• en sinir bozucu olan şey de mahalleliden biri gelir ve "bunlar norveç uskumrusu di mi bak buzhanede dura dura çürümüş" der. ambiansın da içine eder.
  • tadina doyum olmayan, eskiden balikekmek-soguk efes ile gercekle$tirdigimiz bir ce$it "ho$ seda".
  • alırsın balık ekmeğini,oturursun deniz kenarına,sarkıtırsın ayaklarını denize dooru,afiyetle yersin yanında bira ya da coca colayla.
    offf.süper.
  • rumelihisarinda balıkların kılcıklarını cımbızla ince ince ayıklayan ve size kolanyalı mendil,pecete,oturma imkanı gibi konforları saglayan bir teknede* balık ekmek satılmaktadır.
  • "yok zorlama boşuna,denizden çıkan hiç bişeyi yemem ben" mentalitesindeki bir insan evladını bile yoldan çıkarabilecek ender yerlerden biri olan hisarın sayısız güzelliklerinden biri.akşamın; pembeleri ve morları gökyüzüne ufukla buluşmaya çağırdığı saatlerde beşiktaş'tan belediye otobüsüne binilir.akşamüstü trafiği ortaköy'e kadar biraz can sıksa da arnavutköy ile başlayan sahil şeridi nane şekeri kuvvetinde bir ferahlık salar bünyelere.hisara yaklaştıkça kalabalığı yararak otobüsün düğmesine heyecanla basılır zira o an için durakların en güzelidir orası.deniz mavisinin,bira sarısının ve bahar yeşilinin güzel bir kompozisyon oluşturduğu topraklara gelinmiştir artık..iner inmez rüzgar içine dolar insanın,içi gıdıklanır,tüyleri dik dik olur.. sahile yaklaşana kadar nefesler tutulur,yolu arkaya alıp egzoz etkisinden kurtulur kurtulmaz akciğerler boğaz havasıyla doldurulur.bu haylaz havayla dolan akciğer,beyne hemen ilerdeki büfeye
    yönelmesi talimatını verir,akciğerden emir almaya alışkın olmayan beyin kısa bi amcıklama geçirse de söyleneni yapar.akabinde biralar birbirini izler,açık havada yapılan muhabbet de illa koyu olur.alkolün nihavend etkisiyle bi ara zihin sandığının diplerindeki anı kutusu aralanır,yürekler sızlar,var olan ya da olmayan birileri özlemsenir.derken iç dengeleri altüst eden boğaz melteminin taşıdığı bir koku gelir yakında sallanan o teknenin içinden.yaklaştıkça daha dayanılmaz bir hal alır o koku.
    -"abicim bize 5 yarım,bol limonlu,yeşillikli,domatesli" cümlesi otomatiğe bağlamış gibi çıkar ağızdan.o balık ekmeğin lezzeti ise anlatılmaz.giderken heyecanla basılan otobüsün düğmesine dönüşte ıska geçilir.zira sarhoş olunmuştur.
  • (bkz: hisarda icmek)
  • bu olay esnasinda afiyetle yedigimiz baliklar, genelde norveç'ten getirtilen uskumrulardir.. bu durum, her yani denizlerle çevrili bir ülkenin denizlerinde ekmek arasina konup da yiyebilecegimiz bir balik türünün pek kalmamis olmasindandir herhalde.. ya da, belki de o kadar azlardir ki, pahalilardir ya da baska bir sey iste.. sonuçta her neden olursa olsun, onun da nedeni kirliliktir, hor kullanmaktir; bilinçsizliktir.. yaziktir, hatta ayiptir..

    olayin kendi güzeldir, çok güzeldir ama, o ayri..
  • istanbulda bir aksam vakti,gunesin denizle bulustugu en guzel saatlerde, en guzel manzaranın oldugu yerde.
    hisarda bir aksam vakti..
    bogazin esiginde, koprunun hemen dibinde...
    icilecek bir yudum oncesinde yenen balık emek,
    tadına doyulmaz...
  • antik laterna teknesinin üst katı, denize karşı, karşılıklı..
    sevgiliyle gidince daha bi romantik olur..
    gidecek olan sevgiliyle gidince daha bi hüzünlü olur..
hesabın var mı? giriş yap