ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
dilencinin önündeki milyonlara bakıp cepteki 75 kuruşu düşünmek..
suriyeli sığınmacılar
-
ülkelerine gitsinler tabi. amerika her önüne gelen green card mı veriyor?
türkiye'de sefalet almış yürümüş devlet daha kendi vatandaşlarına bakamıyorken, daha geçen sene van'da bir vatandaşın oğlunun ölüsünü çuvala koyup kar altında kilometrelerce yürümüşken sen neyine güveniyorsun da milyonlarca insanı ülkene alıyorsun. işsizlik gün geçtikçe yükselirken kayıt dışı çalışacak bunca insanı ülkeye doldurmak tam da stratejik deha davutoğlu'na yakışırdı zaten.
yeme içme masraflarının karşılanmasında yanlış olan bir şey yok adamları aç bırakacak kadar vicdanımız körelmedi ama herifleri maaşa bağlamak ne demek?
ilk kimin aklına geldi diye merak edilen şeyler
-
yeşil zeytini içine sokulan biber
neden evlenmiyorsun sorusuna alternatif cevaplar
-
+neden evlenmiyorsun ?
-kimse beni beğenmiyor.
her zaman kullandığım yanıttır da biriniz 'yok canım ne alaka' falan deyin be allahsızlar.
-
yıl olmuş 2016 hâlâ sosyal medya eleştiriliyor. şurada sitede twitter başlığına girin ve ilk sayfaları okuyun. ne kadar izan yoksunu eleştiriler yapılmış. "sıçmaya gittiklerini yazıyorlar", "banane milletin her saat başı ne yaptığından?"... sonra ne oldu? twitter toplumsal ayaklanmaların kıvılcımı oldu. twitter anlık bir haber sitesi oldu. tamamen kimi takip ettiğiniz ve nasıl kullandığınıza göre muhteşem bir kaynak oldu.
"sevin beni. ne olur bak çokgozel çıkıyom resimlerde. arkadaşlarım da var. yalnız değilim. hobilerim var. yalvarırım sevin beni. yeni makina aldım süper fotolar çekiyorum. merhametliyim, yaşamaktan çok iyi anlıyorum. sabah kahvaltısı, akşam yemeği nerede yenir nasıl yenmesi gerekir en iyi ben biliyorum. güneş batıyor oradayım, doğuyor selfiyle ispatlıyorum. yaşıyorum olm ben. hayattan zevk alıyorum valla bak. kitap okuyorum kahvem var görmedin mi geçen paylaştım. konserlere gidiyorum bisiklet biniyorum, kayak yapıyorum kumsalda bacak fotom bile var. sevin beni ne olur psikolojisinde bir paylaşım platformu."
denilmiş. bu entry en beğenilenlere girmiş.
arkadaşım bu kadar mı aşağılık görüyorsunuz kendinizi. insanların günbatımının fotoğrafını çekip koyması sizi neden rahatsız ediyor? "şu kitabı okudum çok güzel" demekle okuduğun kitabın fotoğrafını paylaşmak arasında ne fark var.
bütün insanlar sizin düşündüğünüz gibi düşünmek mi zorunda? sen demek ki güzel bir doğa fotoğrafını yalnızca hava atmak için paylaşırsın, eleştirin bu yönde. senin kafan bundan başkasını düşünemiyor demek ki. yazık.
her ortamda olduğu gibi sosyal medyayı da istismar eden insanlar var, evet. e böyle insanlar var diye, kendi halindeki kullanıcıyı niye aşağılıyorsun?
2016 olmuş bak, bırakın artık popüler olanı aşağılayıp kendinizi daha üst bir konuma koymayı, insanlara tepeden bakmayı. twitter'ın size ağzınızın payını vermiş olması lazım.
2 kişi aylık mutfak masrafı 100 tl
-
demokrasi istiyoruz yazan bir pankart yapıp ilinizin meydanına çıkın. pankart 100 tl tutar.
en az 1 ay gözaltında tutulursunuz.
yemek verirler heralde.
10 kişi yapsanız da 2 kişi alıyolar gözaltına. yada 2 güne salıyolar diğerlerini.
