hesabın var mı? giriş yap

  • hocanın* ingilizce "urfa ve gelenekleri" konulu bir sunum yapmak için hazırlanmış urfalı öğrenciye hiç bir görsel hazırlık yapmamasından dolayı tepki göstermesi, çünkü elemanın hadiseyi dümdüz anlatmak niyetinde olması, geleneksel müzik ve dans kısmına gelince hocanın tepkisini yinelemesi, "nasıl anlatacaksın ki müziği, getirip dinletseydin, dansını da yapardınız" şeklinde dırdırlanması, birden öğrencinin gözlerinde bir ışık belirmesi, akabinde sınıftaki ikinci urfalı öğrencinin elinden tutulup kaldırılması, sınıfın ortasında, müzik olmadan, sadece mırıldanılarak, halaya benzer bir dans yapılması, yaklaşık 3 dakika boyunca büyük bir ciddiyetle, hareketlere sonsuz özen gösterilerek dansın sürdürülmesi, sınıfın şaşkın bakışlar ve dumur ifadeyle bırakılıp, sunumun bitirilmesi.

  • liselerarası basketbol maçında atatürk lisesi-süleyman çakır lisesi karşılaşmaktadır ve salon iki okul ogrencileri tarafından hınca hınc doldurulmustur. karşılıklı tezahuratlar, bir sure sonra karşılklı atışmalara ve gerilimli tezahuratlara dönmüştür.
    polis ve guvenlik ekipleri ,birden suleyman çakır lisesi tarafına, kafa göz cop allah ne verdiyse dalmıştır.
    olayın şokunu atlatamayan suleyman çakır lisesi ögrencisi;
    hem sopa yiyip hem de kendisine vuran polise sormaktadir : "abi noldu ya niye daldınız niye vuruyorsunuz ?"
    polis de, hem acımazsızca vurmakta, hem de cevap vermektedir "s.kilmiş atatürk diye bağırıyorsunuz olm"

  • moruklar yunanistan'da yaşıyorum biraz da benim (yunan vatandaşlarının) gözünden anlatayım durumu. şöyle ki, yunanistan'ın kriz yaşamasının en büyük sorumlusu eu'nun ta kendisi. neden diye soracak olursanız, 20 yıldır yunanistan'ın parayı neye harcayacağını belirleyen zaten eu. almanya baba bize dedi ki, sizin nüfusunuz zaten az, üretim yapmayın biz zaten üretimin babasını burada yapıyoruz, siz turizme yoğunlaşın gerisini biz hallederiz. eu'nun da mantığı zaten budur, herkes iyi olduğu konuda uzmanlaşsın, sonra ne varsa paylaşalım aramızda, sanki büyük bir aileymişiz gibi, hepimiz refah içinde yaşayalım.

    sonra neden işler kötüye gitmeye başladı derseniz, küresel sorunlar da bu sorunun cevabı olur. usa eski ivmesini kaybetti, eu eski ivmesini kaybetti, parayı sıkalım dediler, sıktılar ama çözüm olmadı. almanya, fransa vs kendilerini yaşanan küresel durgunlaşmadan kendilerini koruyabilir çünkü ekonomileri üretime dayanıyor. olan yunanistan'a oldu, ispanya'ya oldu, italya'ya oldu. bu üçlü arasında da en güçsüz yine yunanistan haliyle şu an bu haldeler. eski dostları posta koydu, haliyle yeni başgan sinirleniyor bu duruma kabul etmek istemiyor haklı da. bu yüzden yunanistan'ı eu'dan bağımsız olarak ele almak yanlış olur, 20 yıldır yediler paraları çatır çutur demek yanlış olur. hani nasıl türkiye'nin politikalarını batı belirliyor ya aynı şekilde yunanistan'ın da öyle.

