısı hem de vericisi için bilinç ve bilinçaltı (ruh, psyche) düzeyinde tasdik (validation) işlevi gören organ.
  
  tasdiğin gerçekleşme/gerçekleşmeme şartları, tasdiğe duyulan ihtiyaç ve ihtiyacın giderilmesi için harcanan bilişsel ve fiziksel çaba, tüm bunların yarattığı bilişsel/duygusal durumlar göz önüne alındğında doğanın her iki cinsin de kökenlerini ve cinsleri/bireyleri neden böyle yarattığını unutmamaları için sunduğu bir aydnlanma, öğrenme aracıdır.
• niye kemikten yaratılmadığını anlamadığım erkek üreme organı. buluttan nem kapan bir organ. böyle başka organ var mı insanda ?
• kemikten yapılsa kırılırdı.