aynı isimde "starfield (demo efekti)" başlığı da var
  • bunun bir gamepadi var malum. şahsi fikrimce bir oyun için yapılmış en iyi gamepad. ben ki nefret ederim yok şu edition, yok bu edition gamepadleri ama bu başka. bu hakikaten hem tuşların üzerindeki yazılarla falan oyun karakterini mükemmel vermiş, hem sadeliğini kaybetmemiş, hem de inanılmaz bir görsel güzelliği var.

    aha şundan bahsediyorum:
    görsel

    internette falan görüyordum ama esas 2 hafta önce yurtdışında tatildeyken teknoloji mağazasında canlı olarak görmüş ve götüm düşmüştü. türkiye'de zaten saçma sapan fiyatlara satıyorlar. buradan almak mantıksız da orada sadece ufak bir fiyat farkıyla olunca alsam mı almasam mı diye gelip geçtikçe bakıp bakıp geri çıkıyordum. elime alıyorum hadi kasaya diyorum, sonra geri bırakıyorum falan. fiyatı 75 euroydu. velhasıl tatil falan derken çok para harcadığımdan o 75 euroma kıyamadım ve almadım.
    (80 euro viskiye paran var ama seni iki yüzlü seni)

    tatilden geldik. bu sefer dün hanım tek başına iş için yurtdışına gitti 3 günlüğüne. az önce aradı sana bir şey aldım dedi. kamerayı bir çevirdi aha bizim oğlan!

    "çok özenmiştin" dedi.

    7 yıllık eşim, 12 yıllık sevgilim benim bu kadın.

    velhasıl bu entry'nin oyunun kendisiyle veya hangi dil olduğuyla falan pek bir alakası yok gençler. diyeceğim odur ki evleneceğiniz kişiyi iyi seçin. sizi anlayan, hobilerinizi tutkularınızı anlayan, neyi sevip sevmediğinizi sizinle beraber gerçekten hisseden insanla evlenin.

    aha evlilik böyle olunca anlamlı...
  • oyunun daha başları. sarah morgan reisle ay civarında bi göreve giriyoruz. "istersen hazır aya kadar geldik iki turlayalım etrafta" falan dedi. dedim olur. neil armstrong hesabı. indim ayda zıplıyorum falan.

    uzaktan 2 tane uzay gemisi gördüm indiler bi yere. dedim gideyim selam vereyim hoşgeldiniz derim. benim inventory'den çay içeriz.

    gittim bunlara bir baktım meğerse şerefsiz uzay korsanları. hemen kuşandım silahları geminin dışındakileri kestim. girdim adamların gemisine. bir yazı çıktı "istersen gemiyi kaçır amına koyim, ya da siktir ol git" gibi bir şey yazıyordu.
    lan dedim iyi. gemiyi kaçırayım. okuturum güzel paraya.

    gittim kokpite kadar. oradakileri de indirdim. loot yapıyorum. bir baktım hayvan gibi kaçak organ falan çıktı. ticaretini yapıyormuş şerefsizler. yalnız bunlar da sağlam para. ben dedim kendim satayım bunları ziyan olmasın organlar.

    yalnız gezene inerken üstümü falan arıyorlar ordan geçmez bunlar. gittim yakınlarda bir binada çelik kasa buldum. organları sakladım buraya.

    aldım 2 gemiyi de gittim deimos diye bir yer vardı. orada uzay gemisi parça kaput rot balans ustası var. gemileri buna sattım.

    skill kasmaya başladım. adam kandırma falan öğrenip kaçak organları şehre sokacam. satacam. neyse skill kasarken bi gezegene bu sefer ben diyim 4 katlı, sen de 5 katlı. hayvan gibi bir gemi indi. lan bunu dedim hemen çalayım gene. bunlar da iyi adamlarmış. tekini öldürdüm. yanımdaki sarah morgan dedi "yapacağın işi sikeyim, onlar iyi adam" kızdı bana.

    götürdüm bu karıyı tepenin arkasına. bekle burda dedim çişim geldi. çalıların içine yapıp gelcem. bu beklerken bu iyi adamları da kestim. gemiye girdim. uçuramadım amk. onun için yeterli pilot değilmişim.

