• [ baslik her ne kadar turkce ozurlu de olsa yaygin kullanima uyulmustur ]

    serbest calismaya, kendinin patronu olmaya, home office olayina heves edenler icin nasihatlar silsilesi.

    once gerceklerle yuzlestirerek goz korkutalim:

    1: freelance calismak 9-5 hayati bakis acisindan goruldugu kadar kolay ve rahat degildir --

    - kendinin patronu olmanin ayni zamanda kendinin sekreteri, satiscisi, tahsildari, ofis boyu olmak da anlamina geldigi genelde ya bilinmez veya hafife alinir.

    - ayni isi maasli yapanlarin cogundan daha bilgili ve (kalite ve/veya isi hizlandiran pu$tluklar babinda) daha becerikli olmak bir onkosuldur. yoksa isi neden disariya yani size yaptirsinlar ustune para versinler, degil mi?

    - sabah erken kalkma mecburiyeti olmamasi mutemadiyen saat 11-13 gibi kalkilabildigi anlamina gelmez. servise yetismek icin 6-7 gibi kalkmak gerekmese de genelde musterileriniz saat 9'da isbasi yapmaktadir, saat 10:30'da uykulu bir sesle telefonu acmak kadar "unprofessional" intiba birakan hareket az bulunur.

    - arkanizdan toplayan sekreteriniz, calismaniz icin baski yapan bir mudur/patronunuz olmadigi icin dagilmak ve isten kopmak pek kolaydir. insanin kendine disiplin uygulamasi da zordur, cunku kayiririz hep kendimizi (buna kendini kandirmak da deniyor). bu soruna standart bir cozum maalesef yok, herkes kendi ayri yontemini bulmak durumunda.

    - agzi az-cok laf yapamayan ve diplomatik davranamayan, kolay sinirlenip ustune belli de eden veya tam tersi cok yumusak basli olan kisiler serbest calisirken epey aci cekerler, bunu buraya bastan yazayim bir kenarda bulunsun.
    (mini not: kendini mulayim zannedenlerin bir kismi ucuncu toplantida iclerinde yatan aslani aniden kesfedebilirler, boyle bir olasilik mevzubahistir, yasanmistir)

    - bilindigi uzere bir is guvencesi bulunmuyor, iyi para kazandiginiz zamanlarda her daim kazanmayacaginiz zamanlari hesaba katmaniz gerekiyor. unutmayin her aybasi maas gibi bir garantiniz yok, yol harcirahindan telefon giderine, istege bagli sigortasindan upgrade bedeline hepsi cep turizm. kendi patronu olmanin bir yan etkisi iste.

    2: islerin icerigi musteri ile yuzyuze gelindiginde degisir --

    - tum isi kendi basiniza yaptiginiz icin bir is bolumu cogu zaman yoktur (ortak proje degilse). yani satisci gibi davranip dunyalari soz veremezsiniz, cunku bunlari gerceklestirmek durumunda olan kisi de bizzat sizsiniz.

    - size paslanan isler cogunlukla pasi veren firmalarin kendi bunyelerinde cozemedikleri zor/pis islerdir, yine huylaridir cogunlukla yumurta gote dayanmadan da aramazlar. yani zor isleri kisitli zamanda yetistirmeniz gerekir, ve isi yetistirememek -eger musteri bulmaya devam etmek istiyorsaniz- opsiyonlar arasinda yer almaz. proje icin sabahlamak sabaha kadar sozluk gezmeye benzemez.

    - islerde sureklilik cok onemlidir. her aldiginiz is icin isminizi ve sohretinizi ortaya koyarsiniz, asla ve asla aldiginiz isi yetistirmezlik etmeyin. eliniz doluysa bunu soylerek isi reddedin birakin baskasi yapsin veya is yapilmasin, yeter ki sizin elinizde patlamasin. bir isi baska bir nedenle yapmak istemiyorsaniz (sikici/eglencesiz/zor vs) reddetmek yerine yuksek fiyat cekmek makbul bir yontemdir (mesela genel raicin x2 - x4 araliginda). bu sayede hem yaptiginiz islerin piyasasini yukseltmeye katkida bulunur sevaba girersiniz hem de kabul edilirse yapmak icin motivasyonunuz olur.

