şıkırdım

• tdk' ya göre, hızlı yağmur; sert ve cilalı şey; iki parmağın birbirine çarpılmasından çıkan ses için; bol, kalabalık, sık; oynak, kıvrak; dayalı, döşeli; dolu, çok, yığınla; kıvrak oyun havası; ince bacaklı, yorulmayan kimse.
• kubbealtı lugatinden: argo. yeni yetişen erkek çocuk:
  
  ben kemal tahir'in "yorgun savaşçı" kitabında karşılaştım kendisiyle. şu bağlamda geçiyordu:
  
  "eski çağların odunculuktan, hamallıktan, zurnacılıktan, şıkırdımlıktan gelme, elifi görse mertek sanır vezirlerinden daha mı kaltabandılar? yüreksizliklerinden mi savuştular?"
• (bkz: yeni yetme)
• memleketimde bir baklava çeşidi. gül baklava, şıkırdım baklava… en lezzetlisi de şıkırdım :) neyse ki bayrama az kaldı.