40 entry daha
  • kubrick kitabı fast forward yaptığından, araları seyirciye ıkındırttığından, film kitabı okumadan zor anlaşılıyordur sanırım.
    monolith'i (prizma taş) dünyaya uzaylılar bırakmışlardır, evrimi, bilinci yeryüzünde uyandırmak için. taş (aynı taş değil, bir sürü var), zamanı gelecek, insanlığın kabusu da olacaktır, serinin devamından ayrıntılar öğrenilebilr. filmin sonunda gördüğünüz bebeğin ismi de "star child"dır (yıldız çocuk)
    kitaptaki favori paragrafım şudur:
    "tüm galakside, "bilinç"ten daha değerli bir şey bulamadıklarından, onun her yerde doğması için çaba gösterdiler. yıldız tarlalarının çiftçileri oldular; ektiler, bazen de biçtiler. bazen de soğukkanlılıkla zararlı otları ayıkladılar"
  • * sadece görüntülerle oluşturulmuş bir şiir.
  • günümüzde gerçekleşmiş tek sahnesinin, bilgisayarların satrançta insanların eline verdiği sahne olan film.
  • belki kitabını okumadığımdandır ancak hayatımda bir filmi izlerken bu kadar bayıldığımı ve sonunda bu kadar aptal hissettiğimi ilk defa gorduğum film olarak ilan ediyorum. lafım stanley kubrick'e değil ama bu film beklentilerin neredeyse hiçbirine cevap veremeyecek nitelikte olmasına karşın bu yonuyle belki diğer bilim kurgu filmlerinden farklı bir tat(lakin kotu bir tat) sahibi olduğu kesindir. filmi izlerken en az 3 defa uyuyakalıyordum, hatta arkadaşlar uyudu ben bişiyler olacak diye merakımdan biraz daha ayakta kalabildim. eğer bu filmi sinemada izlemiş olsaydım kesin sigara yakmış ve uyumuş olurdum.
  • filmin 1968 yılında çekilmiş olması karşısında, daha ancak bugün kullanılmaya başlanılan, uçaklarda koltuk arkalarındaki ufak ekranlar gibi süper öngörüler bile senaryoyu yazan ve bunu filme çeken kişilerin uçmuş olduklarının bir göstergesidir. filmde mantık hataları yok mudur; kanımca vardır. örneğin biraz önce yemeğini pipet ile içmek zorunda kalan kişiye bir kaç dakika sonra aynı hostes termostan kahve dökmektedir. her şey uçmakta ancak kahve uçmamaktadır. (belki gelecekte yer çekiminden etkilenmeyen kahve yapılacaktır, orasını bilemiyorum) veyahut ayda yürüyen astronotlarımız evlerinin bahçesinde hareket eder rahat hareket etmektedir. ayrıca uzay gemisinde spor yapan astronotumuzun, kafes içerisindeki bir fare gibi aynı yerde dönüp durması da hoş bir göndermedir kanımca.

    film aşmış bir filmdir, daha da diyecek bir şey yoktur; ha bünye yorgunsa uyutabilir, önlem alıp izlemek gerekir orası ayrı.
  • a clockwork orange'da, alex'in dondurma yalayan kizlara yavşadığı sahnede, tezgahın hemen önünde duran afişe sahip olan film...
  • film sadece görüntülerden ibaret bir slide show havasinda izlense bile muazzam olmakla birlikte, getirdigi super acilimlar ve (maalesef) baskalarindan okuyarak kesfettigimiz yüzlerce simge itibariyle, taslar yerine oturdugunda, ilk seyrettiginizde aldiginiz zevki yüze katlayan, hakkinda hala yeni teorilerin gelistirildigi bir basyapıt olma özelligini korumaktadir.

    astronotun tek basina yedigi son yemekte dusurdugu kadehe dort bes saniye bakmasinin ardinda yatan gercek ne? dikdörtgen sutun ne alaka? hal in icinde calisan bir sürü köle mi var? hepsi ama hepsi bu adreste..
    http://www.kubrick2001.com/ hem de turkce..

    "2001'in felsefi alegorik anlami konusunda spekülasyon yapmakta serbestsiniz"

    kubrick
  • 3d festivalinin acılısında gosterilen acılıs filminde maymunlar kemiklere vurmak yerine klavyelere vurmuslar ve odyssey'den bi sahnenin ustunde toystorydeki buzz ışıkyılı 'to infinity and beyond!' diyip uzaya yükselmiştir.
922 entry daha
hesabın var mı? giriş yap