    - musteri her zaman isine gelen kismini hatirlar, isine gelmeyeni hatirlamaz. kizmayin bir faydasi yok, mumkun mertebe yazili/kayitli calisarak (sozlesme - toplanti notu - email vs) kendinizi korumaya gayret edin.

    - fiyat belirlemek her zaman zordur. raic denen meret de pek oynaktir, yok pahasina da, ates pahasina da calisan insanlar her daim vardir. burada pek yardimci olamayacagim, hala deneme yanilma yontemi uyguluyorum. bir rule of thumb olarak projenin degeri ve katki miktarinizi veya tahmin ettiginiz calisma saati x kafadan belirlediginiz saat ucretinizi (farzimahal $20-$50/saat) baslangic noktasi olarak onerebilirim.

    - "biz sizinle surekli calismayi dusunuyoruz" veya "bu is gibi baska isler gelecek" standart yalanina _kanmayin_. bu tamamen bir fiyat kirma ve adam somurme teknigidir. boyle cumleler isittiginizde ya kaale almayin veya proje bazinda calistiginizi, isin sonunda karsilikli memnun kalindiginda zaten bunun kendiliginden olacagi gibi laflar sarfedin, fiyat dusurmeyin. size girer, tecrubeyle sabittir.

    - her is ilk gorundugunden daha zordur. ayrica musterilerin ar duygusu yoktur, istekleri ve kaprisleri bitmez tukenmez. bu yuzden *asla* ucuza is yapmayin. hem kendi piyasa degerinizi dusurursunuz, hem de ayni piyasadan ekmek yiyen meslektaslarinizin ve kendinizin uzun vadede agzina zcarsiniz. (burada bir de yukaridaki is guvencesi maddesine tekrar bakiniz.)

    - hep fiyat ve paradan bahsettim, ama istisnalar mustesnadir: epeydir ilgi duyup ogrenmek istediginiz bir konuyu iceren bir proje varsa, veya isin sonucunun sizce hayirli bir amaca hizmet edecegine inaniyorsaniz cuzi ucretlere calismaktan cekinmeyin (ama mumkun mertebe bedava yapmayin - muhtelif yanlis anlamalara musaittir, ciddiye alinmayabilirsiniz).

    - isler her ne hikmetse dalgalar halinde gelir - yani ya ayni anda uc is birden kapiniza dayanir, veya bir hafta (veya kimi zaman, ay) bos oturabilirsiniz. bu yuzden bos zamanlarinizin degerini bilin, ya tatil yapip gevseyin veya oturup ders calisin, kendinizi gelistirin egitin. teknoloji durmuyor meret, ogrenecek sey de bitmiyor. kendinize ozel proje belirleyin, adim adim cizelgesini cikarin, kucuk lokmalara bolun, her firsatta uzerinde calisin. haz verir.

    3: boylece yazimizda is zamani disi zamanlara geldik --

    - molalar bunye icin gereklidir. ara vermez iseniz veriminiz ciddi sekteye ugrar. bu zamanlarda mesleginiz ile ilgili veya alakasiz sosyal aktivitelere katilin, spor yapin, yatin uyuyun, beyni dinlendirin. resetlemek iyidir, yapmayan kafayi yer*.

    - freelance calismak bir tur yalniz kovboyluktur, saga sola kosturmak veya toplantilara gitmek disinda pek insan yuzu gormezsiniz. bu da kahve molanizin yalniz oldugu anlamina gelir, ofis tayfasi ve is arkadaslari olayi, cikista bir bira yuvarlayalim olayi yoktur. emesen geyigini de asla sosyallesmekten sayamiyorum, afedersiniz. eger benim gibi alkol tuketen bir insansaniz barlarda karacigerinizi gerektiginin otesinde hirpalamamaya dikkat etmenizi, onun otesinde arkadas ziyaretlerini ve muhtelif partileri ihmal etmemenizi salik verebilirim.

    --------
    eminim yazacak daha cok sey vardir su anda aklima gelmeyen, ama biraz da iyi yanindan bakalim:

    4: yukarida siraladigimiz dertler baki, ama kisisel cozumunuzu bulduysaniz da pek keyifli olabiliyor serbest calismak:

    - kendinden sorumlu ve kendine hesap verir olmak, patron olmamasi hem korkutucu, hem heyecan vericidir. aci cekmez iken yasam enerjisi ve mutluluk verir, bildigim baska seye benzemez. kariyer delisi olmayan insanlarin yaptiklari isten mutluluk ve gurur duyabilmesini saglayan nadir firsatlardan biridir.

    - haftasonu/hafta arasi (ve bayramlar vs) kavramlarinin yapayligini kesfetmek de eglencelidir. herkes gibi hafta sonu gezme zorunlulugunu hissetmemek, cumartesi gecesi taksim, pazar gunu bogaz trafigine girmemek guzeldir. yine herkes mecburen 9-6 yaparken haftanin ortasinda bisikletle adalara gidebilmek veya sultanahmet'te nargile fokurdatirken turistlerle geyik cevirebilmek fastercard reklaminda dendigi gibi priceless'tir. merak etmeyin, cuma aksami disari cikmanin tadi kaliyor, ona nasilsa bisey olmuyor.

    - normalde ofis calismasinin gunluk kemiksiz verimli calisma sureci yaklasik 1.5-2 saattir (bunu aciklayabilirim ama su anda usendim). halbuki serbest calisirken dogru motivasyonla bunun uzerine cikmak pek kolaydir.

    - yoldu, yemek saatiydi gibi dertleriniz olmaz. bu acayip biseydir, hemen alisilir. 9-6 calisan arkadaslariniz giptayla bakar, siz normal karsilarsiniz cunku onlarinki anormal gelir (normal kavramini cogunlugun belirlemesine ragmen bu boyle).

    - zafer duygusu: proje zamani onemli bir finale calismaya benzer. kolay olabilir, zor olabilir. ama hakkiyla teslim edilmis isin verdigi haz anormal gaz verir. is biter, yorgunluk ve stresten kuluncunuza giren agri bir anda buharlasiverir, ayaklariniz yere degmez. sosyal hayati pozitif etkiler. o denli yani.

    lafi toparlamaya calisayim: serbest mizrakcilik isinde duzen ve huzur arayanlari baska kapilara yonlendirmek insaniyet borcumuzdur. inisli cikisli bir istir. hareket = bereket lafinin anlami ve dogrulugu uzerinde kafa yordurur. dengede tutmak da zordur, ya batip/vazgecip 9-6cilar veya issizler kervanina katilinilir, veya isi buyutup sirketlesilir - omur billah freelance yapip hayat surduren ve aile gecindiren insanlar hem balli hem de idoldurler, buradan saygi ve hurmetlerimi sunuyorum.

    evet, neye gore kime gore diyerek lafi baglayayim.
  • mark w. lewis tasarımcılara en çok söylenen 10 yalanı paylaşmış. özellikle freelance işlere yeni başlayanlar bu maddeleri çok dikkatli okusunlar; çünkü sürekli karşılarına çıkacaktır. bakalım neymiş bu 10 büyük yalan?

    1- "bunu bizim için ucuza veya ücretsiz yap, bir dahakinde telafi edelim!"

    saygın hiç bir iş sahibi, daha sonra ödenmek üzere yada ücretsiz olarak emeğini ve zamanını vermez. bir tesisat ustasına "bu seferlik lavaboyu bedava ver ve yerine monte et, bir dahaki lavabo ihtiyacımızda telafi ederiz!" dediğinizi hayal edebiliyor musunuz? bu tip müşteriler muhtemel bir sonraki işte zaten sizi aramayacaklardır.

