• 2010 istanbul film festivali'nde kozmos'un gösteriminden sonra seyircilerin sorularını yanıtladı.
    yüzü hafiften tanıdık oyuncu bir kızımız sinirle sordu:
    "ne zaman türk sinemasında avrupa veya amerikan sineması gibi 1 saniye 4 saniye olmaktan çıkacak, uzun sekanslardan ne zaman vazgeçilecek,gerçek zaman ne zaman gösterilecek bize sıkılmadan izleyebileceğiz nuri bilge'yi sizi?"
    reha erdem: "filmi seyrettiğiniz için teşekkür ederim ama benim sizin veya seyircinin zamanını yakalamak gibi bir derdim olmadı hiç."
  • "gerçekten insanın zihnini açacak bir şey olmalı sinema. zihnimiz açılsın, daha mutlu olalım diye değil. hayatımızda bir adım daha ileri gidebilelim diye. nereye doğru? o da belli değil. ama olsun. " sözünün sahibi. müthiş insan...
  • sabah'ta yayimlanan soylesisinde soyle demis yonetmen:
    "insanlarin ruhu paslaniyor. bir biriktirmeci insan tipi gelisti. biriktiren insan, insanin en cirkin hali gibi geliyor bana. mesela insanlar birbirlerine 'kac arkadasin var' diye soruyorlar, yok senin 465 benim 500 kusur falan... ama bunlarin kacinin omzunda aglayabilirsin, sifir. sanki faydaci bir hayat algisi gelisip yerlesiyor icimize. ama ask fonksiyonel bir sey degildir, hesapsizligi da kapsar."
  • siyad kırk ikinci türk sineması ödülleri'nde "film yapıyorum, siyad’dan ödül alıyorum, yine film yapıyorum. ama hepsi bu, başka bir şey olmuyor." diyen basarili yonetmen.
  • 4. yeşilçam ödüllerinde en iyi yönetmen ödülünü aldıktan sonra tuncel kurtiz'le yaşadığı diyalogla akıllarda yer etmiş yönetmen. ödülü aldıktan sonra tuncel kurtiz "konuşmalısın ama. çok önemli bir ödül aldın" diyerek ödül konuşması yapmasını istemiştir. kendisi de "konuşamam ben. konuşamadığım için bu işi yapıyorum zaten" demiştir. laf gediğine oturmuş, bütün bonuslar toplanmıştır. dağılabiliriz.
  • tuncel kurtiz'den "en sevdigim filmi korkuyorum anne, bir gun benle de calisir mi ki?" gibi bir soru duymus yonetmen. bundan buyuk odul mu var arkadas su hayatta?
  • ssm'deki söyleşisinde (yukarıda link verilmiş) "insan, zaaflarıyla insan oluyor" demiş.

    bir de kötülük üstüne söyledikleri dikkat çekici:

    "kötü insan diye bir şeye inanmıyorum. kötülük hepimizde, herkeste var. mesele bu zaten; filmler, müzikler, camiler, kiliseler ve başka birçok şey kötülükleri biraz olsun terbiye etmek için, kötü olmayan tarafın biraz öne çıkması için var. kötülüğün en basiti kıskançlık mesela; hepimiz çocukluktan başlayıp kıskanıyoruz. insanlık tarihi bunlarla dolu. dolayısıyla birine kötü demek bir filme sanat filmi demek gibi bir şey."

    kosmos ile birçok açıdan ruh akrabalığı olan jin (tıpkı kozmos gibi) eskimeyecek filmlerden biri olmaya aday.
  • 29.uluslararası istanbul film festivali kapsamında dün gösterimi yapılan kosmos’un ardından kendisini zamana yetişememekle eleştiren ve eleştirisinin dozunu kişisel bir öfkeye dönüştürüp bayağılaştıran izleyiciye, “ben sizin zamanınıza yetişmek zorunda değilim” diyerek en güzel ayarı veren usta yönetmen. söyleşi boyunca öyle mütevazı, öyle dingindi ki; övgüye de, yergiye de usulca cevap verdi. geçen seneki festivalde ‘hayat var’ gösterimi sonrası da böyleydi. galiba o böyle asil bir insan. asaleti sinemasına da yansımış insan.
  • kac para kac ve a ay filmlerinin yönetmeni..
  • her filmi en iyi filmi gibi ve ilk filmi gibi olan müthiş yönetmen. özellikle üslup olarak eşsiz. bana kalırsa türk sinemasının en şahane yönetmeni. sırf kosmos'u çekmiş olsaydı da aynı şeyi söylerdim.
    (bkz: insan nedir)
hesabın var mı? giriş yap