*

  • 1950 güney afrika doğumlu sürüngen bilimci*. yılan belgeselleri yapar, fotoğraf çeker. 107 gün 36 adet zehirli yılanla dolu bir odada yaşayarak rekor kırmış bu arada 2 defa bir kobra tarafından ısırılmıştır. bu tecrübe sırasında en büyük sorunu uyumakmış çünkü vücudunun sıcaklığını seven yılanlar o uyurken ona yerleşirmiş. bu yüzden sandalyede uyumak zorunda kalmış bu süre içinde. bu denemeyi anlatırken daha ilk gün yatağın üzerine oturduğunda örtünün altındaki mambanın üstüne çıkmış. bunun göz hizasına kadar yükselen mamba ile bir süre kımıldamadan bakışmışlar neyseki yılan saldırmamış. o sırada denemenin o anda bittiğini düşündüm demiştir sonradan.
    iyi bir bilim adamı olarak sürüngenler hakkında 100'den fazla bilimsel makalesi yayınlanmıştır. tüm makalelerinde kendi fotoğraf, video ve gözlemlerini kullanmıştır. belgesellerinin tamamı sürüngenler hakkında değildir. başka hayvanlarla ilgili ödül almış yapımları mevcuttur. ödül demişken yılın en iyi vahşi yaşam fotoğrafı gibi önemli ödüllerden epey toplamıştır

    kazasız belasız hayırlı işler kendisine*.
  • (bkz: snakemaster)
  • mottosu yilandan korkmam yalandan korktugum kadar olan ayrıca korkmak bir yana yedi düvelde aylarca yılan peşinde koşturan onlarla hatıra fotoğrafı çektirmekten de geri kalmayan insan. asasında bir keramet olduğunu düşünmekle birlikte çektiği belgesellerin prodüksiyonu o kadar kalitelidirki "eyyhh yılan" diyen bir çok insanın dahi ekrana kilitlendiği gözlemlenesidir.

    kendisine uzun sağlıklı yaşam dilemekle birlikte kulaklarımda bizimkilerdeki cemil'in benzetmek gibi olması... ile başlayan repliği çınlıyor. dilerim sonu doğa canlısı, sevilesi insan steve irwin gibi olmaz.

    (bkz: animal planet)
  • animal planet'ta yaptığı programın ismi austin stevens adventures olan "maceracı" kişilik. programın tanıtımı çok hoş; hayvanların fotoğrafını çekerken mankenlerle konuşuyormuş gibi bir seslendirme yapmışlar. maymunla, sırtlanla konuşup şunları söylüyor gibi: "hadi günışığım, çok güzelsin, tamam, bu tarafa, öyle kal"
  • çıngıraklı yılanların inine sürünerek giren onlarla fotoğraf çeken cesur adam. kral kobrayı başından okşamışlığı vardır bu abimizin.
  • geçen gün yayınlanan bir belgeselde çok zehirli bir kobra yılanı tarafından sağ elinin işaret parmağından ısırıldı. kendisinin söylediğine göre yılan, afrika kıtasındaki en öldürücü zehire sahip dördüncü yılanmış. zehir damara ulaşamadan onu dışarı akıtması gerekti. kameremanla birlikte çekimi bırakıp koştura koştura yol kenarındaki jiplerin yanına gittiler. bu sırada kamera hala çekim halindeydi ve bu bölümler belgeselden çıkarılmamıştı. olayın tamamen gerçek olduğunu bildiğimden dolayı izlerken bile gerilmiştim. sonra parmağını kesip kol kısmından sıkarak oluk oluk kan akıttı. her ihtimale karşılık yanlarında hazır bulundurdukları plastik bir pompayı kesilen kısma tutturup pompa sayesinde de bölgeden bol miktarda kan çektiler. hastaneye haber verildi ve ekiple birlikte hızla hastaneye doğru yol aldılar. yoldayken "hastane biraz daha uzak bir yerde olsaydı şimdi burada ölmüştüm" diyordu abimiz. hastane odasında yatarken "bu bir daha olmayacak, hayır kesinlikle bir daha olmayacak, artık bu iş için çok yaşlandım" diyordu kameraya. daha sonra ekran karardı ve bir sonraki karede adamımız ısırıldığı yerdeydi. aradan yalnızca iki saat geçmişti ve ciddi şekilde ölümden dönmüştü. yine aynı yere gitmişti ve fotoğraflarını çekmek için yine aynı yılanla uğraşıyordu. "evet kendime engel olamadım ve onu aynı yerde bulacağımı biliyordum" diyordu. sonra yılana zarar vermemeye özen gösterip onun bol bol fotoğraflarını çekti.

    bir başka belgeselde, yerin yüzlerce metre altında, bir insanın ancak sığabildiği doğal bir tünele sürünerek girmiş ve orada yaşayan çıngıraklı yılanları çekmişti. bir başka yerde de timsahlardan sonra en güçlü çeneye sahip ve aç kaldıklarında kemik bile yiyebilen sırtlanlara ait bir yuvaya girmişti. kendisini hangi duygular yönlendiriyor tam bilemiyorum ama çok ilginç bir adam bu. bu adrenalinle bu adamın başına gelebilecek en büyük ceza onun bina ve caddelerle dolu bir şehirde yaşamasıdır galiba. adam tamamen sağır olan yılanlarla konuşurken sanki aşık olduğu kadınla konuşuyor gibi.
  • afrika'da fillerin yol verip, geç abi sen dediği kara mamba'yla resmen oynaşması akla zarardır.

    http://www.youtube.com/watch?v=4gluyagpi9s
  • su dünyada yaptigi meslegi gercekten "cok cilginca" icra eden sayili adamlardan biri. herhangi bir seye duyulan askin, onu görünce gercekten gözlerin icini parlatacak kadar güclü olabilecegini hatirlatiyor insana izlerken.

    ne bileyim;
    hadi 40'a yakin yilanla ayni odada yasama rekorunu anladik, kara mamba'yla oynasmis olmani iyi kötü sindirdik, king kobra'nin basini buddha misali oksamani da cok zorlanarak hazmettik diyelim, tekneden asagi bakarken suda yüzen bir yilan gördügün saniyede o suya atlayip o yilani yakalamak ne oluyor austin'cim allah askina bi söyle ya!? biliyorum, diyeceksin ki simdi, "e ama o yilan zararsiz biseycikti diger yaptiklarimin yaninda o da ne ki?"
    cevap veriyorum: sorun yakaladigin o yilan degil. ödüm koptu! king kobra'yi bulmaya gittigin, dünyanin en arastirilmamis, taninmayan ve vahsi hayvanlarinin bulundugu yerlerinden birinin pis, bulanik, karmakarisik bir suyuna atliyorsun, suyun icinde ne var ne yok belli degil. dikkat et azicik kendine, seviyoruz seni.
  • manyaklık derecesinde korkusuz herif.
  • animal planet'teki programının bu akşamki bölümde kleopatra'nın intiharına yardım eden yılan türünü bulmak için papirüs okuyup tüm kuzey afrika'yı, özellikle de mısır'ı dolaşıyor, notlar alıyordu.

    kedi köpek sever okşar gibi yılan seviyor, insanın yılanı okşayası, onlarla konuşup dertleşesi geliyor. oha lan.
hesabın var mı? giriş yap