    şimdi bu 5 katlı geminin yanına helyum madenciliği adı altında paravan bir şirket outpostu kurdum. gemicilik kasıyorum. o gemi benim olacak. vuracam kırbacı.
    benim kaçak organları da getirdim. paravan şirketin kasasına sakladım.

    anlayacağınız oyunun daha başında şerefsizin teki oldum bile.

    özet: bütün bu yaşadıklarım tamamen doğaçlama. hiç bir görev, mission vs. değil.
    oyunun güzelliği de buradan geliyor. önemli olan oyun değil. sizin onu güzelleştirmeniz. o zaman oyun çok güzel.
  • çıkışına haftalar kala bethesda, oyunun başlangıç tarihi olan ms 2330'a kadar neler yaşandığını anlatan bir zaman çizelgesi paylaştı.

    2050 - insanlar mars'a ilk defa indi. 2100 yılına gelindiğindeyse uzayda yaşayan insanlar vardı.

    2156 - insanlar, dünya'dan 4.37 ışık yılı mesafede bulunan alpha centauri'ye ulaştı.

    2159 - united colonies kuruldu.

    2160 - new atlantis 2161 yılında kurularak united colonies'in resmi başkenti oldu.

    2167 - solomon coe, cheyenne'e yerleşti ve ilk yerleşim yeri akila city'yi kurdu.

    2188 - coe, volii'yi freestar collective adında yeni bir ittifak kurmak için cheyenne ile birlik olmaya davet etti. freestar collective'in resmi kuruluşu 2189'da gerçekleşti.

    2194 - united colonies, clinic yıldız istasyonunu narion sisteminde bulunan deepala'nın yörüngesine konuşlandırdı. narion sisteminin tarafsız halkı bu durumu uc'nin sınırlarını genişletmek için bir girişimi olarak değerlendirerek uc'nin clinic'i uzaklaştırmasını talep etti. uc'nin bu talebi reddetmesinin ardından narion halkı yaptıkları bir oylama sonucu freestar collective'e katıldı ve ittifak, sistemi korumak üzere 2195'te harekete geçti.

    2196 - freestar'ın harekete geçmesine karşılık olarak uc, narion sistemine bir filo gönderdi ve freestar bu hamleye aynı şekilde karşılık verdi. narion savaşı böylece başladı.

    2216 - narion savaşı sürdükçe halk savaştan yıldı. sonunda uc ve freestar collective arasında 2216 yılında narion antlaşması imzalandı. ''settled systems'' tabiri bu antlaşmada resmiyet kazandı.

    2221 - freestar collective'in tüm vatandaşlarına hizmet eden elit bir güvenlik ve soruşturma gücü olarak freestar rangers kuruldu.

    2275 - sebastian banks tarafından constellation kuruldu. orijinal üyeleri arasında, tanınmış fizikçi chloe bao, sebastian'ın öğrencisi ve en genç üye aja mamasa, botanist ve uzay bitkileri uzmanı darius andris, zengin varis ve maceraperest bernadette laurent, eski kaçakçı everado gil ve son olarak biyolog ve doktor kadri toma yer alıyordu. constellation'ın üyelerinin ihtiyaçlarına nesiller boyunca hizmet edecek lodge, new atlantis'te inşa edildi.

    2305 - barrett, constellation'a katıldı.

