• spoiler almaya geldim .
    izlenir mi , izlenmez mi ? onu söyleyin.
  • öncelikle (bkz: #84772231)

    ilk olarak söylemek gerekirse bu film bir get out değil. siyahilere uygulanan ayrımcılığın zekice işlenişi olsun, oscar almış keskin senaryosu olsun, kimsenin beklemediği kadar başarılı olup herkesi bir nevi şoke etmiş olması olsun, get out bir daha gelmeyecek ''özel'' bir filmdi.

    senaryoda bazı aksamalar var ama yönetmenlik anlamında get out'un üzerinde, karakterler akıllılar ve kötülerden kaçarken 2 adımda bir düşme tarzında aptal hatalar yapmıyorlar. oyuncular çok iyi bir iş çıkarmışlar, yardımcı oyuncular dahil olarak. müzik seçimi özenli, sinematografi şahane.

    --- spoiler ---

    filmde ''en büyük düşmanımız kendimizdir'' teması var ve social commentary olarak da bu sefer olaya ırksal değil sınıfsal açıdan yaklaşımda bulunmuş yönetmen. gerçek dünyada yaşayanları zengin ve imkan sahibi zümre, yeraltında yaşayanları ise fakir ve imkansızlıklar içinde yaşayan zümre olarak görmek mümkün.

    twist'i önceden yakalayabildim. red'in (adelaide'in kötü ikizi) konuşabilen tek kopya olması, diğerlerinin robot gibi veya daha doğru tabirle vahşi hayvanlar gibi davrandıkları yerlerde dikkatli ve zekice davranabilmesi ve adelaide'nin küçük bir kızken kopyasıyla karşılaştığı sahnenin tam anlamıyla gösterilmemiş olması (fragmanında boğazını sıktığı sahne var ama bu filmde en sonlara kadar gösterilmiyor) kuşkulandırdı.

    ve sonunda anladık ki asıl kopya adelaide imiş. ilk karşılaştıklarında red onu diğerlerinin yanında bırakmış ve onun yerini almış. aşağıda geçirdiği zamansa onu intikamla kafayı bozmuş bir canavar haline getirmiş.

    filmin sonunda bu bilgiye sahip olan (ama bu konuda hiçbir şey yapamayacak olan) tek kişi, bir süre asıl adelaide ile zaman geçirmiş olan oğlu jason. bu açıdan düşünüldüğünde tertemiz bir ''iyi son'' vermiyor film. ama sonun net olarak kötü olduğu da söylenemez. az önce dedim zümreler olayı açısından bakarsak da alt zümreden birine fırsat/imkan verildiğinde üst zümredekilerle aynı medeniyet/zeka vs. seviyesine ulaşabileceğine de bir örnek aslında film.

    ek: filmle ve sonuyla alakalı detaylı bir inceleme hazırlamış rottentomatoes

    --- spoiler ---

    korku/gerilim türü tutkunları kaçırmasınlar.

    8/10
  • salondan az önce çıktım ve demeliyim ki buralar bir süre sonra ya abartılı övgü ya da abartılı yergi ifadeleriyle dolar. ama aslında ikisinin tam ortası bir yapım olmuş. zaafları da var ama genel olarak ilginçti bence film, amaç standartların dışına çıkmaksa evet çıkılmış ve filmi tümüyle bok etmemişler.
    olayı sadece zenci bir çekirdek aile boyutunda ele alırsak film germiyor. biliyoruz ki paçayı yırtacaklar o yüzden nedense pek gerilemedim ben ama genel olarak eğlendim diyebilirim. hoş anlar serpiştirmişler filme, ilginç bir mizah vardı ki güzel de olmuş. fakat en sondaki o sürpriz, açık açık bağırdı film boyunca. malumun ilanı gibi bir şey oldu o "sürpriz' kısacası.
    nedense ölüp bayılmamakla birlikte bu filme bir antipati de besleyemedim, kanımca bu filmi gidip görmekten kimseye zarar gelmez. amaç çizgi dışına çıkmaksa onu başarmışlar. alınan bilete değer bir iş çıkmış ortaya.
  • "acaba götümle mi izledim?" diye kendimi sorgulamama sebep olan film. sebebi spoiler kısmında.
    ---------
    ---------
    ---------
    --- baba spoiler ---