    2- "son halini görmeden asla ücret ödemeyiz!"

    bu müşterilerin sizden avans istemenizi engellemek için kurduğu bir tuzaktır. hemen her tür işte önce avans verilir ve ondan sonra işler devam eder. müşterinizle devamlılık arz eden bir ilişkiniz olması durumunda farklı davranabilirsiniz, ancak yeni bir müşteri hiç bir zaman çalışmalarınızı ücretinizin bir kısmını ödemeden görmemeli.

    3- "bu işi bizim için yap, senin için iyi referans olur, işlerin açılır!"

    en büyük yalanlardan biri. aynı şeyi lavabocuya söylediğinizde, size vereceği yanıt, "işimi kusursuz yapsam bile farkedilmek için bunu size bedavaya mı yapmam gerek?" olacaktır. ayrıca işi bu şekilde yaptıran işveren etrafındakilere projeyi ne kadar ucuza çıkardığını böbürlenerek anlatacaktır. çevresinden sizi yeni bir iş için arayan olsa bile muhtemelen size diğer işten aldığınız ücreti önereceklerdir.

    4- demo çalışmalara bakarken; "seninle çalışıp çalışmamaya henüz karar vermedik. ama malzemeleri burada bırak ben ortağımla, yatırımcımla, karımla,patronumla görüşeyim."

    bunu söyleyen kişi emin olabilirsiniz ki çalışmalarınızı teslim ettik sonra 15 dakika içinde diğer tasarımcıları arayarak fiyat bilgisi isteyecektir. geri aradığınızda size ona verdiğiniz fiyatın çok yüksek olduğunu ve x bir tasarım firmasının daha uygun fiyat vererek işi aldığını söyleyecektir. elbette onlar ucuz olacak, çünkü siz zaten saatlerce çalışarak ön çalışma ve danışmanlık hizmetini ücretsiz olarak verdiniz. sözleşme yapana kadar hiç bir yaratıcı çalışmayı müşterinin ofisinde bırakmayın!

    5- "proje iptal olmadı, sadece ertelendi. hesabımız açık kalsın 1-2 ay sonra devam ederiz!"

    muhtemelen etmeyecektir. işte duraksama varsa muhtemelen o proje cansızdır. o ana kadar yaptığınız kısmın ücretini almamanız ise büyük hata olacaktır. 2 ay sonra geri aradığınızda o proje ile ilgili olarak başka biri atanmış olabilir ve bu yeni sorumlu kişi sizin adınızı bile duymamış olabilir!

    6- "sözleşme mi? ne sözleşmesi *, biz arkadaş değil miyiz?"

    bir şeyler yanlış gidene dek elbette arkadaşız. akabinde senin takım elbiseli aşağılık benimde gerzek tasarımcı olmamam için sözleşme şart. ancak yaptığınız işler için para ödenmemesini bekliyorsanız o sizin bileceğiniz iş. saygın her iş sahibi mutlaka sözleşme yapar. siz de yapmalısınız.

    7- "faturayı iş üretildikten sonra kesip gönder!"

    daha çok basılı grafik işlerinde, eğer uygulama veya basımını sizin yapmadığınız bir iş için, neden başkasının iş bitiş tarihini bekleyesiniz ki? siz zaten tasarımınızı teslim ettiniz ve kabul edildi. o zaman faturanızı kesebilirsiniz. bu sizi başka türlü bir bekletme taktiği olabilir. müşteriniz işin tasarım sonrası aşamalarında ortaya çıkacak sorunları çözebilmek için sizi bekletiyor olabilir.

    8- "senden önceki şu kadara yapmıştı…"

    tamamen alakasız bir söylem. eğer daha önceki çok iyi bir iş çıkarmış olsa şu an sizinle değil onunla konuşuyor olmaları gerekirdi. bir öncekinin ne kadar ücret aldığı yada talep ettiği sizi hiç ilgilendirmemeli. piyasanın altında ücret talep edenler yakında bu piyasadan ayrılacak demektir ya iflas edeceklerdir yada sektör değiştireceklerdir.