    2307 - freestar collective, lunara sisteminde yer alan vesta gezegeninde tarıma başladı. 2308 yılında united colonies, dördüncü bir yıldız sisteminde koloni kurarak freestar collective'in narion antlaşması'nı ihlal ettiği iddasında bulundu. diplomatik görüşmeler sonuçsuz kaldı ve uc, vesta'yı kuşatarak koloniyi korumak üzere gezegende kalan veya bu amaçla sonradan gelen herkesi öldürdü. koloni savaşı böylece resmi olarak başladı.

    2310 - constellation, ilk eser'ini buldu ve arşivlerinde gizledi.

    2311 - yıllar süren çatışmaların sonucunda sivil ve askeri gemilerden oluşan bir freestar collective filotillasının cheyenne muharabesi'nde uc donanması'nın büyük gemilerini vurkaç taktikleriyle imha etmesiyle koloni savaşı fiilen sona erdi.

    2315 - freestar collective'in koloni savaşları sırasında sivil gemiler kullanmasına uc'nin yanıtının bir parçası olarak uc vanguard kuruldu. vanguard, united colonies'ı ve çıkarlarını korumaya ant içmiş sivillerin kendi gemileriyle oluşturdukları uc sivil donanmasıydı. bu hizmetin nihai ödülü ise united colonies vatandaşlığıydı.

    2319 - sarah morgan, uc navigator corps'un en genç yöneticisi oldu ancak bu birimin 2320 yılında kapatılmasıyla bu pozisyonda uzun süre bulunamadı. amaçsız kaldığı hissine kapılan ancak eğitiminden yararlanmaya hala niyetli olan morgan, constellation'a katıldı.

    2321 - settled systems'ın önde gelen yıldız gemi üreticilerinden stroud-eklund'un sahiplerinden biri walter stroud, constellation'a katıldı ve constellation'ın ana finansörü oldu.

    2322 - eski crimson fleet korsanı vladimir sall, constellation'a katıldı.

    2325 - sarah morgan constellation'ın başkan vekili oldu.

    2325 - teolog matteo khatri, constellation'a katıldı.

    2326 - barrett, constellation arşivlerinde orijinal eser'i buldu ve özel bir nesne olduğunun farkına vardı.

    2326 - sarah morgan'la aylar süren yazışmaların ardından yetenekli bilim insanı noel, constellation'a davet edildi.

    2327 - freestar ranger sam coe ve kızı cora, constellation'a katıldı.

    2328 - andreja, constellation'a katıldı.

    2328 - barrett, constellation'ı starstation l-868'i satın almaya ve derin uzay tarayıcısı olarak modifiye etmeye ikna etti. istasyona ''göz'' adı verildi.

    2330 - starfield başlar.
  • baldur's gate 3 ile bu denli kıyaslanmasının, rekabete sokulmasının nedeni, indie vs publisher kavgası. üstelik bir tarafta swen vincke gibi tanıtımlara full plate armor'la çıkan ve ne kadar alçak gönüllü olduğu oyun çıktıktan sonra anlaşılan bir nerd var, öbür tarafta hiç bir söylediği doğru çıkmayan tell me sweet little lies todd howard var. baldur's gate 3 tanıtımlarını todd howard yapsa neler sallardı düşünemiyorum bile.

    bakın ben bütün elder scrolls serisinin oyunlarını oynamış biriyim. gerçi elder scrolls arena'yı ben değil, abim oynadı bende yanında izledim ama daggerfall'dan itibaren bütün oyunları fazlasıyla oynadım. bethesda; morrowind'de zirveye ulaştıktan sonra, oblivion ile orada kalmayı başardı, tam bir pr harikası olan skyrim ile hak etmediği kadar fazla ilgi topladı; her anlamda morrowind'den geride kalan bir oyundu ancak oyun sektörünün ana eğlence sektörü haline geldiği bir dönemde, hiç görülmemiş bir pr ile çıktı skyrim.

