• ingiltere de pm neville chamberlain, 1930lu yillarda hitlerin hizla silahlanmasina ve anti-demokratik uygulamalarina ticari anlasmalar (bkz: munich pact) ugruna goz yumarken, churchill durumun boka saracagini anlamis, foreign office'den kendine bagladigi elemanlar sayeside konusmalari icin bilgi sizdirmaya baslamistir.

    ingilterenin 39da almanyaya savas acmasindan sonra chamberlain istifa eder. kamarada, radyoda verdigi konusmalarin sonucunda churchill ingiltere donanmasinin basina getirilir. 9 ay sonra prime minister olarak secilir.
  • davul yapmak için ihtiyacı varsa annesinin derisini yüzebilir. --
    lloyd george

    hakki devrimyazmis bugun
  • churchill ölüm döşeğindedir ve kızının evinde kalmaktadır. yatalaktır, bilinci zaman zaman gidip gelmektedir. günlerden bir gün kapıya bir gazeteci dayanır, churchill'le röportaj yapmak istemektedir. churchill o sırada salondaki yatağında yatmaktadır. kapıyı damadı açar. gazeteci churchill'le görüşmek istediğini söyler. damadı alçak sesle gazeteciye durumu izah eder:

    - kendisiyle görüşebileceğinizi sanmam, zira son günlerde iyice kötüleşti, bilinci yerinde değil, bizimle dahi konuşmuyor, konuşunca da saçmalıyor.

    gazeteci ısrar eder. damat da adamı churchill'in yanına alır. churchill'in gözleri açıktır, ama kendinde olup olmadığı belli değildir. gazeteci sorar:

    - sayın churchill, siz bütün dünyanın takdirini kazanmış bir politikacısınız, peki, sizin özellikle beğendiğiniz, hayran olduğunuz biri var mı?

    churchill'den cevap gelmez. gazeteci uzunca bir süre bekler. damat yanlarına yanaşır, yine alçak sesle:

    - bakın, size demiştim, kendinde değil, eminim ne sorduğunuzu dahi anlamamıştır, boşuna çabalıyorsunuz, sizinle konuşacağını sanmam.

    gazeteci biraz daha bekler, tam vazgeçip gitmek için toparlanırken churchill'den cevap gelir:

    - mussolini'yi çok takdir ediyorum.

    gazeteci bir an şaşkınlığa uğrar, sonra devam eder:

    - ama nasıl olur? siz mussolini ile savaşta düşmandınız. dahası mussolini'den nefret ettiğinizi de biliyoruz, şimdi neden kendisini takdir ediyorsunuz?

    churchill yine sessizliğe gömülür. damat fısıltıyla devam eder:

    - işte, demedim mi, ne söylediğinin dahi farkında değil, iyice çıldırdı artık, saçma sapan konuşuyor, bence boşuna çaba harcıyorsunuz.

    gazeteci yine bekler, tam kalkmak üzereyken churchill ses verir:

    - damadını astırmıştı da ondan..
  • winston* episode i by turcopolis

    winston churchill insanı 20.yuzyılın en onemli politik şahsiyetlerinden biridir. onun için iyi bir hatip ve mükemmel bir emperyalist desek yalan olmayacaktır. bunun dışında super bir politikacılığı halen tartışılır olmakla beraber son derece inatçı bir kişidir. britanya imparatorluğu ve kendi prestiji ugruna tarihi gercekleri saptırmaktan da hiç çekinmemiştir.

    churchill'i ilk gorusumuz, sahnede ilk ortaya çıkışı 20.yuzyılın başında cereyan eden boer savaşı'nda çarpışan ingiliz ordusunda oluyor. savaşta yaralanan genç winston kısa zamanda komutanlarının gözüne çarpar. ingiltere'ye dönüşte ise hemencecik siyasete atılıverecektir...
  • bu patates görünümlü patlıcan yunanlıları ve ingilizleri üzerimize sarmıştır. lloyd george gibi bir emperyalisttir. ingiltere'nin çıkarlarını düşünür hep. yok etmek istediği ulusun sonra yanında savaşa girmesi için dilenmiştir. zaten almanlar bunların hepsinin eline verecekti, liderleri cani ve psikopat olmasaydı. benim gözümde almanya ile ingilterenin bir farkı yoktur. churchill de diğer liderler gibi oyuncudur, politikacıdır, emperyalisttir. ağzı çok iyi laf yapan bir şovmenmiş, sırf öyle kalsaymış keşke.
  • laf cambazıdır kendisi.. hakkında bazı anekdotlar:

    amerikalı bir tiyatro yazan, bir eserinin ilk temsil edilecegi gece için churchill’e bir çift davetiye göndermi$ ve bir de not eklemi$:
    — davetiyelerden biri sizin için, digeri de bir dostunuz için, $ayet varsa...
    churchill, te$ekkür ederek cevap vermi$:
    — eserinizin ilk temsiline gelemeyecegim.. ikincisine gelmeye çalı$ırım, $ayet oynarsa...