    9- "bizim bütçemiz bu kadar" diyen firmalar

    inanılmaz değil mi ? adam araba almak istiyor hiç araştırmadan alacağı araba için ne harcayacağını biliyor. her proje belli ölçekte bir ücrete karşılıktır. daha az paraları varsa sizde karşılığında daha az çalışarak işi çıkarabilirsiniz. ama bunu onların anladığından emin olun. işi basitleştirerek sunacağınız bütçeyi kısın.

    10- " finansal sorunlar yaşıyoruz, işi teslim et, biz biraz kazandıktan sonra ödemeni yapalım!"

    tabii ki, ancak ödeme yapılacaklar listesinde en alt sıralarda olduğunuzu bilin. bir firma kötü gittiğini açıklayabiliyorsa emin olun göründüğünden çok daha kötü durumdadırlar. ayrıca bir banka olmadığınızı unutmayın geciken ödemeler ile ilgili olarak size ek ödeme yapılmasını isteyin.

    ister tasarım ajansı sahibi olun ister freelance çalışın bu 10 maddelik listedekilere bir gün muhtemelen rastlayacaksınız. yada bir çoğuna rastladınız bile. okuduğunuz yazının kaynağı yabancı, buda şu anlama geliyor türkiye'de bu işi yapıyorsanız bu maddeler haricinde daha sert ve farklı zorluklar ile karşılaşmanızda olası. yazının orjinali için tıklayınız.
  • - sahsi reklaminiz icin bir internet sitesi olusturun. sade olsun, net olsun. cikabilecek tipik islere ornekler koyun, ancak her isinizi koyma derdine girmeyin, fikir vermesi yeterlidir. unutmayin orasi bir vitrin.

    - (eger tasarimvari bir is yapiyorsaniz) yaptiginiz isi sanattan cok zanaat olarak gorun. cogu is eglenceli ve guzel degildir, ne olursa olsun amaca uygun ve temiz is cikarmaya bakin. suresi olan ve keyifli islerde ucarsiniz.

    - sizinle ayni isi yapan insanlari arayin bulun - (uc bes hiyarin disinda) cabucacik kaynasirsiniz, cunku ayni dertlerden muzdariptirler. sikistiginizda yardim isteyeceginiz veya is paslayacaginiz kisileri tanimis olursunuz.
  • daha evvel makale olarak kopyaladım yapıştırdım. (bkz: #23069881); ama bir de başa gelenler sonrası bir kaç tecrübemi paylaşayım. freelance iş yapanları yazılım, web tasarım, grafik tasarım, bilgisayar programlama yapanlar olarak görüyor ve onlara göre başlıyorum tavsiyelerime.

    eğer bir ofise giderek oranın bilgisayarında çalışıyorsanız; yapacağınız işin bedelini belirlerken yol ve yemek masraflarını da düşünün. bir hafta ile bir ay arasında yapılan masrafların belirgin farkı olacaktır. (masraflarınız + çalışmanızın/emeğinizin ücreti) olan bedeli işverene sunun.

    ayrıca paranızı kiralık katil misali almalısınız, ilk önce yarısı, sonra geri kalanını. ödemelerde şu tip bir bahane olamaz, "hele çalışman bir çıksın matbaadan, öyle alırsın paranı." bir restoranda yemek yenince, "hazmedeyim öyle öderim paranı" denilemediğine göre bu da denemez. eğer son kontrolü de yapılmış, baskı için onay verilmiş ise dökümanları dijital ortamda verdiğiniz zaman iş bitmiş demektir. şayet paranızı alamıyorsanız çalışmayı vermeyin. sonra türlü bahaneler ile fiyatı kısmak için çabalarlar.

