• --- spoiler ---
    intikamın sadece soğuk yenmediğini, etli börek halinin de olabileceğini kanıtlamış tim burton filmi.
    --- spoiler ---
  • - "turtalarına hayran kalınası film." hannibal lecter
    - "sanki daha önce izlemişim gibi." monte kristo kontu
    - "beş kere ardarda izledim, hala anlamadım o kızla o oğlanın arasındakileri." york düşesi
  • berber dayamasının da beteri varmış şeklinde açıklanabilir.
  • kadrosu içinde harry potter'da oynamamış tek oyuncu johnny depp sanırım.
  • az önce izledim, sıcağı sıcağına notlarımı yazayım:

    --- spoiler ---
    1- yargıç turpin rolündeki alan rickman sakalıyla aynı gürcan bilgiç'e benzemiş. gözlerim ahmet çakar'ı aradı.
    2- tim burton, polat alemdar'dan etkilenmiş*: (bkz: racon kesmiyorum kafa kesiyorum)
    3- aktörlük sanatını rabbim johnny depp için yaratmış.
    4- hiçbir şehir salgın hastalıkların tımarından geçmiş londra kadar ürkütücü olamaz.
    --- spoiler ---

    5- sinema salonuna gelen genç bir çift en fazla 24 saat önce recep ivedik'i izledikleri için sürekli filmin replikleriyle konuştular: "tut dediiiiim sana ceketiiii hoooo", "saksıya mı işeyeyim nereye işeyeyiiiimmmm", "bu salon apış arası kokuyoo hohoho", "gompleksliyim feysbuka üyeyiiim ammaaa" gibi... böylece iki film birden izledim.
    6- salona giren +60 yaşında iki teyze antraktta görevliye, "evladım 18 yaşından büyükler içinmiş niye söylemedin" deyip yarıda çıktılar.
    7 - erdemli bir seri katilin, kasvetli bir havanın ve librettosuyla musikisiyle sorunsuz bir müzikalin aynı pelikülde akması güzel olmuş.

    8- tim burton kına gecesi çeksin yine izlerim.
  • --- spoiler ---
    konya'da etli ekmek yeme zevkimi sonlandırmış film.
    --- spoiler ---
  • insani tutkuları en ince ayrıntısına kadar inceleyen bir duygu fırtınası

    fena halde --- spoiler ---içeriyor

    film aslında korku filmi gibi görünse de izlendiğinde aşk, tutku, nefret gibi insanı insan yapan tüm değerlerin
    kişilerle özdeşletirildiği derhal anlaşılıyor.
    sweeney todd' un karısını çok sevdiği kuşkusuz. ancak haksız yere suçlanıp hayatının alt üst olması, amaçla aracın yer değiştirmesine neden olduğu için, gerçekte eşinin değil kendinin intikamını almasına neden oluyor.
    aşkı gerçekten, karşılıksız, çaresiz, yapayalnız yaşayan iki kişi var aslında.
    birincisi mrs lovett' ın sweeney' e, diğeri beadle' nin mrs lovett' e duyduğu aşk.
    diğer tüm aşklar, bu ikisinin karşılıksız aşklarının yanında son derece zayıf kalıyor.
    sweeney' in karısına olan aşkı, duyduğu intikamın gölgesinde onun yüzünü anımsamayacak kadar silik kalıyor.
    karısının yüzünü ise, ancak intikamını aldıktan sonra anımsıyabiliyor.
    yargıcın, berberin karısına duyduğu aşka ancak tutku denilebilir. çünkü seven bir erkek sevdiği kadına asla bir toplulukta tecavüz etmez, edemez.
    yargıç johanna' ya, aynı annesine olduğu gibi tutku duyuyor.
    burada biraz da yaşlı erkeklerin, genç kızlara olan zaafı var. yargıç gerçekten sevse, johanna' yı tımarhaneye kapatmaya kıyamaz.
    oysa mrs lovett sweeney' i öylesine seviyor ki... tüm değer yargılarını yerle bir ediyor.
    sweeney' e duyduğu sevginin büyüklüğü yüzünden, kendisini ömür boyunca, ancak bir kere rastlanabilecek büyüklükte bir sevgiyle seven ve güvenen bir çocuğu öldürebilecek kadar fedakarlık yapabilmeyi göze alıyor.
    ve çocuk mrs lovett'e öylesine büyük bir sevgi duyuyor ki; kadının ölümünden sonra berberi öldürdükten sonra sakince çıkıp gitmesinden, aslında yaşamının orada tutuklu kaldığını, gidenin sadece vücudu olduğunu anlıyorsunuz....

