• kahvesini bol şekerli içen bir insandır...
  • eğer haber doğruysa nasıl adamları belediye başkanı yapabildiğimizi düşünmemiz gerektiren insandır. yok eğer doğru değilse bir haber kanalının nasıl bu kadar atmasyon yapıp ayakta kalabildiğini düşünmemiz gerekir..araştırıp ona göre düşünmek lazımdır
  • daha önce yüzlerce kez duyduğum bir fıkrayı anlatmış şahısmış.

    benim bildiğim versiyonda efe yıllarca köyde anlatır, "atatürkle omuz omuza savaştım ben. paşa şöyle iri adamdı, böyle heybetli komutandı. bir kükredi mi karşıdaki dağlar titrerdi. ben de has adamıydım ayırmazdı yanından..." diye. sonra günün birinde haber gelir ki ata köye gelecek. binbir hazırlık vesaire neyse ata gelir, kapı açılır aşağı sarışın, ufak tefek bir adam iner. efenin yıllardır anlattığı iri esmer adamla alakası yok. herkes döner efeye bakar efede tık yok, başı önde.

    ata davet edilir, izzet ikram, efe bir şekil yanaşır yakınına sorar "ne içerdiniz paşam" diye. hiç de davudi olmayan, hiçbir dağı inletmeyen bir ses kahve rica eder. efe son bir umut (şekersiz kahve içmek delikanlılık sembolü ya) "sade mi" der cevabı alında da "bari bunu bana yapmayacaktım atam"

    inanılmaz bir şekilde giriştiğimiz fıkra incelememizde burada alay edilen şahıs "efe" ismini verdiğimiz karakterdir sayın seyirciler. bir ülkeyi savaştan çıkarmak, baştan kurmak vs için iri yarı, esmer olmak gerekmediğini ve dahası erkeklik sembollerine ihtiyaç duyulmayacağını anlayamayan, hiç görmediği bir insanı görmüş gibi senelerce rol yapıp kendine prim sağlamaya çalışan yavşak bir karakter olan efe, atanın kahveyi şekersiz içemsini "kendisine" yapılmış bir hata olarak algılamış, yani "kahveyi bol şekerli de içtin ya artık beni hiçbir şey kurtaramaz bunların dilinden" diyerek fıkramızdan çıkmıştır.

    ata olmak için uzun boylu, esmer veyahut "delikanlı" olmanın zorunlu olmadığını, bu tür yüzeysel sembollerin anca efe gibi çapsız yalancı küçük adamların kullandığı avuntular olduğunu bizlere gösteren bu fıkrayı selamlayarak dersime dönüyorum.
  • bir kısım zamanımı, çok klişe olacak ama, hakkatten örümcek kafalı bir toplumda geçirmiş biri olarak diyebilirim ki, cuma bozgeyik adlı ismi ile müsemma (ne güzel oturmuş) bu şahsın beslendiği ortamlarda espri anlayışı, yemekten sonra "biz yedik allah arttırsın, sofrayı kuran kaldırsın" tekerleme esprisi ve bilinen fıkraları sevmedikleri kişilere uydurup sonunu da çarpıtıp hehehooo şeklinde gülmekten ibarettir.

    bu tip adamlara "hah ha fıkranız çok güzelmiş bi tane de ben anlatayım" deyip;

    bir gün musa, isa ve muhammed ıssız bir adaya düşmüşler. adada çok güzel bir kadın varmış. içlerinden hangisinin kadınla birlikte olacağını belirlemek için zar atmaya karar vermişler. önce musa atmış, 4-4. sonra isa almış eline zarları ve sallamış, 5-5. sıra muhammede gelmiş ve o da 6-6 atmış. tam muhammed "ben kazandım" diyecekken birden hava kararmış, şimşekler çakmış ve gökten bir çift zar düşmüş, 7-7.

    şeklinde içinde allah peygamber felan geçen bir fıkra anlatsanız buz gibi bir hava eser. kimse gülmez, yüzler kızarır. fıkranın kötülüğü değildir bunun nedeni, bilirsiniz. çünkü fıkra bile tek bir amaç içindir, aşağılamak. işin içine allahlı peygamberli fıkra girdi mi onlar nasıl sevmedikleri insanlar hakkında fıkralarla aşağılama yapıyorsa senin de öyle yaptığını sanırlar. herkesi kendileri gibi bilirler.
  • her sey bi kenara, video'dan izleyince farkettim ki, cem yilmaz'in stand up larinda anlattigi "fikra anlatmayi beceremeyen adam", ta kendisidir.

    ha bir de, o otobuste gulenlerin, fikradaki saf genc karaktere guldugunu falan kimse soylemesin bana. simdi savunma yapinca bir de, oyle der "sayin" bozgeyik.
  • akp'nin verdigi güven ve suursuzlugunu harman edip atatürk fikrasiyla gündem olmustur.

    (bkz: yuz verdik ayiya geldi sicti haliya)
  • olur da cennete giderse, ataturk'un aci kahvesini icecek insandir.
  • tanımam etmem kendisini. gazetelerde, atatürk'e iğrenç bir benzetme ile dil uzattığına dair haberleri okuyunca merak ettim neymiş bu iğrenç iddia diye.

    ibne gibi kahveyi şekerli içer demiş.

    el altından topyekün tüm eşcinselleri sayın çölaşan'ın deyimiyle iğrenç ve aşşağılık ilan ettiniz yani.

    vay be, çok atatürkçüymüşsünüz hakkaten.
  • bir milletin liderine escinselligin en kaba tarifini kullanarak hakaret eden kisidir. buna gösterilen tepki de escinsellerin asagilanmasi degildir cünkü bir kere videoda escinsel lafi bile gecmemekte, "ibne" lafi kullanilmaktadir ve bu lafin aşşağılık oldugunu ilan etmek escinselligi aşşağılık ilan etmek demek degildir. ibne lafi hakaret etmek icin kullanilan bir kelimedir. birisine hiyar ya da yavsak dedigimizde salataligi ya da bitleri mi assagiladik simdi?
hesabın var mı? giriş yap