hesabın var mı? giriş yap

  • 9 farkla gerideyken son atışta 10 attı. normalde bir türk sporcu 8 atar ve elenirdi. bu çocukta bizim sporcularda genellikle bulunmayan winner'lık geni var.

    edit: helal olsun ilk altını kazandırdın.

  • hakan akkaya: karamanın koyunu sonra çıkar oyunu diyoruz
    uğurkan erez: burdan karaman'a sevgilerimi yolluyorum ?!?!?!!

  • wrap wrap yapın da ass'inize sokun demek istediğim kelime.

    allah cezanızı versin ulan. adam açmış bir kıytırık dürümcü dükkanı. dürüm değil de "wrap" yazmış. wrap ne lan wrap? dürüm derken varoş mu kaçıyor? dilinden bu kadar utanıyorsan ne diye bu ülkede yaşıyorsun ki?

    hangi ara bu kadar küreselleştin de önünü yabancı müşteriden alamıyorsun a özenti gebeş.

    oh be!

  • vay kardaşım vay...

    erdoğan'a %48 ha.

    ben sokağa indim lan buranın halkı için.

    gaz yedim, jop yedim polisten. 2 gün herşeyi bırakıp buranın halkı için üzüldüm, koştum sokaklarda. insan gibi yaşasınlar, insan gibi ölsünler diye. gidenlere bişey yapamadık kalanlar düzgün yaşasın diye. ulan ne seçimi kaybetmek ne de 5 sene daha erdoğan'a katlanacak olmak bu kadar koymadı bana.

    vay kardaşım vay...

  • kim yapacak, oradaki köylüler yapmıştır. sebebi? sebep yok. köylü milletinde böyle bir kıskançlık var. bazen şehirden veya başka bir yerden gelip araziyi ekip biçenler oluyor. bu kişiler genelde bilinçli geldiğinden elde ettikleri ürünler de iyi oluyor. köylüler de kıskanıyor. arsa sahibi köyde yaşamadığından rahat bir şekilde ya tarlaya hayvanları daldırıyorlar, ya da böyle bir gece vakti tüm ağaçları kesiyorlar. bilenler bilir. sadece benim gördüğüm onlarca kişi var böyle. sonunda ya arsa sahibi ile köylü kavga eder ya da arsa sahibi araziyi terk eder. hafife almayın. en kötü haberlerde görürsünüz üç beş parça toprak için birbirini vuran köylüleri.

    bazı köylerde etrafı sağlam çitlerle veya duvarla çevrili, güvenlikli arsalar görürsünüz. sebebi köylü girip mahvetmesin diyedir. ben anlam veremiyorum bu duruma. hiç düşünmez ki o kişiler belki yüz binlerce lira ile o çiftliği kuruyor, köyü güzelleştiriyor falan... belki ilerleyen yaşları için kendine yaşam alanı oluşturuyor. umrunda olmaz, bir geçe girer, talan eder, çıkar. hiç öyle aldanmayın köylü güzellemelerine. köylü cahildir, paragözdür, kıskançtır, empati duymaz, acımasızdır... en namuslu kişi benim der ama başkasının karısına kızına bakarak öyle bir iç geçirir ki, elinden bir şey gelmeyince de kadınlı erkekli namus dedikodusu yayarlar. köylü gördüğünüz zaman selam bile vermeyin.

    (bkz: köylüleri niçin öldürmeliyiz)

    edit: üç dört sayfalık başlıkta bile köylünün kötülüğüne aynı şekilde uğramış yazar arkadaşların örnekleri var: (#145148969) (#145148060) (#145148107) (#145150512) (#145151304) (#145172945) (#145175106) (#145162705) (#145165313) (#145172918)

    edit 2: şehirde yok mu, diyenler olmuş. var. bu köylüler bir şekilde şehre yerleşince onların çocukları aynı köy geleneğini şehirde de devam ettiriyor.

