toplama kampı

• kahveler üretimde kullanılamayan (ihtiyaç fazlası ve ihraç fazlası) erkeklerin çöp varilleri. mezarlık öncesi toplanma merkezleri. doğu'nun kadim cinsleri ayırma siyasetinin kurumlarından biri. evde biriken üretimsiz erkek fazlası kadınları rahatsız ediyor. kahvelerin bir sürpriz çağdaş eşdeğeri-mirasçısı da, köpek barınakları.
  
  chantal akerman'ın annesi polonya yahudisi olup galiba bir çalışma kampı veya toplama kampı sağ kalanı. herhangi biri değil hem de auschwitz'miş. hemen her filminde bunun atmosferi, çağrışımları veya buna yorumlanabilecek öğeler bulunur. özellikle acaba sessiz/müziksiz erken dönem filmlerinde daha mı çok? bana kalırsa her filminde. örneğin d'est'in gece kalabalıklarında, hele büyük tren gar yolcu salonlarında o duygu bariz olarak alınabiliyor.
  
  "(...) bazı zamanlar tüm yahudileri (kendimi de) toplayıp çamaşır dolabının çekmecesine tıkmak istiyorum. biraz bekledikten sonra çekmeceyi hafifçe aralayıp boğulup boğulmadıklarına bakmak, eğer boğulmadılarsa çekmeceyi tekrar kapatıp onlar boğulana kadar bu işi sürdürmek istiyorum." franz kafka - briefe an milena [1920 yılına ait şu imgelerin isabetine ve geleceği görme, kehanet değerine bir bakın hele.]
  
  (ilk giri tarihi: 2.6.2016)
  
  (bkz: temerküz kampı), concentration camp
  (bkz: konzentrationslager), hermann göring
  (bkz: jizchak löwy)