pulse

• pink floyd'un 2000 yilina kadar i$igi yanip sonecek olan albumu.
  
  edit: ssg merhaba ben 2007 yilindaki ssg gelecekten sana mesaj yolluyorum edit araciligiyla. malesef 2000'i geceli cok oldu artik entry sacma bir hal aldi.
  
  edit: banane lan benim zamanimda dogru gecherli bir entry o. gelecekte de context'inde degerlendirilsin gerzek embesil icatlar chikarmayin.
  
  edit: ne ukala terbiyesiz adammi$sin sen be. neyse 17 agustos'ta moda'da kal $ehir di$ina cikma. bir bildigimiz var.
  
  edit: ana? noluyo lam agustos'ta? gune$ tutulmasi kiyamete mi donu$ecek ehueh? abo.. anlatsana olm 2007 nasil. nerdeyim ben o yilda? evli miyim? ehehhe
  
  edit: sen dedigimi yap fazla soru sorma.
  
  edit: madem...
• ing. nabız, kalp atışı, herhangi ritmik ses.
• bir tur avuntu.
  yannis secim.
  kendini begenmis oturmus kisilik ayagina yatan cocuk.
• demo grubu.. (bkz: demoscene)
• the tea party nin transmission albümünden bir şarkı..
  
  i saw a face in the mirror
  that made my blood run clear
  i think i've waited to long
  
  i went along for the ride
  she complicated the slide
  i went to take her hand
  i couldn't feel a pulse
  
  senseless is pleasure
  nothing's forever
  the sooner you see
  you can't deny me
  
  i had a dream that within
  a celebration of sin
  you do a dance with denial
  
  i only wanted a friend
  to see a beautiful end
  she went to take her hand
  she couldn't feel a pulse
  
  senseless is pleasure
  nothing's forever
  the sooner you see
  you can't deny me
• kaset kapağında çok hoş resimler bulunan,floyd un elveda niteliğinde konser kaydı..
  sololar bitirir..
• kisa sureli darbe.
• hey you dışında tüm parçaların en az orjinali kadar güzel çalındığı süper konser kaydı.
• long beachte deli olcakmis yanlislikla bodruma dusmus --- olan insan...
• cogu pink floyd $arkisinin roger waters olmadan da enfes olabileceginin kaniti, muhte$em canli performans ve inanilmaz gorsel hazlarla bezeli, pink floyd efsanesinin gorkemli sonu. kelimelerle anlatilamayacak kadar buyuk bir glory...
  
  there is (always) someone out there...