• boş bakışlara sebep olur. konuşulanlar anlamsız kelime öbekleri hatta saf gürültü olarak algılanır. karşıdan aptal olarak görülüyor olmanız muhtemeldir. beyin kişiden bağımsız bir organ olarak varlığını sürdürür.hatta beden de. -sadece- durağa kadar yürümeniz gerekirken 7-8 duraklık yolu yürüdüğünüzü yol bitince fark edersiniz. uyku eğer kabus görmemeyi başarabilirseniz bir nimettir.
  • sabahları yorgun uyanmaktır. hiç dinlenemezsin, düşünme yetini kaybedersin, yavaş yavaş yürürsün. uyursun, uyanırsın, yine geçmez illet.
  • çözümsüz gibi görünen sorunlarla karşılaşınca baş gösterebilen yorgunluktur. oysaki çözümsüz sorun yoktur, tıkanık geçişler vardır. zihne aldırılacak ılık bir duşla tıkanıklıkların yavaş yavaş açılması mümkündür.
    güzel bir uyku mesela..zihinde bol köpüklü duş etkisi yaratır.
    etkileyici bir kitap..sayfaları çevirirken tırnağındaki ojenin rengini görmediğin..
    ya da huzurlu bir seyahat.. hele ki başını omzuna koyabileceğin huzur veren birinin bir şeyiysen.. ama şart değil tabi bu 'biri'. yalnızken de huzurun yan koltuğunu kiralayabilirsin.
    ya da doğrudan sürmenaj ol unut her şeyi.
  • insana sanki maraton koşmuş gibi hissettiren bir durum.

    normalde bugün sapolsky derslerinden üçüncüsünün özetini yazacaktım ancak son zamanlarda zihnimi o kadar yoğun bir şekilde çalıştırıyorum ki bütün haftanın yorgunluğu pazar gününe vurup beni nakavt ediyor. o yüzden bugün kafamı dinlendirip sapolsky yazılarını da iki haftada bir yazarak haftalık programımda kendime dinlenecek yer açacağım.

    bu yazıları yazsa da okusak diye düşünüp yazı bekleyen yoktur muhtemelen ama varsa üzgünüm, sonraki hafta devam edeceğim. vücut kaldırmayacak yoksa bu gidişle.
  • aynı anda birden çok işle ilgilenen ve bu işlerin her birine odaklandığı için yorulan bireylerde görülen bir durum olarak tanımlansa da, bu örnek kısa vadeli zihin yorgunluğunu tanımlamaktadır. çünkü bu kişiler yeterli enerjiyi tekrar topladıklarında daha dinç bir şekilde işlerini yapmaya devam ederler, hatta kafaları sürekli yoğun olduğu için bu yüksek tempoya alışırlar ve iş hayatlarında başarılı bir şekilde ilerlerler.

    uzun süreli zihin yorgunluğu ise daha ağırdır. vazgeçmek, bırakmak ve ortada çözümsüz duran bir bilmeceye sırtını dönmektir. artık çözemeyeceğini anlamak ve pes etmektir. ancak bu duruma gelmek pek kolay değildir, hem zamanını hem de yaşam enerjini alır günden güne. artık seni zar zor ayakta tutacak miktarda bir enerji parçası kaldığında pes edersin.

    bir kırılma ile başlar herşey. hayatın bir yola girmiş ve bir süredir o yolda ilerlemektedir. derken ya yol biter ya da sen yoldan savrulursun ve düşmeye başlarsın. içinde huzurlu bir şekilde yaşadığın o gündelik rutinin bozulunca, kafanı kaldırıp bakarsın ve yavaş yavaş farkında olmaya başlarsın. bu farkındalık, düştüğün mesafeye, düşerken tutunduğun dallara ve kendine harcadığın zamana bağlıdır. o ana kadar doğru çalışan terazinin artık doğru düzgün çalışmadığını görürsün ilk başta, ama bunu anlayamazsın, anlamak için daha çok erkendir. saatler değil günler hatta haftalar olur düşünme ölçeğin. zihnin aynı soruyu aylarca düşündükçe bırakmaya başlar her gün azar azar. zaman, ateşini, hırsını ve çocuksu gururunu alır elinden; geçici heveslerinden arınmış halde bırakır seni.

    artık kızacak, bağıracak halde değilsin, hem yorgunsun hem de yoldan fırladığın anda sahip olduğun şaşkınlığa, kızgınlığa ve içini kemiren endişelere artık sahip değilsin. yolda ilerlerken sürücü koltuğundaydın ve direksiyon avucunun içindeydi, kontrol sendeydi, çünkü birşeylere hakim olduğunu hissediyordun. derken, yol bitti, kontrol edebileceklerini aldılar elinden, piç gibi bıraktılar seni hem de eşek kadar adamken. içine oturdu, bağıramadın da, herkesten uzağa kaçıp birkaç gözyaşı döktün, elindeki bira şişesini kolun koparcasına fırlattın belki de. bunlar da geçti. yine cevap yok. aylarca düşündün ve en başa döndüm sanıyorsun ya, bu mümkün değil artık.

    aylarca aynı soruya kafa patlatan adamla patlatmayan bir olmaz, olamaz. cevapların olmayabilir, belki de cevap, bir cevabın olmayışıdır. bunu anlamak sana kalmış. ancak şunu farkettin; o hep dimdik duran gururun ve kabullenemeyişlerin gün gelip de hayata karşı boyun eğdiğinde, sanma ki çaresizce dileniyorsun. bu bir büyüme (bkz: büyümek/@yercekimi). hayatın doğal seyrinde bir adım sonrası. bu şekilde devam edecek. zihnin bazı zaman aralıklarında hemen bulamayacak cevapları ve içini kemiren sıkıntılar eşliğinde seni boğacak. resmin içinde tutacak seni ki, bir zaman sonra resmin içinde olduğunu anlayasın, oradan kafanı çıkarıp etrafında neler olduğunu da görebilesin diye.

    zihnini sabahtan akşama kadar yorup güzel bir akşam yemeğiyle kendini şımartıp da soğuk kış gününde battaniyenin altında film izlerken yorgunluktan uyayakalmak değil burada bahsi geçen.
  • halk arasında beyin amcıklaması olarak bilinir.
  • bütün gün kafanızda bi ağırlık varmış gibi hissetmenize sebep olan durumdur.
  • insan, zihni ile olan ilişkisinde çoğu zaman kendisini ıskalar. zihni, modern dünyanın parçaları ile o kadar dolmuştur ki, dünya ile kurduğu sentetik bağdan, zihnini arındırmakta güçlük çeker; sadece bilinç düzeyinde sözcükler ve imgeler yoluyla anlamlarla olan ilişkisini sürdürürken kişi, sanki bir sahnenin ortasında, görünmez seyircilerine, kendini sunduğu bir tiyatro oyunu sergiliyormuş gibi kaşınan bir yerinin ya da açık bir yarasının farkına varmaktan kaçınır; duygularını sözlü ifade etmeyi bırakın, anlamlandırmaya çalışmak, bunların üzerinde uzun uzadıya düşünmek bile istemeyebilirler. onlar için hissettikleri daha çok, çoğu zaman dürtüsel bir biçimde ve düşüncesiz bir şekilde eyleme dökülmesi gereken katlanılmaz bir zehirdir.

    dolayısıyla zihin yorgunluğu, süregelen eyleme dökme ve kendini ifade etme davranışlarındaki azalma, düşünsel ve fiziksel eylemlerle kolay kolay aşamadıkları bir engele ve onları zorlayan bir yaşam koşuluna neden olur.

    insan kendi psikolojisini taradığında rahatsız edici noktalara ulaşabiliyor. gördüğü nesneler, ilişkileri, sosyal çevresi ve olaylara bakış açısı benliğindeki imgeler kadar parçalı olduğunu fark ettiğinde dağılmaya meyilli olan benliği, koordinasyonu sağlayacak kadar berrak ve sağlam olmayınca duygularını rastgele yöntemlerle boşaltabilir, birbiriyle ilişkisiz bir dizi davranışta bulunabilir. bir süre inzivaya yönelmek, hayattan elini eteğini çekmek, duygu dünyalarının önemsiz yanlarını gerçekten anlamlı olanlardan ayırmak için iyi gelebilir.
  • hep aynı sözleri döndürüyor

    kiss me hard before you go
    summertime sadness
    i just wanted you to know
    that baby, you the best

    nedeni de bu.
  • serebropati durumu. tedavi olarak, kendini kendinden kurtarmak gerek. böylece zihin aradığı huzura kavuşabilir.
hesabın var mı? giriş yap