• ingiliz cahannel 4 un şu an 2. sezonu oynayan dizisi.kabaca konusu cinsel kimlik arayışındakı kim, serseri otesi kankası sugar (maria), nemfoman annesi stella, kılıbık babası nathan ve kendısını once uzaylı zanneden sonra satanist olan ve şimdi de (bkz: drag queen)olan kardesı jo nun hayatı ve calkantıları. son derece komık ve super kamera acılarına sahıp bir dizi
  • julie burchill in ayni isimli teenage romanindan uyarlanan dizi. kitabin ayaklar altinda ezilmesi nedeniyle dizinin bana göre gayet basarisiz olan ilk bölümleri de oldukca elestiri aldi. elbette ki uyarlama dedigimiz sey gidip de romanin her satirini ekrana dökecek degil. hatta bosverin kitabi mitabi...giderek seyredilesi hal alan bir dizi olmus iste. olivia hallinan (kim) ve lenora crichlow a (sugar) ilerleyen bölümlerde oldukca tanidik isimler eslik etmeye basliyor. bu sayede izleyici kitlesi genisliyor. espriler artiyor, gariplikler bollasiyor, bir sonraki bölüm heyecanla bekleniyor. ün salan brighton denizi, sahili, ortami neymis diye gözler söyle bir aciliyor. yok cok teenagemis, egitici ögretici degilmis, tek tipmis elestirilerine koca bir tekme savruluyor... kanimca elestirilmesi gereken tek yönü her sezonun 10 bölüm ve her bölümün de otuz dakikadan az sürmesi.

    teenagese teenage. bu konuya sahip her izledigimiz sey 101 kodundan baslayip ileri seviyelere uzanan bir egitim çemberi içerisinde devinip durmak zorunda mi ey bayanlar. aman yanlis anlasilmayalim hesabi yaparak senaryoyu heba etmek pahasina kalabaliklastirmak, tek karelik binbir insani ortama sokup kafa bulandirmanin, sonra da toplarlicaz diye ortada koca bir bosluk birakmanin manasi nedir? (bkz: l word) manasi varsa zorunlu bir uygulama midir? bu diziyi l word ile ayni teraziye koymaya calisip karsilastirmak ne derece akil karidir? sarah waters uyarlamalari mevcut cenerasyona ait olmadigi icin mi sugar rush kadar elestiriye magruz kalmadi yoksa kitabi sevmediysem filmini de izlemem gibi bir düşünce mi var? bir gün l word seyredip bölüm sonu feminist manifestolari üzerinde post düşüncelerle çalkalanip sonrasinda essin hey gidi eski zamanlar diyip bir tipping the velvet / fingersmith seyreylemek ve ertesi gün beyni bosaltip saf bir eglence icin misir kemirip sugar rush izlemek caiz degil midir? bizce gayet olasi ve sevilesidir. hepsinin yeri ayridir. aktivistlerin kütüphanelerinde bulunacak her film teker teker tüm bireylerin yasam kavgalarini veya amaclarini savunmak, her birini memnun etmek amacinda olmak zorunda degil. evet konu hassas, ama arada düşünmeden eglenmeye ne dersiniz?
  • cok eglenceli ve guzel muzikli dizimizdir kendisi. ucuncu sezonu olsa da izlesek.
  • güzelim brighton'ın eşsiz görüntüleriyle insanı hop oturup hop kaldıran, ekranlara 1 nefes taze okyanus havası getiren, sevicilik temalı gençlik dizisi.
  • (bkz: sugar high)
  • ing. tatli yedikten sonra gelen enerjiklik hali.
  • desert sessions'ın 3.'sünde yer alan pek kirli bir şarkı. alttaki yorumlardan biri durumu özetliyor aslında:

    "wish this was my country national anthem.

    nobody would fuck with us !"

    http://www.youtube.com/watch?v=f9umvrrzhd4
  • wreck-it ralph'teki arcade oyunlardan biri.
hesabın var mı? giriş yap