• ilk anlamıyla, karşınızdaki kişinin bildiği dillerden birini konuşmak eylemidir. do you speak turkish? ile başlayıp diğer dillerden*** şansınızı denerseniz, eninde sonunda bir yerde başarıya ulaşmanız kesindir.

    ancak gel gelelim bu eylemin ikinci bir anlamı vardır ki; bu anlama yönelirseniz hem çok daha fazla zorlanacağınız kesindir, hem de başarıya ulaşma şansınız çoğu zaman düşüktür.

    hikayemiz şöyle başlar: karşınızdaki, yukarda saydığımız dillerden hiçbirini bilmemektedir, bilse de anlamamakta ısrar etmektedir. bu durumda, başka noktalardan bağlantı kurmanız gerekecektir. bu noktalar, zeka yaşından, sosyal profiline; yaşam tarzından, fiziksel müdahaleye kadar uzar gider. hangisini seçeceğiniz sizin gözlem yeteneğinize kalmış. şansınızın en yüksek olduğunu düşündüğünüz iletişim biçimini seçerek, kimi zaman farklı yollardan anlatarak, kimi zaman hiç konuşmadan anlaşmanız mümkündür. kolay gelsin...
  • karşısındakinin dilini anlamadan konuşmaktır .
    türkiyeden bir örnek .
    (bkz: recep tayyip erdoğan)
  • x dil bilseniz bile bazen anlatamıyorsunuz, çeneniz kilitleniyor diliniz düğümleniyor. belki de sadece kendi dilimizde konuşmalıyız.
  • politikacılar için;

    (bkz: parseltongue)
    (bkz: harry potter)
hesabın var mı? giriş yap