  • cok boktan bir olaydir.
    universite arkadasimin evlerine hafta sonu munasebetiyle gittim. arkadastan cok annesine benziyorum. yani yanyana gorseniz benim annem sanirsiniz. ailecek beni cok sevdiler, sohbet, muhabbet. babasi zaten bana hayretler icinde bakiyor, gozlerine inanamiyor. neyse efendim ertesi gun pazar ve evin en kalabalik oldugu gun. kahvalti sonrasi kahvelerle beraber sigaralarimizi iciyoruz. o sirada arkadasimin evli olan ablasi ve kocasi geliyor. simdi evde ben, arkadasim, annesi, babasi, iki tane ablasi, enistesi ve kedileri var. oturduklari ev kira. bir muddet sonra ev sahibi ve karisi tesrif ediyor. gunun ilk sigarasi bagirsaklarimi haraketlendiriyor. (bkz: durduramiyoruz efendim)
    tuvalete gidiyorum. afedersiniz siciyorum. sifonu cekip klozeti izliyorum. su seviyesinin yukselmesine paralel benim gozler aciliyor. su yukseliyor, gozler portluyor. gozler portlerken su yukseliyor. neyse ki klozet tasmiyor ama ortada bok var. kufur ediyorum. ev kalabalik bok varmis gibi herkes evde. bakiniyorum care yok. arkadasima sesleniyorum. yanima geliyor ve boka bakarak gulmeye basliyor. acil biseyler yapmam lazim napalim diyorum. arkadasim annemi cagiralim diyor olmaz diye karsi cikiyorum. ugrasiyoruz gitmiyor. en son annesi geliyor sorun nedir diye. arkadasim anlatiyor. kadin seviniyor. ev sahibine sikayet ediyor tuvalet tikaniyor halletmek gerek diye. o sirada ev sahibi yanimiza geliyor. butun ev hakli banyoda benim boka bakarak yorum yapiyor. sifonu cekiyorlar bok gitmiyor. millet nasa yada csi da calisir ciddiyetiyle durumu degerlendiriyorlar. hic dusunen yok bu kizin psikolojisi ne hale gelir diye. abi ayip ya.
    tek basina halledenleri sansli insanlar sayiyorum.

  • dunya kupalari seyir zevki ve renklilik olarak ikiye ayrilir: avrupa'da duzenlenen kupalar ve diger kitalarda duzenlenen kupalar. avrupa'da duzenlenen kupalar genelde avrupa sampiyonasina benzer bir havada gecmektedir ve avrupa takimlari tarafindan domine edilmektedir. diger kitalarda duzenlenen kupalarda gucler biraz daha dengelidir, sonuclar surprize daha aciktir ve cikis yapan takimlar daha cok goze carpar.

    ornegin trt'de canli olarak yayinlanan ilk dunya kupasi olan 1974 almanya dunya kupasina bakalim. kupa tamamen avrupa takimlari tarafindan domine edilmis. oyle ki kupadaki en buyuk mucadele dogu avrupa ile bati avrupa arasinda geciyor ve geri kalan takimlar adeta birer figuran. dogu avrupa'yi temsilen polonya, yugoslavya, sscb ve dogu almanya ustun performans gosterirken bati avrupa'yi temsilen almanya ve hollanda gibi takimlar one cikiyor. kupanin finali iki avrupa ulkesi (almanya-hollanda) arasinda oynanirken kupanin ucuncusu de bir baska avrupa temsilcisi (polonya) oluyor.

    grup maclarinda yugoslavya afrika sampiyonu zaire'yi 9-0'la gecip polonya kuzey amerika sampiyonu haiti'yi 7-0'la gecerken avrupa disindan kupaya katilan takimlarin kupada figuran olacagi cok belliydi. kupa cruyff ve beckenbauer gibi efsane oyunculara ev sahipligi yapsa da avrupa sampiyonasi havasinda gecmis.

    1978 dunya kupasi arjantin'de geciyor ve cok daha eglenceli bir renkli bir atmosfer hakim. peru hollanda'nin grubundan lider olarak cikarken tunus gruplardan cikmayi 1 puan farkla kaybediyor ve kupaya renk katan takimlardan biri oluyor. her ikisi de hucum futbolu oynayan arjantin ile hollanda arasinda oynanan yuksek tempolu ve bol gollu final maci tum zamanlarin en renkli final maclarindan biri olarak kabul ediliyor.

    bundan sonra gelen 1982 dunya kupasi yine avrupa'da geciyor ve yine avrupa takimlari domine ediyor. gruplardan cikan 12 takimin 10'u ve yari finaldeki 4 takimin tamami avrupa'dan geliyor. bir sonraki kupa meksika'da oynaniyor ve arjantin firtinasi esiyor. bu kupa tarihteki en renkli kupalardan biri olarak kabul ediliyor.