    filmin sonundaki twistten bahsediyorum. abi ne alakaydı o son? kadın, esas kızın klonuysa eğer, bunca yıl sonra 35 yaşında iken nasıl o filmin başında gösterilen, travmaya sebep olan olay aklına geliyor? yani zaten klon? zaten küçükken yer değiştirmişti kızla. daha neyin travması? o kabus günü yaşayan esas kız zaten yerin altına hapsolmuştu. ulan diyorum mutlaka, bende bir mallık var, ben kavrayamadım. yoksa böyle saçma twist olamaz herhalde. bilen beri gelsin
    --- baba spoiler ---
  • vermek istedigi politik mesajda kaybolmus, anlatim acisindan arizali film. get out'la bu filmi kiyaslamak hakaret olur.

    --- spoiler ---
    acilis sahnesi chud isimli benzer bir filme selam cakarak basliyor. o filmde de yer altindan cikan humanoidler var, tek fark onlar insan yiyor sadece. filmin temel tenkiti, en sonunda anladigimiz kadariyla, kapitalist duzene, toplumu yonlendiren guc odaklarina. filmin basinda black flag t-shirtli abimizle bu setup basliyor. ancak ilerde boka sariyor bu durum.

    cumhuriyetci olarak analoji kurdurulan benzer insanlari kesiyoruz film boyunca*, lime lime dogruyoruz. yer altindan cikan, devamli icerimizde yasayan insanlar bunlar. filmde de soyledigi gibi gercek amerikalilar olarak tanimliyolar kendilerini. filmin basindaki yeralti tunelleri yazisi da filmde hic bir sekilde seyirciye aksettirilememiş, gerceklik iluzyonuyla korku unsuru yaratmak icin kullanilmis.

    vietnam savasinin toplumda biraktigi negatif izi de es gecmiyor film. bunun yaninda aranip gelmeyen polislerle, polislere atıf yapılan sarkilarla amerikadaki polis teskilati itin gotune sokuluyor.

    yukarida bahsettigim gibi kirmizi cumhuriyetcileri, tekne motoruyla dogramak, yakmak, kafasini patlatmak gibi cesitli islemlerden geciriyorlar yaklasik bir bucuk saat boyunca ancak filmin bir yerinde yönetmen ''ulan fazla sert mi gittik'' deyip olayı ''dıj güçler, büyük resime'' bağlıyor. filmin en başındaki kafesteki tavşanlarla aslında toplumun kilit altına alındığını; aradaki tek tük küçük siyah tavşanlarla ise bu hapis edilmenin yetmeyip siyahilerin görmezden de gelindiğinin altı çizilmiş. ''shadow human'''ları yarataranlar falan hep o güçmüş diyor. işin komik yanı, bu yazdığım kısımları muazzam bir senaryo tembelliği ile kırmızılı esas kadınımıza tane tane anlattırmaları. yönetmen/senarist bence, neredeyse bir buçuk saat boyunca sadece kesme biçme ve göndermeyle geçirdiği zamanı, mecburen hikayeyi de bir yere bağlamak için bu yola gitmeyi seçmiş. tabi bu yola, amerikadaki muhafazakarlar kıt akıllı olduğu için '' bak aslında beyle beyle size bunu ettikte bundan bundan'' diyebilmek için gidilmiş.

    özellikle filmin en kötü yeri çakma plot twist kısmı. neredeyse sonuna kadar kırmızı elma foreshadowing'i hariç hiçbir şekilde belli edilmeyen ''aslında yer değiştirmişler'' kısmı seyirciye politik doğruculuk dışında hissettirilmediği için, bir etki yaratmıyor. yani film bu kısımda, elizabeth moss'un canlandırdığı karakterin boğazı kesikken kırmızılılara elini uzatıp, zııt erenköy muamelesini görmesini seyircisine yapıyor. yaa aslinda boyleydi sizi kandirdim, diyor. seyirciyi hic bir yere yönlendirmeden filmi döndürüyor.

