• yavuz çetin'in satılık albümünün kafaya en balyoz gibi vuran sözü.
    yaşamak istemem şarkısında bulunmakta.
    * *
  • bugün sorduğum soru..

    hey onbeşli onbeşli, tokat yolları taşlı
    onbeşliler gidiyor, kızların gözü yaşlı..

    bu sözlerin bulunduğu türküyü hareketli hareketli çalar söylerler, halay çekerler filan..
    halbuki onbeş yaşında savaşa giden çocukları anlatır bu türkü..

    bunu neden anlattım, şöyle ki yavuz çetin'in içtenliğini, dibe vurmuşluğunu, insanlar içinde yaşadığı umutsuzluğu en iyi anlatan şarkılardan birisidir "yaşamak istemem" şarkısı. şarkı solosuyla, riffleriyle, sounduyla tam bir rock/blues şarkısıdır ki ama sözler bir o kadar karamsar ve depresiftir. özellikle "benden, sizden biri yaratmayı nasıl başardınız ?" zaten herşeyi özetlemekte. bu türküyle böyle bir ortaklığı vardır kendi düşünceme göre.. içini hem coşturan, hem yakan, hem ayağa kaldıran, hem tek yumrukla yere seren..

    neyse sanatsal olarak birşey yadıktan sonra kendimle alakalı ve bugün neden bu soruyu sorduğumla alakalı birşeyler anlatmak istiyorum. uzun zaman sonra kendimi ilk defa bu kadar dipte ve yalnız hissediyorum. sözlüğe gelip hikayelerimi anlatmakla da tanınırım. yazmayı seviyorum.
    ben şehrin birinde, bir barda müzik yapmaya çalışarak para kazanıyorum. birkaç tane sevdiğim şarkı çalıp söylesem de, repertuarın çoğu ruhuma tecavüz ettiğim şarkılar ve tahmin edersiniz ki maddi ihtiyaçtan ve kendimi, hayatımı idame ettirebilmek için çalışıyorum. barda bizim çalmadığımız çıkan bir grup daha var. bu grup elemanları unlarını elemiş eleklerini asmış, biri doktor, biri öğretmen, biri kimyager, bir diğeri yine normal bir mesleği bulunan ve benden 15 yaş büyük elemanlar. hatta bu doktor televizyon programlarına filan da çıkan tanıdık bir doktor. mercedes'in bilmem ne modeline binen, bilmem nerede triplex evi olan, bilmem kaç tane yazlığı olan evli ve bir çocuk babası bir adam..biz çarşamba-cuma-cumartesi sahne alıyoruz, onlar salı-perşembe-pazar günleri.. her programımıza gelirler izlerler "üstad" gibi laflarla bize yaklaşırlar "siz müzisyensiniz, biz hobi yapıyoruz" derler. biz pek muhabbete girmeyiz, yüzgöz olmayız, estağfurullah deyip kapatırız. zaman içerisinde gel zaman git zaman bu adamlar bizimle uzaktan uzağa uğraşmaya başladılar. ha bu arada söyliyim sürekli 400-500 kağıt hesap bıraktıkları gibi, para almadan çalıyorlar mekanda.. bunun sonucu patronun ağzı kulaklarına varıyor. bunlar kendi aralarında sözleşmiş gibi şu karara varmışlar(artık yaşın verdiği ego mu, yoksa paranın egosu mu bilemiyorum) biz neden hafta sonu çalmıyoruz, onlar hafta sonu çalıyorlar düşüncesiyle önce bizim bütün repertuarı taklit etmeye çalıştılar. çalış olarak tabi ki çalamadılar o havayı veremediler. daha sonra kendileri patronu ikna edip kendi ekipmanlarını mekana getirdiler, bizi o ekipmanlarla çalmaya mecbur edip, bizim programımızın olduğu günler alet edevat eksilttiler. patronu uyardık, üstümüze oynuyorlar abi dedik. basçımıza iftira attılar, davulcumuzu dışarıdaki ders verdiği bir kurstaki işinden ettiler, vokalimizin ve benim arkamdan konuşup, yüzümüze karşı övdüler