recep tayyip erdoğan
-
ülkedeki sekülerleri rahat bıraksa bütün vatandaşların biraz daha huzur bulmasını sağlayabilecek kişi. umarım kutuplaştırma siyasetine geri dönüş yapmaz.
-
hiçbir işine sözüne güvenmediğim, türk düşmanı algısını veren biri. böyle birinin yıllardır seçim kazandığını da düşünmüyorum, bir sebeple mühürlü mühürsüz birileri istiyor diye orada sadece. bir görevi var ve üstleri papaz elbisesini giy dese giyecek biri(bu üstleri kim acaba) olduğundan bu ülkenin toprağına varıncaya kadar yok pahasına satılıyor, mültecilerle nüfus yapısı değiştiriliyor.
beklenen istanbul depremi ve yokluk derecesindeki ciddi bir ekonomik krizle karşılaşınca ülke, kolayca dağılacaktır bu sayede.
bir de gazetelerin yazdığına ve kendi sözlerine göre gürcüymüş bu kişi. ingiltere’de hintli başbakan var ama işleyişimiz farklı işte. -
sayesinde başörtülü kızlarımız üniversite okuyor var mı ötesi?
-
yılda bir iki kere anca alkol tüketen biri olarak(yani çok da umurumda değil aslında), alkoldeki vergileri daha aza indirip, tüm belediyelere tüm kesimleri kapsayacak eğlence, konser ve festival düzenlenmeleri için bütçe ayırma talimatı verse oylarını çok daha fazla yukarı çıkarır.
ekonomik açıdan zor günler geçiren ve halkı bunalmış ülkede de böylece normalleşme ilüzyonunu oluşturabilir. en kötü ihitmalle, insanlar bu zor günleri biraz eğlenerek atlatır.
iddiam odur ki bu iki hamlenin en az yüzde 10 getirisi daha olur. hem gerçekten artık insanlar da ayrışmaktan ve kutuplaşmaktan yoruldu, dış güçler muhabbeti ile muharebe psikolojisinden bıktı, stress yaratan gündemlerden bunaldı. tamam devlet içinde böyle mücadelelere girişin elbette ama halka da biraz az yanısıtıp azıcık da "bakın eğlenceler düzenleyip keyfinizi de yerine getiriyorum," mantığı ile oy devşirin. hem toplum psikolojisi de belki düzene girer böylece.
"dış güçler" desen de halk mışıl mışıl uyuyor zaten, eğlence düzenlesen de uyur. farkı ise biri insanı yoruyor, diğeri ise eğlendiriyor. ikisinin de oy getirisi var. toplum psikolojisi ve uç noktada kutuplaşmanın son bulması için ise gerçekten artık herkesi kapsayan bir nokta bulunmalı. bu da eğlence kültürü ile olur (milli maç galibiyet eğlencesi gibi, kutuplaşmanın bittiği nokta demek istediğim). biri içer konserinde eğlenir, diğeri de ilahi dinler eğlenir. ama önemli olan unsur; bu ikisinin de aynı belediye ya da birim organizasyonu ile oluşturulması. yani bilmem ne belediyesi bir kesim için alkolün serbest olduğu bir konser, yine aynı belediye ilahi ve dini ritüellerin bol olduğu bir organizasyon düzenleyip her kesime hitap etmeli. bunu da tüm belediyeler yaptırmalı artık.
evet kutuplaşmanın önüne geçecek tek nokta eğlencedir ve bunu artık bu ülkede yerine getirin. darbeler, krizler, pandemiler, depremler, seçimler vs vs. derken gerçekten yorulmuş, bunalmış ve uç noktada kutuplaşmış, ayrışmış bir halk var artık. birleştirin. bu başında bulunduğun devletin görevi. zira halktaki kutuplaşma da bir beka ve devlet sorunudur. önlem alınmalı.
elbette umudum yok böyle bir şeyden. belki birileri okur da "ulan gerçekten deneyelim bir senelik şunu, bakalım sonuca" dese yeterli. -
kilicdarin seçim sonrası muhalif seçmeni küstürmesi üzerine "otomatik portakal" fahrettin tarafindan sempatiklestirme operasyonu yapilan zat.
özellikle genç seçmen siyasetten umudunu kaybettiği için "yav reyiz de fena degil yonetsin iste" algisini olusturarak iran'lasma yolunda emin adimlarla ilerletiliyoruz.
rende binasi bu ulkedeki herkesden cok calisiyor. -
10 kasım'da ölmemesini dilediğim tc tarihinin en sevimsiz siyasi figürü.
-
ülkenin nüfusunun çoğunluğu olan oy verenlerini tam anlamıyla yansıttığını ve gerçekten temsil ettiğini düşündüğüm kişi. hatta muhalefete oy veren büyük bir kitleyi de temsil ettiğini düşünüyorum. küçük bir azınlık dışında ülkenin aynasıdır.
-
iç politikadaki geri viteslerine anlam veremiyorlar.
oysa çok basit: dünyada ve özellikle yakın coğrafyadaki şartlara göre yani büyük devletlerin değişen çıkarlarına göre dizayn ediliyor iç politika.
dönem dönem aynı anda hem dış hem iç politika, önceki akışının aksi yönde ama içte/dışta birbirini tamamlayacak şekilde değişiyorsa başka neyle açıklanabilir ki.
50+1 şu an istenmiyor. çünkü milliyetçiliğin devre dışı bırakılması yakın bölgedeki işgali kolaylaştırmakta elzem. dikkat edersen çok yakın tarihte de yine milliyetçiliğin ayaklar altına alındığı yıllara denk gelir onlarca devletin yıkılması. islam işbirliği şeysinde ümmetçiliğin bu bölgede bir işe yaramayacağına müslümanlar bir güzel ikna edildiğine göre, tutunabilecekleri diğer birleştirici şeyi yani milliyetçiliği susturmak şart. mezhepçilik daş mı yisin!! -
şimdi %50+1 sistemini değiştirmek istiyor.
bunun altında 2 sebep var: birincisi malum, bundan sonra o orana ulaşamama ihtimali, ikincisi ise 3. kez cumhurbaşkanı olamama durumu.
mevcut sisteme göre erdoğan'ın 3.kez aday olması mümkün değil.
tabii ki %50+1 sistemi değişirken arada o maddeyi de değiştirecekler, ya da "bu yeni bir sistem, eskisi geçersiz" diyecekler ve reyis yeni bir 2 dönem daha seçilme hakkı kazanacak, yani ölene kadar cumhurbaşkanlığı hakkı...
1 taşla 2 kuş yani ne güzel değil mi? -
10 milyon işe yaramaz kaçağı ülkeye sokup türkiye cumhuriyetini işgal ettirmiş zat.
bir dahaki seçime kadar 10 milyon daha gelir işgal tamamlanır.
tarihe adının nasıl geçeceği umrunda değil. görevini yapıyor ve gidecek.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap