• cuny antropoloji bölümünde mutenalaştırma kousunda çalışan, iskoçyalı marksist coğrafyacı. "the new urban frontier: gentrification and the revanchist city" 'nin ve daha birçoklarının yazarı.
    ne güzel mahalleler temizleniyor diye zıpzıp zıplayanlara karşı, mutenalaştırma hakkında söylenmiş en güzel sözün sahibidir :

    « in fact, for those impoverished, evicted or made homeless in its wake, gentrification is indeed a dirty word and should stay a dirty word »
  • cuny antropoloji bolumunde hoca, ayrica center for place culture and politics'in basindadir. cok iyi bir hoca olmasinin yani sira sasirtici derecede iyi bir adam, ve muhabbet insanidir. bira severligi, saclari, ve genel tipi itibariyle tam bir hobittir, bilgisine, muhabbetine ve iskoc aksanina doyum olmaz.
  • american empire adli kitabinda amerikanin kendini kuresel tek guc olarak kurma cabasini uc safhada inceleyen ve bunu 1919 wilson donemine kadar geriye goturen yazar. buna gore biz her ne kadar tersini anlamaya megilliysek de, amerikanin kendini kuresel kapitalizmin icra ve idare gucu olarak kurma arzusu gunumuzden nerdeyse 100 yil oncesine dayanmakta ve incelenen bu uc safhada da basarsizliga ugramakta.

    bu ugrasin 1. dunya savasi sonrasi ilk denemesi hem amerika ici isci sinifi muhalefeti ve mucadelesi hem de uluslararasi siyasi karisikligi yuzunden basarisiz oldu. ikinci dunya savasi sonrasi roosevelt onderligindeki birlesmis milletler ile baslayan tam egemenlik denemesi, soguk savasin cift kutuplu cografyasi tarafindan bozguna ugratildi. 3. safha kuresel tekustunluk calismasi olarak da smith gunumuzde kuresellesme olarak anladigimiz sureci gosterir. kendini cografya otesi ve cografya ustu olarak kurma calismasi hem 11 eylul felaketinde hem de irak'ta goruldugu uzere yine basarisizliga ugramaktadir.

    kitabin bir kismini okudum, bi bitireyim gelir ozetlerim bi ara...
  • amerikan akademyasinin, ozelde de kentci camianin, kotu adami.
    bir insan bu kadar mi polemik sever, elestirdigi adami yerden yere vurmaya bu kadar mi hevesli olur.

    87'de society and space denilen, zamanin marksist, gunumuzun gaydirigubbak, dergisinde yok bu marks da fazla baydi, hersey de sinifla aciklanmaz ki canim, ne bu totality totality, totaliteryen olacagiz sonra diyen sag cenaha-ki onde geleni m. dear denilen renegattir- hepiniz cakalsiniz uleynnn, cakallik yapiyonuz, kavramlariniz da cakal, diyerek kafadan dalmis, tekme tokat savurmustur etrafi...

    1984'te yazdigi uneven development'ta tatli tatli ovdugu alfred schmidt'e oyle bir geciriri ki, aman allah dersiniz. adama dipnotlarda demedigini birakmaz, yok efendim kitabinda bu frankfurt mumessili arkadas on the one hand-on the other hand'i cok kullanmis, zaten diyalektigi de gotuyle anlamis, onun elleri anca kavusup tanriya yakarmaya yararmis, vs. vs.

    ilk aklima gelenler bu ikisi, daha cok vukuati var, ki her okudugumda gulmekten yariliyorum; sonra dusunuyorum, yahu bu adam benim jurimde olsa, hatta danismanim olsa, acep hangi derelerden ne cins sular getirir, getirmeyince ne haltlar eder.

    bir de althusser'e gicigi varmis, hem de bayagi esasli, demedigini birakmazmis- ajax'tan mutevellit bu duyum- lakin kitabinda althusser'ci ideoloji tanimini kullanmaktan da cekinmemis, himm, bunu da bir yere not edelim. hem doverim, hem severim durumu yani...
  • 13 mayis gunu bogazici universitesinde "urban classes and politics in the neoliberal era" adli konferansta konusacakmis. kentsel donusum sehir ve kapitalizm uzerine kafa yoran istanbullularin kacirmamasini tavsiye ederim.
  • vefat ettigi haberini aldik bu sabah.. topragi bol olsun.

    http://pcp.gc.cuny.edu/…/09/neil-r-smith-1954-2012/
  • ya ben oldugunden beri gelip buraya yazacak kuvveti bulamadim. aslinda yazmak da istemedim zira canim cigerimdi benim bu adam. ustune tez hocamdi. ıngilizce bilmeyenlerden ozur dileyerek, can ogrencisi ve en iyi arkadaslarindan don mitchell'in kendi deneyimleri ve cok yakinindaki diger bir avuc insanla gorusup, ustune bir de utanmayip, neil smith'in kisisel arsivine girerek arastirip yazdigi, af buyrun, 52 sayfalik yaziyi paylasmak isterim.

    hakikaten nasil bir adam oldugunu, ne yaptigini, neden erkenden kapiyi vurup ciktigini merak eden olursa diye koyuyorum buraya.

    neil'in oldugunde calisma odasina giren don duvarinda salman rushdie'ye ait su sozu bulacak ve bahse konu yazinin ustyazisi yapacaktir:

    "although we found it easy to be brilliant, we always found it confusing to be good."

    boyle bir adamdi kendisi.

    http://www.maxwell.syr.edu/…y - a long obituary.pdf
  • esitsiz gelisim'i bir sehir sosyolojisi klasigidir. harvey'in yildiz ogrencisidir. maalesef alkolizm belasindan genc yasta hayatini kaybetmistir. harvey kac kez kendi elleriyle rehabilitasyona goturmus vs. baya acikli hikaye.
hesabın var mı? giriş yap