    yaptığınız işin bir yedeğini her gün mutlaka harici disk veya flash belleğinizde kayıt edin. hatta baskı için ise sadece pdf döküman verin, açık dosya (indd,ai,fh11,ps) vermeyin. fla değil swf verin gibi örnekler çoğaltılabilir.

    iş yaptıracak kişi bir kobi ise veya orta düzeyde ticaret yapan bir firma ise web sitesine ve sitenin tasarımına, template / hazır tasarım mı yoksa özenilmiş mi en son ne zaman güncellenmiş bir göz atın. artık siteler firmanın aynası kıvamına geldiği zaman dilimindeyiz kanaatimce.

    ve iş yaptığınız işveren müslüman geçinerek belli kesime ait olduğunu sürekli yineler ise, adnan hoca misali jargon ile konuşan biri ise ona hz. muhammed'in şu hadis-i şerifini hatırlatın: "işçinin hakkını alnının teri kurumadan veriniz."
  • ertelemeye alışmış bünye çalışma zamanı gelip çattığında bile kendisini buzdolabının başında sürekli bir şeyler atıştırırken, tv seyrederken, sözlükte vakit geçirirken bulabilir. bilgisayar oyunları ise ayrıca önemli bir tehlikedir. eğer başından ayrılamadığınız bir oyun varsa, iş teslim zamanı yaklaşırken oyunu kaldırmanız tavsiye edilir. kısaca kafasına göre takılmaya alışmış bünyenin çalışmaya başlaması biraz zor olur. ama aşırı disipline olmaya çalışmaya da gerek yoktur, zaten bu yüzden freelance çalışmak istemiyor musunuz? tadını çıkarın, gezin tozun, suçluluk falan da hissetmeyin. zaten bir-iki kez iş yetiştiremeyince, para da kazanamayınca önce bir ulen yine 9-6 çalışsam mı diyecek, sonra o günlerinizi hatırlayıp bir güzel motive olacaksınız. yaşasın pazartesi geç kalkabilme, millet işteyken adaya gidebilme, gündüz bira içebilme keyfi
  • benim gibi yeterli iş ağını oluşturmadan, aga ben kralım diyip freelance çalışmaya kalkarsanız canınız çok sıkılır. ha bir de insan ilişkilerinde alttan almaya mecbursunuz baştan söyleyeyim. yaptığım en büyük hata budur, iki senede oluşturacağım müşteri çevremi yok etmiş bulunuyorum. müşteri hep haklı olmalı yoksa her geçen gün müşteri kaybedersiniz ve bir bakmışsınız yapacak işiniz kalmamıştır. esnaflığı bileceksiniz, müşteriye kendinizi unutturmayacaksınız yoksa bu iş yürümez. yetenekle, vasıfla olmuyor bu işler. siz ticaret yapmayı, esnaflığı öğrenin işi bilmesenizde işi alıp bir başkasına yaptırabilirsiniz. zaten çoğu insanlar böyle yapıyor ve para kazanıyor.
  • devam edelim nasihat silsilesine:

    - doneri cok olan iste "guvenilir" unu edinin. unutmayin, siz tek kisilik bir sirketsiniz, isminiz markaniz. bu unu edinmenin onemli kismi isinizi vaktinde hakkiyla teslim etmekten, gerisi de is esnasinda pozitif intiba birakmaktan gecer (telefona vaktinde cevap vermek, toplantida dakik olmak, iyi giyinmek, efendi olmak ama silik olmamak vs).
    - zor isler yapiyorsaniz belli bir konuda uzmanlasin. basariyla kendinizi pazarlayabilirseniz bir sure sonra isleriniz arasindaki sure artmasina ragmen gelen islere dilediginiz fiyati bicebildiginizi gorursunuz. bu yurumek icin ince bir cizgidir, cunku hem uzmanlik dalinizin zamanin gerisinde kalmamasina, hem de surec boyunca gelirinizin artmasina dikkat etmenizi gerektirir. en saglami uzmanlik dalinizi onde bir "marka" olarak tutarken (ve etinden sutunden faydalanirken) diger "yan" becerilerinizi bilemeye devam ederek isinizin surekliligini saglama almaktir.