    starfield'ı ise çoktan aldım, ne olursa olsun bir bethesda oyunu, benim için "vay be dagerfall'dan nerelere geldik" bile dedirtse yeter ancak bugüne kadar en az hype'landığım bethesda oyunu bu diyebilirim(ısrarla fallout 76'yı bir bethesda oyunu olarak saymıyorum):

    bethesda michael kirkbride sonrası ciddi bir içerik krizine girdi, kim bu derseniz; elder scrolls'u yazan adam. evet bildiğiniz bütün elder scrolls dünyasını bu herif yazıyor. kafası kırık bu arkadaş, her gün ofise geliyor, odaya kendisini kapatıp elder scrolls dünyasını yazıyor, teker teker bütün dünyadaki şehirleri ve köyleri, karakterleri, dünyanın gelmişini, geçmişini ve oyunda bulabileceğiniz kitapları yazıyor ve eğer efsane doğruysa, bir gün odasından "bitti" diye çıkıp gidiyor ve geri gelmiyor.

    bir daha da bethesda ne onun yerini doldurabildi, ne de doldurmakla uğraştı. işte okyanus kadar geniş, ama su birikintisi kadar sığ oyunların, skyrim sonrası çıkan bütün oyunlarda ısrarla crafting mekaniklerine sarılmalarının bir sebebi de bu. hikaye, olay örgüsü, karakter yaratamadıkları için, elimize lego veriyorlar. bu oyunda da "kendi uzay gemimizi" yapabileceğiz.
    gerçi oyun sektörü genelinde son 15 yıldır writing kısmına hiç önem verilmiyor, hatta bütün eğlence sektörünün en az maaş alan, dolayısıyla en düşük yetkinliğe sahip insanları yazar oldu. bunun ne denli büyük hata olduğunu ve insanların kaliteli içerik istediğini ilk the witcher 3 wild hunt gösterdi, baldur's gate 3'de pekiştiriyor.

    bir diğer önemli unsur jeremy soule'un yokluğu. her ne kadar bazı konseptleri çok fazla kullanmış olsa da, oyun müziklerinin gelmiş geçmiş en iyi bestekarı. bunu knights of the old republic serisinde de kanıtladı, elder scrolls serisinde de, hatta dawn of war serisinde de. benim neslim bir sene boyunca ortalıkta "dovahkiin dovahkiin" diye gezdi, youtube'da bir oyun müziği ilk defa bu kadar ünlü olup, bu kadar coverlandı (ki esasında morrowind müziğiyle aynıydı, sadece gaz bir koroyla işi bu noktaya taşıdı jeremy soule *) meetoo davalarında ise başı yandı, bethesda korkağı arkasında durmadı ve şu an starfield, vaktiyle jeremy soule'un getir götürünü yapan inon zur kazmasının elinde.

    gelelim en önemli ve büyük soru işaretine, todd howard...

    oblivion'ın tanıtımında, "these npc's are not scripted" dedi lan bu herif! 2005'de diyor bunu, yani script teknolojisinin nispeten 5-6 yıllık bir konsept olduğu bir tarihte diyor. 2023 yılına geldik ve yapay zekanın aşırı seviyede ilerlemesiyle non-scripted ai behavior npc konsepti yeni yeni gelişiyor. elder scrolls serisi hayranları olarak todd howard'ın sunumlarında yaptığı kolpaları yakalama konusunda uzmanlığımız oluştu ve bugüne kadar yaptığı en uzun sunum, starfield için oldu.

    benim gibi gamebyro/creation engine veteranları için gerekli bütün ünlemler vardı o tanıtımda: dağlık arazide yere tam basmayan yengeç tarzı yaratıklar, tozda ayak izi bırakmayan astronot, oblivion'dan beri değişmeyen aynı donuk yüz ifadeleri ve keskin yürüme animasyonları, berbat duran sakal, bıyıklar ve todd howard'ın kolpaladığını anında anladığım "evet, o ay'a da gidebiliyorsunuz" cümlesi..."it just works!" di mi todd'cığım :d
    abi bir yere kadar yiyoruz bunları, oblivion'da çok pis yedik, skyrim'de de arkaya dizdin kukuletalı dayıları yedik, fallout 4'de artık uyandık. fallout 76 hala uyuyanlara tokat oldu zaten.

