• tr vatandaşlarına, galiba, gayrı resmi verilmemeye and içilmiş vize.

    şirketimiz personellerinden birini fuar için gönderecektik. vize danışmanının yönlendirmesiyle fuar biletini aldık, otelde yerini ayırttık, gidiş dönüş uçak biletini aldık, harcırahını hesabına yatırdık, bankadan hesap ekstresini aldık vesaire vesaire. görseniz; sanki otoyol ihalesine dosya hazırlıyoruz. mallarına talip olduğumuz fransız firmasından referans mektubu dahi aldık. dosyayı kargolamadan önce getiren sekretere "bu nedir arkadaş, amma abartmışsınız" dediğimi de biliyorum.

    başvuruyu reddetmişler. red sebebi olarakta, seyahati inandırıcı bulmamışlar. uluslararası tarım ve hayvancılık fuarı düzenleyip, kendi ülkesinden mal ihracı talebinde bulunan bir firma personeline de vize vermeyen fransa gitsin işidlilere vize versin de, paris'in göbeğinde kaleşnikoflarla tarasınlar milleti.

    yani avrupa vatandaşı değiliz eyvallah ama bu kadar da horlamasınlar bizi.
  • inanilmaz bir rezillik olan burokrasi pornosu. avrupa pespayeligi. gelip iki bira icecektik, sizin ben sehrinizi sikeyim dedirten vasat surec.

    ya bu rezilligi "ama adamlar hakli" seklinde savunan herkes bu rezilligi hak ediyordur. hayir akp de olsa bu rezilligi hak etmiyoruz. sacma sapan bu sikindirik pespayeligi aklamayin aq ya. allahin turistik vizesi, 10 kere gitmis gelmissin daha once. hala yok vergi levhasi yok bilmemne toplattiklari evraklar bile pespayelik. dunyanin 50 cesit ulkesinde bulunmus. baska vatandasliklar da almis bir insan olarak soyluyorum: schengen tamamen ve sadece avrupa'nin rezilligidir (evet, artik schengen almadan avrupa'ya gidebiliyorum. daha once schengen ile defalarca gittim, vize alinabiliyor elbette alinamiyor diye bir sey yok, ama bunlarin hicbirisi o rezil sureci elestirmemi engellemez). akp bile schengen'den iyidir.

    bir de en gicigi ne biliyor musunuz. gidip iki bira icip arkadaslarinla 5 gun dolasacaksin. sana boyle kanirtir kac gun onceden basvur, yok oteli ucagi odemis ol. belgeler belgeler, araci kurumlara eurolar. cocuk gibi isyerindeki amirinden izin yazisi. sirketin sik sok belgeleri muhurleri falan. sonra bir gidersin, seriatcisi iti kopegi hirsizi dolmus siktiklerimin ulkesine. bana bu kadar eziyet cektirdin, 3 gun gezip donecem diye e bunlara bakmadin mi birader gelip senin ulkene yerlesmisler. rezil bir burokrasi failure ya avrupa.
  • kişilik haklarıma hakaret olarak algıladığım vize türü.

    sadece schengen değil, ingiltere ve abd vizesi için de geçerli bu dediklerim.

    2 haftalığına yılbaşı nedeniyle kısa bir uk-fransa turu yapma planım vardı ama vize için istedikleri evrakları görünce alın götünüze sokun ülkenizi diye vazgeçtim.

    sadece 2 haftalık bir gezi için bile bir ton evrak istemek açık şekilde yıldırma politikasıdır. kaldı ki her şey eksiksiz olmasına rağmen kabul edilmeme olasılığı da var. boşa masraf ve zaman kaybı.

    işinde gücünde, cebinde parası olan, düzenli işi olan normal bir türk vatandaşı gitmek isteyince bir ton evrak istiyorlar ama nerede sapık, primat, işid destekçisi kara kuru tipli eleman var sorgusuz sualsiz alıyor bu ülkeler.

    ben şahsım adına bize uygulanan vizelerin insanlık dışı olduğunu düşünüyorum. bu ne olduğu belli olmayan primatlardan bile daha kötü muamele görüyoruz.
  • türk milletine atılmış bir kazık değildir.

    zira avrupa ülkelerine vize ile girilmesi talebi aynı zamanda türkiye'den gelmiştir. zira, 1980'e kadar serbest dolaşım avrupa konseyi'nin bir pratiğiydi ve üyesi olarak türkiye serbest dolaşımdan faydalanabiliyordu.

