• bu fişlerin içinde bazıları vardı ki sarı büyük zarfın arkasına yazılamazdı. o fişlere iade hakkı verilmiyordu çünkü. halbuki 3-5 tane yazılsa ve bu sayede 3-5 kuruş fazla iade alınsa kimsenin ruhu duymazdı. fakat bunu yapmazdık. devleti dolandırmak hem ayıp hem de günahtı. bize öyle şeyler yakışmazdı.
  • benimdir bu. hatta ne öyle excel falan hiçbiri yoktu. elle tek tek yazardık. sonra babam parayı alınca bizi yemeğe götürürdü. tabi o zamanlar bu kadar dışarda yeme alışkanlığı yoktu. o yüzden daha bi güzel gelirdi.
  • bazı monşer arladaşlar excel demiş de, o kartonumsu craft kağıda ince ince tükenmez kalemle yazılırdı fişler. o kadar karısırdı ki yazılar okunmaz hale gelirdi. o küçük beynimle fişlerin içinden büyük meblağlı bir tanesini buldugumda sevinçle “buldummmm” diye bağırır, ev halkının ooooo sesleri eşliğinde gururla babama teslim ederdim. canım babam, işten yorgun gelip bütün akşamlarını büyük titizlikle bu işe ayırırdı. hayat zordu.
  • rahmetli dedem ve hazırlayacak kimsesi olmayan bir komşumuz için zarf üzerine hesap yapmışlığım var. şimdi düşünüyorum da kuruşu kuruşuna neyse onu yazardık. şimdi olsa bu işi üç kağıda vurup kim kontrol edecek bunu diyen de çok olur.
  • asgari geçim indirimi müessesesine kurban gitmiş uygulama. zarfın doldurulması vakti yaklaştığında herkes, özellikle memurlar önüne gelen herkese "fazla fişin var mı" ya da muhasebecilerin kapıları aşındırılırdı, market ya da giyim tarzı işletmelerin stok fazlalıklarının eritilmesi amaçlı fatura kestirilmesi amaçlı olarak. bir de bunların zarfları satılırdı aynı milli piyango bayileri gibi ama bakkal, kırtasiyelerde rahatlıkla bulunurdu. ip yumağına dönmüş fişler önce güzelce tasnif edilirdi ve daha sonra hesap makinesi ile en az 3 kez sağlama yapma yoluyla sütunlar toplanır,zarf yetmez ise nakli yekünler itinayla diğer zarflara aktarılırdı. finalde ise ön yüzüne toplam yazılır ve oranların hazır olduğu sütunlardan, işverenin stopaj mükellefiyete göre ya ay ay ya da üç ayda bir bu para kişinin bordrosundaki gelir vergisinden mahsup edilirdi.
  • ağabeyim bu işleri bana yıkardı. çocukken mahallede bu işi ben yapardım. komşulardan iyi harçlık çıkarırdım. babam memur olduğundan bizim fişlerdeki temizlik kalemlerini çizer, tutardan düşerdim. o dönemde muhasebeye olan nefretimi bilinç altıma yerleştiren bir işti.
  • a4 büyüklüğünde saman kağıdında üzerinde excelden daha fazla tablo sayısı bulunan ve hiç bir entryinin alanına sığmadığı, muhtemelen de kimsenin okumadığı, yüzlerce silik fişi okuyarak bu alanlara sığdırma çabasıydı. sonunda peder beyden bugünün parasıyla en fazla 200 lira sözünün alınması mutluluğu.
  • babam zamanında beni mesleğime böyle başlattı…
  • çocuktum, oyun zannederdik. yüksek olanları bulma yarışı yapardık abimle.
  • yazarken de bunları kesin okumazlar düşüncesi.
hesabın var mı? giriş yap