2 kişi yaparsanız ikiniz için garanti.
camiye 5.3 milyon tl bağışlayan emekli
-
yaşlıların topluma faydasızlığının güzel bir örneği. yanlış oy, yanlış bağış, yanlış yaşam, yanlış çocuk yetiştirme. bize en büyük kötülüğü anne-babalarımız yaptı, yapıyor.
tunç soyer'in ekşi sözlük paylaşımı
-
(bkz: adam haklı beyler)
ingiltere
-
birçok alanda sahip olduğu gücü vatandaşlarına hissettiren ülke.
yasaklar kalktığından beri cuma günleri ofise gidiyorum. iş çıkışında da, bağlı olduğum partnerle yakındaki publardan birine bir şeyler içmeye gidiyoruz. dün de gittik, klasik ingiliz sohbeti havalar da çok bozdu, hafta sonu planınız var mı, covid de ne covidmiş arkadaş, seyahat yasakları vesaire.
bir ara, benim oğlan da arkadaşlarıyla “wallet and passport day” yapamadı aylardır dedi. nedir dedim o, yeni bir deyim mi deyiş mi. yok dedi. bunlar birkaç arkadaş, her ay, yanlarına sadece 200 pound nakit -muhtemelen benim müdürün aylık gelirinin %1'i- ve pasaport alıp sabahın köründe havalimanına gidiyorlarmış, ekrandan bir uçuş seçip bütün günü orada geçirip, gece geri geliyorlarmış. o an, dedemin kirvesinin adına kadar bilgi verdiğim, alırken kırk takla attığım vize süreçleri, oha mcdonald's menü 120 liraya geliyor serzenişlerim geldi.
başka kaç ülke vatandaşına böyle bir lüks sağlayabilir bilmiyorum.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
dolandırıcı mesajlarında, e-postalarında genellikle yapılan yazım yanlışlarının, cümle düşüklüklerinin bilerek yapıldığı.
okur okumaz ulan bari dolandırmak istiyorsun bunu profesyonel bir şekilde yapsaydın dersiniz. kabak gibi ortada olan yazım yanlışları, cümle düşüklükleri size direkt dolandırıcı mesajı olduğu söyler. işin gerçeği onların tam olarak istediği de bu. sana değil, o yazım yanlışlarını anlamayacak kadar bilgisiz ve saf insanlara ulaşmak. amaçları seni son noktaya getirip vakit kaybı yaşamak değil. ilk mesajda seni eleyip sadece başlarına bela açmayacak saf insanları bulmak.
kaynak: seth godin - this is marketing
edit: imla
digiturk'ün 4 milyon aboneden 1.5 milyona düşmesi
-
mehmet demirkol'un bugünkü programında açıkladığı olay.
https://youtu.be/hwiwuyfjt1y?t=220
btk'ya göre abone sayıları 2 milyon civarında: görsel
galiba demirkol spor paketini kastediyor. son derece normal bir durum. başlıca sebepleri şunlar olabilir:
- türkiye liginin hem oyun hem de yönetimsel olarak rezil rüsva hali
- bein sports'un aşırı kazık fiyatları
- kaçak yayınların artması
- iptv'nin uygun fiyatı ve yayın çeşitliliği
- bein sports'un üst üste kaybettiği yayın hakları
- ve en önemlisi ülkedeki ekonomik çöküş
nisan 2022 türk parasının saçmalaması
-
biri tam buğday (büyük ihtimalle eser miktarda tam buğday içeriyor) biri de beyaz ekmek olmak üzere 2 ekmek aldım. kasiyer üç ile biten bir rakam söyledi. 23 tl dedi diye düşünüp 25 tl uzattım. kasiyer 13 tl deyip 10 tl'sini geri uzattı. fiyat algılarım öyle bozuldu ki 2 ekmeğe 23 tl vermek normal geldi bir an.
fringe
-
yeniden izlenmek isteyip ama sil baştan izlemek istemeyenler için imdb'ye göre 8.0 ve üstü puan almış bölümlerini buraya yazıyorum.