    kisaca avrupa'da duzenlenen kupalar hep avrupa sampiyonasi havasinda gecerken diger kitalarda gecen kupalar daha renkli ve eglenceli atmosferlere ev sahipligi yapmis.

    kisisel olarak izledigim dunya kupalari arasinda en zevklisi 1994'te abd'de duzenlenen kupaydi. sebeplerine gelince:

    1. dunya tarihinde ilk kez dunya kupasi futbol delisi olmayan, futbolla yatip kalkmayan bir ulkeye verilmisti. aslinda 1994 dunya kupasinin abd'ye verilmesi endustriyel futbol oncesi son surecin bitisiydi ve bu kupadan sonra tam anlamiyla endustriyel futbol donemi basladi diyebiliriz. 1994'ten once dunya kupasina ev sahipligi yapan takimlar meksika, italya, almanya gibi futbol ulkeleriyken bundan sonra japonya, kore, guney afrika, katar gibi ulkelere ev sahipligi verilmeye baslandi. abd 94 kopruden onceki son cikisti.

    2. hemen hemen her dunya kupasinda ev sahibi takimin kayirildigi ve hakemlerle desteklendigi soylenir. 1994 dunya kupasi abd gibi fazla iddiasi olmayan bir ulkeye verildigi icin sanki maclar tarafsiz sahada oynanmis gibi oldu. tribunleri ve atmosferi hicbir takim domine etmeyince de atmosferin oldukca renkli gecmesine sebep oldu.

    3. onceki dunya kupalarinda genelde final maclari 70-80 bin kisilik dev stadyumlarda oynanirken geri kalan maclar 30-40 bin kisilik ufak stadyumlarda oynaniyordu. 1994 dunya kupasinda kullanilan tum stadyumlar devasa boyuttaydi. 1994 dunya kupasi mac basina 75 bin seyirci ortalamasiyla oynandi ve oynanan 52 macta toplam 4 milyona yakin bilet satildi. gunumuzde dunya kupasi 64 mactan olussa bile bu rekora yaklasilabilen baska bir kupa yok.

    4. abd dunyanin dort bir yanindan gocmen ceken bir ulke oldugu icin hicbir macta tribunler bos kalmadi. ornegin new york'ta oynanan italya-irlanda macinda 35 bin italyan ve 35 bin irlandali taraftar vardi. dallas'ta oynanan almanya-kore macinda 30 bin alman, 30 bin koreli vardi. abd belki de dunya'nin hicbir yerinde olmayan gocmen cesitliligine sahip oldugu icin hangi ulke hangi ulkeyle oynarsa oynasin devasa boyutta stadyumlar hep tika basa doluyordu. bu da atmosferi pozitif yonde etkiledi.

    5. bu tamamen benim kisisel tercihim ama avrupalilar maclari izleyebilsin diye maclarin %90'i gunduz vakti oynandi. benim aklima dunya kupasi deyince gunes altinda oynanan gunduz maclari gelir. dunya kupasinda gece maclari bana hep garip gelmistir. nasil sampiyonlar ligi maclarinin gunduz oynanmasi egreti duruyorsa gece oynanan dunya kupasi maclari da oyle duruyor. en azindan bana oyle geliyor. 1994 dunya kupasi deyince akla hep gunesli havada oynanan maclar geliyor.

    6. 1994 dunya kupasi eski nesil yildizlarin bayragi yeni nesil yildizlara devrettigi kupa oldu. maradona, baresi, gullit, van basten gibi yildizlar yerlerini baggio, stoichkov, klinsmann, bergkamp gibi yeni efsanelere birakmisti ve sahneyi alan bu yildizlar eskileri hic aratmayacaklarini gostermislerdi.

    7. takimlar arasindaki guc farki hicbir kupada olmadigi kadar azdi ve gruplarda gorulen cekismeler inanilmaz boyuttaydi. ornegin a grubunda romanya kolombiya'yi yeniyor, isvicre bir sonraki macta romanya'yi yeniyor, kolombiya da isvicre'yi yeniyor. grubun lideriyle sonuncusu arasinda 3 puan fark var. d grubunda nijerya bulgaristan'i yeniyor, bulgaristan arjantin'i yeniyor ve arjantin nijerya'yi yeniyor. ilk 3 takimin tamami 6 puanda ve grubun lideri nijerya. tarihte ilk kez bir afrika takimi bir grubu lider tamamliyor. e grubu daha da karisik. irlanda italya'yi, italya norvec'i, norvec meksika'yi ve meksika irlanda'yi yeniyor. gruptaki 4 takimin da puani 4 ve averaji sifir. gruptan cikanlari atilan gol sayisi beliriyor. f grubunda belcika hollanda'yi, suudi arabistan belcika'yi, hollanda suudi arabistan'i yeniyor. uc takim da ayni puanda grubu bitiriyor. toplam 6 grubun 4'u kafa kafaya bitiyor.

