• henüz doğmadı, doğduysa da az sayıda doğdu ya da bizim eve henüz uğramadı. ben de istemez miydim böyle bir insan olayım. sabah ekmek almaya gitmek zulüm gibi bir şey. ama biliyorum var bir yerlerde bu tip insanlar, özlemle beklenen cinsten.

    bunu yapan insan alnından öpülesi bir insandır. böyle efendi efendi gidiyor, iki tane taze ata ekmeği alıp geliyor, hayal gibi. yıllardır bunun sorununu yaşamadan ağız tadıyla bir kahvaltı edemedik arkadaş. bak küçük erkek kardeşe verilen ekmek alma görevi denilmiş, kayıtlara bile geçmiş. sen daha neyin isyanındasın? bende var bir tane bu küçük erkek kardeşten. baya küçükken iyiydi bu, sessiz sedasız gidiyordu. ergen oldu eşitlikten ve haklarından bahsetmeye başladı. o gün bu gündür de pazar sabahlarına; ekmek almaya sen git, yok ben gitmem, hep ben gidiyorum, en son ben gitmiştim gibi kavgalarımız eşlik eder oldu. şimdi bir de çakallığa başladı iyiden iyiye, önceden kalkıyordu en azından kavga mavga bir şekilde biri gidiyordu. bizimki zamanla sabah ekmeği alındıktan sonra uyanan küçük kardeşe evrildi.

    gelmiş geçmiş en süper kahraman sabah ekmek almaya arıza çıkarmadan giden kahramandır; breadman.
  • evin ortanca çocuklarından beklenen davranıştır. çoğu zaman sorun çıkaramazlar zaten. yazıktırlar. eziktirler.

    (bkz: ben)
  • benim bu, sabahları fırın kokusunu ve ekmek alırken bana 2 tanede gevrek deyip fırıncıya minimal gevrek-simit paradoksuna sokmak da cabası.
  • bizim evdekiler. anne hareket olsun bahanesiyle gitmek ister. kardeş abur cubur da alacaktır onun için ister. ben yolda ekmeği tırtıklama zevkini yaşamak için. bizim evde de tam tersi ekmek almamaya sorun çıkarmadan gidilmez.
  • bu benim. döndüğümde her şey hazır beni bekliyor oluyor:)
  • sabahları çok erken uyanıp, evde oturup herkesin uyanması beklemekten sıkılacağıma, ekmek almaya gitmeyi tercih ettim, ediyorum ve edicem.
  • sonunda pişman olur.

    ben aldım da ne oldu? hiç.
  • mücadeleci kişiliği olmayan insandır. insan kavga edecek, evdeki bir başka kişi gitsin diye damarları şişecek. ayağını denk al abi; o ekmeği sen alacaksın anton!
  • bendeniz de bu kategorideyim.

    istisnasız, her cumartesi, pazar sabahı evin ekmeğini, gazetesini ve bilumum kahvaltılık ihtiyaçlarını ben alıyorum. kimse böyle bir görev tebliğ etmedi bana, neden yaptığım hakkında da hiçbir fikrim yok. benden küçük erkek kardeşim de olmasına rağmen bunu benim yapıyor olmam bana da garip geliyor şu anda ama bugüne kadar hiç sorun çıkarmadım. sabah uyanırım, üzerime montumu çekerim, ekmeği, gazeteyi getirir masanın üzerine bırakırım. sonrasında eğer kimse uyanmamışsa, çayın suyunu koyarım, yumurtaları haşlarım falan o sıra zaten millet ayaklanır.

    alışkanlık haline geldi sanırım. şikayetim yok, biraderi bakkala gönderebilmek için taklalar atmaktansa, titreye titreye de olsa bakkala gidip gelmeyi yeğliyorum.
  • dev bir kahvaltı vardır ekmeğin alınmasını bekleyen " anuna koyayim böyle süper bi kahvaltıysa eğer buna değer lan! " der.. gözünü karartır suratındaki yastık iziyle ağzının kenarında kurumuş salyasıyla ve arka fonunda tavada kızaran sucukların yağlarının patlamalarıyla adeta bir süper kahraman gibi sokak kapısından çıkar gider.
hesabın var mı? giriş yap