    kısaca yaşanan küresel durgunluk ya da kriz adına her ne diyorsanız, bunun eu ayağını yunanistan'a kilitlemeye çalışıyorlar ama çipras başgan bunu yemez "r" de yapmaz. çünkü yunanistanın eurodan çıkışı eu'nun sonu olur, bunu hem yunanistan biliyor hem diğer eu ülkeleri. zor bir dönemden geçiyor yunanistan ve bu dönem epey bir süre de devam edecek gibi.

    halkın durumunu merak ediyorsanız ondan da biraz bahsedeyim. eski alışkanlıklarından hafiften vazgeçmeye başladılar ama hafiften diyorum çünkü hala cafe'ler eğlence yerleri dolu, işten 4-5 gibi çıkıp tsipouro'sunu içip takılıyorlar bütün gün, aktivitelerini de bir güzel yapıyorlar, hayat kalitesi çok az düştü diyebilirim. sorun gençlerin işsiz olmasında, ailesinden pek yardım göremeyenler çalışmaya gidiyor diğer eu ülkelerine ki bu o kadar da büyük bir mesele değil çünkü işçi göçü değil bu. ayrıca eu ülkeleri arası vasıflı çalışan hareketi popüler ve normal karşılanan bir durum.

    türkiye'de günde 10-12 saat çalışıp, yunan halkıyla aklınca taşşak geçmeye çalışan kesim ise cidden çok komik. nedenini anlatmaya çalışırım ama anlamazlar. sadece gidip 1 hafta bile olsa yunanistan'ın her hangi bir yerinde vakit geçirmelerini öneriyorum. o zaman anlarlar ve kendi hayatlarını düşünüp kötü hissedeceklerine de eminim.

  • erkeklerdeki master ve doktora yapma meraki diye bir baslik yok. cunku bir erkek ancak kendini gelistirmek, yeni birseyler ogrenmek, kariyerinde daha iyi bir yere gelmek ya da sadece ilgi duydugu icin master veya doktora yapar, degil mi?

    bir de o kadar entry girilmis, tespit sicilmis. askerlikten kacma bahanesi olmasa universitenin kapisinin onunden gecmeyecek tipler sirf ogrenme sevkiyle master veya doktora yapan kadinlara laf edecek cesareti nasil buluyor anlamiyorum.

  • açılın cerrahiden istifa eden biri geldi*
    bence bunda cerrahinin zorluğundan çok özellikle eğitim araştırma hastanelerindeki cerrahi branşların hocasının olmaması, olanın bir şey öğretmemesi, açılacak hastanın açılmaması, açılmayacak hastanın açılması (sen kimsin demeyin gorduklerim sonucunda hep böyle cıktı), yani eğitimin kötü olması yatıyor. ben kadın doğumdan istifa etmesem de kadın doğum klinikleri dökülüyor anne bebek ölüm oranlari artıyor. bunda da barajı geçenin kadın doğum yazabilmesi kidemlilerin çirkeflikten başka bir şey bilmemesi, asistanların öğrenmek istememesi gibi nedenler var benim gördüğüm kadarıyla. dolayısı ile belki ilerde bir sürü plastik cerrahimiz olacak ama bizi doğurtan eller nasıl olacak? beynimizi kim açacak? akciğerden kitleyi kim çıkaracak? söyleyeyim türkiyede bunlardan taş çatlasa 20 tane iyi kalacak. o iyiler de o kadar pahalıya ulaşılabilir olacak ki geçmiş olsun. her yere tıp fakültesi açan, yüzlerce asistan da alan, buralara hoca atamayan, var olan hocayı ya da uzmanı denetlemeyen, bir standardizasyon getirmeyenler bunun sorumlusu.
    not: bir de öğrenmek istemeyen biz asistanlar. makale saatine bile çevirmene çevirtip 2 dklik sunumla gelenler.

  • allah, kelam gibi dini sözler kullanıp 10 yaşındaki küçücük çocuğa tecavüz etmekten bahsediyor..hiç mi şaşmaz bu sözde müslüman insanlar be..bu ülkeyi bu hale getiren leş insan topluluğundan sadece biri..