    ..firsat buldukca ve aklima geldikce devam edecektir.
    tbc.
  • para harcamak için çok daha fazla fırsatınız olacağından batmanın eşiğinde yaşamaya alışırsınız. ne diyorum ya. batarsınız da farketmezsiniz hatta.

    müşteriler yer yer "bu, ne yaptığını bilen biri için kolay bir iş olacaktır" diyebilir. içinizden "ben senin gelmişini geçmişini sikeyim" demekte serbestsiniz. ben hep diyorum, süper oluyo.

    sabit bir işte çalışmamanın rehavetiyle kendinizi erken saatlerde içmeye giderken bulabilirsiniz. bu o iş gününün iptal olması manasına gelir. aksi mümkün değildir.

    mümkünse düşük maaşla bir patron işe alın (aç biilaç yığınla insan var bu ülkede), ve bu adamı başınızda bekletin, dolunayda "ben ne dersem diyeyim benim iplerimi çözmeyin" tadında tembihlerde bulunun, işleri sallayınca size fırça atması için tam yetkiyle donatın.
  • oo üstad, hoşgeldin serbest mızraktar saflarına..

    bu freelance olayı -yukarılarda bir yerde mutlaka birkaç kere belirtildiği üzere- ne şirket elemanı olmanın güvence ve yan faydalarına, ne de kurumsal(ımsı) bir şirket sahibi/ortağı olmanın imajına sahiptir.

    olay sen ve mabadından ibaret - hodri meydan! ( bu arada not: eğer hatunsanız ve mabadınız ortalamanın üstünde "güzel" ise freelance olayında bu bir avantaj değildir, bilakis - [detaylı açıklama için mesaj atınız] )

    - bolca kazık teşşebüsüne hazır olun. ötesi, defalarca kazık yemeye sindirim ve sinir sisteminizi hazırlayın. buna eğitim süreci diyoruz, çünkü alternatif etiketler buraya yazmak için pek ayıp.

    - aynı hatayı tekrar yapmayın. her seferinde yapacaksanız yeni bir hata yapın.

    - ara sıra işsiz kalacaksınız. zaten olay bu ve işin tabiatında var, hemen paniğe kapılmayın. bir iş bittiğinde boşluk hissiyle ilk teklifi (kira veya kredi kartı vs paniğiyle) onaylamayın. kendi piyasanızı düşürürsünüz. bu da aşağı döenen spiralin başlangıcıdır : uzun vadede fena batarsınız. tekrarlayayım pekişsin: size girer. siz olun, fiyatınızı kırmayın. yapmışılğım var, iyi olmuyor. siz yapmayın.

    - kendinizi kandırırken tamamen gerçeklerden kopmayın. o anda neyi niçin ve neyin karşılığında yaptığınızı ara sıra hatırlayın, kafanızın bir kenarına not edin. eğer buna değmiyorsa bir sonraki projede notlarınıza başvurun.

    - asla -ama asla!- bir sonraki potansiyel iş için fiyat kırmayın. sürekli müşterilerde fiyat yükseltmek m ü m k ü n _ d e ğ i l d i r. her projenin ederi (plus x 2) fiyat çekin. merak etmeyin her kuruşunu hak edeceksiz, yoksa zaten iş size gelmezdi.

    nasihatlerin sonu yok. freelance işi aslında zor zanaat; değer değmez kısmısı karpuz hikâyesi..
  • "kiyakciligin sonu, ayakciliktir." yazisini kagida bastirip duvariniza asarak ise baslayin. cunku bir sure sonra sizden aranizdaki samimiyete dayanarak devamli ricada bulunan isverenleriniz turuyecektir. bu yuzden araya sinir koyun bastan. bir de sozlesme yapmadan sicmaya bile gitmeyin.
hesabın var mı? giriş yap