• (bkz: yoshi)
  • oldukça basit bir platform oyunu,bir snes klasiği.oyunu ilginç yapan şeyse bazen ancak şans eseri bulunabilecek gizli levellar ve bonuslardır.buna rağmen kalbimde sonic kadar yeri yoktur.
  • en güzel yanları şüphesiz yoshi'nin orataya çıkışı ve mario'nun gerçek anlamda süper olmasını sağlayan pelerindir. aslında super mario 3'ten sonra birazcık delikanlıyı bozduğu söylenebilir. çünkü bu oyun bir bakıma super mario platform janrına yakışmayan ileri derecede save'leme opsiyonlarını yanında getirmiştir (ki bunun temeli de aslında super mario 3'te atılmıştır). snes'deki mode 7 adlı döndürme evirme çevirme şeklindeki render motorunu da ilk bu oyunla görmüşüzdür çoğumuz.
  • zamanında çiçek dilligil in sunduğu programda yer almış, telefon bağlantısı ile de televizyonlarımıza taşınmış oyundur. yanlız tuşlamalar kullanılan yöntem gereği yayıncı kanala geç ulaştığı için zamanlamayı iyi hesaplamak gerekiyordu.
  • super mario world, star'da yayınlandığı zamanlar bendeniz bacak kadar çocuk, ev telefonumuz ise tuşlu değil çevirmeli telefondu.

    ve ben, her programı, ağlamaklı gözlerle, "ben olsaydım ne biçim de geçerdim o bölümleri" diye fıratvari bir şekilde kıskançlıkla karışık zevkle izlerdim. özellikle ikinci bölümde daralıp genişleyen sarı platformlarda insanlar geçemeyip bütün haklarını yitirdikçe ben kendimden geçecek gibi olurdum "of şimdi ben olacaktım" diye.

    aradan yıllar geçti, ben mario'yu bir kez olsun oynayamadan unuttum gitti. 15-16 yaşlarımdayken tanıştığım otuzlu yaşlarında birinin yüzlerce oyunluk snes rom kataloğuna eriştim. aralarında neler varmış diye bakarken gayri ihtiyari elim mario'ya gitti. açtığımda bir anda 8 sene önce oynayamadığım için delirdiğim oyun ile karşılaşınca beynimden vurulmuşa dönmüştüm resmen. niyeyse.

    işte o gün bu gündür, senede bir kaç kez baştan başlar bitiririm oyunu. 8 yaşımdayken içimde kalan her şeyi yaptım. 2. bölümü de geçtim, kendi tükürdüğüm alev topuyla da yarıştım. milyonlarca puan, 999x can topladım. o çocukluk zamanında yarattığı saplantı yüzünden mi yoksa zeka yaşım bu oyuna mı elverişli bilmiyorum ama, şuan yine oynuyorum mesela ve inanılmaz bir zevk duyuyorum.

    bu arada kusura bakmayın ama, prenses başka bir kalede.
    donut land'den selamlar.

    not: isteyene snes rom & mac ve/veya pc emulator'u tedarik edilir.
  • hayatımda yaşadığım en büyük trajedilerden birini yaşatmış oyundur bu bana. televizyonda 0 900'lü hatlardan oynatırlardı. gözüm kalırdı. bir gün babam ateri dediğimiz, nes çakması aleti eve getirdi. kasette mario'ydu. sevinçten ne yapacağımı şaşırdığımı ve iştahımın fena halde kaçtığını hatırlıyorum. bizimkiler kavun yiyorlardı. ben kasedi ateri'ye taktım. mario'yu açtım. yoshi yoktu, grafikler kötüydü. müziği farklıydı. daha karamsar, daha dandik bir mario'ydu bu. yine de günlerce, delilerce oynadım. ama asla yoshi'li mario'nun tadını vermedi. yıllar sonra emülatörle bunu da oynadım, yine günlerce, saatlerce ama asla o eski tadı vermedi...
  • hayatımda bir oyundan hiç bu kadar zevk almamıştım heralde, alamancı akrabalarım sağolsun nes'im vardı, ve gamestar'lı çocuklara benim mario'm sizin ki gibi iğrenç değil diye hava atardım.götmüşüm.
    edit:nes değil snes, uyaran arkadaşlara teşekkürler.
  • şöyle birşey yapmışlar bununla ilgili, ağladım gülmekten. eğlenceli anlar 3:30'da başlıyor.

    http://www.youtube.com/watch?v=0xn9vohlv1y

    ayrıca böyle bir bölümü akıl edip tasarlayan zekaya da hayran kaldım. ne içtin yahu bunu düşünmek için.

    http://www.youtube.com/watch?v=l5k5ojjsixc
  • yüzlerce hack versiyonu bulunan, yeryüzünde en çok oynanmış/oynanan oyunlardan bir tanesi. doksanlarda çocuk olmak demek; televizyonda yoshili mario izleyip gaza gelmek, oyunun kasetini bulmak için babayla beraber beyazıt'ın ve karaköy'ün altını üstüne getirmek ve yoshili olmayan mario oyunlarıyla eve dönmek demektir.
  • 23 yaşında eşek kadar adam olmama rağmen beceremediğim oyun... öncelikle belirteyim oyun zor değil ve fakat kompleks... dinamiklere çok sağlam şekilde hakim olmak gerekiyor ondan sonra hiç alakasız bir yerde mario'nun kolayca atlayacağı mesafeyi yoshi'nin koşmadan atlayamayacağını acı bir şekilde öğreniyorsunuz.

    buna benzer becerememe işini new super mario bros.'la da yaşamıştım ben... gariptir ki super mario 3d land'ı gayet iyi kıvırmıştım oysa... ve tabii ki aslen super mario bros. cengaveriyimdir ve sanıyorum bu oyunları becerememin sebebi de yine smb çünkü o oyun alabildiğine sadeydi ve o sadeliğe bir kez alışınca uçan, kaçan, dönen, yoshi'nin üzerinde at koşturan mario'yu beceremiyorum... her neyse...

    düşünüyorum da benimle yaşıt olan bu oyun, ilk çıktığı vakitler 8-10 yaşlarındaki çocuklar tarafından nasıl oynanabiliyordu... ben şu halimle doğru dürüst düşe kalka oynamayı beceremezken küçücük çocuklar nasıl becerebiliyordu?
hesabın var mı? giriş yap