    şimdi işin bir de sektör boyutu var; starfield başarılı olmak zorunda, hem ardı ardına patlayan "aaa" firmaların şanını kurtarmalılar, hem de skyrim'den beri düzgün oyun yapamayan kendi firmalarını kurtarmalılar. baldur's gate 3 ile birlikte "triple a" firmalara karşı büyük tepki başladı, ilk nasibini de diablo iv aldı, millet baldur's gate 3'ün steam review'larına "bye diablo iv, see you never!" falan yazıyordu en son. bunun sebepleri belli, micro-transaction'lar, dlc, performans sorunları, buglar, always online zorunluluğu.

    arkasında microsoft'un devasa bütçesiyle starfield patlarsa, performans sorunları ve buglarla çıkarsa (ki creation engine'le bunlar neredeyse kesin) piyasada çok keskin kararlar alınacağına emin olabilirsiniz, zaten starfield'dan sonra bir de cyberpunk ek paketi phantom liberty var, devamında çıkacak büyük bütçeli başka bir oyun da yok. 2024 yılı boyunca görünen sadece ubisoft'un star wars outlaws'ı var. 2025 için de sadece söylentiler var, kısacası firmaların önemli değişiklikler yapabilmesi, şapkayı önlerine koyup düşünebilmesi için gerekli süre mevcut.

    çıkışını heyecanla beklediğim oyundur...
  • elin götü boklu arapların bile dilinin olup da bizim dilimizin olmamasına tepki gösterenlere "makine çeviri gelir", "hayranlar çeviri yapar", "gidin ingilizce öğrenin" diyen dalyaraklar var aranızda.

    bunlara "dışarıda bi yemek yemek 300 lira oldu" dediğin zaman da "evde ye kanka zaten evde daha güzelini yaparsın" diyen tipler.

    konunun ne olduğunu asla anlamayıp bir de olmayan beyinleriyle akıl vermeye çalışan sığırlar sizi ya.

    oğlum burda konu "oyunu türkçe oynayabilmek" değil, konu "parasını vererek aldığımız oyunda neden elin adamlarının dilini bize dayatıyorlar" diyebilmek. "neden para verdiğim şeyi daha konforlu tüketmek varken yarım bir hisle oynuyorum" diyebilmek.

    protein yiyememekten beyinleriniz eridi gitti iyice ha.
  • “abi oyun dediğin multiplayer olur yeaaaa. alcan eline silahı sıka sıka gidecen eheheh”

    hikayeli rpg oyunlara çocuk oyunu diyen arkadaşa bilirkişi olarak kötü bir haberim var. hikaye, kural ve kurgu daha ileri yaşlarda ortaya çıkan oyun özellikleridir. eline silah alıp sıka sıka adam vurma tarzı oyunu ellerine silah niyetine sopa alıp kendi aralarında 5-6 yaş çocukları oynuyor.

    örnek verirsek bf, cs, r6 gibi oyunlar ebelemeceyse hikayeli rpg oyunlar masaüstü rol yapma oyunudur.
  • hakkındaki yaygara bittiyse haddim olmayarak birkaç kelam da ben etmek isterim. bethesda oyunlarıyla az çok bir geçmişim var. the elder scrolls ve fallout oyunlarıyla çok zaman geçirdim. o zamanlar cebimde para olmadığından bir kısmını korsan oynadım skyrim’in, o yüzden süreden tam emin olmamakla birlikte temiz 400-500 saat sadece skyrim oynadığımı tahmin ediyorum. fallout 3, new vegas, fallout 4 üçlüsünü de yine hiç yoksa 300 saatin üstünde oynamışımdır.