  • kendisini körü körüne savunan, hayata dar pencereden bakan reisçi tayfaya göre :

    "ya tayyip gitsin tamam ama kime oy verelim? kılıçdaroğlu'mu gelsin? lider yok lider!"

    işte bu zihniyete ibretle bakıyorum... yahu arkadaş sen koyunmusun? illa ki elinde değnek birilerinin seni gütmesi mi gerekiyor?

    ne lideri ya?

    şöyle etrafiniza bakın ya!...japonya, isviçre, danimarka, hollanda, isveç, norveç.... kim bu ülkelerin liderleri?

    tanıyor musunuz?

    ülkeleri şahıslar, aileler, kabileler, aşiretler yönetmez... bırakın artık şu orta çağ kafasını, sürekli biat edecek, tapınacak,kendisine köle olacağınız efendiler aramaktan vaz geçin artık.

    ülkeyi, devleti ayakta tutan kanunlardir, sistemdir, adalettir, sadakati ile değil liyakatli ile iş yapan bürokratlardir.

    bakın belçika'da iki yıldır hükümet kurulamıyor fakat saat gibi tıkır tıkır işleyen bir sistem var.

    hâlâ anlamıyormusunuz ? bir kişiye veya bir zümreye, bir fâniye tüm ülkenin geleceğini emanet etmek koca bir ülkeyi bir kişinin çıkarına alet etmektir.

    bizim millet olarak şahıslara ve güce olan zaafımiz bizi bu hale getirdi.. kafa olarak avrupalıların 17.yuzyilda geldiği fransız devrimi seviyesine bile gelemedik..bugün recep tayyip erdoğan yarın başka biri hepsi gelip geçici, hepsi memur hepsi sadece bir insan...mustafa kemal atatürk'ün dediği gibi :

    “benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. fakat türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır”

  • ikinci öğretim tıp açılsa onu bile kazanamayacak tiplerin ıslak rüyalarını süsleyen istek.

  • bildiğiniz üzere olan biten başlığını takipten çıkmak mümkün değil. sözlük bu başlıktaki bildirimleri zorunlu bir şekilde gösteriyor. haliyle de o bildirim ışığı sürekli yanıyor ve bu durum kimileri için sinir bozucu olabiliyor. ama bunun basit bir çözümü var; olan biten başlığına yazan @ekşisözlük bot hesabını engellerseniz bildirim ışığınız bir daha asla yanmayacaktır.

    edit: yakalandık arkadaşlar, artık @ekşisözlük hesabı engellenemiyor :d

  • yangın çıkar uçak yollar, deprem olur 100 kişilik kurtarma ekibi ve donanma gemisi yollar. gerçek bir dost ülke.

  • bir de bunlara ek olarak hiç kandırılmamış, cephede savaşmış, hasmını rüyasında değil topun namlusundan görmüş, harp okulu mezunu en az iki dil bilen, matematik alanında kitabı olan, savaşta bile 4000 civarı kitap okumuş, ülke kurmuş, bütün dünyada heykelleri olan, kendi ülkesi dışında bile ölümünden sonra takdir edilen, tarihe geçecek sözleri söylemiş olan, devlet tarafından gazi ünvanı verilmiş, ülkesine ihanet edenlerle asla aynı yolda olmamış, tüm dünyada köle muamelesi görürken kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermiş, adına marş yazılmış, marş düzenlenmiş, 100 yıl sonra da tarih kitaplarında yer alacak olma özelliği bulunmasını da eklemek lazım. bir o var dünyada bir de diğerleri işte...

    edit: 4000 sayısını abartılı bulanlar olmuş. https://www.anitkabir.com.tr/…rik/9/kitap-yayinlari , ilk pdf dosyasının x. sayfasına baksınlar. okumaya üşenenler için ben yazayım 3997, üstelik bu sayıya cilt sayıları ile dergi, harita, atlas, ve nota albümleri dahil de değil.
    ben çok ağır konuşurum konuşmasına da, o laflar bu yazdıklarımın altına yakışmaz.