    kullandıkları makasın bir ucunun da* ''normal'' insanlar olması bence aşırı ucuz olmuş. film politik olarak söylediği şeylerin arkasında durmaktan da inanılmaz çekinmiş ve komik bir şekilde dengelemeye çalışmış sonlara doğru. yeremya 11:11'e atıf yaparak eğer biz insanlar olarak bu oyunu bozmazsak inandığımız tanrı bize lanet yağdıracak ve acımayacak, sonumuz gelicek denmiş. hepimiz kardeşiz aslında naraları atılmış. esas kadının aslında ''kanalizasyondan'' gelen insan olması, yetiştirilme ve büyütme tarzının insanı değiştireceğini vurguluyor. insanlar özünde böyle doğmadı, sonradan böyle manyak cumhuriyetçilere dönüştü, dünyanın bu boktan halinden hepimiz sorumluyuz, diyor.

    esas kadınımızın filmin başından beri ellerinin zincire vurulması, siyahi insanların eskiden köle olmasına bir gönderme. küçük kızın devamlı gülümsemesi ise this is america klibindeki siyahi kızların popüler kültürle devamlı mutluluk pozları kestiğine bir atıf. ağzı maskeli olan küçük kardeş ise alttan yetişen nesilin bu öfkeyle tamamen hayvanlaştığını gösteriyor. konuşmayı bilmeyen yetişkin siyahi birey ise yine kölelik dönemi insan olarak görülmeyen siyahilere, beyaz insan da ise kullandığı jest ve mimikler gereği ahmak cumhuriyetçilere bir gönderme. iyi olan zenci karakterimizin üstünde yazan howard da büyük ihtimal coward kelimesine bir atıf. güçlü siyahi bireyler geri durmamalı babında. filmin araba sekanslarının birinde de büyük kız kardeşin mavi bilekliği, ''liberaliz biz brom''un altını çizmek için konulmuş ucuz bir gönderme.

    final sahnesine gelidiğimizde, annesinin aslında yer altından gelen insan olduğunu anlayan küçük çocuğumuzun dehşetle annesine bakışını görüyoruz. burada gençlerden aslında ümidi kesmemiz gerektiğini gösteriyor film**. filmin başından beri anlamsızca taktığı maskenin sonuçta bir anlama büründüğü sahne burası. bir şeyler yapmak istiyorsanız bir şeyleri göze almalısınız mesajı aldım ben. zaten bindikleri ilk yardım minübüsü de bu toplumun acil bir şekilde düzeltilmesi gerektiğine dair bir mesaj.
    --- spoiler ---

    sonuç olarak aşırı derecede aceleye gelmiş bir film olmuş. eğer amerikalı olsaydım bu filmi cok begenirdim kesinlikle. ama bizim coğrafyada büyüyen bir insan için çok da bir şey ifade etmiyor. ''sinema'' açısından koyduğu hiç bir şey yok. peter berg'in ''lan ameriga ne kadar güzel'' canlandırma filmlerinin kurmaca versiyonu olmuş. para verip sinemada izlemeye değecek bir film kesinlikle değil, netflix'de yayımlansaydı bu film, görüşlerim daha pozitif olabilirdi. çünkü tam da televizyonda izlemelik bir film olmuş.
  • çok iyi yazılmış get out'tan sonra çok iyi yönetilmiş bir jordan peele filmi. home invasion türüne kendine has bir katkı. günümüzde mesaj içerikli amerikan filmlerinin temel sorunlarından olan 'kendini seyirciden daha zeki görüp seviyesini seyirci seviyesine 'indirme' ve derdini o frekanstan anlatıyor gözükme' tuzağına düşmemesi, tıpkı get out'ta olduğu gibi hikayeye esas lezzetini veren unsur. bu mütevazı tavrın özellikle sözlük ve benzeri platformlardaki seyirci kitleyi cezbetmekte zorlanması normal, çünkü özellikle internet sayesinde yüzeysel derecede jargona hakim olan seyirci aklına meydan okumayan filmleri pek de düşünmeden 'basit' diye yorumlayıp geçiyor. beni stüdyo mahsulü bir korku filmi olarak derdini anlatmaya çalışırken başvurduğu yöntemlerle cezbetti, mesajı get out kadar taze olmasa da ambalajının göze daha güzel gözüktüğü açık. jordan peele ikide iki gidiyor, bir komedi ikilisinin görece geri plandaki elemanında ne cevher varmış meğer. helal olsun ne diyelim.

