• bir babil kandili yakıp bizi çocukluğumuzun masallarına ışınlayan film-i şahanedir efendim...
  • neil gaiman hayranlığımı perçinleyen müthiş bir kitap. sahip olmak üzerine çok çok çok güzel bir kısmı vardır.

    "ben çok gençken birisi bütün bu ormanın pan'a ait olduğunu söylemişti bana. doğrusu, -sahip olmak- gibi sahip olmak değildi. ormanı bir başkasına satacakmış ya da ona çepeçevre bir duvar dikecekmiş gibi değil...
    ...sahip olmak zor değildir bir şeye. ya da her şeye. sadece onun sana ait olduğunu bilmen ve sonrasında onu kendi haline bırakmaya razı olman gerekir. pan bu şekilde sahiptir bu ormana."
  • gerçekliğin iğrençliğinden, basitliğinden, gerçekliğin gerçekliğinden kaçış filmlerinden biri. izliyosun, izliyosun böyle filmleri sonra hayat tatmin etmez tabii.
  • robert de niro'yu öldüğünde çok arayacağımızı anladığım film oldu bu. gözüktüğünde coştuk sevgilimle sessiz sessiz alkışladık. zaten sevgiliyle gidilmesi gereken filmlerden. öyle tek başınıza ya da iki erkek gitmeyi düşünüyorsanız başka bir film seçin (iki kız gidilebilir eet de iki erkek ı ıh, film bittiğinde kendinizi bi tuhaf hissedersiniz ben söyleyeyim). katıla katıla güldük. kafa kafaya verip göz yaşlarımızı tuttuk. aşkı izlerken el ele daha sıkı tutuştuk. heyecanlandık, üzüldük, sevindik, coştuk. filmin geneli böyleydi zaten. mükemmel bir denge var. atmosfer harika. son aylarda izlediğimiz en güzel filmdi. izlenmesi gerekli cidden.

    --- spoiler ---
    yıldızlar sütyen takıyormuş.
    --- spoiler ---
  • uzun zamandır izlediğim en süper film diyerek başlayayım lafıma. film zaten ian mckellenın muhteşem sesi ve aksanıyla başlıyo hah diyosunuz koltuguma şöle bi yayılayım, eh konu ian mckellen olunca insan direk zaten lord of the rings havasına bürünüyo ki, filmde lord o fthe rings etkileri vardı ama kesinlikle rahatsız edici ölçüde değil. film zaten nerde büyük oyuncu var hepsini bünyesinde toplamış, robert de niro aşmış gitmiş herzamanki gibi, keza michelle pfeiffer cuk oturmuş rolüne, ufak da olsa peter o'tooleu görüp memnun oluyoruz, kötü cadı kardeşlerden birini sarah alexander canlandırmış, şahsen ben filmde tanıyamadım süper makyaj yapmışlar, prenslerden secundus olanı da rupert everettmiş. film 2 saat sürüyo ama 1 dakikasında bile sıkılmıyor insan ya da keşke şu sahne olmasaymış demiyor, filmin müziklerini ilan eshkeri bestelemiş çok da başarılı bi iş çıkarmış kanımca, espriler çok yerli yerinde kullanılmış özellikle prenslerin olduğu sahneler çok komik.sonuç olarak yüzünüzde gülümsemeyle izleyeceğiniz bir film, kaçırmayın. bi kaç tane de trivia veriyim tam olsun;

    * başrol için sarah michelle gellar düşünülmüş fakat o kocasıyla daha fazla zaman geçirmek adına rolü reddetmiş.(bence çok isabetli bi karar olmuş zira sarah'da (evet yakınızdır) claire danes'deki zerafet yok maalesef.

    * filmin hakları normalde miramaxtaymış fakat kontrat zamanı geçmiş ve neil gaiman hakları kime vericeği konusunda baya bi düşünmüş ve sonunda yakın arkadaşı matthew vaughn'e ücretsiz bir şekilde vermeye karar vermiş.

    *terry gilliama filmi yönetmesi için teklif götürmüşler fakat o the brothers grimmi henüz bitirmiş oldugundan, peri masallarına biraz ara vermek istediğini söyleyip teklifi reddetmiş.

    * bütün prenslerin adları, dogum sıralarına göre konulmuş (primus,secundus,tertius vs.) hepsinin pelerinine de de numaraları işlenmişmiş.

    * psikoposu canlandıran mark burns film vizyona girmeden hayatını kaybetmiş.

    * filmin sonunda çalan parça take that- rule the world
  • sanırım hikayede bahsedilen duvarı tesadüfen buldum...
    http://www.hadrians-wall.org/…ory_id=1&gallery_id=4
  • casting'i, efektleri ve diyalogları başarılı film. keşke başları da sonları kadar akıcı olsa. ama o zaman sonları bu kadar akıcı gelmezdi di mi?

    --- spoiler ---
    - it's about my reputation.
    - but captain! we already knew you're a whoopsie!
    --- spoiler ---
  • aşık olduğumuzda gözlerimizdeki parlayan ışığın sebebini anlatan film.
  • uzun süredir dinlediğim izledigim gördüğüm ve inandığım en tatlı masal.. mutlaka görülmeli..

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    kitabı okumadna filmi izlemiş olduğumu belirterek başlayayım öncelikle..filmde mekanlardan dekorlara renklere kadar her şey masal.. sizi küçükken uyumadna önce adile teyze yi dinlerken olan hallerinize götürecek kadar masal..

    ayrıca ingiliz havası harika.. neden bilmem ama bana a midsummer night s dream i hatırlattı izlerken film..robert de niro nun ismini shakespeare olması tesadüf değildir belki de..yeri gelmişken michelle pfeiffer ve özellikle robert de niro ya izlerken tekrar tekrar hayranlık duymamak mümkün değil..

    filmde ölü prenslerin diyalogları ile robert de niro tek başına yarmaktadır ayrıca..sırf robert de niro nun o hali için bile görülmeye değer..

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    fazla söze gerek yok..eğer masalları severseniz mutlaka görülmeli derim

    edit : aslında entry i yazma nedenimi söylemeyi unutmuşum dostum lanet olsun ha! filmin sonunda çalan şarkıyı bulana veya getirene yüz bin lira veriyorum

    (bkz: sarki adi soruyorum hemen silecegim)

    sonuç editi : şarkının ismi tatli karınca nın müthiş uğraşları sonucu bulunmuş ve şarkı huşuu içerisinde tekrar dinlenmiştir.. merak edenler için şarkının ismi rule the world, seslendiren take that isimli grup..
  • şu kuyrukluyıldızın sesini dinledikten sonra tekrar seyrettiğim film.
    kitabı güzeldi lakin film olarak da güzel dahası birilerinin büyükleri düşünüp hala masal yazması ve çekmesi keyifli.
    ve gerçekten de insanların aşık ve mutlu olunca parlaması tıpkı kuyrukluyıldız gibiyiz hepimiz.
hesabın var mı? giriş yap