possibility

• ing. olasilik.
• olanaklılık olarak karşılanması daha doğru olacaktır.
  "olasılık" daha çok 'probability' sözcüğünün karşılığıdır ve olanaklı ya da olanaksız olma durumunun, yani gerçekleşme şansının belli bir skalanın değerleriyle eşleştirilmesidir.
  
  yalnız şunu da ekleyelim ki meclislerde bir mahcubiyete neden olmayalım: 'probability theory'e alternatif olarak geliştirilmiş 'possibility theory' değer alma konusunda işleri biraz karıştırır.
• the twilight saga new moon soundtrackinden lykke li'nin söylediği hüzne doyduğumuz şarkı, sözleri vermezsek ayıp olur:
  
  there’s a possibility
  there’s a possibility
  all that i had was all i gon’ get
  there’s a possibility
  there’s a possibility
  all i gon get is gone with your step
  
  so tell me when you hear my heart stop,
  you’re the only one who knows
  tell me when you hear my silence
  there’s a possibility
  i wouldn’t know
  
  know that when you leave
  know that when you leave
  by blood and by mean
  you walk like a thief
  by blood and by mean
  i fall when you leave
  
  so tell me when you hear my heart stop,
  you’re the only one who knows
  tell me when you hear my silence
  there’s a possibility
  i wouldn’t know
  
  tell me when my sigh is over
  you’re the reason why i’m close
  tell me if you hear me falling
  there is a possibility
  it wouldn’t show
  
  by blood and by mean
  i fall when you leave
  by blood and by mean
  i follow your lead
  
  video da vereyim gözünüz gönlünüz açılsın! http://www.youtube.com/watch?v=hsqde6i1tpc
• new moon soundtrack'inin en başarılı şarkılarından biridir. hatta en başarılı şarkısı galiba.
• son derece sade ve duru bi parca. gidecek olana "gitme" demenin huzunlu, melodik bicimi.
• hastalık şarkısı. kendimi ne zaman hasta hissetsem, griptir soğuk algınlığıdır vs, bunu dinleyip daha da baygın ve hasta hissediyorum. ama severim yani.
• müthiş sözler ve müthiş melodi.
  bizim ülkede böyle sözler yazılmıyor demeyeyim ama böyle güzel sözler yazılsa bile melodi olarak aynı olgunlukta olamıyor çoğunlukla.
  
  love me like i am not made of stone ile beraber favorim olan lykke li şarkısı
• soz ve melodi bir insani bu kadar uyumlu bir sekilde sembolize edebilir. bos duvari izlerken dinlenmesi gereken lykke lie parcasi.
• tugla gibi alacakaranlik serisi icerisindeki en gercekci kisimlarin sarkisi. okurken edward'in yoklugunu hissetmis, bella'nin ozlem duygusu ile basa cikamadigi hayatini uzuntuyle okumustum. the twilight saga new moon filminde o anlar lykke linin huzunlu sesinden possibility esliginde kalbime daha da dokunmustu. mevsimler geciyor, hayat tum hiziyla devam ediyor. birisini cok ozleyenler icinse zaman coktan durmus oluyor. hayatta en kotu seyin umudunu kaybetmek oldugunu cok iyi anlatiyor. bir ihtimal daha hep olmali...