    --- spoiler ---

    beyaz çiftin yazlık evlerinde doppelganger'leri ile karşı karşıya geldiği sahnenin hastası oldum. açılar, kameranın pinpon topu gibi hareket edişi, avlunun kullanılışı ve cinayetlerin evin dışından gösterilmesi çok incelikli dokunuşlardı. filmde bu tür dokunuşlardan çok var, ancak malum ortamlara düşünce o sahneye bakmalara doyamayacağım gibi.

    --- spoiler ---
  • değerlendirmekten ziyade herkesin takıldığı noktalara biraz olsun ışık tutmak istediğim film

    --- ağır spoiler ---

    1-kadının neden travması var ve bundan kocasına travmadan bahsediyor?
    1-bu durumun birden fazla nedeni var. öncelikle her nasıl aşağıdaki orjinal kadın giderek hayvanileştiyse yukarıdaki kadın da insanileşti. zaman içinde yaptığı şeyin büyüklüğünü ve ne kadar yanlış olduğunu anladı. kadının korkusu orjinal kadının onu bulup intikam alması ve çıkış yolununda o plaj olduğunu biliyor o yüzden oraya gittikçe korkusu daha da artıyor. plajda oğlu kaybolunca o nedenle o kadar panik yaptı orjinal kadının onu kaçırdığını düşündü intikam amaçlı * yine plajda dikkatinin dağınık olmasının nedeni de bu çünkü aşağıdakilerin yukarıya çıkarsa oradan çıkacaklarını bildiği için.

    kocasına bahsetmenin sebebi sanırım daha farklı şöyle ki kadın vicdan azabı yaşıyor ve olayları direkt olarak anlatamıyor dolayısıyla kocasına yaşadığı olayı gerçeğe en uygun halde anlatıyor ve ondan teselli bekliyor. böylece kendini rahatlıyor zaten kızın hayatı boyunca gelmesini beklediğini kocasına söylüyor ayrıca bunu anlatarak plajdan daha çabuk gitmeyi de hedefliyor. zaten kocası neden daha önce anlatmadın diyor bunu duyunca çünkü kadın plaja yaklaştıkça korkusu daha da arttı neden bu.

    2-orjinal kadın neden tuhaf konuşuyor?
    çünkü aşağıda tek konuşan o. bunu hem diğerlerinin hiç konuşmamasından hemde klon kadının çocukken hiç konuşmadığı için psikiyatriste götürülmesinden anlıyoruz. nasıl ki hiç konuşmadığımız bir günün sonunda sesimiz boğuk çıkarsa 15-20 yıl konuşmayan birinin de bu yeteneği köreliyor.

    şu videoda ise kadının sesinin nedeninin ikizi tarafından boğazı sıkılması gösterilmiş ama bence benim ilk söylediğim daha akla yatkın. video

    3-aşağıdakiler tam olarak ne?
    3-benim anladığım kadarıyla ters giden bir deney. bilimadamları boş buldukları yeraltı koridor ve metrolarında insan klonlamışlar, tavşanlar ilk denekler. onlar üzerinde başarılı olunca insanlara geçmişler. deneyin başarısız olmasıyla (ruh koyamadılar bize demesi orjinal kadının) bilimadamları deneyi yarıda bırakmışlar bu sayede klon kız yukarı çıkabildi kimse onu durdurmadan. yine orjinal kadının ben çocuklarımı doğurdum demesi (klon değil normal yolla doğmuşlar, doktor bile yokmuş) buna işaret. bilimadamlarının mekanı terk etmesiyle muhtemelen tavşanları yemişler (kafeste değil yerde takılıyordu tavşanlar)

    aşağıdaki insanların nasıl yaşadığı biraz açıkta bırakılmış bilerek. linkini verdiğim videoda yönetmende bunu söylüyor zaten insanlara düşünebilecekleri bir açıklık oluşturmak istedim diyor. yoksa o kıyafetleri makasları nasıl bulmuşlar orasını bende anlamadım. bu arada silah olarak makasın seçilmesi tesadüf değil iki ucu aynı olduğu için bu silah özellikle seçilmiş.