    --- spoiler ---
  • bir varmış bir yokmuş... tim burton, anlaşılmadığı zaman hayal kırıklığına uğrayan, masalcı bir kafası hasta yönetmen abimizmiş... johnny depp, onu anlayabilen yegane oyunculardan biri olmasından kelli, tim burton işlerinin artık kadrolu elemanı olmuş bir zat-ı şahaneymiş... bir rivayete göre bu iki müstesna şahıs, konuşmadan bile anlaşabiliyorlarmış... anlaşmak için konuşmayı tercih ettiklerinde de şöyle şeyler oluyormuş örneğin: sleepy hollow çekimleri sırasında bir sahne hakkında uzun uzun konuşmuşlar ve ardından başlarını alıp gitmişler... teknik kadrodan biri yanlarına gelmiş, "yirmi dakikadır sizi dinliyorum, dediğinizden tek kelime anlamadım", demiş... iş böyle olunca, bu iki adamın birlikte el attıkları bir proje zaten kötü olamazmış... ama işbu filmin kendi şahsım üzerinde bıraktığı etki şuymuş: yahu johnny the gorgeous depp! dünya güzeli bir adamsın, "karizma"nın sözlük anlamısın, karakterden karaktere koşabilen çok iyi bir oyuncusun... şarkı da söyleyeme yaa! bir şeyi de yapama kardeşim ne biçim bir adamsın yaa!!!
  • sweeney todd britanya topraklarında bir efsane ile ba$lar. artık gerçekten var olmu$ mudur, yoksa çocukları korkutmak için anlatılan bir masal midir bilinmez. ingiliz bazı tarihçilere göre ya$anmı$ bir anti-kahramandır. anlatılan bu hikayeye göre, sweeney todd 1748 yılında londra'da sefilik içinde doğar. anne ve babası çocuk ya$larda ölür. bir bıçak ve ustura ustasının yanına çırak olarak i$e ba$lar. sonra hapise girer. hapishanede, hapishane berberinin yanında i$e ba$lar. burada berberliği öğrenir. dı$arı çıktığı zaman, berberliği meslek haline getirir ve fleet sokağında 186 numarada berber dükkanı i$letmeye ba$lar. sweeney todd, çok ba$arılı bir berberdir. ilk cinayeti nasıl/neden i$lediği tam olarak bilinmez ama bir çok cinayete karı$tığı söylenir. bunlar da londra'nın en kötü börekçisi olarak ün yapan sarah lovett ile tanı$ır. nasıl tanı$tığı tam olarak bilinmez ama sweeney todd ruh ikizini bulmu$tur. keza bayan lovett ölüleri böreklere katacak kadar uçuk fikirli bir ki$idir.

    berber dükkanın altı londra'nın kanalizasyonlarına açılmaktadır. sweeney todd, berber koltuğuna özel bir düzenek yaparak, ölüleri bu mahzene atmaktadır. sevgilisi ise ölüleri böreklerine katmakta ve londra'nın en güzel etli böreklerini yapmaktadır. sonraları insanları rahatsız eden kokular, kayıp olan insanların en son sweeney todd'un berber dükkanın da görülmesi $üpheleri bu dükkana toplar. sweeney todd yargılanır, idam edilir. sevgilisi ise insan eti yedirdiği insanlar tarafında linç edilir.

    tim burton'un hikayesine kaynaklık eden sweeney todd ise, stephen sondheim'in müzikaline dayanıyor. burada ki hikaye ise hugh wheeler'in bir kitabından uyarlama. hikayeyi/müzikalı senaryola$tıran ise gladiator, the last samurai , the aviator gibi ba$arılı i$leri olan john logan. londra da berberlik yapan benjamin barker mutlu bir aile ya$antısı vardır. bu mutluluk ta ki hakim turpin'in barker'in e$ine kafayı takmasına kadar sürer. sonra turpin, barker'i haksız yere sürgüne gönderir. onbe$ yıl sonra benjamin barker, sweeney todd adı ile londra'ya geri döner. tek amacı vardır, e$inin ve kızının intikamını almak. londra da bayan lovett ile tanı$ır. bayan lovett geç kızlıktan bu yana barker'a a$ıktır. sweeney todd bayan lovett ile çok iyi anla$ır ve ardı arkası durmayan cinayetler ba$lar.

    tim burton'un sinema da farklı mekanlar/dünyalar/$ehirler yaratma konusunda usta olduğu su götürmez bir gerçektir. bu sefer zamanın londra'sını müthi$ bir $ekilde beyaz perdeye ta$ıyor. siyah/beyaz tonların hakim olduğu, kanların ortalığı renklendirdiği bir dünya. tim burton yanına dostu johnny depp'i de yanına alıyor. suç ortalığı bayan lovett rolunu ise helena bonham carter'a veriyor. gerçi tim burton'un hem johnny depp'i hem de çocuğun annesi helena bonham carter'i kayırdığı söylense de, bu rolleri bu ikili oynamasa aynı derecede ba$arılı olur muydu tartı$ılır. bu ikili corpse bride'den fırlamı$ gibi sanki, hayat bulmu$ halleri gibi duruyor. filmin sürpriz oyuncusu ise sacha baron cohen. borat ile ayrı bir fenomen yaratan oyuncu, rakip berber rolunde çok ba$arılı bir performans sergiliyor. deyim yerinde ise rol çalıyor. üstelik çok da güzel -kısa da olsa- $arkı söylüyor.

    film, sonuçta tim burton'un en ba$arılı çalı$ması değil. filmi özellikle müzikal açıdan zayıf kılan bir çok öğe mevcut. müzikalın üç saate a$kın uzunluğu, film için kısaltılmı$. bu da müzikalde ki bir çok $arkının çıkarılmasına ve kısaltılmasına yol açmı$ durumda. bazı insanları rahatsız edebilecek bol kanlı sahnelerde yok değil. tim burton, gri tonun üzerine al kırmızıyı koymakdan kendini hiç esirgemiyor. ama sınıf ayrımın halt saflara vardığı, suçun kol gezdiği, adalet denen sistemin olmadığı insanların ürkek bir ya$antı içinde bulunduğu londra'yı çok iyi bir $ekilde beyaz perdeye ta$ıyor. çok çok iyi bir tim burton eseri olmasa da mutlaka izlenmesi gereken bir film.
  • heyecanla beklenilen karanlık ve masalsı tim burton filmi.

    ayrıca sweeney todd' dan daha tehlikeli olan berber davranışı için:
    (bkz: berber degdirmesi)
hesabın var mı? giriş yap