• istanbul'un geleceğinde geçen bilimkurgu polisiye roman. beyin implantlarının, yapay zekaların, yükseltilmiş insanların çağında, iki çocuğu kazada ölmüş bir annenin suçluları bulma çabası.
  • tanım: eğitim teknolojileri uzmanı ve öğretmen süleyman sönmez'in 2020 yılı içerisinde çıkardığı bilim-kurgu kitabı.

    ülkemizde yerli bilim-kurgu romanlarının yayınlanma frekansının ne kadar düşük olduğu aşikar. yılda 15-20 civarında sanırım. starbul da onlardan biri; ve bence okuyucuyu ciddi biçimde hayalgücüne doyuracak kadar yaratıcılık barındıran ve ustaca kurgulanmış bir roman olarak karşımıza çıkıyor. istanbul'un gelecek 80 yılı içerisindeki pek çok evresine dalıp çoğunlukla da ana hikayenin 2099 yılında cereyan ettiği romanda; yansıtılan muhtemel teknolojilere, buluşlara, insan-teknoloji ilişkisine gerçekten bayıldım. hatta bir yerinde ekşi sözlük yapay zeka bile geçiyor. şu şekilde aktarılmış, kitaptan direkt alıntılıyorum:

    "...kesin olarak bildiği bir şey ekşisözlükte yazılı her şeyin gelecekte "ekşi yz" adında bir yapay zekânın karakterini oluşturduğuydu. bazı projelerde insanların reaksiyonlarını önceden tahmin etmek için bu büyük deneyim bankasının yapay zekâsı ile çalışılmıştı..."

    hikaye bir çok karakter ve zaman diliminde geçmesine rağmen kurgu ve tempo kitap içerisine çok iyi yedirilmiş. yönetmenlerin masabaşında haftalarca editing'i şekillendirdiği gibi yazar da bu kurgu konusuna epey eğilmiş olmalı. çünkü dark (dizi) kadar olmasa da epey katmanlı bir zaman akışı var, hangi hikayeyi kaçıncı sayfaya, neyin arkasına yerleştirmeli gibi noktalar gerçekten dozunda ayarlanmış.

    doğrusu yazarın edebi dilini, kalemini, betimlemelerini, hikaye anlatışını da oldukça beğendim. özellikle teknolojik buluşların arka planındaki detaylar kitapta fazlasıyla yer kaplıyor. öyle ki ana karakterleri ve kendilerine has dünyaları tanıma amacıyla farklı bölümleri okuduğunuzda, starbul evreninde kendine yer edinmiş buluşların epey bir bahsinin geçtiğini göreceksiniz. bu bağlamda yazar starbul evrenini yansıtmak için ciddi kafa yormuş, ki kendisi kitabı bitirmesinin 7 yıl sürdüğünü söylüyor. bu süreci yazarın kendi satırlarından aktarırsak eğer:

    "...böylece starbul için 2004’den 2100 yılına dek olacakları içeren büyük bir tarih atlası oluşturmaya başladım. olacak savaşlar, salgınlar, endüstri 4.0 ile yaşanacak işsizlik sorunları, robotların gündelik hayata girişleri, insan ilişkilerinin değişimi, devletlerin yıkılıp tek bir dünya devletinin kuruluşu, bir süper yapay zekanın insanlığı yönetmek için seçilişi, devasa gökdelenlerin yaşayan babil kule kentlere dönüşümü, yapay zeka ile birleşen insan beyninin müthiş gelişimi ve bunun gibi yüzlerce olay..."

    bu bahsettiğim sebepten ötürü ilk 200 sayfa okuyucular için biraz zahmetli olabilir. ancak karakterler, starbul dünyası ve olay akışı kafanızda oturduğunda gerisi su gibi akıyor.

    ----- spoiler -----

    biraz roman içindeki mevzulara değinmek istiyorum.

    * genel toplamda çok çok beğendiğim bir roman olsa da, ana karakterlerin fazlasıyla iyi niyetli ve naif olduğunu gözlemledim. karakterlerin motivasyonları ve gri alanlarına daha fazla yer verilebilirdi.
    * dünya süper yapay zekası'nın aldığı aksiyonlar bence daha zekice olabilirdi. bazı yerlerde hamlesini belli eden satranç oyuncusu olduğu izlenimine kapıldım.
    * finaldeki düğüm noktası olan milyon taşının altına icadın bırakılması fikrine pek ısınamadım. oradan bir başkası da görüp pekala cihazı bulabilirdi.
    * serbest bölge fikrini philip k. dick's electric dreams dizisindeki safe and sound bölümüne benzettim biraz. o bölümde de güvenlik-konfor ikileminde özgürlük tarafını seçen ve üzerlerine takip cihazı takılmasını istemeyen kişiler baloncuk denilen bölgelerde kalıyordu. aynı zamanda vatandaşlık hakları diğerlerine göre biraz daha farklıydı.
    * bununla birlikte "serbest bölge'de uyandım" kitabından aktarılan olaylar, hikayeyi oldukça zenginleştiriyor. harika düşünülmüş bir katman.
    * "öndeki arabanın sırrı" bölümüne cidden bayıldım. kitaptaki en favori yerim bile olabilir.
    * yıldız zeka ile 2001 a space odyssey'e selam çakılmış. aynı şekilde camiye giden robotlar bölümünde de blade runner'a. biliyorsunuz blade runner'da replicantlar için o ünlü more human than human konsepti işleniyordu. burada da robotlar için "more religious than religious" neden olmasın. ilginç olansa, gelecekte pek çok insanın mesleği tarihteki yerini alırken imamlığın geçerliliğini aynen koruması.

    ----- spoiler -----

    inanın daha yazılacak pek çok şey bulabilirim. son sözler olarak starbul'un bir gün türkiye'de hakettiği değeri göreceğine inandığımı belirterek yazımı tamamlıyorum. starbul evreni kesinlikle daha sonra çıkacak kitaplarla genişletilebilir duruyor, yazar bence bunu ciddi biçimde düşünmeli. ileride burası değerlenir.

    https://www.starbul.com/

    puan (4,5/5)
  • oldukça başarılı bir yerli bilimkurgu kitabı.

    naçizane incelemem
hesabın var mı? giriş yap