    12 eylül 1980 darbesi öncesi artan siyasi olaylar ve ipini koparan siyasi suçlunun soluğu batı avrupa ülkelerinde alıp iltica etmesi sonucu; önce almanya'nın "sizin bütün suçlular buraya kaçıyor, nası yapsak" diye sorması ve akabinde özellikle darbe sonrası buna diğer batı avrupa ülkelerinin de katılması, nihayetinde kenan evren cunta yönetiminin "kaçıyolar di mi? vize koyun bize, kaçamaz yavşaklar" demesiyle vize konmuştur. böylece avrupa konseyi üyesi olarak tek taraflı konulamayacak vize yasağı, cunta hükümetinin onayıyla götümüze girmiştir.

    1983'te yönetime gelen özal hükümeti, "hadi bize demokrasi geldi, kaldıralım vizeleri" dese de, konsey nanik çekmiş, başka kapıya demiştir.
  • debemsi editi:
    bence hükümet şu sebeplerle çok üstüne gitmiyor bunun ve serbest dolaşımı önemsemiyor (veya baya baya istemiyor)

    - döviz kaçışı olacak
    - yurtdışına viezsiz gitmek isteyen kitle kendi kitleleri değil (neredeyse yüzde 1 bile kesişim yok)
    - kendi imtiyazlı kitlesi zaten kamu dışında bir iş tutturamadığı için hepsi yeşil (veya gri mri) pasaportlu, dolayısıyla yine gerek yok
    - dolaylı olarak, insanların avrupa'ya daha da sık gidip gelmesini ve orada gördüklerinden hem ekonomik hem de yaşam tarzı olarak heveslenmesini istemiyorlar.

    yoksa bunca yıldır bu kadar ayak diretilmezdi. kaldı ki aşağıda bahsettiğim programda belirttim -ve kendi gözlerimle de gördüğüm, hatırladığım gibi- 2010'larda ortam çok uygundu. türkiye'de mülteci yoktu, ekonomik kriz böylesine derin değildi, göçen eden yoktu, rahat rahat yapılırdı. ama işte bizim hükümetimiz ta 2016'da bile kılını kıpırdatmamış.
    bize de açıklama falan yapılmıyor elbette, kapalı kapılar ardında "bırak ya gitmesinler avrupa'ya falan" konuşmaları yapılıyor, bize de "ikiyüzlü ab" naraları atılıyor mitinglerde. bravo.
    ---

    selim kuneralp ve selim yenel medyascope'a konu olarak çok ilginç bir şey söylediler:

    2016'da kalkacakmış bu (türkiye için). davutoğlu boşa atmıyormuş yani.
    4 mayıs 2016 günü yapılan toplantıda, toplam 72 değişikliğin kalan 6 tanesi de yapıldığı takdirde vize muafiyeti verileceği söylenmiş.
    ahmet davutoğlu "nedir o kalan 6 madde" falan demiş ve sonrasında "yapın bunları" emri vermiş.

    fakat bildiğiniz gibi ahmet davutoğlu 18 gün sonra, 22 mayıs 2016'ta görevden alındı.

    o 6 kriter de hala yerine getirilmedi.
    - terörle mücadele kanunu
    - kişisel verilerin korunması ile ilgili bir şeyler
    - ab ülkeleriyle adli işbirliği

    diğer üçünü saymadılar.

    schengen vizesine küfrederken adres doğru olsun. vfs global değil başımızdaki belanın sebebi.

