your arms around me
-
her gece yatmadan önce bir kaç yudum içilmesi gereken şarkı.aman diyim şeker felan koymayın..
i was slicing up an avocado
when you came up behind me
with your silent brand new sneakers
your reflection i did not see
it was the hottest day in august
and we were heading for the sea
for a second my mind started drifting
you put your arms around me
you put your arms around me
you put your arms around me
blood spraying on the kitchen sink
what's this i had time to think
i see the tip of my index finger
my mind is slowly creating a link
from your mouth speaks your lovely voice
the softest words ever spoken
"what's broken can always be fixed,
and what's fixed will always be broken"
you put your arms around me
you put your arms around me
you put your arms around me
i must have passed out on the porch
dreamt i was carried in a kangaroo's pouch
when i wake i'm in the waiting room
on a dirty hospital couch
my hand is wrapped in toilet paper
and my body is wrapped in the
you're sitting next to me reading the paper
and put your arm around me
you put your arms around me
you put your arms around me
you put your arms around me -
where would i be şarkısının canalıcı sözlerinin bir bölümü aynı zamanda:
"where would i be without your arms around me?" -
dinlerken frank sinatra'msı bir tat alıyorum bu şarkıdan, o söylüyor sanki. sakin mikrofon tutuşuyla, sağa yatık kafasıyla sağa sola bakış atarken "you put your arms around me" diyor uzaklardan.
-
(bkz: throw your arms around me)
-
bana kendimi, hic gitmedigim kuzey avrupa ulkelerinde, hic bilmedigim metrolarına binmis gibi hissettiren sarkı. iyi bir his mi kotu mü pek emin olamıyorum ama hava soguk zaman durmuş. sanırım bu şarkı metronun yer kabuğunu delmesi gibi zamanı delmeye niyetli.
-
bir yaz gecesi rüyası.
ağustos ortası. kaldığım küçük sahil kasabasında insanlar yemeklerini yemiş ve odalarına çekilmişler. ben, sahilde gün içinde güneşlenecek yer bile bulmakta zorlandığım kocaman alanda bir başımayım. şezlongum denizin tam kenarında, dalgaların kenarına çarpacağı kadar yakın. uzaklardan küçük kasaba barlarının yoğun basslı popüler şarkılarının sesi geliyor. şehirden uzaktayız, oldukça karanlık etraf. uzandığım şezlongdan önce uçsuz bucaksız karanlıktaki denize bakıyorum. ufukta deniz gökyüzüyle birleşiyor. deniz nerde bitiyor gökyüzü nerde başlıyor anlamıyorum. ardından küçük küçük parıltılar çarpıyor gözüme. "gökyüzünde ay yok onlar yakamoz olamaz" diyorum. artık gökyüzünün nerde başlayıp denizin nerde bittiğini biliyorum. yıldızları izliyorum, eski mitolojik hikayeleri hatırlamaya çalışıyorum. hayali çizgiler çizip yıldızlar arasında büyük ayıyı tamamlamaya çalışıyorum. melodi kulağımdan beynime sızarken kayan yıldızlardan dilekler tutuyorum. o yıldızı düştüğü yere kadar takip ediyorum, dileğimin o yıldızın düştüğü yerde olabileceğini ve bana geleceğini umuyorum. yıldızlar arasında dolanırken gözlerimi kapatıp kendimi esen melteme ve jens lekman'ın sesine bırakıyorum.
artık yıldızların bizim gördüğümüzden daha parlak olduğunu biliyorum...
not: bu satırlar şarkının akustik versiyonu için yazılmıştır. -
orçun kunek şarkısı resmen, buyrun ilk dizeler:
avokado dilimliyordum ki
arkamdan yaklaştın
sessiz ve yepisyeni sneakerlarınla
yansımanı göremedim bebeğim -
cake'nin never there adlı parçasında da geçer bu söz.
-
mevzu bahis sarkiyi genellikle, (bkz: jens lekman) soylemeketdir..
aslinda sarki jens lekman sarkisidir.. dahasi, kendisinden baskasi soylememektedir.. soylese de ben duymadim..
(bkz: neyse ben bi cay koyayim) -
kemiklere iyi gelir, kan dolaşımını hızlandırır, hastalara şifa olur ukuleleli hali.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap