*

  • çingenelerin konuştuğu dil. size bu dilden bir kaç örnek:
    soker dalas: nasılsın
    dade: baba
    saya: para
    soste keralas: ne yapıyorsun
    şopar: oğlan
  • (bkz: pale)
    (bkz: sopar)
    (bkz: gogoc)
    (bkz: gogu)
    (bkz: kokal)
    (bkz: gaci)
    (bkz: gaco)
  • (bkz: cingence)
  • farkli ulkelerde bulunan cingenelerin kullandigi dil farkliliklar iceriyor mu bilemiyorum ama kendilerine ait -yazili olmayan- bir dilleri var..
    yani hadise cingenelerin degisik olgular icin degisik kelimeler bulmasi hadisesi degil, kendilerine ait bir dilleri oldugu gercekligidir..
    (gocebe bir yasam surmeselerdi ve bunun sonucu olarak ulus olma bilincine sahip olsalardi kuskusuz ayni zamanda yazili bir dil haline de gelecekti)
  • (bkz: kedi dili)
  • (bkz: laço)
  • (bkz: cingene dili)
  • istanbul'da göztepe'den haydarpaşa'ya trenle giderken 3 kişinin aralarında konuştuklarını duyduğum dil. bu üç kişinin kılık kıyafeti, birçoğumuzun çingene denince akla gelen görüntüye uymaktaydı. gayet esmerlerdi. üçü de 20'li yaşlardaydı. ancak dilleri kesinlikle türkçe bir sözcük içermiyordu. onları tam on dakika boyunca dinledim, bir tane türkçe sözcük yakalayabilmek için. sesleri, ispanyolca'daki tonlamaya çok yakındı, bir an için yahu bunlar ispanyol olabilir mi acaba demekten kendimi alamadım. trende karşımda oturan bir yolcu da duyduğu konuşmaları anlayamamıştı ve bir süre birbirimize şaşkınlıkla bakmıştık.
  • zamanında farklı coğrafyalarda, farklı topluluklar arasında yaşayan çingenelerin kendi içlerinde kullanıp sır gibi sakladığı dil(ler). gannon, yeniche, abdoltili, lugha, romani gibi bir çok türü vardır. işin ilginç tarafı bunların hepsi de hint-avrupa dil ailesine bağlı değildir.
    çingeneler her zaman -şu an ülkemizde olduğu gibi- çalgıcı, ayıcı ve çok ufak bir kısmı, çok dar yerlerde de olsa ufak boyutta uyuşturucu satan insanlar değildi. zanaatkarlıkları ile bilinirlerdi. demirci, derici, ayakkabıcı falan filan, güzel işler yani. bu göçebelik ve zanaatkarlıkları nedeniyle korumacı olmaları doğaldır elbette. bu yüzden dillerini uzun süre sakladıkları gibi onu bulundukları coğrafyanın ana dili ile ellerinden geldiği kadar şifrelemek de yaptıkları bir şeydi. abdoltili'nin turani sınıfına, romani'nin hint-avrupa ailesine girmesi de bu saklama/değiştirme/şifreleme olayının bilinmeyen bir yönüdür.
    yerleşik hayata geçtikten sonra çingene dilinin sahipleri tarafından unutulduğu söylenir. unutulup unutulmadığı hakkında sağlam bir araştırma olmasa da çingenlerin kendi arasında kullandığı bazı kelimelerin* süzülüp bizlerin de kelime dağarcıklarında yer edinmesi sevindirici ve renkli bir olaydır.
    çingene mahallelerine sık girip çıkan, bu topluluğu çok seven bazı arkadaşlarım çingenelerin bu dili hala unutmadıkları, bir kısım alış-verişlerde karıncanın belini incitmezcesine bir hızla kendi aralarında bu dille konuştukları hakkında paranoyak teoriler yazmaktadır. bu tür bir görüş abartılı olsa da kendi aralarında kullanıp da bizim dillerimize yapışmamış bir çok kelime olduğu kesindir.
  • (bkz: abe)
hesabın var mı? giriş yap