    kategori kategori düzeltelim demiş ab, önce iş adamları, sonra erasmus öğrencileri falan. sorun çıkmazsa genişletelim edelim demişler, bizimkiler onu da reddetmiş.

    selim kuneralp ve selim yenel ayrıca 2016'da türkiye'den kaçanların ve iltica edenlerin de son derece azaldığını hatırlatıyor. şunun şurasında 6 sene öncesinden bile başka bir dönemmiş gibi bahsedilebiliyor. öyle bir ettiler ülkenin içine.

    kaynak: https://open.spotify.com/…rtzgs?si=76c3dae431b84169
  • denizci olarak çalışmaktayım. ticari teknelerde ikinci kaptan olarak görev yapıyorum. çalışacağım tekne hollanda'da bulunmaktaydı. hollanda'da bulunan şirketten tüm kontratları, imza sirküleri vs. gibi evrakları aldıktan sonra hollanda vizesine 24 nisan'da başvurdum. daha önceden 6 adete schengen vizesi almış bulunmaktayım. istemediğiniz kadar girişim çıkışım var. türkiye'ye avrupdan nisan 10'da döndüm. velhasıl kelam, 13 mayıs tarihinde pasaportum * kararı ile geri geldi. sebepleri ise vizem bitmeden geri döneceğimi düşünmemeleriymiş. ulan zaten bir ay önce oradaydım, döndüm işte. gezmeye değil çalışmaya gidiyorum. sizin ülkenizde de kalmayacağım, gemiye binip uluslar arası sulara çıkacağım.

    güç bela 30 mayıs'a tekrar randevu aldım ve pasaportu verdim. şirketi de bir şekilde ikna ettim. yapmayın, etmeyin, bu sefer verirler ve gelirim. adamların umrunda olmaz ki benim vize alamamam. yerime başkasını bulup işlerine devam ederler. yani bu sefer de ret kararı alırsam işimden oluyorum. eşim, çoluğum çocuğum var. yani anlayacağınız biz türk denizcileri ve meslek icabı gidip gelmesi gereken insanların hayatlarıyla oynuyorlar. ama kimin umrunda. ne diyelim sağlık olsun

    bu kadar sanatçının, iş insanının da ret kararı alması pek umut verici de değil ama yine de tekrar deneyelim dedik. hem paramızı alsınlar hem vize vermesinler diye..
  • türkiye vatandaşları özelinde onur kırıcı hale gelmiş vizedir.

    almanya'ya gitmek için başvuru yapmak için uğraşıyorum. düzinelerce evrak isteniyor. fakir olmadığını ispat et, ülkeni bırakıp bize sülük gibi yapışmayacağını ispat et diyor almanya...
    ulan param var, gelip size para vereceğim, size para kazandıracağım diyorsun yetmiyor.
    vallahi döneceğim türkiye'ye; bak arabam var, evim var, doktorum veya avukatım yeminle döneceğim diyorsun, yetmiyor.
    vize başvuru yapmak için randevu al diyorlar. i data diye bir site var aylarca her gün sitelerine giriyorsun, neymiş başvuru yapmak için randevu alacağız.
    hasbelkader zor bela randevuyu aldın, hizmet bedeli öde, vize harcı öde, sigorta parası öde....
    sonra bekle cevap gelecek,bir aya cevap geldi, sen gelme ulan ayı!

    vallahi onur kırıcı billahi onur kırıcı, evet vatandaşı olduğum ülkenin eğitimsiz, aç gözlü, medeniyetsiz bazı insanları gelip dönmüyor, size yük oluyor.
    kardeşim biz burada onları çekiyoruz zaten, sırf onların cahil tercihleri sebebiyle sokakta, hukukta, sosyal hayatta çekiyoruz.
    bari 1 ay uzak kalalım, nefes alalım dediğimizde de 3. sınıf insan muamelesi görüyoruz.