    bir diğeri;
    avam kamarasındaki bir konu$ması sırasında devamlı "adamlar" (insanlar anlamında kullanarak) diye hitap ediyormu$.. kadın parlamenterlerden biri ayaga kalkıp churchill’e müdahale etmi$..
    — burada yalnız adamlar degil, kadınlar da var.. niçin ikisine birden hitap etmiyorsunuz?
    churchill "adam" sözünün kadınları da kapsadıgını ifade etmek için:
    — adamlar kadınları da kucaklar, diye cevap vermi$.

    bir ba$kası:
    85. yas günü kutlamalarına gazetecileri de çagırmı$.. parti çok kalabalık olmu$ ve ne$eli geçmi$.. davetli gazeteciler veda edip ayrılırken churchill için bir temennide bulunmu$lar:
    — efendim yüzüncü ya$ gününüzü de böyle ne$eyle kutlamayı dileriz...
    — elbette kutlarız. kendinize iyi bakarsanız niçin olmasın?...
  • laf cambazıdır kendisi.. hakkında bazı anekdotlar:

    amerikalı bir tiyatro yazan, bir eserinin ilk temsil edilecegi gece için churchill’e bir çift davetiye göndermi$ ve bir de not eklemi$:
    — davetiyelerden biri sizin için, digeri de bir dostunuz için, $ayet varsa...
    churchill, te$ekkür ederek cevap vermi$:
    — eserinizin ilk temsiline gelemeyecegim.. ikincisine gelmeye çalı$ırım, $ayet oynarsa...

    bir diğeri;
    avam kamarasındaki bir konu$ması sırasında devamlı "adamlar" (insanlar anlamında kullanarak) diye hitap ediyormu$.. kadın parlamenterlerden biri ayaga kalkıp churchill’e müdahale etmi$..
    — burada yalnız adamlar degil, kadınlar da var.. niçin ikisine birden hitap etmiyorsunuz?
    churchill "adam" sözünün kadınları da kapsadıgını ifade etmek için:
    — adamlar kadınları da kucaklar, diye cevap vermi$.

    bir ba$kası:
    85. yas günü kutlamalarına gazetecileri de çagırmı$.. parti çok kalabalık olmu$ ve ne$eli geçmi$.. davetli gazeteciler veda edip ayrılırken churchill için bir temennide bulunmu$lar:
    — efendim yüzüncü ya$ gününüzü de böyle ne$eyle kutlamayı dileriz...
    — elbette kutlarız. kendinize iyi bakarsanız niçin olmasın?...
  • hayatının belki de en büyük ayarını clement attlee'den almıştır: (bkz: #6935156)
  • ortaya çıkan ingiliz gizli belgelerine göre; "hitler'i ele geçirir geçirmez onu idam etmeliyiz. bunun içinde elektrikli sandalye kullanmalıyız. mahatma gandhi'yi de aç bırakarak öldürmeliyiz" diyen devlet adamı.
  • dansli bir gecede, dans salonunun kadinlara ait wclerin oldugu bolumde dunyaya gelmis politikaci.
  • ya sen ki deniz bakanısın, ne işin var almanya'nın havadan mayınlanması yönünde öneri getiriyorsun, gören de genel kurmay başkanı ya da milli savunma bakanı sanır. bence çok artist bir kişiliği vardır. her zaman ön planda olmayı severdi. yoksa neden savaş incelenirken anılarından en çok bahsedilen kişi olur bi insan, hele ki daha başbakan değilken ki anıları.

    ayrıca churchill, müttefiklerin en popüler lideri, şeytana*** karşı durabilen lider felan fişmekan gibi düşünceler ile gayet "iyi" huylu, bir lider olduğunu sanabiliriz ama o da hitler kadar gözü kara, cesur ve yeri geldi mi hitler kadar cani biriydi. aslında hitlerden pek farklı olduğunu sanmıyorum churchill'in. önümüzde 1. dünya savaşında yaptıkları ve great war sonrası psikolojik rahatsızlıkları gibi örnekler var. bu düşüncemi destekleyen asıl olay ise norveç'in işgalini istemesiydi. her ne kadar "ama işte hitlere karşı cephe açmak için" deseler de, norveç o zamanlar tarafsızdı, müttefiklerin yapacakları hitlerin işgali ile aynı olacaktı, hitler norveç cehpesinin açılmasını istemiyordu, aslında hitler ikinci dünya savaşının da çıkmasını da istemiyordu. eklemek gerekirse, churchill'in norveç'in işgali için yaptığı baskılar, ve bir sürü gelişmenin etkisiyle müttefikler norveçin işgaline karar verdi, ancak hitler 1 günden kısa bir süre daha erken davrandığı için norveçi işgal eden oldu, sonra nürnberg'de* müttefikler "norveçi işgal ettiniz bre zındıklar" diyip, puştluğun daniskasının yapmıştır.
hesabın var mı? giriş yap