sezon 1 :
1. bölüm : pilot 8,1
4. bölüm : the arrival 8,1
7. bölüm : in which we meet mr. jones 8,1
10. bölüm : safe 8,5
11. bölüm : bound 8,4
13. bölüm : the transformation 8,1
14. ability : ability 8,6
15. bölüm : inner child 8,2
17. bölüm : bad dreams 8,4
19. bölüm : the road not taken 8,6
20. bölüm : there's more than one of everything 9,1
sezon 2 :
1. bölüm : a new day in the old town 8,4
4. bölüm : momentum deferred 8,7
8. bölüm : august 8,8
10. bölüm : grey matters 8,7
13. bölüm : what lies below 8,2
14. bölüm : the bishop revival 8,1
15. bölüm : jacksonville 9,0
16. bölüm : peter 9,4
17.bölüm : olivia. ın the lab. with the revolver 8,0
18. bölüm : white tulip 9,2
19. bölüm : the man from the other side 8,7
21. bölüm : northwest passage 8,4
22. bölüm : over there: part 1 9,0
23. bölüm : over there: part 2 9,2
sezon 3 :
1. bölüm : olivia 8,6
2. bölüm : the box 8,0
3. bölüm : the plateau 8,6
4. bölüm : do shapeshifters dream of electric sheep? 8,3
5. bölüm : amber 31422 8,2
6. bölüm : 6955 khz 8,1
7. bölüm : the abducted 8,6
8. bölüm : entrada 9,0
9. bölüm : marionette 8,1
10. bölüm : the firefly 8,4
12. bölüm : concentrate and ask again 8,0
14. bölüm : 6b 8,2
15. bölüm : subject 13 8,4
16. bölüm : os 8,0
18. bölüm : bloodline 8,1
19. bölüm : lysergic acid diethylamide 8,6
20. bölüm : 6:02 am est 8,4
21. bölüm : the last sam weiss 8,7
22. bölüm : the day we died 9,0
sezon 4 :
2. bölüm : one night in october 8,1
4. bölüm : subject 9 8,1
5. bölüm : novation 8,0
6. bölüm : and those we've left behind 8,6
8. bölüm : back to where you've never been 8,5
9. bölüm : enemy of my enemy 8,5
11. bölüm : making angels 8,1
12. bölüm : welcome to westfield 8,6
13. bölüm : a better human being 8,0
14. bölüm : the end of all things 8,7
15. bölüm : a short story about love 8.1
17. bölüm : everything in ıts right place 8,2
18. bölüm : the consultant 8,0
19. bölüm : letters of transit 8,9
20. bölüm : worlds apart 8,5
21. bölüm : brave new world: part 1 8,4
22. bölüm : brave new world: part 2 8,6
sezon 5 :
1. bölüm : transilience thought unifier model-11 8,1
2. bölüm : in absentia 8,1
4. bölüm : the bullet that saved the world 8,6
5. bölüm : an origin story 8,4
6. bölüm : through the looking glass and what walter found there 8,6
7. bölüm : five-twenty-ten 8,5
8. bölüm : the human kind 8,2
9. bölüm : black blotter 8,3
10. bölüm : anomaly xb-6783746 8,9
11. bölüm : the boy must live 8,6
12. bölüm : liberty 8,9
13. bölüm : an enemy of fate 9,3
edit : link düzeltildi.
woke culture
-
1. rusya beyaz bir ulus değil. amerika’da beyazlık prostestan nordik uluslar veya anglosaksonlar için kullanılmıştır. katolik irlandalılar bile beyaz sayılmıyordu. avrupa’daysa ruslar zaten alt ırktı ve beyaz sayılmıyordu.
2. kimse rusya’ya beyaz olduğu için saldırmıyor (nitekim kültürel olarak beyaz değil). rusya kendisi kaşınarak bu mevzulara daldı, avrupa ve amerika’da beyaz üstünlükçü grupları destekleyerek. buradaki amacı batı ulusları içinde milliyetçiliği arttırarak ayrıştırmak, abd’den koparmak ve mümkünse abd’de de izolasyoncu bir hükumet kurdurmak. putin, bunun için en iyi yolun beyaz üstünlükçülere oynamak olduğunu düşündü.
3. putin’in planı şimdilik elinde patladı ve şimdi ağız değiştirerek ukraynalıların nazi olduğunu ileri sürmeye başladı. oğlum karar verin artık, ukraynalılar soros’çu mu yoksa nazi mi? ukrayna’yı destekleyenler beyaz düşmanı woke’çular mı yoksa beyaz üstünlükçü naziler mi? putin beyazları savunan bir anti-woke kahramanı mı yoksa nazilerle savaşan partizan mı? hangisi? bir öyle diyorsunuz, bir böyle.
4. suudi arabistan’a saldırılmıyor (henüz) çünkü arabistan abd’nin avrupa’nın karşısına çıkıp ideolojik saldırıya yeltenmedı, iç işlerine karışmadı. beyaz olmadığı için değil, ayağını yorganına göre uzattığı için.
krediye kefil olmayan 10 yıllık iş arkadaşı
-
akıllı arkadaşmış takdir ettim. bana ne lan senin kredinden.