    şimdi ben bethesda oyunlarını neden seviyorum? bu oyunlardaki her şeyi yapabilirim ama bir yandan da her an ölebilirim hissi beni büyülüyor. söz konusu bethesda ise oyunun kahramanı biz değiliz. ne demek bu? diğer oyunlarda, kıyaslandığı için söyleyeyim bilhassa sony’nin exclusive oyunlarında, her şey sizin içindir. dünya sizin etrafınızda döner. olaylar script edilmiştir. bu da kötü bir şey değildir. size bir hikaye anlatılmaktadır, siz de ara sıra araya girmektesinizdir. bethesda oyunlarında ise size hikaye anlatılmaz. hikayeyi siz yazarsınız. vaktinde kurtulmadığınız adam size tuzak kurar, peşinde koştuğunuz zırha çöker. ha en başta adamın kafasına sıkarsanız da bulmacayı çözemez, saatlerce uğraşırsınız. dengeyi siz bulacaksınız. her şeyi yapabilirsiniz lakin aynı şekilde her şeyi berbat edebilirsiniz de. sorumluluk sizin.

    şimdi bu oyun da tam olarak bunu veriyor bize. eşsiz bucaksız içerikler, bir görevi tamamlamak için bir sürü farklı yol ve alınan kararların sorumluluğu. hepsi var bu oyunda bence. bu defa çok daha büyük bir evrende, düşman çeşitliliği, ortam çeşitliliği, atmosfer çeşitliliği iyice artmış bir ortamda yapıyoruz bunu. bence bir bethesda rpg’si olarak dinamikleriyle de, evren tasarımıyla da çok iyi.

    peki bir uzay oyunu olarak nasıl? vasat. uzayda olduğunuzu pek hissetmiyorsunuz. uzay geminiz sadece bir fast travel lokasyonu neredeyse. oyunun motoru da sağ olsun, kesintisiz bir deneyim sunmuyor. her gezegene geçiş yaptığınızda bir loading screen oluyor. o gezegendeki madenlere, binalara girince de aynı durum geçerli. yani oyun asla “ben devasa bir evrendeyim” hissi oluşturmuyor. oda oda geziyor gibi hissediyorsunuz. bir sürü oda var, bir sürü oda çeşidi var, odalar da çok büyük; lakin odaların arasına çelik kapılar koyulmuş. illa anahtarla açıp arkanızdan da kapatacaksınız. o sebeple bir bütün olarak hissedemiyorsunuz evreni. lakin gezegenler tek tek bile yeterince büyük ve majör şehirler içerikle dolu.

    oynanışı ben çok beğendim. silah tasarımları, çeşitleri, silah animasyonları çok iyi. düşmanlar mermi süngeri oluyor başta. yapacak bir şey yok. oyun rpg. iki mermide ölmemeleri gerekiyor ki karakteri geliştirmenin mantığı olsun. geliştikçe akıcılaşıyor sekanslar. grafikler bence yine bethesda standartının çok üstünde. bethesda asla en iyi grafikli oyunu piyasa sürmedi. skyrim’in sanat tasarımı iyiydi, doku kalitesi değil. bu oyunda şaşılacak şekilde sanat tasarımıyla beraber iç mekanlarda doku kalitesi inanılmaz üst seviyede. kahve bardağındaki yazı dahi okunuyor. bence bu büyüklükteki bir oyunda muazzam bir işçilik bu.

