• bazen prensiplerin agir bastigi yerde durur bu esik. karakteriniz ile sevilen kisiyi sevebilmek icin yapmaniz gerekenler oyle bir celisir ki, bir sure sonra sevilen kisiyi sevmenin aci vermeye basladigini fark edersiniz. sonra sevilen kisiden vazgecilir genellikle.
  • hayatlarında dönem dönem kronik künt ağrı çekmiş olanların ağrı eşiği yüksektir mesela. bünye "aha burada bi problem var" diye ağrı yapıyor, beyin "hadi ordan seksi ben alıştım bu sinyale, ağrıdan saymıyorum, sorun etmiyorum!" diyor yani bir anlamda... ne alaka? şöyle ki;

    ilişkilerinde genelde hesapsız kitapsız seven taraf olup da bu sevgisi sallanmamış, acı çekmiş, bu durum hayatında kronik bir hal almış kişiler sevgisine karşılık bulamadığına dair sinyallere, uyarılara duyarsızlaşabilir. sevilen kişiden vazgeçme eşiği yüksek insanlardır bunlar. sevilen kişi çok büyük bir darbe indirmediği sürece etkisiz elemandır bu hikayede. sevilen kişi pek sallamadığı biri tarafından fütursuzca sevildiğini sansa da aslında asıl sallanmayan kendisidir. esas mevzu seven kişinin sevildiğini sanmayı tercih etmesi, hayal gücünü devreye sokması, bu sevdayı sürdürerek kendi halinde takılmasıdır. dolayısıyla bu tip kişiler genelde hayal gücü yüksek, -miş gibi yapma ve hissetme yetenekleri gelişmiş insanlardır. bu nedenle isterlerse sanat** ve felsefe alanında yardırabilirler*. aşka aşık olmak, sevgiliyi değil sevmeyi sevmek gibisinden tanımları da vardır bu durumun.

    öte yandan ilişkilerinde sevgisine ilgisine karşılık bulmuş, gülmüş eğlenmiş, bu durum hayatında kronik bir hal almış kişiler, sevgisine karşılık bulamadığına dair en ufak bir sinyale bile tahammülsüzdür. anında trip atar, küskünlük çıkarır, süründürür, intikam alır veya direkt ayrılıp başka adayları değerlendirirler. sevilen kişiden vazgeçme eşiği düşük insanlardır bunlar. sevilen kişi daha etkilidir, mühim olan sevgi değil sevgilidir bu hikayede. maddi manevi çıkarlara hizmet edip etmediği, hali tavrı, sinyalleri detaylarıyla önemsenir, değerlendirilir. ona göre gelişir olaylar, kendiliğinden ya da hayal gücüne dayalı bir roman gibi değil.

    demek ki neymiş; eğer biri sizden vazgeçemiyorsa hemen hallenmeyin, o onun kendi hobisi olabilir... hatta işi olabilir, profesyonelleşebilir. misal; kronikleşen "sevdim sevilmedim seveni sevemedim" ruh haliyle devasa yağlıboya tablolar döktürüp hatırı sayılır paralara satan başarılı bir ressam arkadaşım var idi. aslında sevdiği kişileri değil duygularını ve bunun işine yansımasını önemsiyordu. bazen "bu aralar hiç resim yapasım yok ya, birini bulup o ruh haline girmem lazım." diye triplere girerdi. böyle de garip arkadaşlarım var vesselam.
    (bkz: entry'ye anı serpiştirmek)

    not: işbu entry'de sevilen kişinin seven tarafın ilgisinden hoşlandığı, kuyruk sallamaya devam etmekten geri kalmadığı, daha işin başında "yok kardeşim ben seni beğenmiyorum, sevmiyorum, ilgilenmiyorum" deyip uzaklaşmadığı varsayılmıştır. baştan tavrını koyan, mesafeyi açan birini hala sevmeye devam eden, vazgeçmeyen insanda eşik meşik yoktur zaten, psişik vakadır o.
  • sevgiyle birlikte beslenilen hayranlığın yerini acıma aldığını farkettiğiniz an. bu duyguyu ilk hissettiğinizde kafanızdan atmaya çalışırsınız çünkü yüzleştiğiniz an eyleme geçmek zorunda olacağınızı bilirsiniz ve bu düşünceden deli gibi korkarsınız fakat olacağa engel olamazsınız. sevdicek gözünüzde hızla irtifa kaybetmeye devam etmektedir. kaçınılmaz olan gerçekleşmiş, eşik geri dönülemez şekilde aşılmıştır...
  • kişinin kendisiyle onun arasında seçim yapmak zorunda kaldığında durduğu eşik.
  • frida kahlo, diego'dan vazgeçme eşiğini şöyle açıklamıştır:

    "kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
    canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.

    her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.

    ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.

    sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.

    tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim.

    bencil olduğun için vazgeçtim.

    bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi.

    ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.

    bu yüzden ben de senden vazgeçtim.

    frida kahlo"
  • insanın sevilmediğini anladığı andır.
  • öyle bir noktadır ki, günü yaşarken herşey normaldir unutmuşsundur, hayattan eskisi gibi zevk alıyorsundur; ama uyursun ve rüyandadır sabah bi hasiktiiir ile uyanırsın, bilinç altına küfredersin!
  • tek tek tüm arkadaşlarını evlendirmişken, ondan başkasını yanında düşünemezken, sadece yanında olduğu için mutlu oluyorken, yıllar sonra karşına geçip tüm hayallerini yıkarak" biz böyle iyiyiz, evlilik bana göre değil " dediği andır...
  • (bkz: yokmus) *
hesabın var mı? giriş yap