yüzsüzlükle.. bu olaylar şişti şişti.. basçımız bu doktor elemanı arayıp "istediğin zaman istediğin yerde" konuşmasını yapacak kadar ortalık karıştı ve aldığı cevap "benim alkol problemim var çok özür dilerim sizden, affedin beni" gibi bir cevaptı.. misafirimiz olarak gelen kızlara sarkan bu evli çocuklu doktor, kızların bizi tanımadığını düşünerek "onlar sizi eve atarlar dikkatli olun" gibi çirkince iftiralar da atan bir adam.. hatta evli olduğuna bakmadan her cumartesi günü farklı bir kadınla mekana gelip, 17-18 yaşlarında kızlara sarkan, yazan, onlarla yaşadıklarını anlatan, sapık ruhlu, sübyancı bir adam. çift karakterli, çift ruhlu, gündüz doktor, gece vampir olan bir adam. hatta birgün kadının biri için "kızımdan daha çok seviyorum, aşığım ona" dediğini çok net hatırlıyorum ve "kızıma karşı hiç yoğun şeyler hissedemiyorum, babalar günü hediyesi yapmış olduğu resme bi kere bakıp attım" diyecek kadar da vicdansız, şerefsiz bir adam.. bunun üstüne birçok konuşma,dedikodu, iftiraya daha maruz kaldık. en son bugün olay koptu.. son şarkıyı ben çalıp söylüyorum,vokalimiz aşağı indi. "yavuz çetin-köle" yapıyoruz.. geldi şarkıya başlamışken "baba bende geleyim mi ritm gitar yapayım" dedi. üslubumu bozmadan "grup olarak ortak karar aldık abi, sahneye kimseyi çıkartmıyoruz" dedim. eğildi ve imalı bir şekilde kafa sallayarak "bundan sonra herşey farklı olacak,görürsünüz siz" dedi. birşey demedim dişlerimi sıktım ve şarkıyı elimden geldiğince tamamlamaya çalıştım. şarkı bitti. bizim basçı ne olduğunu sordu ve anlattım. ben onunla konuşucam şimdi dedi ve barın deposuna götürdü. bizim vokalde gitti peşlerinden ve gülerek çıktı grup arkadaşlarım depodan. ne oldu dedim "ben öyle birşey demedim dedi" dediler..bana boşver filan dediler, sakin ol.. şöyle kafamı deponun oraya seğirttim ve baktım ki gülüyor. işte orada kan beynime sıçradı ve adamın üstüne atladım. aynı zamanda çığlık ata ata küfürler ediyorum, ne karakterini, ne şerefini, ne haysiyetini, ne sübyancılığını bıraktım. yanında hatun vardı onu da kaçırdım. 15 kişi mübaalasız beni tutmuşlar, arkamdan biri gömleğimi yırttı zaten, 6 sandalye kırmışım, müdür geldi, dışarıda müşteriler var, barın bahçesinde de tekmeledim sandalyeleri herkes şok oldu.. bunu yapacak en son insanken, hiç kimse bunu beklemezken, böyle birşey yapmış bulundum. sinirimden ağladım. garsonlar, bar şefi, daha başka kim varsa geldiler biz senin adamlığını biliyoruz, nasıl biri olduğunu biliyoruz sakin ol dediler. ama ben bunu kendime yediremiyorum. nasıl bu kadar profesyonellikten çıktım, nasıl başkaları gibi oldum, adam belki de bunu istedi ve aldı bizden. artık işsiziz belki. elim şişti balon gibi. üzerim paramparça.. ben böyle bir adam değilim. şiddetten nefret ederim. herkesi hep sakinleştiren insanken, nasıl böyle bir konuma düştüm? ve grup arkadaşlarım yanımda olsalar da "bireysel hareket ettin, bizi düşünmedin diye dem vurdular.. çok üzgünüm çok. canım yanıyor..
    bu yüzdendir ki soruyorum; benden, sizden biri yaratmayı nasıl başardınız ?
  • he amina koyduklarim,

    nasıl basardiniz?

    tanım: söz
  • çok derin değil mi?
hesabın var mı? giriş yap