    4-aşağıdakiler klon ama paralel evrende yaşıyor gibiler nasıl yukarıdakilerin yaptığını yapabiliyorlar?
    4-bu kısım için biraz zorlama bir açıklama yapacağım. orjinal kadının ruhu kopyalayamadılar demesi aslında aynı ruhu taşıdıklarına işaret en azından arada bir bağ var bu nedenle onların yaptıklarını yapıyorlar ancak kendi imkanları dahilinde bu aşağıdakileri psikopatlaştırıyor. normal bir insanın öldüğünü ancak ruhunun öteki dünyaya gitmeyip burada kalıp zamanla intikam araması gibi bir nevi.

    5-çocuk nasıl anlıyor klon kadının orjinal kadın olmadığını?
    5-anlıyor mu yoksa yalnızca şüpheleniyor mu burası net değil. şüpheleniyor olabilir öncelikle annesi ikiz klonlardan birini öldürmüştü çocuğun önünde çocuk zaten oradan bir huylanıyor. ek olarak orjinal annesi onu kaçırdığında gerçeği söylemiş olabilir veya çocuk onun kendisini öldürmemesinden de şüphelenmiş olabilir.

    6-çocuklar klon değillerse neden psikopatlar?
    6-yaşadıkları çevreden dolayı, orada kim yetişse manyak olur. orjinal kadının kocası klon ama çocukların psikopat olmasının nedeni bu değil öyle olsa klon kadın ve orjinal adamın çocukları da manyak olurdu.

    7-güneş almayan yerde nasıl gelişmişler ve normal insanlardan daha güçlüler?
    7-bilimadamları muhtemelen normal insanlardan daha üstün bir şey yaratmaya çalışıyorlardı bu nedenle kasları daha gelişmiş. sahte güneş ışığı diye bir ışık türü var bildiğim kadarıyla ondan yararlanmış olabilirler.

    8-orjinal kadın neden klon kadına aşağıyı anlatıyor?
    8-burası zurnanın zırt dediği yer işte. bunu bende açıklayamıyorum çocuk o odada olsa o da duysun diye diyeceğim ama o da değil. bu sahne sırf seyircilere açıklama olsun diye konulmuş ama kesilse devamlılık açısından daha iyi olurmuş.

    filmi izleyeli yalnızca 1 saat oldu ve buradaki yorumlar ile linkini verdiğim video dışında bir şeye bakmadım o nedenle bende bir çok şeyi kaçırmış olabilirim yalnızca yorumları okurken birçok insanın benzer yerlere takıldığını gördüm ve açıklama yapmak istedim.

    edit: klon çocuğun yüzünün yanmasının nedeni *
    hızlı resim

    --- ağır spoiler ---
  • ciddi korkulu bir film izleyeceğimi sanarak salona girdim. daha önce sinemada korku filmi seyretmemiştim. iyi korku filmi yapmak çok zordur bilirim çünkü. fakat salonda başka 2d orijinal dilde film olmadıgından zoraki sectim.

    filmin ilk yarısı gerilimi fena sağlamadı her ne kadar taşları tam oturtmasa da ikinci yarıdan ümitli idim. ikinci yari işin içine biraz mizah soktular biraz da karakterler içinde bulundukları duruma alıştıklarını gösterdi. sevmiyorum ben komedi unsurunu ne kahraman filmlerinde ne korkuda. haliyle zayıf kaldı. özellikle -1. katta geçen kısmı çok baydı beni. son kısmında ufak bir göz kırptı yoksa 5.9 puan alcakti benden.
    notum:6.6
  • öncelikle söylemem gerekir ki jordan peele’nin get out’unu genel kitlenin beğendiği kadar beğendiğimi pek söyleyemeyeceğim. tabii beğenmedim, değil yanlış anlaşılmasın. korku/gerilim filmlerinin iyice sığlaştığı bir dönemde kendisi bu janraya yeni bir soluk getirmişti açıkçası ancak bu yeni soluğu getirirken senaryo yazarlığı açısından geçtiği sınıfı benim gözümde yönetmenlik çerçevesinde geçmeyi başaramamıştı.