    8. yasanan surprizler ve bu surprizlerin boyutu. tamam her dunya kupasinda surprizler oluyor ama 1994 dunya kupasinda bu bambaskaydi. atiyorum bir kupada guclu bir takimla gucsuz bir takim karsilasir, gucsuz takim mac boyunca defans yapar, guclu takim gol ustune gol kacirir, sonra gucsuz takim son dakikada kontradan golu bulup maci alir. cogu dunya kupasinda yasanan surprizler bu sekilde olmustur. 1994 dunya kupasinda surprizler bile cok farkliydi. ornegin hagi'li romanya arjantin'i cok ustun bir oyunla 3-2 yeniyor. bulgaristan almanya'yi geriden gelip 2-1 yeniyor. finale kadar gelen italya gruplardan averajla cikip nijerya ve ispanya'yi son dakika golleriyle geciyor. ikinci turdan itibaren tum maclar cekismeli gecti. ikinci tur, ceyrek final, yari final ve final maclarindan biri haric tamami 1-2 farkla bitmis (tek istisna: ispanya isvicre'yi 3-0 yenmis).

    9. tamam final macinin 0-0 bitmesi ve sonucu penaltilarin belirlemesi tartismaya acik ama bence bu 1998'in finalinden cok daha heyecanliydi. 1998 finalinde daha 20. dakikada maci fransa'nin aldigi belliydi cunku brezilya sahada ruh gibi geziyordu. 1994 finalinde maci kimin alacagi son saniyeye kadar belli degildi.

    10. dunyanin her bolgesinden bir takim gosterdigi performansla one cikmisti. asya'da suudi arabistan, afrika'da nijerya, kuzey amerika'dan abd, iskandinavlarda isvec, balkanlarda bulgaristan, dogu avrupa'dan romanya, guney amerika'da brezilya gosterdikleri ustun performansla bolge insanini heyecanlandirmisti. kupayi hicbir bolge tam anlamiyla domine edememisti.

    11. dunya kupalari tarihinde ilk kez 1994'te galibiyete 3 puan verildi, gole giden oyuncusu dusurmeye kirmizi kart verildi, pasif ofsayttaki futbolculara ofsayt verilmemeye baslandi ve bu kural degisiklikleri sayesinde hucum yapmak daha cazip hale gelirken hucum oyunculari daha kiymetli hale geldi. eskiden galibiyete 2, beraberlige 1 puan veriliyorken beraberlige yatan takim sayisi tabi ki daha fazlaydi.

    1994 dunya kupasindan akilda kalan oyuncular: klinsmann, bergkamp, romario, bebeto, r. baggio, stoichkov, hagi, romario, amokachi, valderrama, caminero, k.andersson, dahlin, batistuta, amuneke, raducioiu, ravelli, taffarel, pagluica, preudhomme ve niceleri.

    1994 dunya kupasinin hikayesini anlatan cok guzel bir belgesel: https://www.youtube.com/watch?v=ods5xfjhxig

    sahsi gorusum: 1994'ten sonra en cok zevk alarak izledigim kupa 2002'ydi ama bunda turkiye'nin kupada oynamasi da buyuk bir rol oynadi. yukarida bahsettigim gibi kupa avrupa disinda oynandigi icin avrupa disindaki ulkeler de iyi performans gosterdi. bana kalsa dunya kupasini hic avrupa kitasinda oynatmam. zaten fifa da giderek kupayi daha farkli ulkelere vermeye basladi. 2026'da kupa yine abd'de duzenlenecekmis ama bu kez kanada ve meksika da ortak olacakmis.

    eskilerin soyledigine gore 1970-90 arasindaki donemin en zevkli kupasi 1978'mis. sonra da 1970 ve 1986 geliyormus. bu kupalarin ucu de amerika kitasindaydi. bak yine ayni yere geldik.