• evden bir görüntü. ne olursa olsun hayatta hep bir şeyleri beklediğimizin sembolü. yatak odasındaki dolabın üstündeki hurçlar türk ailesinin conatus'udur. hep yaşamayı düşünüyoruz, varolacağımızı varsayıyoruz, baharı, yazı, kışı bekliyoruz. hurç, bohça, elektrikli süpürgeyle hüüüp diye düzleşen poşetli garip şey... bunların yeri ekseriyetle yatak odasındaki dolabın üstüdür kardeşim. şu garip görüntünün huzurunu hiçbir şeyde almadım. hurçların yastık yüzü ve nevresimle uyumlu çiçekli desenleri, kahverengi, pembe, mavi ve yeşil tonların uyumu ve bozulan hurç fermuarları... aşağıda bekleyen anneye düşürmeden hurç indirmenin haklı gururu... patlayan kames topu kesip şapka yapmak bir, bu iki. bunları görmedikçe mutlu olamam, huzur dolamam.
  • yapılan her büyük temizlikte başa bela olan hurçlardır. öküz ölüsü gibidir lanet şeyler. annenin yıllarca biriktirdiği çeyizlerle, işe yaramaz eşyalarla, yatak, yorgan ve mevsim nedeni ile kullanılmayan giysilerle doldurduğu, kaldırıp indirme işini her zaman oğullarına yıktığı dinazor bohçaları.
  • annemin dolabin ustune koymam ya da kaldirmam gerektigini soyledigi anlar disinda asla orada olduklarini farketmediklerimdir. onlarla iliskim bununla sinirli. daha ne icini acip bir sey almisligim, ne de icine bir sey koymuslugum vardir. ayni sekilde annem beni yardim icin cagirdiginda da hep tika basa dolu bulurum bu hurclari, annem onlarla hasir nesir olurken hic sahitlik etmemisimdir, sanki benden gizli yurutulmektedir butun hurc faaliyetleri.

    bunlari dolabin ustune koyacagim zamanlarda ise annem hep ablami da cagirip yardim teklif eder, ben hallederim dedigimde ise belimi incitecegime kesin gozuyle bakilir; cildirmis olmaliyim. birini tutup kaldiririm, kocaman cusselerine gore sasilacak hafifliktedirler. sonra yukari, en yukari, dolabin tepesine yerlestirebilirim. bu sahne annemi her seferinde heyecanlandirir. onun aslan ogluyum yine. ama hurcu ters koymusum, fermuari bu tarafa bakmali. ufak tefek rutuslar derken is biter, odayi terk ederim, sanki onu oraya ellerimle koymamis gibi unuturum hurclari, sanki yoktular, hic olmamislar, taa ki bir sonraki hurc faaliyeti icin annemden cagri alana kadar. 6 ay gecmistir, her hurc faaliyetinden sonra biraz daha yaslanmis olarak devam ederiz hayata. o orada oylece bizi izler ve yardim bekler.
  • pikedir olayın özü. yazın serin serin uyumamızı, buna mukabil üşütmememizi sağlayan pikeler kışın orda durur. siz de katılacaksınızdir ki pikenin hayatımızdaki yeri ve önemi yadsınamaz.

    -çocuklar anneniz bugün, düne nazaran daha az pike diyor. sanırım yaz bitmek üzere.
    umut sarıkaya
  • yıllar boyunca adını burç bildiğim hurçlardır.
  • yıllarca adını hunç sandığım şeylerdir.
  • bir level atlayarak vakumlu olanlarına geçiş yaptığımız, apartman dairesine sığmaya çalışanların kurtarıcısı ev eşyası.
  • eve sıcaklık katan sembollerdendir. bir evde dolabın üzerinde hurç bulunuyorsa o eve sık sık yatıya kalmalı misafir geliyordur, o evde sık sık kalabalık aile yemekleri yeniyordur, yılbaşlarında tombalaya katılım sayısı maksimuma tabağınıza tavuğun butunun düşme ihtimali minimuma yaklaşıyordur. anneanne evi ise bayramlarda dolup taşıyordur o ev ve siz kazık kadar adam olduğunuzda bile divanda uyuya kaldığınızda üstünüze örtülecek ince pike yine o hurçların içinde saklanmaktadır. küçük teyzenin hiç kullanmayacağı ince dantel yemek masası örtüsü de. hurçlara ev sahipliği yapan dolapların birinden günün birinde sizin 35 sene önce bebekliğinizde üstüne kustuğunuz sarı tulumunuz çıkabilir ve konu dönüp dolaşıp bebekken anne sütü içmeyip ciğere bayıldığınıza, şişman olacağınızın o günden belli olduğuna gelir illa ki. ve siz bu yaşınızda hurçların bulunduğu odada uyumadan önce dedenizden dinlediğiniz keloğlan masallarını özleyebilirsiniz. kalabalık ailelerin işaretidir evde bulunan hurçlar.
  • bir sürü gereksiz eşyayı bünyesinde barındıran şeyler.
  • gocebesin sen gocebe kal diye bagirirlar
hesabın var mı? giriş yap