• memetics konusunda richard dawkins'in yolundan ilerleyerek "the selfish gene"den yirmi üç yıl sonra "the meme machine" isimli bir kitap yazan ingiliz akademisyen...

    http://www.susanblackmore.co.uk/mmsynop.html

    blackmore’a göre, insanı farklı kılan, taklit etme ve tekrarlama yeteneğidir. fikirlerimizi, hikayelerimiz ya da davranışlarımız insandan insana aktararak varoluruz. bu aktardığımız bilgi parçacıklarının her biri, yani “mim”ler (= meme), tıpkı genler gibi, kendilerini tekrarlatarak beyinsel ve sosyal evrimin akışını oluştururlar. mim’ler bunu kendilerinin servo-mekanizması olan insanların iyiliği için değil, kendi varlıklarını sürdürebilmek uğruna yaparlar.

    beynimizin düşünmeden edememesinin sebebi de, mim’ler tarafından sürekli düşünmeye, konuşmaya ve onları yaymaya zorlanmamızdır. fakat bir bilgi parçasının algılandıktan ya da öğrenildikten sonra mim haline gelebilmesi için, kendisinin aktarılması yolunda komutlar vermeye başlaması gerekir. büyük oranda karşılıklı mim aktarımından ibaret olan iletişimin kaba saba jestlerden sözele, oradan da yazılıya ve görsele geçişi üzerine sayısız çalışma yapılmış olmasına rağmen, beynimiz içerisindeki bu (bilgi’den mim’e) değişimin nasıl olabildiği henüz tam açıklanabilmiş değil... özellikle de, mim’lerin artık genlerimizi bile yönetmeye başladığı doğruysa...

    başka insanlarla mutlu bir ortak paydada buluşabilmek için kendi çıkarlarının bir kısmından vazgeçmek mecburiyetinde olmak da, örneğin aldığın borcu ödeme ya da vatani görevi yerine getirme zorunlulukları, bir tür mim sayılabilir mi? kısa vadede bireysel çıkara ters düşen bir tercih, uzun vadede sürdürülebilir bir yaşam tarzı garantisi olarak bize geri dönüyorsa, mim’ler ego’lardan daha zeki ve vizyon sahibi “şey”ler demektir...
  • "ben"i beynin bir bulusu, yanilsama olarak kabul eder. ayrica psikolog ayrica radikal ayrica ateist ayrica pek rahatlatici olabiliyor zamani geldiginde, ihtiyac oldugunda (ne dedim!).
hesabın var mı? giriş yap