    daha spesifik konuşmam gerekirse yazdığı harika senaryoyu maalesef tecrübesizliğinden dolayı olduğunu tahmin ediyorum ki iyi bir şekilde yönetememişti. ben filmin birçok gerilim/korku içermesi gereken sahnesinde peele’nin vermek istediği duyguları pek alamamıştım. kafa açıcı olay örgüsü, başarılı senaryosu ve vermek istediği mesajının üzerine oyuncu kadrosu da elinden yapınca iyi bir iş ortaya çıkmıştı ancak maalesef kurgu ve tempo dengesizliği ile o “iyi” kavramının üzerine çıkmayı başaramıyordu.

    tabii jordan peele’nin ilk filminde vasat olduğunu düşündüğüm yönetmenliğine rağmen us’ını ben yine de merakla bekliyordum. korku/gerilim sineması için umut vaadeden bir isim kendisi sonuçta.

    neyse us’ı bugün izleme şansına sahip oldum. ve şöyle ilginç bir durum ile karşılaştım ki peele get out’ta ne yapmayı başarmışsa o konuda bu sefer us’ta vasat seviyede kalmış, get out’ta ne yapamamışsa da bu sefer o kriterlerde önplana çıkmayı başarmış. us’ta kendisinin yönetmenlik konusunda tecrübesizliğini attığını bu sefer gerilim/korku ögelerini seyirciye iyi bir şekile aktardığını düşünüyorum. tempo ve kurgu açısından açık ara daha başarılı bir iş çıkardığını düşünüyorum. yalnız tabii bir noktada filmin hala tempo konusunda minimal sıkıntılara sahip olduğunu reddedemeyeceğim. özellikle finale doğru ilerlediğimiz bir noktada insanı filmden uzaklaştırabilecek tempo sıkıntılarının da yaşandığı fikrine sahibim. ama bu yine de bu konularda us’ın get out’tan katbekat daha başarılı olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğine inanıyorum.

    diğer bir açıdan bakmamız gerekirse bir yandan get out’un başarılı senaryosuna bakıyorum, diğer tarafta us’ın maalesef vasatı aşamamış olduğunu düşündüğüm senaryosuna bakıyorum. filmin ana örgüsündeki olayın ortaya çıkma nedeni haricindeki -ki bu nedenin dahi belli bir noktada tahmin edilebilirliği olduğunu düşünüyorum- diğer tüm konular ve twistler tamamen seyircinin rahat bir şekilde tahmin edilebileceği bir biçimde yazılmış. get out’taki başarılı twistlerin ardından us’taki twistlere bakınca maalesef aklımıza yatmış olan jordan peele yazarlığını maalesef bulamıyorsunuz. keza senaryo açıkları ve gereğinden fazla seyirciye bırakıldığını düşündüğüm bazı noktalar benim gözüme senarist tembelliğinden başka bir şey olarak gelmedi. elimizde get out’taki kadar orijinal bir fikir olmasa dahi yine de hatrısayılır değerde bir fikir vardı ancak bunu iyi bir şekilde kullanamayarak heba etmişler.

    oyunculuklardan bahsedersek özellikle lupita nyong’o yine bildiğimiz gibi. kendisine verilen her rolü her şekilde oynamayı başarıyor kadın. oyunculuğunu izlerken büyüleniyorsunuz bir noktada. diğer oyunculardan bahsetmek gerekirse gabe wilson rolü için winston duke’ten daha iyi isimler bulunabilirmiş sanırım. lupita nyong’o’nun karşısında biraz sırıtmış maalesef. çocuk oyuncular ise yine ortalama bir iş çıkarmayı başarmışlar. ellerinden geleni yapmışlar.

    sonuç olarak her şeye rağmen izlenebilirlik seviyesi ideal olan, sıkmayan, bazı noktalarda insanı rahatsız eden bir senaryoya sahip olsa da korku/gerilim ögeleri için izlenebilecek ortalama üstü iyinin milim altı bir film var ortada. korku/gerilim sinemasını takip etmeyi seven kişilere önerebilirim.
  • (bkz: doppelganger)
hesabın var mı? giriş yap