ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
fakiriz diye demiyorum ama iki gün önce eve hırsız girdi, hayatımdan yarım saat çaldınız diye not bırakıp gitmiş
kış günü tişört giyen insan
-
başlıkta kundak aradım, bulamadım. demek ki kimse yazmamış, ben yazayım.
sebebi yetiştirilme şekli. bebekliğini dört bir yanını saracak şekilde kundakta, çocukluğunu "aman çocuğum üşütüp hasta olacaksın şu kazağı ve montu da giydirelim sana" sözlerini işiterek ve çevredeki herkesten soğuk betona oturma, terli terli su içme gibi kibar uyarıları alarak geçiren biri büyüdüğünde soğuk havada tişört giyemez. soğuk havada kazağının altından belin açıkta kalsa cırcır olacak şekilde geçer hayatın.
abd'de mesela soğuk havada yürü sırtına montu geçirip, sokaklarda kıçında şort ayağında şıpıdık terlikli insanlar görürsün. sen montunun ceplerine ellerini iyice sokuştururken düşünürsün bu adam nasıl üşümüyor diye.
anadolu insanı kundağı sever. ister ki bebeğinin, çocuğunun açıkta bir yeri kalmasın, üşütüp hasta olmasın. hayatımızın ilk bir kaç yılını ne kadar giyinik geçirdiysek, geri kalanını da aynı oranda giyinik geçiriyoruz.
insanımızın evladına olan aşırı ilgisi karakterimizi de olumsuz olarak şekillendiriyor. örneğin, sendeleyip düşen bir çocuğa koşup, daha durumunu tespit etmeden ve kendi kendine kalkıp kalkamayacağını bile beklemeden elinden tutup ayağa kaldırıyoruz. tek başına bir halt yapamayacağını düşündüğümüzü ve zor anlarında hep başkalarından yardım beklemesi gerektiği mesajını çocuğun beynine beynine veriyoruz. oysa doğrusu, ciddi bir durum olmadığı belliyse çocuğun kendi kendine ayağa kalkmayı denemesini beklemek. memleketimizde malesef, her düşen çocuk bir yerine zarar gelmemiş olsa dahi ağlar. gel der, sen de gidersin. ağlamak daha kolay, o yüzden kendi çabasıyla ayağa kalkmayı denemez bile çocuk artık. güçlü bir birey olarak yetişmekten uzaklaşır. sadece türkiye'ye özel olmayan kültürel bir sorun sanırım.
neyse, nereden nereye. anlayış değişse de yeni nesilller marul gibi gezmese bari.
esenyurt'ta mama yiyen dev fareler
-
(bkz: istanbul'da sıçan sorunu)
avlanarak beslenmesi gereken kedileri yan gelip yatmaya alıştırdık. kedilik yan gelip yatma yeri değildir.
kocasını amcasının oğluyla aldatan kadın
-
adamı adamın kuzeniyle aldattığı yetmiyor bir de dördüncü çocuğu da kuzenden yapıyor ama adam nafaka ödemeye mahkum ediliyor. e böyle yargıya, karara ne desek az.
edit: düzeltme
rektör seçimlerinin kaldırılması
-
676 sayılı khk ile üniversitelerde yapılan rektörlük seçimlerinin kaldırılması durumu. bunu yapanlar, "cumhuriyet seçimle gelmedi" diye ağlayıp padişahlığa özenenlerdir. "allah bizi okumuşların şerrinden korusun" diye dua edenlerdir.
he seçim varken ne oluyordu? neredeyse raşit tükel'in yarısı kadar oy alan istanbul üniversitesi rektörü mahmut ak, "daha her şey bitmedi" diyebilecek kadar arsızlaşıyordu.
yiyin efendiler yiyin, aksırıncaya kadar, tıksırıncaya kadar yiyin.
debe editi: henuz bir universite ogrencisiyken, 50/d mucadelelerinde tanidim onlari. onlar is guvencesi icin mucadele ediyorlardi, biz hocama dokunma deyip dayanisiyorduk. en onde, hic yilmadan binlerce arastirma gorevlisinin hayatini kurtardilar.
50/d eylemlerinin one cikan temsilcileri levent dolek, cemil ozansu, barkın asal, savaş karabulut, deniz morva ve daha bircok egitimsenli hoca, bu khk ile universiteden atildilar.
once feto'den gozaltina alinan, sonra serbest birakilan taylan eren yenilmez de atildi.
atilanlardan erhan kelesoglu ne demis:
"bu akşamki khk ile üniversiteden atıldım.iü'de benimle birlikte atılan herkes eğitimsenli, muhalif, solcu arkadaşlarım. rütbe der takarız."
onlarin sayelerinde halen universitelerde gorevlerine devam eden akademisyenler, dayanismazsaniz insan degilsiniz.
eşek kadar adamların adidas nike ve puma giymesi
-
yıl olmuş 2015, hala insanların giyimlerini etiketlerine göre yargılayan insanlar var. herkes istediğini istediği gibi istediği yaşta giyer aşın artık bunları ya...
bana ne lan çıkmam saraydan
-
gemicikleri yürüttük karadan
verdikçe veriyor güzel yaradan
demokrasiyi de çıkarırsak aradan
bana ne lan çıkmam saraydan
8 mart 2024 eda erdem dündar heykel açılışı
-
taşşak yapmışlar resmen. azıcık özen aq.
edit: heykelin düzgün halini bırakıyorum. diğer haliyle zaten kadınlar günü diye jest yapmak yerine sıvamış olacaklardı.
https://twitter.com/…glu/status/1766090887757451694
edit2: görsel istendi.
ekşicep görsel
isteyince olmayan şeylerin istemeyince olması
-
"dünya peşinde koştuğun sürece senin padişahındır. ondan yüz çevirince, sen ona sultan olursun."
ebu hasan el harakani; anadolu'nun kalbi harakani.
edit: (bkz: isteyince olmayan şeylerin istemeyince olması/@invulnerable)
edit2: (bkz: #20927069)
8 mart 2023 demirtaş'tan akşener'e açık mektup
-
açıklamada şu cümle dikkatten kaçmamalı:
"sorunların demokratik siyaset alanında, barış içinde, çağdaş şekilde konuşarak çözülmesi dışında herhangi bir yöntemi benimsemiyoruz."
kim ne der bilemiyorum ancak ben bunu "pkk ile araya mesafe koymuyorlar" argümanına karşı çok net bir ifade olarak algıladım.