    seyahat hakkı evrensel bir hak, bu çerçevede insan onuruyla bağdaşan vize süreçleri olmalı.
  • yarımada olan istanbul'da yaşayıp hala deniz görmemiş yüzbinlerin olduğunu, bu insanların istanbul'un fakir ve akp'nin kalesi semtlerinde olduğunu düşününce: "pasaportumuzun değeri kalmadı, suriyeliler yüzünden vize alamıyoruz gördünüz mü" sitemi ülkenin yüzde 52'sinin skinde bile değil.

    adam belediye otobüsüne binip deniz görmeye gitmemiş senle mi empati yapacak. hatta sana "ne var yrraam otur oturduğun yerde, gavurların memleketinde nağpacan amk" deyip çayından bir yudum alıyordur şu an.
  • schengen vizesi konusunda uyarımdır. herkes hükümeti suçluyor ama hükümet tek başına suçlu değil. schengen vizesini vermeyen ülkeler de suçlu. işsiz, kaçak çalışacağı belli olan adamlar için değil ama iyi bir mesleği olup, uzun yıllar aynı şirkette çalışan, kamuda çalışan adamların veya evladı yurt dışında çalışan 60 yaş üstü insanların vize konusunda süründürülmesini rasyonel ve adil bulmuyorum.

    bu insanların ülkeye gelip kaçak çalışma veya iltica etme ihtimali sıradan diğer gruba göre daha düşük. daha da komiği nerede kaçak çalışacağı 2 km öteden belli adamlar var bunlara vize veriyorlar yukarıdaki gruba vermiyorlar. burada bir sinsilik seziyorum.

    uzun yıllar vize almış ve bunu ihlal etmemiş insanlara bile ret verebiliyor. bunun hiçbir mantıklı açıklaması yok. zaten kendileri bile açıklayamıyor.

    mesela hesapta atıyorum 200.000 tl parası olan adamı "paran 4 günlük tatil için yetersiz" diye reddediyorlar. bak paranın kaynağına güvenmedik diyebilirler buna özgü bir açıklama da sunabilirler. ama buna bile gerek duymuyorlar. çoğunu rastgele işaretleyip geçiyorlar.

    babam emekli ve yıllarca yurt dışı gezilerine gitti. durumumuz da şükür ki dededen iyi. geçen yıl vizesi ret geldi. bu ihtiyarlardan ne istiyorsun. çalışacak canları yok. sosyal yardımı da kaçak çalışana yapmıyorlar. sığınma talebi korkun varsa ceza davalarını vs iste vize başvurusunda. mantıksızsa zaten kabul edilmez. ömrünün sonbaharında insanlarla sorunun nedir? başka ülkeden vize aldı. yine geldi tatilini yaptı gitti. ne oldu yük mü bindirdi sana?

    daha insan profillerini okumayı öğrenememişsiniz. karar mekanizmasında çalışıyorsunuz. insan haklarının merkezi olup insan hakları konusunda bu kadar sıçmak da bir başarı.

    bizi bu hale düşürünleri de...

    edit: o kadar yazı yazdım "hala belgelerin tamsa alırsın" diyen var. sonra bu ülkenin iq ortalaması niye düşük.
  • bugün açılışı yapılan frankfurt türk filmleri festivali'ne gittim. ödül alan 6 filmin, 4'ünün yönetmeni-yapımcısı yoktu. çünkü vize alamamışlar :) resmen sahne şöyleydi:

    - “eveet en iyi senaryo dalında ödülü bıdı bıdı filmi alıyor. ödülünü alması için sahneye yönetmen ahmet bey'i alkışlarla çağırıyoruz. evet ahmet bey yokmuş, vize alamamış”.

    şu anons 6 kategorinin 4'ünde tekrar etti. onur ödülü alan 2 kişiden birisi alman vatandaşı, diğeri de emekli tiyatrocu. muhtemelen yeşil pasaportu var. onlar da olmasa sahneye kimse çıkamayacaktı.

    resmen rezalet.
hesabın var mı? giriş yap