• heyecan.

    bu ülkede hiç bir şeyden keyif alamaz olduk.
  • yaşama sevincim.
  • maalesef heyecan, heves, istek , cesaret

    ama sinirde azalıyor, korku azalıyor , beklenti azalıyor
  • (bkz: beklenti)
  • sevgi.

    çok masum sevgiler vardı eskiden, bir insanın kusurlarını görmediğimiz sevgiler vardı. kalpten severdik insanları, dış görünüşüne göre değil; içine göre, kalbinin temizliğine göre, naifliğine göre severdik. şimdi hiçbiri kalmadı. dış görünüş uğruna insanlar içinde olan sevgileri yapaylaştırıyor. dış görünüş uğruna eziyet çekiyor, kalpleri parçalanıyor insanların. her şey dış görünüş, para ve statü oldu. kimse kimsenin içine bakmadığı için aşk da bitti. insanlar kalpsizleşti. "daha iyisini bulurum!" düşüncesinde herkes. victor hugo'nun sözünün doğruluğu bir kere daha anlaşılıyor: "bedenler geçicidir, ruhları sevmeyi deneyin." yaşlanınca, hiçbir güzellik kalmayınca başka bedenlere geçiyor insanlar sadece gözlerini tatmin etmek için. sevgiyle tatmin olmayan ruhlara, sevgiyle dolmamış kalplere yazık!
  • tahammülüm
  • kalabalığa/gürültüye tolerans.
  • insanın içindeki heyecan. bakıyorum da şimdi, eskiden beni mutlu eden, heyecanlandıran çoğu şey şimdi öyle değil.
  • aile bağları, topluma duyulan güven, para, saç, şehvet ve inanç.
  • muhtevası şahsına münhasıran muhteliflik arz eden şeylerdir.
hesabın var mı? giriş yap