    özetle çok iyi bir bethesda rpg’si, vasat bir uzay simülasyonu olarak benden 9/10 aldı. uzay simülasyonu kısmını daha iyi anlatmalılardı ki beklenti doğru ayarlansın. marketing ekibinin hatası. bence bu türü sevmiyorsanız bu oyunu da sevmezsiniz. lakin türden hoşlanıyorsanız yüzlerce saat oynarsınız. modsuz oynarsınız, modlar oynarsınız, arkadaşınız şurda şu var dedi diye bile oynarsınız. alabildiğine büyük bir bethesda oyunu.

    bir de şuraya oyunun teknik yönünü belgesel edasıyla anlatan bir video bırakayım. burada da büyük çoğunlukla övgüyü kapmış. göz atın, eğlenceli bir video.

    edit: imla
  • bir star citizen değildir denmiş.

    valla inşallah değildir kardeşim ya lütfen öyle bişi olmasın sdfgh.
  • edit: debe için teşekkürler

    yapımcısı (bkz: todd howard) ın bugün hakkında bir soru/cevap etkinliği düzenlediği oyun. öne çıkan bazı bilgiler şöyle:

    -gezegenlerin %10'unda yaşam var.

    -bazı gezegenlerde tek bir biyom varken, bazılarında ise çok sayıda biyom yer alacak.

    -hava durumuna göre kıyafetimizi/zırhımızı değiştirmemiz gerekecek.

    -gezegenleri keşfederek topladığımız bilgileri para karşılığında satabileceğiz.

    -yaratıkların kendi aralarında savaştıklarına şahit olabileceğiz. hatta geliştirme aşamasında karşılaşılan sorunlardan birisi de yüksek seviye bir yaratığın gezegendeki diğer bütün yaratıkları öldürmesiymiş.

    -gezegen keşfi sırasında kullanabileceğimiz herhangi bir araç olmayacak, yaratıkları da binek olarak kullanamayacağız. yegane ulaşım araçlarımız ayaklarımız ve jetpackimiz.

    -herhangi bir companionu yanınıza almadan solo bir şekilde oynamak mümkün olacak. bununla alakalı trait ve skiller var.

    -kullanmadığınız gemilere companionlar atayabilir ve istediğinizde kovabilirsiniz.

    -birden fazla robot companion olacak. hatta teknik olarak geminizin bütün mürettabatını robotlardan oluşturabilirsiniz.

    -bir gemi çaldıktan sonra filonuza ekleyebilmek için geminin kayıt işlemlerini yapmanız gerekecek. bu şekilde çaldığınız gemileri de geliştirebilir ve özelleştirebilirsiniz.

    -oyunda göreceğiniz bütün gemiler “gemi inşa etme” sistemi kullanarak yapılmış. yani gördüğünüz bütün gemileri isterseniz siz de inşa edebilirsiniz.

    -gemi inşa etme sistemi başlangıçta sadece temel bazı bileşenleri içerecek. oyunun ilerleyen aşamalarında ise detaylandırılmış nihai halini alacak. gemi inşa etmek oldukça zahmetli ve maliyetli bir oyun etkinliği olacak.

    -yapımcı todd howard, oyunun motoru olan creation engine 2'den oldukça memnun. oyun motorunun limitlerini zorladıklarını söylüyor.

    -oyun, konsollarda 30 fps olacak. perfomans moduyla alakalı bir plan en azından şimdilik yok.

    -howard'a göre oyun tam bir modcu cenneti. mod grubunu sürekli olarak destekleyeceklerini ve mod topluluğunun bir parçası olacaklarını söyledi.

    -gezegenlere üs inşa etmemizi sağlayacak olan sistem de gemi inşası kadar detaylı olacak. tıpkı gemi inşasında olduğu gibi bu sistem de oyunun erken aşamalarında pek bir anlam ifade etmeyecek. ayrıca gezegenlere inşa ettiğimiz üsler arasında ticari rotalar oluşturabileceğiz. bu başlı başına oyun içi ekonominin önemli bir parçası olacak.

    -romantik ilişki kurabileceğimiz 4 companion var.

    -howard, “oyunda kara delikler olacak mı?” sorusunu yanıtsız bırakmış.
  • hala aklında şüpheler olan varsa don drapper oyunu beğenmemiş, yani bu kesinlikle güzel olduğu anlamına geliyor. yardırın.
hesabın var mı? giriş yap