ssg

• saat farkı yüzünden yalnız geçirdiği saatleri başarıyla doldurabilen başyapıtına artık ağız tadıyla bir entry giremiyor olması hakkında ne düşündüğünü çok merak ediyorum.
  
  insanların kendisine sözlüğün topluluk mantığıyla yol aldığı zamanlardaki bakışı ile bugünki "ekşi sözlük social media inc." döneminde yazarların zihnindeki ssg imgesi arasında nasıl bir mukayese yaptığını çok merak ediyorum.
  
  sözlükte kendisine yönelik tepkiler artınca, kişisel reputasyonu ile ilgili tahlil yapmadan önce, bir topluluk yöneticisi olma şansı varken bunu reddetip neden şirket yöneticisi olmayı seçtiğini ve her koşulda "yöneticilik" işinin gereklerini ne kadar yerine getirebildiğini kendisine soruyor mu, çok merak ediyorum.
  
  hepsinden öte; şu "sosyal medya" denilen boktan çukur ortada yokken yaptığı, vaktiyle internet ortamında içerik üretmeye hevesli olan herkesin parçası olmak istediği, okuyan/yazan pek çok insan için kolektif bir tartışma ve eğlence ortamı olmuş sözlüğün; kolektivizmin anlamını yitirdiği, herkesin kendine göre saçma sapan sayıkladığı, içeriğin yerini paylaşım'ın, yorum'un ve beğenme'nin aldığı bir mecrada nasıl bir yeri olduğunu düşündüğünü çok merak ediyorum.
  
  o sosyal medya denilen mecradaki hiçbir sitenin (=şirketin) sahibinin/yöneticisinin ortamdaki herkesin okuyabileceği şekilde bir şeyler yazıp çizmiyor olması, hepsinin insanların kendi aralarında sayıklamaları üzerinden kazandıkları paraları saymakla meşgul olmaları hakkında ne düşünüyor, çok merak ediyorum.
  
  şu an karşı karşıya olduğu durumun kendi yaptığı tercihlerden kaynaklandığının farkında mı, çok merak ediyorum.
  
  bir de en çok şunu merak ediyorum: değdi mi lan gerçekten?
• pinar tost marka peyniri begenmesinin saibeli bulunmasini enteresan buluyorum.
  
  ben kenarda bulmaya devam ederim, siz rahatsiz olmayin.
• instagram'da #ssg seklinde, tag olarak aratinca guzel kizlar, arabalar bir de zenciler cikiyor.
  
  (bkz: street sweeper gang)
• kaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyen koç gibi adminimiz. o kadar paran olsun sen git tostla peynirle karnını doyur. biz de yedik sağolasın.
• canı günün birinde peynir değil de evekitap çektiğinde onu da sözlüğe yazıp yazmayacağını merak ettiğim insandır.
• binlerce insanın sevdiklerini, sevmediklerini sıra sıra dizdiği şu ortamda tost peyniri budur amk demesi manidar bulunan yazar, mal mısınız lan?
• ya konuya tam hakim olamadım ama sanırım entry girmek yoluyla reklam yaptığına dair söylentiler var, hatta salçalı falan bir tanesini gördüm, okudum.
  
  bak sevgili ssg buradan sana sesleniyorum; sözlükten reklam yoluyla dünyanın parasını kazanıyorsun, başka yan gelirler de vardır tam olarak bilemiyorum. hayatın güzel, hayatın şekerli, hakkındır lafım yok kazan, ye, iç.
  
  ama arkadaşım bir şeyi de bize bırak, zaten şurada sıfır kazanç ile yazıp çiziyoruz bari bunlardan para kazanma imkanı varsa onu da bize bırak, bize pasla. teklif sana gelmiş olabilir, "hacım bir iki entry'de adımızı geçir, parası neyse verelim" denmiş olabilir ama güzel arkadaşım "ben yapmıyorum ama şu şu arkadaşlara ileteyim parayı da onlara verin siz" deme büyüklüğünü göster. 10 bin lira kazanırken bırak 500 lira da biz ekmek yiyelim, her şeye sen yetişme. senden çok rica ediyorum. hadi bize para falan verdiğin yok onu geçiyorum da bari böyle ufak reklam işlerini bize pasla hacım valla ayıp ediyorsun.
  
  sözlerimi nat nat nat çokonat diyerek bitiriyorum. selamlar, sevgiler.
• son zamanlardaki ruh halini az çok tahmin edebiliyorum, sapıtmasına da bir noktaya kadar anlam verebiliyorum, ancak yine de bu durumla ilgili kendisi hakkında 3 farklı teorim var;
  
  1) son zamanlarda iyicene sıkıldı-bunaldı, en sonunda dayanamayarak "eeaahhh sikerim lan sözlüğünüzü" diye sağa sola sardırmaya, alakalı alakasız entry girmeye başladı.^*
  
  2) harbiden sarhoş olduğu bir anına denk geldi; girdiği entry'leri^* multi hesaplarından girdiğini zannediyor ve hala daha bunun farkında değil. (zira son girdiği entry'lere bakarsanız birbirinden tamamen alakasız, sırf başlık doldurup sözlükteki entry sayısı artsın diye girilmiş bir çok entry'e rastlayabilirsiniz.)
  
  3) hesabını owencan'a kaptırdı.
• binlerce yazar "röaaah müthiş grup", "hastası olduğum limonata", "böyle bir ekran kartı yok" tadında girerken adam kendi açtığı sözlükte ağız tadıyla iki şarküteri entrysi giremiyor. ekşi sözlük de kişisel yorumdan arınmış, subjektif bir platformdu zaten canım, oldu.
• (bkz: ekşi sözlük kurucusu ssg'den bir rica)